DENİZ ELDAM
Notos Kitap Temmuz 2022 (2. baskı Kasım 2022) 137 s.
"Belki arayışlarımızdır bizi metinlere bağlayan. Uyuşturan değil de sizi canlı tutan şeyler arıyorsanız, kadınları, memelerini, anneleri, mutfağı, kadının sizin için tanıdık dünyasını sıkmadan, farklı bir dille yazan birilerini arıyorsanız, onu Eldam’da buluyorsunuz. Hatta daha fazlasını. Çocuk yerine taş emziren kadınları."
Deniz Eldam okuru tetikleyen bir kalem. Zihindekileri, bedende saklı kalanları, tenin altındakileri kışkırtıyor yazdıkları. Bunu Kimseye Anlatma’dan söz ediyorum. Kitaptaki on dört öyküyü okurken neleri biriktirdiğini, neyi atladığını, neyi bilinçaltında sakladığını derinlerde bir yerleri sızlayarak anımsıyor insan. Ölümü anımsıyor mesela. Sonra tam zıddını, yaşamı. Canının nasıl acıdığını, kıskançlığın nasıl incecik bir hattan ilerlediğini, kelimelerin renginin olduğunu.
Eldam’ın öykülerinde kelimeler kırmızı oje rengi renginde. Sık sık çıkıyor metne iliştirilmiş bir ayrıntı olarak karşımıza. Oje süren kadınlar, ölü bir kızın ayak tırnaklarında kırmızı ojeler. Anneyi kanatan, okuru metne bağlayan. Kadınlığı, ölümleri sorgulatan. Öyle ya, neremizden tanıyacaklar biz kadınları, ojemizden rujumuzdan, yazdıklarımızdan değilse?
Kadınların bedenleri, akılları, delilikleri, kendilerine has dilleri vardır. Akıcı bir dille bunu söylüyor öyküler. “Deniz Eldam Bunu Kimseye Anlatma’da öfkeli, protest kadınların var olma çabalarına odaklanıyor” diyor arka kapak tanıtımı. Öfke miydi beni yakalayan? Elime aldım ve bırakamadım. Olay örgüsü müydü? Farklı ve sert dili miydi? Meselesi miydi?
Belki arayışlarımızdır bizi metinlere bağlayan. Uyuşturan değil de sizi canlı tutan şeyler arıyorsanız, kadınları, memelerini, anneleri, mutfağı, kadının sizin için tanıdık dünyasını sıkmadan, farklı bir dille yazan birilerini arıyorsanız, onu Eldam’da buluyorsunuz. Hatta daha fazlasını. Çocuk yerine taş emziren kadınları.
Notos’tan çıkan kapağı kan kırmızısı bu kitapta kadınlar keskin bıçak.
Pikapta Felicità çalıyor, bir baba kızını uzun uzun seviyor. Kadınsanız biliyorsunuz, yanlış bir şeyler var, böyle sevilmez, yan yana uzanarak. Böyle yazılır ama hem de çok iyi yazıyor ve kurguluyor Eldam. Bir bacağı eksik öykü kahramanları, morga kızını teşhise giden anne babalar, suçluluk duygusu, hançer gibi okurun böğrüne saplanan. Üvey anneyle kadınlıkta, eksiklikte buluşan bir üvey kız.
2022’de okuduğum en iyi kitaplardan bir tanesi Bunu Kimseye Anlatma.
Meselesini, kadınlığı, yanlış bir şey var hissini çok iyi kavramış, okura çok iyi geçiren. Deniz Eldam’ın vurucu öykülerinden bizi hikâye yazmaya kışkırtan kadınlar sesleniyor. Yine arka kapak metninin söylediği gibi, “Bu çok farklı öykülerin yazarının bundan sonra yazacaklarından kurtulmak zor görünüyor”.
İntihar yöntemleri, yaşama yöntemleri. Tüm yaşananlara rağmen yaşama tutunan kadınlar. Bakıcı kadınlar, elin bebesiyle uğraşırken kendi çocuğuna yetişemeyen… Hep sahne arkası, hayatın görünmeyen tarafı, ayın karanlık yüzüne bakan bir göz.
Kadınların hayatı göründüğü gibi değil, hiç değil. Altta koca bir buzdağı kaskatı bekliyor, anlattıkça erimiyor, sadece belirginleşiyor. Bunu kimseye anlatmayın, sakın buna yeltenmeyin, okuyun sadece.
•