T24 Kültür Sanat
Eserleri dünya çapında ilgi gören ve düzenli çalışmalarını halen Le Monde, Le Monde Diplomatique ve T24'te sürdüren çizer ve ressam Selçuk Demirel'in “Yerle Gök Arasında” başlığını taşıyan son kişisel sergisi, Paris, İstanbul ve Ankara'nın Eskişehir'de açıldı. Sergi 27 Ekim'e kadar Atatürk Kültür Sanat ve Kongre Merkezi'nde ziyaret edilebilecek. Sergi, Şubat 2025'te ise Bursa Nilüfer Belediyesi meteor / Balat Kültürevi'nde sergilenecek.
TIKLAYIN | Selçuk Demirel ile söyleşi: Yerle Gök Arasında Sonsuz Bir Dünya
"Yerle Gök Arasında / Antre Ciel et Terre" başlıklı Selçuk Demirel sergisi için tanıtım bülteninde şu ifadeler kullanılıyor:
"Institut Français Türkiye, çağımızın önemli meseleleri üzerine tartışmayı teşvik eden Fikirler Gecesi'nin 9. edisyonu kapsamında sizleri, angaje olduğu kadar şiirsel de olan çizimlerden oluşan bir sergi aracılığıyla sanatçı Selçuk Demirel'in dünyasını keşfetmeye ve insan ve çevresi arasındaki ilişki üzerine düşünmeye davet ediyor. Bu anımsatıcı çizimlerin merkezinde, çağımızın en önemli sorunlarından biri olan iklim değişikliği yer alıyor.
Sergi, gezegenimizin kırılgan güzelliğini vurguluyor ve çevresel zorluklara ilişkin farkındalığı artırıyor. Her bir çizim, ekosistemlerin çeşitliliğini, türlerin kırılganlığını ve ortak varlığımızı şekillendiren hassas bağlantıları ortaya koyan bir dengeyi temsil ediyor. Mizah duygusunu da elden bırakmayan sanatçı, bizi harekete geçmeye çağırıyor."
Deplasman, Selçuk Demirel sergisi kataloğundan
Sergi kataloğundan Demirel değerlendirmeleri
Selçuk Demirel'in sanatına ilişkin olarak yapılan ve sergi için hazırlanan katalogda yer verilen değerlendirmeler şöyle:
"Türkiye Fransız Kültür Merkezi tarafından 2024 yılında sunulan sanatçı-çizer Selçuk Demirel'in ‘Yerle Gök Arasında' sergisi, çevre krizinin gündeme getirdiği soruları, iki ülkenin sanat, bilim ve akademik toplulukları ile gençleri arasında ayrıcalıklı bir ifade ve paylaşım konusuna dönüştüren bir programın ‘yeşil seyrini' takip ediyor. Sanat ve düşünceyi, dünün ve bugünün eserlerini harmanlayan bu sergi, bunun da ötesine geçiyor; çok sayıda ve farklı meseleyi bir araya getirip birbirine bağlıyor ve böylece kolektif düşüncemiz için paha biçilmez bir rehber meydana getiriyor.
Hayatın kasvetli gerçeklerinin bunaltıcı hâle geldiği, harekete geçmemize dair verilen her ihtarın bizi felce uğrattığı bir zamanda Selçuk'un kalemi bizi hem yatıştırıyor hem de canlandırıyor. Çünkü Selçuk Demirel vizyon sahibi bir şairin yumuşaklığını ve keskinliğini dışa vuruyor. Bu retrospektif bizi, çevre ve sürdürülebilir kalkınma konusunun uluslararası düzeyde bahsedilmeye başlandığı, ancak günümüzün küresel ve mecburi farkındalığının olmadığı 1990'lı yılların başlarına kadar uzanan çizimlere geri götürüyor. 30 yılı aşkın bir süredir, sanatçı şiirsel ya da yakıcı imgelerle bizi sarsıyor, bazen bize uzun uzun öğütler veriyor, sıklıkla da bir yol açıyor. Bizi bir araya getiren ve kurtaran bir gülümsemeyi tetikleyerek bizi yeniden harekete geçiriyor. Bu sergi turuyla Selçuk'un eserlerini karakterize eden bu insanlık dolu keskin şiirselliğin bize (yeniden) ilham vermesini dileyerek, bu şiirselliğe saygı duruşunda bulunmak istiyoruz."
