Tolga Şardan

17 Mayıs 2022

Emniyet'te yaşanan emeklilik krizi

İçişleri Bakanlığı, FETÖ'yle mücadele çerçevesinde fırsat bilip sadece FETÖ'yle bağı olan emniyet müdürlerini değil, sistemi sorgulayan, hayata bakışı iktidarla örtüşmeyen, iktidarın uygulamaya çalıştığı sosyal yaşam biçimine uymayan, hatta farklı mezhepten olan personeli emekliye sevk etti

Emniyet teşkilatında amir ve müdür rütbesindeki personeli yakından ilgilendiren Yüksek Değerlendirme Kurulu (YDK) çalışmalarının ilk bölümünü geçen hafta tamamladı.

Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş'ın başkanlığında bir araya gelen kurul üyeleri, bir üst rütbeye terfi edenlerin yanında emekliliğe sevk edilecek amir ve müdürleri de tespit etti.

Hazırlanan terfi ve emeklilik listeleri son onay için İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya gönderildi. Listelerde "ekleme / çıkarma" gibi problemler olmaması halinde kararlar bu hafta açıklanabilir.

Kurul çalışmalarıyla ilgili 26 Nisan'daki Büyüteç'te kurul üyeliklerine yapılacak seçimle ilgili olası sonuçları yazmıştım.

Yanılmamışım. Kurul üyeliği seçiminde başka adayların olmasına karşın tahmin edildiği üzere Bakan Soylu'nun sağ kolu Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz kurul üyesi seçildi!

Diğer üye ise, boşalan genel müdür yardımcılığı koltuğu için en güçlü aday olan Adana Emniyet Müdürü Doğan İnci oldu.

Sonuçta kurulun neredeyse tamamı İçişleri Bakanı Soylu'nun ekibinden oluştu. Polis Akademisi Başkanı Yılmaz Çolak dışında.

İşte bu YDK, teşkilatı 2023'e taşıyacak kadroların düzenlemesine imza attı. İlk gelen haberlere göre, "Soylu'nun emniyette kurduğu sisteme uymayanlar" emekli edildi.

Terfi ve emeklilik listelerinin netleşmesiyle fotoğraf daha net biçimde görülecek.

Geçen yıldan kalan hukuksuzluk

Geçen yılki YDK'da yaşananları Büyüteç'te yine geçen yıl duyurmuştum.

Yine Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş'ın başkanlığında toplanan YDK'da yaşananlardan en önemlisi kurulun doğal üyesi olan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan'ın alınan kararlara muhalefet şerhi düşmesiydi.

Çalışkan, özetle kurulun aldığı kararları, objektiflikten uzak ve taraflı olduğunu değerlendirdikten sonra kaleme aldığı uzun şerh yazısıyla eleştirdi.

Aynı YDK'da alınan kararlarda dikkat çekici başka karara imza atıldı.

Söz konusu kararın ucu 2015'e gidiyor. Yani 17- 25 Aralık 2013'te yaşananlara kadar.

Hükümetin FETÖ'yle yaşadığı yol ayrımından sonra emniyet teşkilatında özellikle dört ayrı emniyet müdürü rütbesinde tasfiye hareketi başlatıldı.

Tasfiye çalışmaları çerçevesinde yaklaşık bin 400 emniyet müdürü zorunlu (resen) emekli edildi.

İçişleri Bakanlığı, FETÖ'yle mücadele çerçevesinde fırsat bilip sadece FETÖ'yle bağı olan emniyet müdürlerini değil, sistemi sorgulayan, hayata bakışı iktidarla örtüşmeyen, iktidarın uygulamaya çalıştığı sosyal yaşam biçimine uymayan, hatta farklı mezhepten olan personeli emekliye sevk etti.

Söz konusu kriterlere uyduğu için FETÖ'cü olmadığı halde emekli edilen mesleğim nedeniyle şahsen tanıdığım, bildiğim isimler mevcut.

Böylece daha "steril" ve "iktidara bağlı" bir emniyet yönetimi oluşturulması hedefine ulaşıldı.

Ardından 15 Temmuz 2016'daki başarısız darbe girişiminde sonra yürürlüğe konulan KHK'lar kapsamında 2015'te emekliliğe sevk edilenler arasında bulunan FETÖ bağlantılı emniyet müdürleri, emniyet teşkilatından ihraç edildi.

Sonrasında yeni gelişmeler yaşlandı.

Şöyle ki, FETÖ'cü olmadıkları halde saydığım diğer kriterlere uymadıkları için emekli edilen emniyet müdürleri bu kez "FETÖ'cü olmadıklarının anlaşılmasıyla birlikte teşkilata geri dönmek" amacıyla idari yargıya giderek dava açtı.

Ülke genelinde sayıları 250'yi bulan davacı emniyet müdürü, idari davaları kazanarak mahkemenin verdiği "yürütmeyi durdurma" yoluyla teşkilata dönme hakkını elde etti.

Ancak İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü, söz konusu yürütmeyi durdurma kararlarını uygulamadı. Zaman içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 2019'da, 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Yasası'nın geçici 27. Maddesi'ne karşı Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararın uygulanmasına hükmetti.

Ardından karar düzeltme aşamasında da Danıştay davacı emniyet müdürlerinin lehine karar aldı.

Bu kadar olumlu mahkeme kararına karşın, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü, davacı emniyet müdürlerinin "esastan dönüş kararlarını" uygulamadı.

Her iki kurumun bu tutumuyla aynı zamanda hem anayasal suç, hem de TCK'nın 257. Maddesi hükümlerine göre görevi kötüye kullanma suçunu işlediklerini hatırlatayım!

Davacı emniyet müdürlerinin ellerinde mahkeme kararı bulunmasına rağmen göreve dönmelerinin önünün kesilmesini amaçlayan Emniyet Genel Müdürlüğü, YDK'nın 2021'deki kararlarına davalarını kazanan emniyet müdürlerinin durumunu da görüştü.

Kurul, sonuçta ellerinde geriye dönüş kararıyla kazanılmış hakları bulunan 146'sı 1.sınıf, 27'si 2.sınıf, 61'i 3.sınıf ve 39'u 4.sınıf olmak üzere toplam 273 emniyet müdürünü, 2015 yılı itibarıyla bir kez daha "resen" emekli edildi.

Anayasa'ya aykırı olarak yaratılan hukuksuzluk durumuyla hem de Anayasa Mahkemesi ve Danıştay'ın kararlarına karşın hiç göreve başlatmaksızın.

Yukarıdaki belge, yaratılan hukuksuz durumun kanıtı.

İmzalar belli. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Bakan Yardımcısı Muhterem İnce ve Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş.

Emekli edilen emniyet müdürlerinin mücadelesi sona ermedi elbette.

Gene yıl verilen bu karara yine idare mahkemeleri üzerinden itiraz eden emniyet müdürleriyle beraber önceki Danıştay sürecini yeni tamamlayıp hak sahibi olanlar var.

Onların durumları geçen haftaki YDK'da bir kez daha görüşüldü.

Ne sonuç çıktığını kararların açıklanmasıyla öğreneceğiz. Fakat önceki yaşananlara baktığımızda hak sahiplerinin haklarını alacağı yönünde herhangi bir olumlu sinyal gözükmüyor.

Kısacası; görevi, yetkileri ve sorumluluklarıyla adaletin yerine getirilmesine aracı olması gereken bir teşkilat, hukuksuzluğa devam edecek.