Tuğrul Eryılmaz

13 Aralık 2019

Kapitalizmin akıl sır ermezliği, dans olmayan İHD şenliği ve laikliğin tek başına yetmezliği

3 ay sonra yine T24, yine bir 13. Cuma...

Salı günü, Nobelli yazarımız Orhan Pamuk'u teröristlikle suçlayan Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bundan iki üç gün önce Doğan Holding'in dillere destan 60. yıl kutlamalarına katıldı. Benim de eski patronum olan Aydın Doğan'ı bu kez öven bir konuşma yaptı. Belli ki sular durulmuştu.

Duyduğuma göre geceye eski Doğan yeni Demirören çalışanlarından katılanlar olsa da Demirören Ailesi'nden kimse yokmuş. Ahmet Hakan ve Hande Fırat'ın adlarına da katılanlar arasında rastlamadım ama eksik olmasınlar bizim T24'ün neredeyse yarısı oradaymış. İşimi kaybetmemek için daha fazla uzatmayarak ve bazıları 'gazetecilik için gittiklerini' savunsalar da ah kapitalizm sen nelere kadirsin diyerek katılanların linkini vermekle yetiniyorum. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve medya patronluğu döneminde çok ağır ifadelerle eleştirdiği Aydın Doğan'dan buzların eridiğini gösteren bir kare. (Fotoğraf: Doğan Akın)

***

Medyayı ilgilendiren bir diğer yemek ise çoook daha az şatafatlıydı. Cumhuriyet'in yetiştirdiği gazetecilerden biri olan Berat Günçıkan'ı bir grup arkadaşı Pera Balık'ta yedikleri bir yemekle andılar. Günçıkan yıllarca Cumhuriyet'te muhabirlik, editörlük yaptı; Cumhuriyet Dergi'yi çıkardı. Aslan gibi bir oğlu ve Haraşo’dan Nataşa’ya, Devletin Şiddet Tarihi ve Cumartesi Anneleri’nin de aralarında bulunduğu kitapları var.

Yemekte tabii ki benden başka élite gazeteci yoktu. Cumhuriyet'ten atılmış ya da hâlâ çalışan genç gazetecilerle gazetenin yazarları ve eski-yeni yönetimi üzerine bol dedikodu yaptık ama off-the-record olduğu için yazamıyorum. 

Aynur Çolak ve Tayfun Gönüllü'nün düzenlediği gecede, belgeselci Nebil Özgentürk sıcak ve kısa bir konuşma yaptı

***

10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası, İHD'nin Beyoğlu'ndaki şube binasında verdiği resepsiyonla başladı. Gecenin en eğlenceli girişimi bir polisin gelip İHD'den Leman Yurtsever'e "Dans etmeyeceksiniz di mi Kadıköy'deki gibi" diye sorması olmuş. Bunu dışında da gece gayet keyifliydi, çoğunu üye kadınların yaptığı nefis börekler ve bulgur köfteleri yedik. Geçen yıldan belirgin fark, çok sayıda genç adam ve kadının gönüllü olarak ortalıkta servis yapmalarıydı. Çocuklar sağ olsun, yaş ortalamasını bayağı düşürdüler.

İnsan haklarına gönül vermiş bütün aktivistler, sempatizanlar geceyi şenlendirdiler

***

İzmir'in Konak ilçesi her an hayata geçirilmeye hazır bir kâbusla karşı karşıya. Konak'ın bundan önceki CHP'li belediye başkanları Muzaffer Tunçağ, Hakan Tartan ve Sema Pekdaş tam olarak ikna edilememişti karşı çıkmak konusunda ama şimdiki Belediye Başkanı Abdül Batur projeye karşı olduğunu söylüyormuş. Ne var ki, İzmirlilerin büyük bir farkla seçtikleri Tunç Soyer "yatırımcıyı kaçırmayalım" diye projeye sıcak bakıyormuş. Laiklik benim de çok değer verdiğim bir durum ama gel gör ki her soruna çare değil. Biz hep "İstanbul'a ihanet ediliyor" deriz ama İzmir'de de korkunç şeyler olabiliyor gördüğünüz gibi. İzmir Şehir Plancıları Odası'nın yayınladığı son "Yapmayın" bildirisinin linki burada. 

Bu fotoğraf, Zorlu Holding tarafından İzmirlilere sunuldu. Soldaki çirkinliğin yası bitmeden, yenisi geliyor...

***

İzmir'den bir de eğlenceli haber. TAKSAV'ın düzenlediği 8. Uluslararası İzmir Tiyatro Festivali tam 18 salonda sergileniyor. Sokak da unutulmamış, 3 oyun da sokaklarda oynanacakmış. Festivalde, Meltem Cumbul'a 'Onur Ödülü' verildi. 'Emek Ödülü'nü ise Hidayet Sayın aldı. 'Dayanışma Ödülü' de V-for Vendetta oyunundaki rolüyle Nazlı Masatçı'nın oldu. Masatçı, KHK ile kapatılan tek tiyatronun oyuncusuydu. İzmir muhabirim, 16 Aralık'a kadar sürecek festivalin çok ciddi ilgi gördüğünü söylüyor. Demek ki İstanbul'daki tiyatro aşkı İzmir'e de geçmiş. 

Meltem Cumbul, ödülünü bir dönem CHP Genel Başkan Yardımcılığı da yapan Zeynep Altıok'tan aldı

***

Advertorial. Edebiyat eleştirmeni Ömer Türkeş, cuma günü Bahariye'deki Mephisto'da, saat 18.00'de 'polisiyecilerle' bir araya gelip 'Polisiye Edebiyatın Sınırları ve İmkânları' başlığında konuşacak. Cumartesi günü ise daha büyük bir bomba var. Türkeş, doktor-sinemacı-dizi oyuncusu-yazar' Ercan Kesal'la birlikte saat 15.00'te Beyoğlu Mephisto'da olacak. Söyleşi ve imza günü gerçekleştirecekler. Ercan Kesal'da serüven bitmez...

 

***

Advertorial. Alman Hastanesi'nin (şimdiki adıyla Kent Üniversitesi) karşısındaki sokağa girin, sağ tarafta sona doğru Ke-Ji Etnik Mutfağı göreceksiniz. Son yıllarda Beyoğlu'nda yemek yediğim en temiz, pırıl pırıl yerdi. Bu da sürpriz değil çünkü duruma kadınlar el koymuş. Ben fotoğrafın sağ altında gördüğünüz haşlanmış içli köfteden ve mumbar yedim, yanında bir sürü ev yapımı turşuyla. Gerçekten çok lezzetliydi. Hesap da 40 TL civarı geldi. Ama buna bile pahalı diyorsanız, 3 yemekten oluşan 27 liralık bir tabldot menüleri de var. Vedat Milor'un affına sığınarak, bir deneyin derim. 

Bölümün başında 'advertorial' yazıyor ama ne Mephisto'dan ne de Ke-Ji'den avantam var. 

*** 

Buraya ilk başladığımda tarihler ayın 13'ünü gösteriyordu ve günlerden cumaydı. Bugün yine aynı şey başıma geldi. Kötülükleri kovmak için size korkutucu filmlerden bir seçki bulduk. 

***

Korku filmleri sinirlerinizi zıplattıysa alın size en sonunda benim gibi bir rock'çıya bile kendini dinleten Ezhel'den iyi bir müzik önerisi. Bence siz de seveceksiniz.