T24 Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bölgede Türkiye'nin sınırlarının "kanla çizilmesine yönelik sinsi bir plan" ortaya konulduğunu söyleyen Erdoğan, "Hamas ve Hizbullah sadece bir bahanedir. Yemen, Suriye sadece bir bahanedir. İçimizdeki bazı İsrail dostları, bazı kalemşörler, her ne kadar gerçekleri gizlemek istese de Netanyahu ve çetesine dur denilmezse bu yayılmacı politikanın nereye varacağını bizler tahmin edebiliyoruz. Vatan topraklarında ameliyata izin vermeyiz" diye konuştu. Erdoğan, "İsrail vasıtasıyla yeni bir paylaşım savaşının planının yürütüldüğünü görüyor, tedbirlerimizi buna göre alıyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlediği "Özümüzden Geleceğe Türkiye Buluşmaları" programına katıldı.
Erdoğan'dan AKP'de 'değişim' mesajı: Yeni isimlerle kadrolarımızı takviye edeceğiz
Programın açılışında konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Gençler, kah esnaf dükkanında çarşı ve pazarda, emekliden memura herkesin kapısını çaldık. Kongre sürecimiz öncesinde bize rehberlik edecek bir fikir havuzunu derlemiş bulunuyoruz. Kongre sürecimizde inşallah azami derecede yaralanacağız. Şu hususun altını çizmek istiyorum. Türkiye buluşmaları, AK Parti'nin milletimizin kalbindeki sarsılmaz yerini bir kez daha teyit etmiştir. Vatandaşlarımız sorunların çözüm adresi olarak partimizi ve ittifakımızı görüyor. Ekonomideki zorlukların üstesinden bizim geleceğimize inanıyor.
Vatandaşlarımız muhalefet aktörlerine güvenmiyor. Onlardan kendisine hayır geleceğine asla inanmıyor. İnsanımız AK Parti ve Cumhur İttifakı'na güveniyor. Açık açık söylemek istiyorum. AK Parti olarak bize verilen bu desteğin kıymetini çok çok iyi biliyoruz. Bu güveni inancı boşa çıkarmamakta kararlıyız. Bugüne kadar milletimizi hayal kırıklığına uğratmadık, uğratmayacağız.
Beklentileri karşılamak noktasında son 23 yılda en ufak bir zaafiyet göstermedik, yine göstermeyeceğiz. 8. olağan kongremiz milletimizin partimizden beklentilerinin hayata geçirildiği ana zemin olacaktır. Davamızın çilesini çekmiş emektarların tecrübelerini dışlamadan, yeni isimlerle kadrolarımızı takviye edeceğiz. Türkiye buluşmaları milletle kucaklaşma hamlemizin ilk adımıydı. Bunu 12 Ekim'de başlayacak kongrelerimizle birlikte tüm Türkiye'ye taşıyacağız. 8. Büyük Olağan Kongremiz, milletimizin partimizden taleplerinin hayata geçirildiği ana zemin olacaktı. Kongre sürecimizi tazelenmenin, yenilenmenin, bununla birlikte büyük bir kucaklaşmanın vesilesine dönüştürmek arzusundayız.
Türkiye'nin en büyük ailesiyiz. Biz çıkar birliği yapmış bir hareket değil, yol ve dava arkadaşlığı yapmış bir siyasi partiyiz. Bizden öncekilerden devraldığımız bu hizmet kervanı aynı şekilde devam edecektir. Öfke diline asla izin vermeyecek, gönüller feth ederek yolumuzda ilerleyeceğiz.
"İsrail'in Lübnan'a saldırısına en güçlü tepkiyi veren ülke biz olduk"
Son 1 yıldır bölgemizde çok kanlı çatışmalar yaşanıyor. İsrail'in Gazze halkına soykırımı birinci yılını tamamlamak üzere. 17 binden fazla çocuğu, yaşlıyı, kadını, sivili alçakça şehit ettiler. 50 bine yakın masum insan katledildi. Uluslararası hukuk, savaş hukuku, insana dair ne kadar değer varsa ayaklar altına alındı. İşlenmedik suç, işlenmedik barbarlık kalmadı. Ne yaparlarsa yapsınlar Gazze halkının direniş zeminin kıramadılar. Kendilerini buradan bir kez daha selamlıyoruz.
Filistin'in gençlerimize muhabbetlimizi gönderiyoruz. Gazzeli kardeşlerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz. İsrail'e karşı ekonomik tedbir uygulayan yegane devlet biziz. Gazze'ye miktar olarak en çok yardım gönderen ülke biziz. Filistin halkının haykıran sesi biziz. İlk gün nerede duruyorsak, bugün de aynı yerde dimdik duruyoruz. İlk gün neyi savunuyorsak, bugün de aynı değerleri savunuyoruz. Kimseden korkmadan, kimseye boyun eğmeden, mazlumun yanında, zalimlerin karşısındayız. İsrail'in Lübnan'a başlattığı saldırı sonrası en güçlü tepkiyi veren ülke biz olduk.
