05 Mart 2025

Müzik endüstrisine iki bilet: Konserlerin perde arkasında neler yaşanıyor?

Bu yaz İstanbul yine birbirinden özel konserlere ev sahipliği yapacak. Ancak konser endüstrisi, sahne ışıklarının aydınlattığı müzikten çok daha fazlasını barındırıyor. Müziğin yalnızca bir sanat değil, aynı zamanda nasıl bir ekonomik ve politik güç alanına dönüştüğünü görmek için perdeyi biraz daha aralamak gerekiyor

İnsanlık binlerce yıldır müziğin peşinde. Antik çağların ateş başı ritüellerinden Roma’nın amfitiyatrolarına, Woodstock’un çamurlu tarlalarından devasa stadyum konserlerine kadar, ritmin değiştirmediği tek bir ruh bile yok. Müziğin büyüsü, yalnızca notalarda değil, insanları bir araya getirme gücünde yatıyor.

Peki ya bugün? 2025’in konser endüstrisi, sahneye çıkan isimlerden çok daha büyük bir anlatıya sahip. Müzik sadece müzik değil; aynı zamanda ekonominin, politikanın ve teknolojinin gölgesinde şekillenen bir güç alanı. Sahnenin ışıkları yalnızca sanatçıyı aydınlatmıyor, büyük sponsorluk anlaşmalarını, dev bilet fiyatlarını, aklandığı iddia edilen paraları ve artan kültürel baskıları da görünür kılıyor.

Ve bu akış içinde 2025, İstanbul’u bir konser şehri olarak yeniden tanımlayacak. Opeth'in progresif metal felsefesi, Dream Theater'ın kusursuz tekniği, Gojira’nın Fransız metali, OneRepublic’in radyo dostu hitleri, Mireille Mathieu’nun nostaljik zarafeti ve Manowar’ın ağır metal manifestosu İstanbul semalarında yankılanacak. Dark Tranquillity, Trevor Noah, Jay Jay Johanson, Guns N’ Roses ve Diana Krall’ın yanında daha pek çok isim salonları doldururken festivaller, partiler ve konserler art arda sanat tutkunları ile buluşacak. 

Sahnenin önü ve arkası

Ama sahnenin ışıkları altındaki dünya ile sahne arkasındaki gerçeklik bambaşka. Türkiye’de konser sahnesinin önü ve arkası arasındaki uçurum giderek derinleşiyor. Bir yanda bilet fiyatı asgari ücreti geçen büyük organizasyonlar, diğer yanda faturalarını ödemekte zorlanan, müziğe erişimi giderek kısıtlanan milyonlar. Kültürel alanda da bir çatışma yaşanıyor. Yasaklanan festivaller de burada, Avrupa’dan büyük isimler getiren organizasyon şirketleri de.

Konser ve eğlence endüstrisi yalnızca bir kültürel fenomen değil, aynı zamanda bir ekonomik ve politik savaş alanı. Yabancı yatırımcıların girdiği dev organizasyonlar, devlet destekli etkinlikler, kara para aklama iddiaları ve milyon dolarlık sponsorluk anlaşmaları. Hepsi ama hepsi bu topraklarda yer alıyor.

Guns N’ Roses

Müzik mi kazanıyor yoksa…

Hemen soralım, eğlence endüstrisi ya da konserler kapitalizmin en parlak illüzyonlarından biri mi? 

Massive Attack, iklim krizine dikkat çekmek için dev LED ekranları kullanırken, sponsorluk yapan ‘çevreci’ bir markanın hayvanlar üzerinde deney yaptığını görüyoruz.  Seyirciler telefonlarının ışıklarıyla modern bir pagan ayini düzenlerken, konser alanının dışındaki seyyar köfteci belki de gecenin tek kazanını.

