T24 Haber Merkezi
CHP'li 11 büyükşehir belediye başkanı, İçişleri Bakanlığı'nın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi personeli hakkında terör teftişi başlatmasıyla ilgili olarak, "İstanbul Büyükşehir Belediyemize yapılan haksızlığın, tüm belediyelerimize yapıldığını düşünüyor ve bu haksızlığı reddediyoruz. Bir belediyemiz için uygulanması düşünülen hukuksuzluk, karşısında tüm belediyelerimizi ve milletimizi bulacaktır. Millet İttifakı Belediye Başkanları olarak bundan sonraki süreçte de haksızlığa, hukuksuzluğa, baskılara ve ithamlara karşı tek yürek olacağımızın bir kez daha altını çiziyoruz" açıklaması yaptı.
CHP'li büyükşehir belediye başkanları, Ankara'da bir araya geldi. Belediye başkanlarının toplantısı sonrası yayımlanan ortak deklarasyonda, İçişleri Bakanlığı'nın İBB'ye yönelik özel teftiş başlatmasına tepki gösterildi.
Yapılan açıklamada, CHP'li belediyelerin haksız ve mesnetsiz ithamlarla zan altında bırakıldığı ve belediyeler üzerinden "kirli siyaset üretilmeye çalışıldığı" savunuldu.
Açıklamada, "Gelinen noktada, vatandaşlarımızı ayırt etmeden hizmet eden belediyelerimize ayrımcılık yapıldığı, millet iradesi ile seçilen bizlere devlet olanaklarıyla zorluk çıkarıldığı, demokrasi ve hukuk kurallarıyla işlemesi gereken bir düzenden baskı ve engel düzenine geçiş yapıldığı açıktır" denildi.
CHP'li 11 büyükşehir belediye başlanının yayımladığı deklarasyon şöyle:
"Büyükşehir Belediye Başkanları olarak düzenli aralıklarla gerçekleştirdiğimiz toplantılarımız için bu ay, 27 Aralık Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 102. yıl dönümünde Başkent Ankara’da bir araya geldik. Ankara buluşmasında kentlerimizin tarımı destekleme, kırsal kalkınma projeleri, iklim değişikliğiyle mücadele ve yeni nesil sosyal belediyecilik çalışmaları hakkında iş birliği ve görüş alışverişinde bulunulmuştur. 2022 yılı için ise Büyükşehir Belediyeleri’nin kentlerdeki turizm gelirlerinin artırılması konusunda yaptığı çalışmalar ve bu çalışmaların sonuçları ele alınmıştır.
"Önümüzdeki yıl için mali yüklerimiz şimdiden kur nedeniyle arttı"
Kurumlarımız 2.5 yılda önemli başarılara imza atmış; ulaşım projeleri, kırsal kalkınma, öğrenciler ile kadınlara yönelik çalışmalar ve teknoloji uygulamalarının yanı sıra proaktif sosyal belediyecilik uygulamalarıyla kent sakinlerinin yanında olmuştur. Ucuz su, ulaşım, ekmek ve sosyal yardımlar gibi konularda mevcut ekonomik koşullara rağmen önemli çalışmalara imza atılmıştır. Özellikle pandemi döneminde, yangınlarda ve doğal afetlerde Büyükşehir Belediyelerimiz inisiyatif almış ve bu olumsuz gelişmelerin karşısında vatandaşlarımıza devletin varlığını ve yanında olduğunu yakından hissettirmiştir.
Vatandaşlarımızdan büyük destek gören hizmetlerimiz özellikle bu yılın son aylarında zirveye çıkan ekonomik zorluklara rağmen ara vermeden sürdürülmüştür. Kurdaki ani ve büyük değişimler ile ekonomik koşullar nedeniyle önümüzdeki yıl için mali yüklerimiz şimdiden artmıştır. Vatandaşlarımızın yaşamını etkileyen bu zorlu mali koşullar kurumlarımızı da etkilemektedir. Bu duruma hükümet yetkilileri derhal müdahale etmeli ve Belediyelerin de kur kaynaklı zararlarını karşılayacak çalışmalar yapılmalıdır.
"'Bütün belediyelere eşit mesafedeyiz' söylemleri gerçeği yansıtmıyor"
Bizler örnek belediyecilik uygulamalarımızı sürdürürken hükümet tarafından dile getirilen 'Bütün belediyelere eşit mesafedeyiz' söylemlerinin gerçeği yansıtmadığı ortadadır. Türkiye Belediyeler Birliği’nin gelirinin yarıdan fazlasını Millet İttifakı Belediyeleri sağlarken, kaynaklarının büyük kısmını Cumhur İttifakı Belediyelerine ve diğer kamu kurumlarına aktarması adaletsiz bir vakıadır. Birçok belediyemiz kamu bankalarından ve İller Bankası'ndan kredi alabilmek bir yana, teminat mektubu dahi alamamaktadır. Gelir kalemlerinin büyük bir kısmını Belediyelerimizin oluşturmasına rağmen, bütçesi Valilikler tarafından yönetilen Kalkınma Ajanslarının gider kalemlerinden kurumlarımız etkin olarak faydalanamamaktadır. Birçok kredi onayı ise uzun süredir Cumhurbaşkanlığı makamının onayını beklemektedir. “Eşit mesafe” değil, sadece “mesafe” ile sürecin yürütüldüğü ve mesafenin Millet İttifakı Belediyeleri olmamız sebebiyle gittikçe açıldığı yadsınamaz bir gerçektir.
2.5 yıl boyunca belediyelerimizin yaptığı ve büyük takdir gören çalışmaların bir kesime rahatsızlık verdiğini görmekteyiz. Bu durumu anlayışla da karşılıyoruz. Kabul etmediğimiz durum ise hukukun dışına çıkılarak baskı ortamının oluşturulması, haksız ve mesnetsiz ithamlarla kurumlarımızın zan altında bırakılması ve birer devlet kurumu olan belediyelerimiz üzerinden sürekli olarak kirli siyaset üretilme çabasıdır.
"Baskı ve engel düzenine geçiş yapıldı"
Gelinen noktada, vatandaşlarımızı ayırt etmeden hizmet eden belediyelerimize ayrımcılık yapıldığı, millet iradesi ile seçilen bizlere devlet olanaklarıyla zorluk çıkarıldığı, demokrasi ve hukuk kurallarıyla işlemesi gereken bir düzenden baskı ve engel düzenine geçiş yapıldığı açıktır.
Milletimizin bilmesini isteriz ki, İstanbul Büyükşehir Belediyemize yapılan haksızlığın, tüm Belediyelerimize yapıldığını düşünüyor ve bu haksızlığı reddediyoruz. Bir belediyemiz için uygulanması düşünülen hukuksuzluk, karşısında tüm belediyelerimizi ve milletimizi bulacaktır. Millet İttifakı Belediye Başkanları olarak bundan sonraki süreçte de haksızlığa, hukuksuzluğa, baskılara ve ithamlara karşı tek yürek olacağımızın bir kez daha altını çiziyoruz. Bu güçlü irade baskılardan bırakın yılmayı, aksine her zorlukta daha da güçlenecek ve vatandaşlarımıza daha çok hizmet etme azmimizi perçinleyecektir."