Aslı Atasoy

10 Mart 2025

İKSV Caz Festivali Direktörü Harun İzer: Genç seyirciyi konserlere çekmek zorlaştı; popüler isimlerin Türkiye’ye gelmesi hâlâ kolay değil!

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Caz Festivali Direktörü Harun İzer, ekonomik koşullar nedeni ile gençleri konserlere getirmenin giderek zorlaştığının altını çiziyor. İzer, müzik endüstrisinin Türkiye’deki dönüşümünü, büyük konserlerin ekonomi ile nasıl şekillendiğini ve İstanbul Caz Festivali’nin sektöre etkilerini anlattı

Konser endüstrisi ekonomik dalgalanmalara doğrudan bağlı bir sektör. “Türkiye’de ekonomi iyileştiğinde daha fazla konser yapılıyor, daraldığında ise etkinlikler azalıyor” diyen İKSV İstanbul Caz Festivali Direktörü Harun İzer, bu denklemin müzik dünyasını nasıl dönüştürdüğünü anlatıyor. İstanbul Caz Festivali, 30 yılı aşkın süredir hem uluslararası sanatçıları Türkiye’ye getirerek hem de genç yeteneklere sahne açarak önemli bir köprü işlevi görüyor. Ancak organizasyon süreci, her yıl sıfırdan başlayan bir mücadeleyi de beraberinde getiriyor. Harun İzer ile festivalin finansal sürdürülebilirliğinin önemini, ekonomik zorlukların seyirci profilini nasıl değiştirdiği, uluslararası sanatçıları İstanbul’a getirmenin avantajları ve dezavantajları ile konser endüstrisinin sahne arkasına dair kapsamlı bir sohbet gerçekleştirdik.

- Son yıllarda Türkiye’de konser endüstrisinde nasıl bir hareketlilik gözlemliyorsunuz?  

Güzel bir hareketlilik var. Son yıllarda Türkiye’de konser dünyasında değişimler yaşandı. Tabii ki pandemi bu süreci ciddi şekilde etkiledi ve sektörde hâlâ bir dengesizlik var. Konser sektörü 2023’te dünya genelinde ve Türkiye’de normale dönmeye başladı. Örneğin, 2023’te uzun bir aradan sonra ilk kez yerli bir sanatçıyla stadyum konseri yapıldı. Stadyum konserleri Türkiye’de her yıl düzenlenen etkinlikler değil, ara ara gerçekleşiyor. Dolayısıyla bu büyük çaplı etkinliklerin yeniden başlaması, canlı müzik sektörünün büyüdüğünü gösteren bir işaret. Ancak bu süreçte organizasyonlarda bazı zorluklar yaşandı ve sektörün tekrar bu tür büyük etkinlikleri gerçekleştirmeye hazır hale gelmesi zaman aldı. 2024’te de büyük konserlerin devam ettiğini görüyoruz. 2025’te de açıklanan büyük konserler var ve bunun devamı gelecektir. Fakat her yıl aynı büyüklükte bir etkinlik dalgası beklememek gerek. Stadyum konserlerinin üst üste yapılıyor olması, sektörün büyüdüğünü gösterse de bu sürdürülebilir bir model mi, zaman gösterecek. Son yıllarda Türkiye’ye çok sayıda yabancı sanatçı geldi. Ancak Avrupa ve Amerika’daki en güncel ve popüler isimlerin Türkiye’ye gelmesi hâlâ kolay değil. Bunun en büyük sebebi de ekonomik belirsizlikler.  

"Amerika ve Avrupa’daki dev festivaller gibi büyük mali kaynaklara sahip değiliz"

- Ekonomik kriz ve artan maliyetler konser ve festival organizasyonlarını nasıl etkiliyor?  

