Tuğrul Akşar

30 Temmuz 2024

Olimpiyatlar ev sahibi ülkeye ne katar?

Bu işten para kazanan tek kurum var, o da Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC). Sporun uluslararası gelişimine katkıda bulunma misyonundan hızla uzaklaşan IOC'nin ve komite üyelerinin adı UEFA ve FIFA'da olduğu gibi yolsuzluk ve rüşvetle anılır hale geldi. Son zamanlarda komite üyelerine açılan davalar ve yargılamalar da gösteriyor ki, IOC kirlenmiş durumda

Paris 2024 Olimpiyatları büyük bir coşkuyla başladı.

Yaz olimpiyatları dünyanın en büyük ve en saygın spor organizasyonu. Büyüklük sadece sportif anlamda değil, ekonomik, ticari ve finansal olarak da aynı zamanda.

Bu türden büyük spor organizasyonları yapılan harcamalar ve sağlanan gelirler bakımından da olağanüstü büyük bütçelere sahip.

Bu konuda daha önceden bir makalemi bu sayfada sizlerle paylaşmış ve "Olimpiyat düzenlemek akıl kârı mı? Ülkeler neden olimpiyat düzenlerler?" diye sormuştum.[1]

Şimdi de 2024 Paris Olimpiyatı için aynı soruyu sorarak, daha geniş kapsamlı konuyu ele almak istiyorum.

Olimpiyat düzenlemek pahalı bir iş

Olimpiyatlar sayesinde o ülke, oyunların yapılacağı kente metrosundan konaklama yerlerine, spor komplekslerinden iletişim altyapısına varıncaya kadar birçok alanda ciddi yatırımlar yapıyor. Bu yatırımlar için milyar Euro'lara ulaşan devasa bütçelere ihtiyaç duyuluyor. Bu yatırım harcamalarının kısa vadede bir istihdam yaratma etkisi olsa da, daha çok altyapı modernizasyonu gibi uzun vadeli yatırımların geri dönüşü uzun yılları gerektiriyor.

Ancak şurası bir gerçek ki, olimpiyat düzenlemek "astarı yüzünden pahalıya varan" pahalı bir iş.

Peki, o zaman böylesi pahalı ve getirisi kısıtlı bu etkinliği ülkeler neden düzenlemek için yarışır? Olimpiyat düzenlemek kime ne sağlar? Olimpiyattan ev sahibi ülkeler ne kadar para kazanır? Bir olimpiyat düzenlemek için bu kadar kamu bütçesini yormaya gerek var mı? Daha birçok soruyu arka arkaya sorabiliriz.

İşte biz bu yazımızda bu sorulara yanıt arayacağız.

Öncelikle bu işin maliyet tarafından başlayalım.

Bir olimpiyat kaça çıkar, Paris Olimpiyatları'nın maliyeti ne olacak?

Olimpiyatların maliyetleri ve yaratacağı ekonomi konusunda çok çalışma ve analiz var.

Oxford Üniversitesi'nin 2024 yılında yayımladığı araştırmaya göre[2] 2024 Paris Yaz Olimpiyatları'nın 2008 yılında Çin'in Pekin kentinde düzenlenen Yaz Olimpiyatları'ndan beri en düşük maliyetle düzenlenen organizasyon olması bekleniyor. Bugüne kadarki en pahalı Yaz Oyunları 23,6 milyar ABD Doları ile 2016 Rio ve 23,6 milyar ABD Doları ile 2012 Londra oldu. Yine aynı araştırmaya göre, günümüzde yaz olimpiyatlarının ortalama maliyeti 7.5 milyar Euro'yu buluyor.

Bu haliyle, Paris 2024 Olimpiyat Oyunları yaklaşık 10 milyar Euro'ya ulaşacak maliyetle nispeten düşük maliyetli olimpiyatlardan birisi olacak.[3]

Fransız ekonomistler ise Paris 2024 oyunları maliyetinin toplamda 9,7 milyar Euro'ya ulaşacağını tahmin ediyorlar. 

Paris Olimpiyatları'na Olimpiyat Komitesi 4.38 milyar Euro destek sağlarken, bütçenin geri kalanı bilet, lisans, TV hakları, sponsorluk ve Fransız kamu maliyesinden karşılanacağı ifade ediliyor. Kesin olmamakla birlikte, Fransız devleti kamu kaynaklarından oyunların kusursuz gerçekleşebilmesi için altyapı, ulaşım, tesisler, güvenlik, konaklama, yeme-içme vb. harcamalar olmak üzere 4 ila 4.5 milyar Euro civarında oyun bütçesine ayrıca katkıda bulunacak.

