Grand Kartal Oteli yangınıyla ilgili yürütülen adli soruşturmasına giren belge ve bilgileri inceledikçe, 78 canı yitirdiğimiz katliamın “ben geliyorum, haberiniz olsun” dediğini görmemek mümkün değil.
Bu konuda devletin resmi raporlarına giren tespitleri aktarıyorum, bir süredir.
Özellikle denetim raporlarına bakıldığında, işlerin perde arkasının nasıl yaşandığı tüm çıplaklığı ile ortada.
Dolayısıyla bu tabloyu, “Allah’tan gelen”, “mukadderat”, “kader” kelimeleriyle tanımlamak fazlasıyla anlamsız kalıyor maalesef.
Yangın katliamı sürecinde yer alan kimi isimlerin adli ve idari soruşturmalarda verdikleri bilgilerden satır aralarında kalan bölümlerini okuyunca hafızalarda daha net fotoğraf kazınacak.
Önce tutuklanan Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü’nde görevli İrfan Acar’ın aktardıklarına bakalım. Acar, Bolu Belediyesi’nce Grand Kartal Otel’de gerçekleştirilen ve katliam sürecinde kamuoyunda büyük tartışmaya neden olan denetimi gerçekleştirip raporunu hazırlayan itfaiye eri.
Şunları anlatıyor Acar, ifadesinde:
“(…) Bolu Grand Kartal Otel’e denetleme amacıyla gittim. Gittiğimde beni yangın kontrol formunda ismi geçen ve kendini şirket muhasebe yetkilisi olarak tanıtan Cemal Özer karşıladı. Onun refakatinde denetime başladım.
Denetimde iki acil çıkış mesafelerini metre ile ölçtüm. Acil çıkış kapılarını kat kat saydım. Boyutlarını ölçtüm. Saydığım bir ana ve birer de binanın sağında ve solunda olmak üzere toplamda üç acil çıkış merdiveni gördüm ve uygun olmadığını inceleme ve denetleme formunda da belirttim. (…)”
Tutuklu İtfaiye Eri Acar’ın ifadesinden otelde özellikle yangına karşı alınan önlemler konusunda sorun bulunduğu anlaşılıyor.
Acar’ın otelde eksikler bulunduğunu belirttiği raporunu hem otel yönetişine hem de belediyeye teslim etmesiyle birlikte otelde neler yaşandığını ise, Kadir Özdemir’in verdiği bilgilerden öğreniyoruz.
Özdemir, otelin muhasebecisi. Ancak “işi bilen personel” konumunda hemen her işin içinde yer alıyor.
Neler anlatmış, okuyalım:
“(…) Grand Kartal için verilen itfaiye yangın denetleme rapor sonucu bana bildirildikten sonra otelin tamamında denetim yapıldığını öğrendim. Bu konuyu Ahmet Demir’le paylaştım. Ahmet Demir, Gazelle Otel’de genel müdür olarak çalışır. Aancak resmi olarak belge sıfatı yoktur. Ama fiilen genel müdür olarak çalışır.
Ahmet Demir de, kendisiyle konuyu paylaşmam üzerine Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener ile görüşmüş. Sedat Gülener, Ahmet Demir’e iptal dilekçesi vermemizi söylemiş. Daha sonra ben de Emir Bey’le bu konuyu paylaştım. Emir Bey de ‘öyle oluyorsa iptal dilekçesi yazalım’ dedi.
“Vakit yetişmedi, yangın tatbikatı yapılmadı”
2023 yılı Aralık veya 2024 yılı ocak ayı başında bu otelde personelimizin de katılımı ile yangın tatbikatı yapmıştık. Bu tatbikatta kimin hangi görevi alacağı belirlenmişti. 2024 yılı içinde bu tatbikatı yapmak istedik, ancak vaktimiz yetişmediğinden dolayı henüz yapamamıştık. Yakın bir tarihte yapmayı planlıyorduk.