İKSV, 50 yılı aşkın süredir etkinlikler düzenleyen bir vakıf. Ekonomik koşullar tabii ki her şeyi belirliyor. Türkiye’de ekonomi iyileştiğinde daha fazla konser ve festival düzenleniyor, ekonomi daraldığında ise bu etkinlikler azalıyor. Festival ve büyük konser organizasyonları açısından en büyük zorluklardan biri, her yıl sıfırdan başlamamız. Büyük ölçekli festivallerin sürdürülebilir olması için sponsorluk desteği çok kritik. Amerika ve Avrupa’daki dev festivaller gibi büyük mali kaynaklara sahip değiliz. Sponsorluk anlaşmaları ve destekler olmadan festivali devam ettirmek imkânsız.  

- İstanbul Caz Festivali’nin gelir kaynakları nasıl şekilleniyor?  

Festivalin iki temel gelir kaynağı var: bilet satışları ve sponsorluklar. Bunun dışında kamu destekleri de var ama oran olarak oldukça düşük. Yaklaşık %6-7 civarında bir kamu desteği alıyoruz. Yurt dışındaki bazı kültür merkezlerinden de küçük miktarlarda destek alabiliyoruz, fakat bunlar büyük bir oran oluşturmuyor. Festival boyunca bir tişört veya ürün satışı gibi ek gelir kalemlerimiz çok sınırlı. Türkiye’de müzik festivalleri için böyle bir alışkanlık pek gelişmemiş durumda. Dolayısıyla gelirlerin büyük kısmını bilet satışları ve sponsorluklar oluşturuyor. Ancak son yıllarda ekonomik kriz nedeniyle seyircinin alım gücünde ciddi bir düşüş var. Bu yüzden bilet fiyatlarını enflasyon oranında bile arttıramıyoruz. O yüzden sponsor gelirlerinin festival bütçesindeki payı giderek artıyor.  

Chris Isaak 31. İstanbul Caz Fetsivali'nde 2024 yılında Harbiye Açıkhava'da konser vermişti

- Sponsorluk süreçleri nasıl ilerliyor? En büyük zorluklar neler?  

Sponsorluk konusunda en büyük zorluk, ihtiyaç duyduğumuz kaynağı bulmak. İstanbul Caz Festivali’nin uzun yıllardır en büyük sponsoru Garanti BBVA. Bu, kültür sanat alanında Türkiye’de sürdürülebilirliğin önemli örneklerinden biri. Ancak her yıl yeni sponsorluklar bulmak ve sponsorlarla uzun vadeli ilişkiler kurmak zorundayız. Özellikle uluslararası sanatçıları getirirken büyük maliyetlerle karşılaşıyoruz. Festivalin her gün farklı sahnelerde, farklı mekanlarda gerçekleşmesi organizasyon maliyetlerini ciddi şekilde arttırıyor. Şehirle iç içe bir festival düzenlemek istiyoruz, bu yüzden de geniş bir bütçe planlaması yapmamız gerekiyor. Popüler isimlerin konserlerinde sponsorluk bulmak kolay. Ancak caz dünyasında çok iyi bilinen ama popüler müzik dinleyicisinin tanımadığı isimler için sponsorluk almak çok daha zor. Genellikle karar vericileri ikna etmek için ekstra bir çaba gerekiyor.  

"Sanatçılar için İstanbul cazip bir destinasyon ancak Türkiye, turne rotalarının biraz dışında kalıyor"

- İstanbul Caz Festivali'nin uluslararası sanatçıları getirme süreci nasıl işliyor?  

İstanbul Caz Festivali’nin en büyük katkılarından biri, uluslararası sanatçıları Türkiye’ye getirmesi. Ancak ekonomik krizler, sanatçıları getirme sürecini zorlaştırıyor. Sanatçılar için İstanbul cazip bir destinasyon ancak Türkiye, turne rotalarının biraz dışında kalıyor. Özellikle Avrupa’daki caz turneleri genellikle Orta Avrupa merkezli planlanıyor. Türkiye’ye gelmek ekstra uçuş, ulaşım ve maliyet demek. Bu yüzden bazı sanatçılar için İstanbul’a gelmek, Avrupa turnelerinden kopup farklı bir noktaya gitmek anlamına geliyor. Bununla birlikte İstanbul’un büyük ve kozmopolit yapısı da bazen avantaj sağlayabiliyor. Örneğin, bazı sanatçılar İstanbul’u turnelerinin başlangıç noktası ya da bitiş noktası olarak belirleyebiliyor. Özellikle Ortadoğu, Kafkaslar veya Balkanlar’a uzanan turneler yapıldığında, İstanbul bu rotalarda önemli bir durak olabiliyor.  