En yüksek maliyetli olimpiyatların başında 28.9 milyar dolarlık maliyetle 2014 Sochi kış olimpiyatları ile 23.6 milyar dolarlık maliyetiyle 2016 Rio yaz olimpiyatları oldu. Üçüncü en yüksek maliyetli olimpiyat ise 16.8 milyar dolarlık maliyetiyle Londra olimpiyatı.

Olimpiyat bütçeleri bütçelenen maliyetlerin çok üzerinde seyrediyor.

Nitekim yapılan araştırmalar, Montreal 1976 Olimpiyat Oyunları'nın finansmanının geri ödemesinin tam 30 yıl sürdüğünü ortaya koyuyor. 

2000 Sydney Olimpiyatları'ndan 7 sene sonra yapılan bir analizde, "dolaylı faktörler" de katıldığında, Avustralya ekonomisine olan net zararının 2 milyar dolar olduğu hesaplanmış. 

Yine 2004 Atina Olimpiyatları'nın devlete maliyeti yaklaşık 8,9 milyar Euro'ya ulaşmıştı. Ne yazık ki, Yunan ekonomisi daha sonar bu maliyetlerin altından kalkamadı ve beklenen getiri ile gerçekleşen getiri arasında ciddi farklar oluştu. 

Yine, 2012 Londra Olimpiyatlarının mali portresi de 17 milyar dolara ulaştı. İngiliz yetkililerin yaptığı açıklamalar, Londra Olimpiyatları'nın ekonomide beklenen gelişmeye ulaşamadığını ortaya koyuyor. 

Buradan da çıkan sonuç şu ki, olimpiyatların dışsal pozitif etkileri dikkate alındığında, bu oyunların ekonomiye her zaman dolaylı net bir katkı sağladığını, söylemek mümkün görünmüyor. 

Berna Abik'in sunumuyla dünden bugüne Olimpiyat tarihinde yaşanan olayların anlatıldığı '60 Saniyede Olimpiyatlar' serisini izlemek için tıklayın.

Olimpiyatlar ev sahibi ülke ekonomisine katkı sağlıyor mu?

Bu tür etkinliklerin sonucunda oyunların kâr bırakıp bırakmadığını hesaplamak çok kolay değil. Bir sayı söylense bile bu tutar, tahmini bir sayı olmak durumunda.

Bu tür büyük oyunların etkilerini maliyet yönünde net olarak söyleyebilmek daha kolay. Çünkü, bu işe ayrılan ve harcanan para belli. Ancak, bu işten elde olunacak gelir veya kar sadece oyun süresinde yapılan satışlar nedeniyle bir nakit akışı olduğu için hesaplanabilirken, bu oyunların gelir yönünden ülke ekonomisini uzun vadeli etkilerini hesaplamak, o kadar kolay olmamaktadır. Bunun için çeşitli tahmin yöntemleri kullanılarak, olası orta ve uzun vadeli getiriler varsayımsal olarak hesaplanabilmekte.

Olimpiyatlar, Dünya Kupası, Avrupa Şampiyonaları gibi büyük organizasyonların ev sahibi ülke ekonomisine ilişkin kısa, orta ve uzun vadeli etkilerine ilişkin gerçekleştirilen araştırmalar, bu organizasyonların ev sahibi ülke ekonomisine karından daha çok zararı olduğunu ortaya koyuyor.

Bu tür büyük spor organizasyonlarının ülke ekonomisine olası katkılarını hesaplamaya yönelik Almanya'nın Euro 2024 Avrupa Şampiyonasına ev sahipliği yaptığı bu sene Deutsche Bank bir araştırma yayımladı.[4] Haziran 2024'te paylaşılan araştırmaya göre, Olimpiyatlara veya FIFA Dünya Kupası'na ev sahipliği yapan ülkeler, yeni stadyumlar ve kamusal altyapı için yapılan ve çoğunlukla büyük ve kamu tarafından finanse edilen yatırım harcamalarından ülke ekonomileri nadiren olumlu ekonomik veya sosyal getiri elde edebiliyor.