Otelimizde ayrı bir güvenlik birimi yoktur. Otelimizde görevli arkadaşlardan bu konuda yardım alıyoruz. Ancak belirttiğim gibi güvenlik görevlimiz bulunmamaktadır.
Yangın güvenliği kontrolü yapılmayan denetimler
Denetim konusunda ise biz de iki tür denetim vardır; birincisi Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yapmış olduğu denetimdir. Tahminen 10 Aralık 2024 tarihinde buraya gelerek oteli baştan sona kontrol ettiler. Gerek personel denetimi gerek departman, mutfak gibi bölümler denetimi, depolar denetimi, güvenlikle ilgili afet durumlarına dair bir kısım denetim yapıldığını bana çalışma arkadaşlarım iletti. Denetim esnasında ben orada değildim. Tam olarak detaylı nelere bakıldığı elimize resmi yazı henüz ulaşmadığından bilemiyorum. Denetime dair resmi yazıların sonradan gönderileceğini söylemişlerdi.
Diğer denetim ise, sürdürülebilir turizme dair belge denetimidir. Burada ise, bakanlık denetimden farklı olarak otelin geri dönüşüm sürdürülebilir enerji, hijyen, personel gibi konularda denetim yapılmaktadır.
Patrondan talimat: “Sezon başlayacak, eksikler yetişmez, dilekçeyi çekin”
Aslında amacımız kafe açılması için dilekçe vermekti. Fakat belediyeye, ‘tüm otelin kontrolü’ şeklinde hatalı dilekçe verildiğini fark ettik. Sonrasında belediye, otelde bir miktar eksiklik tespit edip bunu bize iletti. Ben konuyu Emir Bey’e izah ettim. O da ‘şu anda sezon başlayacak olduğunu, eksikleri yetiştiremeyeceğimizi dolayısıyla dilekçeyi iptal etmemi benden istedi. Ben de bunun üzerine belediyeye dilekçenin işleme alınmaması yönünde dilekçeyi verdim.
Eksiklerin giderilmesi çok masraflıymış!
Yangın raporu almak için Bolu Belediyesi Halkla İlişkiler Müdürlüğü’ne gittim. Oraya gittiğimde durumu anlattım ve orada bulunan formlardan verdim ve o formu doldururken restorantı bilmezler diye otelin ismini yazdım. Bu başvurum üzerine itfaiyeden biri gelip otelin tamamını denetlemiş. Denetlerken muhasebe elemanı Cemal Bey’e refakat etmiş. İtfaiye raporu çıktıktan sonra otelin tamamının denetlediğinden haberim oldu.
Denetleme raporu çıktıktan sonra Cemal, beni arayarak Emir Bey ile görüştüğünü, eksikliklerin çok masraflı olduğunu bunları yapamayacaklarını, başvuruyu iptal etmemiz gerektiğini söylemiş. Ben de sonrasında Emir Bey’le görüşerek ‘başvuruyu iptal edelim mi?’ diye sordum. O da ‘tamam edelim’ dedi. Ben de bunun üzerine Bolu Belediye Başkanlığı’na giderek halkla ilişkiler bölümüne giderek ‘önceki başvurunun iptal edilmesini istiyorum’ dedim. ‘Dilekçe ver’ dediler, ben de yazılı bir dilekçe verdim.
İSG uzmanı yok
Grand Hotel’de sezonda yaklaşık 85-90 kişi çalışır. Ancak sezonuna göre çalışan sayısı artabilir. Kar yoğun olduğu zaman bu sayı 100-110’na da çıkabilir. Sözleşmeli olarak çalıştırdığımız iş sağlığı ve güvenliği uzmanı yoktur.
Yaklaşık on yıl önce böyle bir çalışan vardı. Bana sormuş olduğunuz Ece Hanım, Gazella Otel’in çalışanıdır ancak sigortası her iki otelin de tek olduğu Grand Kartal Turizm AŞ’dedir. Grand Kartal’da ise doktor ve hemşire olduğu için ve sezonda kısa olduğundan dolayı iş güvenliği uzmanına gerek görülmedi. Otelde yangın tatbikatı normalde yapılır. Geçen yıl yapılmıştı ancak bu sezon yangın tatbikatı ve eğitimi verilmedi. (…)”
Kafenin sahibi: Yangın raporu istedim, bulamadılar
Adli ve idari soruşturmaya giren ifadelerden birisi de otelin içinde kafe açmak isteyen İsmail Karagöz’ün verdiği bilgilerdi.
