Milyonlarca çalışanın beklediği 2021 asgari ücreti '2 bin 825 lira 90 kuruş' olarak açıklandı. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, yeni asgari ücrete ilişkin, "3 milyon işçi asgari ücretin altında ücret alıyor; hükümet işçiyi sefalete mahkum etmiştir" diye konuştu.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, T24 ekonomi yazarı ve programcısı Barış Soydan'ın sorularını yanıtladı. 2021'de uygulanacak asgari ücreti değerlendiren Çerkezoğlu, "İşçileri ailesiyle birlikte yaşatabilecek bir rakam olmaktan çok çok uzak, açlığa ve sefalete mahkum etmeyi amaçlayan bir asgari ücret açıklandı" diye konuştu. Çerkezoğlu, "Türkiye'de asgari ücret ortalama ücret haline gelmiştir. Bu rakam 2021 yılı boyunca işçilerin yaşayabileceği bir rakam değildir" diyerek görüşlerini dile getirdi.
Açıklanan rakamın Asgari Geçim İndirimi (AGİ) dahil olduğunu hatırlatan Çerkezoğlu, "Bu devlet tarafından ödenen bir katkı, işveren ödemez. Aslında işverenin ödeyeceği ücret 2557 lira" diye konuştu. Çerkezoğlu "Biz günlerdir alanlardayız. 2021 asgari ücretinin insan onuruna yaraşır bir ücret olması, açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarının dikkate alınması, milli gelir artışından asgari ücretin payını alabilmesi ve özellikle vergi dışı bırakılan ve kesinti yükü hazine tarafından karşılanmış bir asgari ücret için mücadele veriyoruz. Çünkü asgari ücret hem ortalama bir ücret ve tüm çalışanların ücretini belirleyen temel ölçü" dedi.
"Bu rakam 2021 yılı boyunca işçilerin yaşayabileceği bir rakam değildir"
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Hükümet bir kez daha, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda işçinin hakkını hukukunu yok sayan ve işçileri ailesiyle birlikte yaşatabilecek bir rakam olmaktan çok çok uzak, açlığa ve sefalete mahkum etmeyi amaçlayan bir asgari ücret açıkladı. Bu bizim açımızdan kabul edilebilir bir rakam değildir. Türkiye'de asgari ücret ortalama ücret haline gelmiştir. Bu rakam 2021 yılı boyunca işçilerin yaşayabileceği bir rakam değildir."
"DİSK'in önerisi net 3800 lira idi"
"Biz her yıl bir rapor hazırlıyoruz. Bu çerçevede 2021 yılı için asgari ücretin net 3800 lira olması gerektiğini, tümüyle vergi dışı bırakılması gerektiğini söylemiştik. Bu rakama da 3 ayrı hesapla ulaşmıştık. Birincisi yoksulluk sınırı. Bir ailede en azından 2 kişi çalıştığında yoksulluk sınırının üzerine çıkılabilsin diye düşünmüştük, 8 bin lira biliyorsunuz yoksulluk sınırı. İkincisi, özellikle milli gelirden payını alabilen bir asgari ücret. Üçüncüsü özellikle TÜİK'in verdiği rakamın enflasyon düzeyinde güncellenmesi. Bunların ortalamasıyla 3800 lira olarak önerdik. Yeni asgari ücret bu açıdan bakıldığında beklentileri karşılamaktan çok çok uzak, hükümetin ve sermayenin yıllardır ücretleri batırma politikasının devamı."
"Gıda enflasyonu yüzde 20'nin üzerinde"
"TÜİK'in resmi rakamları açısından baktığımızda kasım ayı enflasyon rakamı 14,03'tü. Ama gıda enflasyonu örneğin, yüzde 20'nin üzerinde. Bir önceki yıla göre de ciddi bir artış söz konusu. Dolayısıyla sadece resmi enflasyonla bile düşünsek bu asgari ücret artışı yeterli değildir. Bu asgari ücretin yaşamaya yetecek bir ücret olmadığı çok açıktır. Enflasyonun gerçekte ne olduğunu herkes bakkala gittiğinde yaşamaktadır."
"3.3 milyon işçi asgari ücretin altında"
"Türkiye'de asgari ücretin bir ortalama ücret haline gelmesinin nedeni zaten sendikalaşmanın önündeki engeller ve toplu sözleşme kapsamındaki işçilerin azlığıdır. Dolayısıyla sendikalı işyerlerindeki ücretler asgari ücretin üzerinde. Asgari ücret bütün ücretlerin belirlenmesinde temel bir ölçüdür. O yüzden de son derece önemlidir. Çünkü asgari ücret milyonların meselesidir. Hatta asgari ücrete bile ulaşamayan milyonlar var Türkiye'de. 3.3 milyon işçi bugün asgari ücretin altında çalışıyor bu ülkede. Hata asgari ücretin yarısına bile ulaşamayanların sayısı 1 milyona yaklaştı."
"İktidarın, tercihlerini sosyal politikadan yana kullanmadığının göstergesi"
"Pandemiye olağan bir dönemde yakalanmadık. O nedenle tabloyu daha ağır yaşıyoruz. Şu an Türkiye tarihinin en büyük iş ve istihdam kaybı yaşanıyor. Çünkü Türkiye'de sadece işsizlik artmıyor aynı zamanda istihdam da daralıyor. İşten çıkarma yasağı var fakat işten çıkarmalar bir taraftan devam ediyor. Bugün 2 milyonun üzerinde işçi arkadaşımız ücretsiz izin dayatması ile karşı karşıya. Devlet pandeminin başından itibaren ne yazık ki tüm tercihlerini işverenden yana kullandı ve halka kaynak aktarmadı. En son esnafa çok geç ve az bir destek verildi. Sosyal devlete ihtiyaç vardır. Bu asgari ücret, ülkeyi yöneten siyasi iktidarın, tercihlerini sosyal politikadan yana kullanmadığının göstergesi olmuştur."