Öte yandan, Limoges Üniversitesi'ne bağlı Hukuk ve Spor Ekonomisi Merkezi yaptığı çalışmada Olimpiyat oyunlarının Paris ekonomisine olası etkisini araştırdı.[5] 2018 ile 2034 yıl aralığının baz alındığı araştırmada Olimpiyat Oyunları'nın Paris bölgesine 6,7 milyar ile 11,1 milyar Euro arasında ekonomik fayda sağlayacağı belirtiliyor.[6] 

Diğer taraftan Lozan Üniversitesi'nde coğrafya ve sürdürülebilirlik profesörü olan Martin Müller, Olimpiyatlar, Dünya Kupası gibi büyük organizasyonların şehirlere olan ekonomik katkısını araştırdığında çarpıcı bir sonuçla karşılaştı.[7] 

1964 yılından 2016 yılına kadar 3 organizasyonun kâr edebildiği görülüyor. etti. Bunlar 1984 Los Angeles Olimpiyatları, 1996 Atlanta ve 2000 Sidney olimpiyatları.  

Ancak genel olarak ortaya çıkan tablo bize şunu gösteriyor. Olimpiyatlar, kamu maliyesinde telafisi zor "mali çukurların" oluşmasına neden oluyor. Bunun da temel sebebi: harcanılan paraların ekonomiye geri dönüşünün yetersiz olması. Ev sahibi ülkelerin etkinlikten sonra sınırlı kullanımı olan özel altyapıya çok fazla para harcaması ekonomide kara deliklerin oluşmasına yol açıyor.

Bugüne kadar yapılan araştırmalar ortaya koymuştur ki, bu organizasyonlardan kamu maliyesine vergi, sosyal güvenlik geliri gibi kamusal gelir artışında çok fazla bir gelişme olmuyor. Sadece organizasyon için yapılan harcamalar üzerinden alınan vergiler ve yaratılan bazı prim ödemeleri oluyor ki, buralardan elde olunan kamusal gelirlerin, yapılan kamusal harcamaların gerisinde kaldığı görülüyor. Ancak bir kamusal gelir yarattığı da doğrudur. Yayın hakları satışından bilet gelirlerine, ve diğer harcamalar zerinden alınan tutarların yaklaşık 3 ila 5 milyar Euro civarında kamu ekonomisine bir katkı sağlayabilecektir.

En yüksek kârı elde eden organizasyon ise 1984 Los Angeles Olimpiyatları.[8]

Olimpiyatların ev sahibi ülkeye, daha doğrusu düzenlenecek kentin istihdamına katkı sağladığı konusunda da bazı görüşler olmakla birlikte yapılan analizlere göre, bu tür büyük spor etkinliklerinin geçici olarak istihdamın artmasına katkı sağlıyor. Kısa dönemli faaliyet ve istihdamı artırmak için bir kaldıraç olabiliyor. İstihdama katkının sınırlı olması, beklenen makro ekonomik etkinin çok genele yaygın olamayacağını bize gösteriyor. Daha çok organizasyonun olduğu kentlerde kısa süreli istihdam artışı olabiliyor. Bu da ekonomik etkinin herkes tarafından hissedilmeyeceği anlamına geliyor.

Sonuçta genel olarak, olimpiyatların ev sahibi ülke ekonomilerine olumlu bir ekonomik etkisi olduğuna dair çok az kanıt var. Ulusal Ekonomi Araştırmaları Bürosu, ev sahipliğinin bir ülkenin uluslararası ticareti üzerinde olumlu bir etkisi olduğuna dair bulgular yayınladı. Ancak ekonomistler Stephen Billings ve Scott Holladay, ev sahipliğinin bir ülkenin gayri safi yurtiçi hasılası (GSYİH) üzerinde uzun vadeli bir etkisi olmadığını ortaya koydu.[9]

Aynı araştırmaya göre Olimpiyatların, reel olarak yüzde 159 ile tüm mega projeler arasında ikinci en yüksek ortalama maliyet aşımına sahip olduğu görülüyor. Yalnızca nükleer atık bertaraf projelerinin reel olarak yüzde 238 ile 1960 yılından beri yalnızca 3 organizasyonu kâr açıklayan Olimpiyatlardan daha yüksek maliyet aşımına sahip olduğu dikkat çekiyor. 