Otelin sahibinin damadı ve aynı zamanda patron olarak hareket eden Emir Aras’la anlaşıp otelin içindeki kafeyi kiralayan Karagöz’ün aktardıkları ise şöyle:
“(…) İş yeri açma ve çalışma ruhsatının başvurusu için resmi evrakları, vergi levhası, vergi açılışı, SGK evrakı, çalışan listesi, mesleki yeterlik belgeleri, ticaret odası belgesini il özel idaresi ruhsat bölümüne teslim ettim.
Teslim ettiğim evraklar içerisinde yangın ile ilgili belge yoktu. Sebebi bu yerin on senedir açık olmasından dolayıydı. On yıl kullanılmasına rağmen söz konusu yerin yangın güvenlik belgesi olduğunu düşünmemize rağmen sonradan bu belgenin olmadığını öğrendik.
Ben bu durumu özel idareye süreci takip etmek için gittiğimde, benden önce kullanılan yangın güvenlik belgesi olup olmadığını sordum. Olmadığını söylediler. Kadir Özdemir’den kafe olarak kullanacağımız yerin yangın güvenlik belgesini ve eski ruhsatları istedim. 2 - 3 gün baktıktan sonra bulamadığını söyledi. Ben de bunun üzerine Kadir’e bu problemi çözmesini söyledim. (…)”
Yangın tatbikatı: Kovada yakılan ateşe yangın tüpüyle müdahale!
Grand Kartal Otel’deki yangın güvenliğinin sağlanması, denetimlerden kurtulma yolları konusunda yaşananlar bu şekilde.
İlginç bir ifade daha girdi dosyaya. Otelin Adem Güven adlı çalışanı uzun yıllardır çalıştığı tesiste daha önceki yıllarda gerçekleştirilen yangın tatbikatlarını anlatırken, adeta akıllara durgunluk verecek yöntemi şöyle aktardı:
“(…) Grand Kartal Otel’in faaliyete geçtiği günden bugüne kadar her şeyini bilirim. Çalıştığım dönemde sezon açılırken personele gerekli yangın eğitimleri yönetimin talimatı üzerine 2022 yılına kadar veriliyordu. Bu eğitimde dışarıda bir kovada ateş yakılıp, yangın tüpü nasıl kullanılır, yangın merdivenleri nereye iner, nereden çıkar yangın anında butonlara basılır şeklinde anlatılıyordu. Bu eğitimler otelin bu işleri bilen personeli tarafından verilmekteydi.
Otelin içinde en alttan 12. kata kadar olmak üzere bir adet müşteri merdiveni, otelin sağında ve solunda iki adet merdiven olmak üzere üç adet merdiven bulunmaktaydı. Bunlardan asansörlerin sağ tarafında olan bir merdiven yangın merdiveni olarak geçmekteydi. Diğeri ise, yani asansörün sol tarafında olan ise, personelin kullandığı merdivendi. Yangın merdivenine gerekli ışıklandırmalar olmasına rağmen personelin kullandığı merdivende ışıklandırma ve yön işaretleri yoktu. Hatta koridorun ortasında bir adet alarm buttonu vardı. Odalarda da duman sensörü vardı. Ben yangından sonra altıncı ve yedinci katlara çıktım. Yangın alarm butonlarının camlarının sağlam olduğunu gördüm, yani camları kırılıp basılmamıştı. (…)”
* * *
Yazının girişinde belirttiğim dosyayı detaylı inceledikçe vahim tablonun gerekçeleri bir bir aydınlanıyor.
Hafta sonu olmasına karşın yarın da devam edeceğim.