- Festivalin müzik endüstrisine etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?  

Festival, Türkiye’nin en uzun soluklu caz etkinliklerinden biri ve 30 yıldan fazladır devam eden bir geleneğin parçası. İstanbul’un uluslararası müzik sahnesinde yer edinmesine önemli katkılar sundu. Ayrıca Genç Caz gibi projelerle yerli sanatçılara alan açıyoruz. Son yıllarda festival kapsamında Genç Caz sanatçılarının albümlerini yayınlamaya başladık. Genç müzisyenler için bir sahne sunmanın ötesinde, onların kariyerlerine destek olacak projeler geliştirmek istiyoruz. Genç Caz seçkisinde yer alan birçok ismi, birkaç yıl sonra Türkiye’de önemli konserlerde sahne alırken görebiliyoruz. Bu da festivalin müzik endüstrisi için nasıl bir köprü işlevi gördüğünü gösteriyor.  

"Seyirci, festivalin sunduğu sanatçıları güvenilir buluyor"

- Türkiye’de konser ve festival seyircisi nasıl değişti?  

Son yıllarda ekonomik zorluklar nedeniyle özellikle genç seyirciyi konserlere çekmek zorlaştı. Gençler konser ve festival tercihlerinde artık daha seçici davranıyor. Örneğin, aynı hafta sonu iki büyük etkinlik varsa, gençler daha fazla sanatçının sahne aldığı festivalleri tercih ediyor. Tek konser yerine, birden fazla ismin olduğu bir etkinliğe gitmeyi daha avantajlı buluyorlar. Bununla birlikte, İstanbul Caz Festivali'nin belli bir kemik kitlesi var. Seyirci, festivalin sunduğu sanatçıları güvenilir buluyor. Tanımadığı bir isim bile olsa, festivalde yer alıyorsa ilgi gösteriyor. Bu, yıllar içinde seyirci ile kurduğumuz güven ilişkisi sayesinde oluştu.  

- Son olarak, festival bittiğinde neler hissediyorsunuz?  

Festival süreci oldukça yoğun ve yorucu bir maraton. 15 gün boyunca her gün şehrin farklı noktalarında konser düzenliyoruz. Seyircinin müzisyene verdiği büyük tepkiyi görmek, bizi en çok mutlu eden şeylerden biri. Festivalin kapanışı her zaman hem rahatlama hem de bir boşluk hissi yaratıyor. Ancak en güzel yanı, bir sonraki yıl için hemen yeni planlara başlıyor olmamız. Çünkü İstanbul Caz Festivali, her zaman kendini yenileyen ve geliştiren bir organizasyon.

Müzik endüstrisine iki bilet: Konserlerin perde arkasında neler yaşanıyor?

Kerim Selçuk: Tamamen bağımsız festival yapmak mümkün değil, devamlılık için destek mekanizmaları oluşturmak gerekiyor

Gökhan Tunçişler: Konser işinde yıllardır para aklanıyor, artık legalize hâle geldi!

Jehan Barbur: İşimi meşrebimce yapmak istediğim için ticari tarafta hep problem yaşadım!

BKM Uluslararası Etkinlikler Yöneticisi Zeynep Boyner: Risk almadan büyük prodüksiyonları seyirci ile buluşturmak mümkün değil!

YARIN: CES Production’dan Volkan Bozacı, yıllık 200’den fazla konser veren Cem Adrian’ın başarısını ve müzik endüstrisinin ekonomik gerçeklerini anlatıyor...