Olimpiyatlarının dışsal negatiflikleri 

Araştırmalar gösteriyor ki, olimpiyat düzenlemek pahalı bir iş. Ekonomik ve finansal açıdan bakıldığında, ev sahibi ülke açısından rasyonel bir faaliyet değil. Ülke ekonomisinin makro ekonomik dengesine olumsuz etki yapan, ülke hazinesinde kara delikler açan, aynı zamanda içeride sosyal huzursuzluklara yol açan bir organizasyon. Bunun yanı sıra bu etkinliklerin negatif dışsallıkları da bulunuyor. Bu kapsamda değerlendirirsek, karşımıza temel negatif dışsallıklar çıkıyor. Paris olimpiyatlarının olumsuz dışsal etkileri de söz konusu.

1. Gündelik yaşamın sekteye uğraması

Örneğin, turist akınına karşı metro bilet ücretlerinin geçici olarak 4 Euro'ya çıkarılması ve halka Olimpiyatlar süresince evden çalışılması tavsiyesi nedeniyle birçok Parisli beş haftalık ücretli izinlerinin bir kısmını Temmuz ve Ağustos aylarında Paris'i terk etmek için kullanmayı planlıyor. Yerli turist şehri terk ederken Paris'e gelmesi beklenen yabancı turist sayısında da umulan yükseliş yaşanmayabilir. Diğer taraftan bu tür büyük organizasyonların en büyük olumsuzluklarından birisi de, çok sıkı güvenlik önlemlerinin alınması nedeniyle, gündelik yaşamın zorlaşmasıdır.

2. Kamu kaynaklarının bir daha kullanılmayacak tesislere harcanması nedeniyle ortaya çıkan israf (beyaz filler)

Beyaz filler olarak adlandırılan, boyutları ve işlevleri gereği sadece bu etkinlikler için kullanılan spor komplekslerinin inşa edilmesi, olimpiyat sonrası sınırlı kullanılabilecek pahalı tesislerin kamu hazinesine getirdiği ağır yükler bir başka negatif dışsallık olarak karşımıza çıkıyor. Bu tesisler genellikle ilerleyen yıllarda kamuya önemli ekonomik ve finansal yükler getiriyor.  

Örneğin, Sidney Olimpiyat stadyumunun bakımı şehre yılda 30 milyon dolara mâl oluyor. Pekin'in ünlü "Kuş Yuvası" stadyumunun yapımı 460 milyon dolara mâl oldu, bakımı için yılda 10 milyon dolar gerekiyor ve 2008 oyunlarından sonra şehir 2022 Kış Oyunları'na tekrar ev sahipliği yapana kadar çoğunlukla kullanılmadan kaldı.

2004 Atina Olimpiyatları nedeniyle yapılan yüksek tutarlı harcamalar Yunanistan'ın borç krizine girmesinde önemli bir katalizör oldu. 2004 Atina Olimpiyatları için inşa edilen tesislerin neredeyse tamamı artık terk edilmiş durumda. 1976'da Montreal'de düzenlenen Olimpiyatlar için yapılan kamu harcamalarının finansmanının tamamlaması 30 yıl sürdü. Big Owe olarak bilinen Olimpiyat stadyumu, muazzam maliyetleri nedeniyle Quebec hükümeti 2024'te nadiren kullanılan stadyumun çatısını üçüncü kez değiştirmek için 870 milyon dolar harcayacağını açıkladı.

Soçi 2014 Kış Oyunları'nın 28.9 milyar dolara ulaşan maliyetleri, son on yılda Rus kamu hazinesine yıllık ilave 1 milyar dolara ek yük getirdi. Soçi'de olimpiyat nedeniyle inşa edilmiş ama bazıları kullanılmayan stadyumlar ve tesisler bir israf olarak kaldı.

Olimpiyatlara ev sahipliği yapan ilk Güney Amerika ülkesi olan Brezilya'da, 2016 oyunlarının maliyeti 20 milyar doları aştı ve tek başına Rio şehri en az 13 milyar dolar ödedi. Ülkenin derin resesyonuyla karşı karşıya kalan Rio, Olimpiyatları denetlemenin maliyetini karşılamak için federal hükümetten 900 milyon dolarlık bir kurtarma paketi talep etti ve tüm kamu çalışanlarına ödeme yapamadı. Şehir ayrıca, bazı sıkıntılı mahallelerini canlandırmak için geniş bir altyapı yelpazesine büyük yatırımlar yapmak zorunda kaldı, ancak sonrasında çoğu mekan terk edildi veya neredeyse hiç kullanılmadı.