Müthiş keyif veren konserlerin yüksek bilet fiyatları, sponsorların logoları sanatçıların arkasında neon ışıkları gibi parlıyor. Tablo çok çarpıcı. Ekonomik kriz derinleşirken, konser endüstrisi hiç olmadığı kadar büyüyor. Bir yanda katı kültürel politikalar, sanatsal üretimi ve festival kültürünü kısıtlarken, diğer yanda festival ekonomisiyle dönen bir sektör. 

Bu sistemin gerçek sahibi bilet almak için haftalarca harçlık biriktiren bir üniversite öğrencisi mi, yoksa sahne arkasında milyonlarca doları yöneten güçler mi?  

Bu dosyada, bu sezon yapılacak konserler ile konser endüstrisinin müziğin ruhundan çıkıp nasıl bir ekonomik, politik ve sosyolojik alana dönüştüğünü ele alıyorum. Sektörden daha fazla sayıda kişi ile konuşarak analiz yapma niyeti ile başladığım dosya, maalesef suskunluk tercihleri ile bazı soruları cevapsız bıraktı. 

Yine de çok değerli isimler sektörün iç dinamiklerini anlatmak için sorularımı yanıtladı: BKM’den Zeynep Boyner, Show Of Hands Festivali’nden Kerim Selçuk, psikiyatrist Prof. Dr. Cengiz Arca, Hammer Müzik’ten Haluk Ataklı, İKSV’den Harun İzer, müzisyen Jehan Barbur ve organizatör Gökhan Tunçişler. 

Bir konser bileti satın almak, yalnızca bir müzik etkinliğine erişmek değil, kendimizi anlamlandırma çabamızın bir parçası. Bu deneyim, sadece melodilerden ibaret değildir; içinde sosyal statümüzü, kültürel beğenimizi ve hatta hayatla nasıl ilişkilendiğimizi gösteren ince kodlar barındırır. Konser bileti alırken farkında olmadan kim olduğumuz, neye değer verdiğimiz ve dünyayı nasıl görmek istediğimiz hakkında bir seçim yapıyoruz. Ve belki de en önemlisi, o anı paylaşacak insanlarla aynı duygular içinde olduğumuzu hissederek yalnız olmadığımızı teyit ediyoruz.

Biletinizi alırken sadece müziğe değil, koca bir endüstriye ve bir yaşam tarzına yatırım yaptığınızı unutmayın…


YARIN: Ak Müzik’ten Kerim Selçuk Show of Hands festivalini, bağımsız bir kültür etkinliği yapmanın zorluklarını ve Türkiye’de müzik dinleyicisinin dönüşümünü anlattı...

Yazarın Diğer Yazıları

Mobbing: O zaman ne yapmalı?

İş dünyasında sıkça rastlanan mobbing, vahşi bireysel çatışmaların ötesinde, toplumsal yapının ürettiği bir sorun. Bireysel farkındalık ve kurumsal politikalar bu sorunu çözmekte yetersiz kalırken gerçek çözüm ancak kolektif bir dönüşüm ile mümkün

Prof. Dr. Nadir Arıcan: Adli Tıp Polikliniği, travmaya bağlı zarar gördüğünü kanıtlamaya çalışanları kabul ediyor

Mobbing vakalarının tespiti ve belgelenmesi nasıl yapılır? Adli Tıp Polikliniği'nin bu süreçteki rolünü ve hukuki sürece katkılarını Prof. Dr. Nadir Arıcan anlattı

Avukat Gülcan Kartal: Türk Ceza Kanunu’nda mobbing düzenlenmemiştir, gerçekleştirilen fiiller var olan düzenlemeler ile cezalandırılır

Kişilik hakları, insan olmanın en temel güvencesi. Ancak bu dokunulmazlığı sistematik bir şekilde hedef alan bir tehdit var: Mobbing. Avukat Gülcan Kartal, mobbingin karmaşık bir yapıya sahip olmasından ötürü tanımlanmasında zorluklar olduğunu belirtiyor. Avukat Kartal ile mobbing mağdurlarının yaşadığı zorlukları, hukuki yolları ve umut veren çözümleri konuştuk

"
"