Sylvie Lemasson
Kültür Etkinlikleri ve İş Birliği Müsteşarı, Türkiye Fransız Kültür Merkezi Genel Müdürü
"Resimlerinden ayrı duramaz"
"Dilenci nasıl postallarından ayrı olmazsa o da resimlerinden ayrı duramaz zaten,
onunla birlikteyken en son kötü haberin en kötü haber olmadığına sürekli olarak ikna oluyorsunuz. Bir cevap her zaman mümkün... Bir bakıma, Selçuk'un yeryüzünde olduğunu gördüğü her şey bir bedene ya da bir bedenin bir parçasına olmaktadır. Bunun sonucunda, çizmeye karar verdiği olayı kendi bedenimizin en mahrem yerlerinde duyarız; kahkaha, gülünçlük ve acı, derimizin altına işler. Selçuk içimize girer. Üzerek değil, sadece mürekkebe batırdığı parmağıyla çizerek."
John Berger
Yazar ve sanat eleştirmeni
"İnsanlara obur bir ilgi"
"Selçuk Demirel'in işi gücü, bir bakıma sürekli bir günlük tutmak... Sözcüklerden değil de çizgilerden oluşan bir günlük cinsi. Öyle çizgiler ki, sanatçının duygu ve düşüncelerinin yumaklaşmış ürünleri bunlar. Bir iç zorlayışın ya da zorunluğun dışlanması, dışa vurması belki de.
(...)
Selçuk insanlara kızgınlıkla, sevinçle, korku ile, güvenle, kırıklıkla, hayranlıkla, obur bir ilgi ile bakıyor. Hepsi birden... Durmadan bakıyor. Belki geceleri bile karanlıkta, evinde, yatağında, gözleri açık uyuyor, yahut da düş seyrediyor gözleri içeriye dönük, (...) demek istediğim şu ki, faltaşı gibi dört açıyor gözlerini gece gündüz, sonra da çiziyor..."
Abidin Dino
Ressam ve çizer
"Parçalanmış insanı gösteriyor"
"Selçuk büyük açıyla çiziyor; kişilere, nesnelere çoğu zaman yakından bakılmış, çerceveyi dolduruyorlar. Bu türden yakınlık etkisi, görüntüye güç ve üstünlük veriyor. Okuyucu kaçışı olmayan bir biçimde onunla karşı karşıya kalıyor. Bu durumda o basit bir oyun arkadaşı ya da gözetleyici olmaktan çıkıp tanık haline geliyor. Ne görüyor? Hayatın zalimliğini, kırılgan varlıkların ezildiği bir dünyanın şiddetini. Kendilerine yabancılaşmış saçma dolambaçlarda sürüklenen varlıklar. Başkaldırmayan, ayaklanmayan ama kendilerine yapılan baskıları çoğu zaman şaşkınlıkla seyreden varlıklar. Selçuk zalim mi, sadist mi? Hayır, bu parçalanmış, biçimsizleştirilmiş, bölünmüş insanı göstermeye çabalıyor, okuyucuyu edilgenliğinden daha iyi çıkarabilmek, onu hareket etmeye, başkaldırmaya itmek, kımıldatmak için."
İgnacio Ramonet
Eski Le Monde Diplomatique Genel Yayın Müdürü
La Table (1994), Selçuk Demirel sergisi kataloğundan
Selçuk Demirel kimdir?
|
'Gecenin Kıyısı'nda taraf tutmanın anlamsızlığı üzerine bir hikâye |