IOC ülkeleri çok zorluyor

Uluslararası Olimpiyat Komitesi hangi ülkeye olimpiyat vereceğini tekelinde tutan bir kuruluş. Karar verici organ statüsündeki Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin olimpiyat düzenleyecek şehirlere dayatma gücünün bulunması, aday şehirlerin mali riskleri göz önünde bulundurmaksızın bu organizasyona talip olmaları ve olimpiyat masraflarının önemli bir kısmının kamu hazineleri tarafından karşılanıyor olması, olimpiyatları düzenleyen şehirlere çok büyük finansal yük getiriyor.  

Olimpiyatlar nasıl daha yönetilebilir hale getirilebilir

Ekonomistler arasında Olimpiyat Oyunları'nın ev sahipleri için daha uygun fiyatlı hale getirilmesi için reformlara ihtiyaç duyulduğu konusunda bir fikir birliği oluştu. Birçok kişi, IOC ihale sürecinin en iddialı planları sunan potansiyel ev sahiplerini kayırarak israfçı harcamaları teşvik ettiğine dikkat çekti. Bu sözde kazananın laneti, genellikle yerel inşaat ve misafirperverlik çıkarları tarafından zorlanan aşırı şişirilmiş tekliflerin, ev sahipliğinin gerçek değerini sürekli olarak aştığı anlamına geliyor. Gözlemciler ayrıca IOC'yi oyunlardan elde edilen hızla büyüyen gelirin daha fazlasını paylaşmadığı için eleştirdiler.

"IOC çok daha büyük miktarda uluslararası, TV ve üst düzey sponsorluk gelirlerini paylaşabilir." diyen Circus Maximus kitabının yazarı Profesör Andrew Zimbalist,[10] yayın kuralları konusunda tekel konumunda olan ve kendi koşullarını dikte ettiren kuruma bağlı Olimpik Yayın Hizmetleri'nin (OBS) önemli miktarda gelir elde ettiğini vurguluyor. Ancak bu gelirler ev sahibi şehrin organizasyon komitesiyle paylaşılmıyor ve bunun yerine milyarlarca dolarlık bir fatura ortaya çıkıyor.

Buna karşılık, Başkan Thomas Bach yönetimindeki IOC, 2020 Olimpiyat Gündemi olarak bilinen süreçte reformlar yapılmasını teşvik etti. Bu öneriler arasında ihale maliyetinin düşürülmesi, ev sahiplerine hâlihazırda var olan spor tesislerini kullanmada daha fazla esneklik sağlanması, ihale sahiplerinin sürdürülebilirlik stratejisi geliştirmeleri için teşvik edilmesi ve dış denetim ve diğer şeffaflık önlemlerinin artırılması yer alıyor.

Bazıları daha sert önlemlerin gerekli olduğunu düşünüyor. Ekonomistler Robert Baumann, Bryan Engelhardt ve Victor A.Matheson,[11] düşük ve orta gelirli ülkelerin ev sahipliği yapma yükünden tamamen kurtulmaları gerektiğini ve IOC'nin bunun yerine "oyunları daha fazla maliyeti karşılayabilen zengin ülkelere vermesi" gerektiğini savunuyor. Olimpiyatların maliyet şahini Zimbalist, pahalı altyapının yeniden kullanılmasına izin veren bir şehrin kalıcı ev sahibi yapılmasını önerdi. Birçok ekonomist, bunun dışında, ev sahipliği yapmayı planlayan herhangi bir şehrin, oyunların Olimpiyat şenliklerinden daha uzun süre yaşayacak gelişimi teşvik etmek için daha geniş bir stratejiye uymasını sağlaması gerektiğini savunuyor. 

Bu tür büyük organizasyonlar artık bir spor etkinliği olmaktan çıktı

Günümüzde Dünya Kupası, Olimpiyat gibi büyük ve saygın organizasyonlar artık bir spor etkinliği olmaktan çıktı. Bu türden organizasyonlar çok ciddi bütçe gerektiren, yüksek maliyetli ekonomik ve finansal bir faaliyete dönüştü. Çünkü, bir olimpiyat düzenlemenin ortalama maliyeti bugün 7.5-8 milyar Euro civarında. Bu etkinlikle oluşan gelirlerin toplamı 4-6 milyar Euro düzeyine çıkabiliyor. Dolayısıyla, bu kadar yüksek tutarlı ve pahalı bir organizasyonu sadece bir sportif organizasyon olarak görmek, olayın ekonomik ve finansal yönünü gözden kaçırmak anlamına gelir ki, bu bizi yanlış analize götürür.