Dini fanatizimle hareket eden İsrail'in niyeti bellidir. Batılı güçler ise bunların asıl niyetlerini çok iyi bildikleri halde, katliam çetesine seslerini çıkaramamaktadırlar. Bırakın Filistinli mazlumların hakkının savunulmasını, Filistin bayrağına dahi tahammül edemiyorlar.
"Hamas ve Hizbullah sadece bir bahanedir"
Onyıllardır savundukları değerleri sadece bir senede kendi elleriyle itibarsız hale getirdiler. Bugün burada şunu açık açık söylemek zorundayım. Coğrafyamızda sınırlarımızın kanla çizilmesine yönelik sinsi bir plan ortaya konulmuştur. Hamas ve Hizbullah sadece bir bahanedir. Yemen, Suriye sadece bir bahanedir. İsrail hükümeti her gün yeni bir mazaret üretmektedir. İçimizdeki bazı İsrail dostları, bazı kalemşörler, her ne kadar gerçekleri gizlemek istese de Netanyahu ve çetesine dur denilmezse bu yayılmacı politikanın nereye varacağını bizler tahmin edebiliyoruz. İsrail vasıtasıyla yeni bir paylaşım savaşının planının yürütüldüğünü görüyor, tedbirlerimizi buna göre alıyoruz. Vatan topraklarında ameliyata izin vermeyiz. Türkiye büyük bir ülkedir. Birikimi ile tecrübeli bir devlettir. Büyüklüğümüze yaraşır şekilde nasılsa milletimizin ve devletimizin güvenliğinde zaafiyetine izin vermediysek, aynı kararlılıkkla hamlelerimizi planlıyoruz.
İsrail hükümetini şımartanları buradan aklı-selim hareket etmeye davet ediyorum. Yularını elinizde tuttuğunuz bu zalimleri durdurun. Diğer türlü gözünü kan bürümüş katillerin harladığı bu ateş sizleri de yakacak. El ele verip söndürmezsek bu yangın size de ulaşacak. Türkiye'nin karşı karşıya olduğu tehditlerin bertaraf edilmesinde AK Parti'ye düşen kardeşliği yüceltmektir. Birbirimize her zamankinden fazla kenetleneceğiz. Durmak yok, yılgınlık yok.
Orta Doğu kaynıyor, bölgesel savaş riski artıyor; neler yaşandı?Orta Doğu'da bölgesel savaş endişelerini artıran gerilimli ve çatışmalı bir süreç yaşanıyor. İsrail'in Hizbullah'ın binlerce iletişim cihazını patlatmasıyla başlayan süreç, İsrail'in Lübnan'ın güneyine başlattığı kara harekâtı ve İran'ın Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın öldürülmesinin ardından balistik füzelerle yaptığı misilleme saldırısıyla giderek ısınıyor. İsrail, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de sürdürdüğü savaşın hedefleri arasına Lübnan'ın güneyi, İsrail'in kuzeyinde "yerlerinden edilmiş" vatandaşlarının bölgeye geri dönmesini de ekledi ve Hizbullah'tan Litani Nehri'nin gerisine çekilmesini istiyor. ABD'nin gerilimi tırmandırmama uyarıları, Katar ve Mısır ile birlikte yürüttüğü ateşkes çabalarının ortasında Lübnan'da Hizbullah'a yönelik art arda iki büyük saldırı düzenlemişti. İsrail, Hizbullah'a ait binlerce iletişim cihazını iki gün üst üste eş zamanlı saldırılarla patlattı. FÜSUN SARP NEBİL YAZDI | Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazları nasıl patlatıldı? Hizbullah'ın kalesine büyük saldırılar; Hasan Nasrallah öldürüldüGerilimi iyice tırmandıran olay Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın, Hizbullah'ın kontrolündeki Dahiye'de hava saldırısıyla öldürülmesi oldu. Önce İsrail ordusu, 21 Eylül'de "hedefli bir saldırı" gerçekleştirerek Beyrut'un Dahiye bölgesinde bir apartmana hava saldırısı düzenledi. İsrail Savunma Kuvvetleri Sözcüsü Daniel Hagari, saldırıda, Operasyonlar Komutanı İbrahim Akil ile birlikte Rıdvan biriminin üst düzey komutanları ve komuta zincirlerinin öldürüldüğünü açıkladı. Hizbullah da yaptığı açıklamayla, üst düzey komutanı Akil’in öldüğünü doğruladı. Ardından 27 Eylül'de yine aynı bölgedeki 6 apartmana yapılan hava saldırısında Hizbullah lideri Hasan Nasrallah öldürüldü. Saldırı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'ndaki konuşmasının hemen ardından gerçekleştirildi ve Netanyahu'nun BM binasında saldırı emrini verirken çekilmiş bir fotoğrafı yayımlandı. Saldırıda her biri birer ton olmak üzere yaklaşık 85 sığınak delici bombanın kullanıldığı bildirildi.
|