Bu organizasyonları tekelinde tutan, oluşan gelirin yarıdan fazlasını alan ve bilançosunda milyarlarca dolar servet ve birikime sahip görünen IOC, UEFA, FIFA gibi örgütlenmeler artık günümüzde birer ekonomik ve finansal dev uluslararası şirketlere dönüşmüştür. Bu kurumların yıllık bütçeleri, faaliyetleri sonucunda elde ettikleri gelirler milyarlarca dolara ulaşıyor. Bu gelirlerini sporun emrinde kullanması gereken bu kuruluşlar, varlıklarının çok önemli bir kısmını finansal getiri amaçlı kullanıyorlar. Yıllık net kârları 250 milyon dolarlara ulaşıyor. Temel amaçları sportif olması gereken bu kurumların, milyarlarca dolarlık finansal varlığa sahip olmaları, bu örgütlerin finansal bir şirkete dönüştüklerini bize gösteriyor.

IOC dev bir finansal şirkete dönüşmüş durumda

IOC Finansal raporuna göre[12] IOC 2017-2021 arası toplam 7,6 milyar dolar para kazandı. Bunun üçte ikisi 5.1 milyar doları yayın gelirlerinden geldi. IOC'nin finans kurumlarında ve bilançosunda tuttuğu nakit ve benzeri varlıkları toplamını oluşturan dönen varlıkları toplamı 4.486 milyar dolar seviyesinde. IOC'nin finansal olarak sahip olduğu varlık tutarı (finansal getiri elde ettiği) ise 2.971 milyon dolar. IOC'nin tüm varlıklarının toplamı da 2023 sonu itibariyle 6.491 milyon dolar oldu. IOC harcamalar ve diğer giderler düştükten sonra 2023 sonu itibariyle 308 milyon 345 bin dolar gelir fazlasına ulaştı ve 2023'ü 176,1milyon net kârla kapattı. IOC 2022 yılında da 261 milyon 195 bin dolar net kâr yapmıştı.

Bu işten kim para kazanıyor?

Gelirin önemli bir kısmı Uluslararası Olimpiyat Komitesi'ne (IOC) gidiyor. IOC, oyunların en büyük gelir kaynağı olan televizyon yayın gelirleri ile sponsorluk gelirlerinin yarıdan fazlasına sahip oluyor.

2020 Tokyo Olimpiyatları naklen yayın bedeli 3.1 milyar dolar idi. Paris 2024'ün yayın gelirlerinin de 3.8 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

Aslında, olimpiyatları düzenleyen ülkelerin hazineleri ellerini taşın altına sokarken, IOC bu etkinliklerin nimetlerini topluyor. Bu etkinlik sonrası külfet olimpiyatı düzenleyen ülkeye, nimet ise IOC'ye düşüyor.

Peki IOC bu işlerden ne kadar para kazanıyor?

IOC yolsuzluklara bulaşmış durumda

Yolsuzluk, IOC seçim sürecini de etkiledi. Rüşvet skandalları 1998 Nagano ve 2002 Salt Lake City oyunlarını gölgeledi. 2017'de Rio Olimpiyat Komitesi Başkanı, Brezilya oyunlarını güvence altına almak için ödeme yaptığı iddiasıyla yolsuzlukla suçlandı ve 2020 Tokyo seçiminde yasa dışı ödeme iddiaları ortaya çıktı.

Öte yandan, Tokyo Olimpiyatları Düzenleme Komitesi'nin eski üyelerinden Haruyuki Takahashi organizasyonun hazırlığı sırasında 1,4 milyon ABD Doları rüşvet aldığı iddiasıyla yargılanıyor.[13]

Sonuç

Olimpiyatlar dünyanın en saygın ve en büyük spor etkinliği. Bu etkinlik, ev sahibi ülke ekonomisine ciddi mali yükler getirmesine karşın, ülkelerin bu etkinliği kendi ülkelerinde düzenlemeye talip olmalarının ekonomik gelişmişlik düzeylerine göre farklı sebepleri bulunuyor.

Gelişmiş ülkeler bu türden organizasyonlarla sporun küresel etkisinden yararlanıp spordaki hegemonik üstünlüklerini devam ettirebilmeyi amaçlarken; gelişmekte olan ekonomiler ise içerideki sosyal sıkıntıları bastırabilmeye; siyasi ve ekonomik sorunların üstünü örtebilmeye yönelik "yumuşak gücü" harekete geçirebilmek amacıyla olimpiyatları düzenlemek istiyorlar. Ayrıca bu ülkeler uluslararası saygınlıklarını artırabilmek, uluslararası alanda kendilerine dost müttefikler yaratabilmek ve uzun vadede turizm başta olmak üzere bazı alanlarda gelir elde etmeyi de amaçlıyorlar.  

Ne var ki, yapılan çalışmalar da gösteriyor ki, düzenlenen olimpiyatların mali külfeti, yarattıkları nimetlerin çok üstünde. Genel olarak bu oyunlara harcanan devasa paralar, ev sahibi ülke ekonomilerine net bir ekonomik katkı sağlamıyor. Aksine, katlanılan yüksek maliyetler zaman içinde ekonomik gidişattaki olumsuzlukları daha da artırabiliyor, Atina örneğinde de gösterdiğimiz gibi bir dizi olumsuz reaksiyona da neden olabiliyor. Bu bağlamda bir ülke için Olimpiyat düzenleme kararı almak, ekonomik bir karardan daha çok siyasi bir karar olarak önümüze çıkıyor.

Diğer yandan, olimpiyatlarla ilgili tüm sosyal ve ekonomik faydaları –ve maliyetleri– sayılara dönüştürmenin kolay bir iş olmadığını burada bir kez daha yineleyelim. Olayın ekonomik yönünün dışında orta ve uzun vadede sosyal fayda sağlayıcı özelliğinin de olması, örneğin olimpiyatların, genç nüfusu spora teşvik ederek, o ülkenin bir spor ülkesi olması yolunda atımlar atılması ve uzun vadede bundan ekonomik ve mali anlamda bir gelir elde edilmesi stratejisi de, günümüzde show business temelli finansal bir faaliyete dönüşmüş durumda… 

Bu işten para kazanan tek kurum var, o da Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC). Sporun uluslararası gelişimine katkıda bulunma misyonundan hızla uzaklaşan IOC'nin ve komite üyelerinin adı UEFA ve FIFA'da olduğu gibi yolsuzluk ve rüşvetle anılır hale geldi. Son zamanlarda komite üyelerine açılan davalar ve yargılamalar da gösteriyor ki, IOC kirlenmiş durumda. Oysa, IOC gerçek vizyon ve misyonu ile hareket edip olimpiyatları daha çok ihtiyacı olan ülkelerde düzenlemek suretiyle spora ve insanlığa daha çok katkıda bulunabilir. Olimpiyat masraflarını üstlenerek, gelişmekte olan ülkelerde bu etkinliği düzenleyebilir ve spor aracılığıyla uluslararası barışın sağlanmasına katkıda bulunabilir. Tüm ülkelerin bu sportif etkinlikten yararlanabilmesine olanak sağlayabilir. Ancak, IOC'nin hiç böyle bir derdinin olmadığı mali tablolarında yer alan finansal verilerden belli oluyor.  


[1] Tuğrul Akşar, "Olimpiyat Düzenlemek Akıl Karı Mı? Ülkeler Neden Olimpiyat Düzenlerler?" 1 Eylül 2013, https://www.futbolekonomi.com/index.php/haberler-makaleler/genel/122-tugrul-aksar/2730-olimpiyat-duezenlemek-akl-kar-m-uelkeler-eden-olimpiyat-duezenlerler.html

[2] The Oxford Olympics Study 2024: Are Cost and Cost Overrun at the Games Coming Down? May 2024, https://www.politico.eu/wpcontent/uploads/2024/07/15/The_Oxford_Olympics_Study_2024_Are_Cost_and_Cost_O_240715_145740_cleaned.pdf

[3] The Economics of Hosting the Olympic Games, https://www.cfr.org/backgrounder/economics-hosting-olympic-games

[4] Research, Football, Forecasts and fairy Tales, Deutsche Bank,

https://www.dbresearch.com/PROD/RPS_ENPROD/PROD0000000000533972/Footballyüzde 2C_forecastsyüzde 2C_and_fairy_tales.pdf?undefined&realload=efjxSfFo7FKz//lOFt93YF6C2jFcQSpX9Gfj2Xygy3Yp4CXrgq~GZJf3XOMzMWvB

[5] https://cdes.fr/2024/05/14/actualisation-de-letude-dimpact-economique-ex-ante-de-paris-2024/

[6] https://cdes.fr/wp-content/uploads/2024/05/2024.04_Paris-2024_Economic-impact-study_final.pdf

[7] https://journals.sagepub.com/doi/10.1177/0308518X221098741

[8] Martin Müller, David Gogishvili and Sven Daniel Wolfe, "The structural deficit of the Olympics and the World Cup: Comparing costs against revenues over time", 2022.

[9]https://www.researchgate.net/publication/381157992_The_Oxford_Olympics_Study_2024_Are_Cost_and_Cost_Overrun_at_the_Games_Coming_Down

[10] https://www.perlego.com/book/742558/circus-maximus-the-economic-gamble-behind-hosting-the-olympics-and-the-world-cup-pdf

[11] The Labor Market Effects of the Salt Lake City Winter Olympics,

https://www.researchgate.net/publication/228465904_The_Labor_Market_Effects_of_the_Salt_Lake_City_Winter_Olympics

[12] International Olympic Committee, Annual Report 2023, https://stillmed.olympics.com/media/Documents/International-Olympic-Committee/Annual-report/IOC-Annual-Report-2023.pdf

[13] https://apnews.com/article/tokyo-olympics-bribery-takahashi-dentsu-ba98098858ed30013d785966956d908d

Tuğrul Akşar kimdir?

Tuğrul Akşar 1962 yılında Niğde'de doğdu. 1988'de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü'nden mezun oldu. Aynı fakültenin İşletme Anabilim dalında yüksek lisansını tamamladı. 

1989'dan itibaren bankacılık sektöründe yönetici olarak çalıştı.

2000 yılından itibaren "futbolun görünmeyen yüzü" olarak bilinen futbol ekonomisi, finansı, yönetimi ve felsefesi üzerine çalışmalar yaptı, makaleler yazdı, kitaplar yayımladı, üniversitelerde dersler verdi, yurt genelinde konferans ve seminerlere katıldı, radyo ve televizyon programlarına konuk oldu. Futbolun genel ekonomik, finansal ve yönetsel sorunları ve çözüm önerilerini içeren video içeriklerini paylaşmayı sürdürüyor.

Konusunda referans olan ilk kitabı "Endüstriyel Futbol" 2005 yılında yayımlandı. 2006'da Doç. Dr. Kutlu Merih ile birlikte "Futbol Ekonomisi", 2008'de "Futbol Yönetimi" adlı kitapları çıktı. 2010'da "Futbolun Ekonomi Politiği", 2013'te "Krizdeki Futbol", 2020'de de altıncı kitabı "Endüstriyel Futbolun En Üst Aşaması: Finansal Futbol" yayımlandı. 

Doç. Dr. Kutlu Merih ile birlikte 2005 yılında Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi'ni kurdu.

2005 yılında Meclis Araştırma Komisyonu tarafından düzenlenen Sporda Düzensizliğin ve Şiddetin Araştırılması Raporu'nun 25 sayfalık kısmı "Endüstriyel Futbol" adlı kitabından alınan Akşar, 2011yılında davet üzerine TBMM Araştırma Komisyonu üyelerine "Türk Futbol Kulüplerinin Finansal Yeniden Yapılanması ve Yönetişimsel Sorunlarına Çözüm Önerileri" konusunda bir brifing ve rapor verdi.

Nisan 2011'de Teşvik ve Şikeyi Önleme Yasası'nın çıkmasına katkı sağladı, kulüplerin finansal yeniden yapılandırılmasına ilişkin raporunda sunduğu çok sayıda öneriye yasada yer verildi.

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği'nin (TKYD) oluşturduğu Kurumsal Yönetim ve Futbol Endüstrisi Çalışma Grubu'nda da yer alan Akşar, 2010'da yayımlanan "Kurumsal Yönetim İlkeleri Işığında Türk Futbol Kulüpleri Yönetim Rehberi"nin iki bölümünü kaleme aldı.

"Futbol Ekonomisi" ve "Futbol Yönetimi" kitapları bazı üniversitelerde seçmeli derslerde ana kaynak olarak okutulan Akşar, Türk futbolunun sorunlarına çözüm olabilecek araştırmaları yayımlama, araştırmacılara referans sağlama, futbolun entelektüel boyutuna katkıda bulunma amacıyla www. futbolekonomi.com sitesini hayata geçirdi.

Bir süre Radikal ve Cumhuriyet Spor eklerinde ve Tamsaha'da yazdı, halen Dünya gazetesinin haftalık "Ekospor" köşesinde ve Mayıs 2015'ten itibaren T24'te yazıyor.

Evli ve iki çocuk babası.