Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş
Kimi insanlar vardır. Siyasi fikrine, ideolojisine karşısınızdır. Ama o insanın “mert-dürüst” olduğunu bilirsiniz, güvenilir bulursunuz. Mansur Yavaş toplumun önemli bir kesimi için böyle bir isim. CHP içinde politika yapmaya başladığı tarih 21 Aralık 2013. Parti tüzüğünün 12. Maddesi’ne dayanılarak (2018’de yenilenen tüzüğün 6. maddesinin 4. bendi) o dönemki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun talebi MYK kararıyla aday olmak için CHP’ye katıldı. (İlgili madde şöyle diyor: Genel Başkan tarafından partiye yararlı olacağı gerekçesiyle önerilen kişilerin Merkez Yönetim Kurulu kararıyla üyeliğine karar verilebilir. Bu şekilde üyeliğe kabul edilenler üç ay boyunca yalnızca seçilme hakkından yararlanabilirler.)
Yavaş, 2014 yerel seçimlerinde CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu. Melih Gökçek’e karşı yarıştı. Yüzde 43.8 gibi yüksek bir oy almasına rağmen sabaha kadar süren sayımlar sonucu 32 bin 187 oy farkla kaybetti. Tarih 2016’yı gösterdiğinde Yavaş, CHP’den istifa edecekti. O dönem MHP Kongresi’nin yapılacağı bir sürece denk geldiği için istifası bununla ilişkilendirildi ama o bunu reddetti. 2019 yerel seçimlerine CHP’nin İYİ Parti ile ittifak ile gireceği illerden Ankara’nın yeniden başkan adayıydı. Bu kez CHP’den seçildi. Tabii HDP’nin de stratejik olarak büyükşehirlerde aday çıkarmamasının da payı vardı.
Yavaş, Ankara’da yaptığı çalışmalar kadar 2023 cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde anketlerin Ekrem İmamoğlu ile birlikte en favori adayıydı. Altılı Masa’nın Kılıçdaroğlu’nu tartışmalı aday gösterme sürecinde onun adına iki kritik nokta yaşandı. Birincisi Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, 2023 seçimlerine bir yıl kala Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanı adayı olması gerektiğini söyledi. Gerekçesi ilginçti:
"Biz parti olarak, bir yumuşak geçişi, Türkiye'nin gerilime girmeden düzgün parlamenter demokrasiye geçiş sürecini yönetebilecek ve halkın her kesiminden oy alabilecek kişinin Mansur Yavaş olduğunu gördük." (İsmail Küçükkaya’nın o dönem çalıştığı, Fox TV’deki programda dile getirdi.)
Özdağ, bunu ‘milli mesele’ olarak gördüklerini söylemiş, Yavaş’ı ‘göreve’ çağırmıştı. Mansur Yavaş, o dönem bu çağrıyı ‘Ben kamu görevlisiyim, kendimi siyasetin içinde görmüyorum’ diye yanıtlayacaktı.
İkincisi, seçimlere iki ay kala ‘aday dayatıldığı gerekçesiyle’ Altılı Masa’dan kalkan İYİ Parti’nin o dönemki Genel Başkanı Meral Akşener’in, İmamoğlu ile kendisine yaptığı çağrıydı:
“Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’na çağrıda bulunuyoruz. Siz bu milletin iradesiyle seçildiniz. Görevinizi en iyi şekilde yaptınız. Milletimizi enkazın altında bile yalnız bırakmadınız. Milletimiz gayretlerinizi gördü yanınızda durdu. Bugün de çok kritik bir kırılmanın eşiğinde sizi göreve çağırıyoruz.”
İmamoğlu da Yavaş da adaylığı kabul etmediler ama seçim kazanılırsa cumhurbaşkanı yardımcılığı pozisyonuna getirilecekleri açıklandı. Masa’nın adayı Kılıçdaroğlu, bu iki isimle beyaz gömleklerle, bir çalışma masasında bir arada görüntü vererek ‘Yiğitlerim’ başlıklı bir video yayınlamıştı. Ve kazanılırsa iki isme verilecek görevler açıklanmıştı. Her iki isim de seçimlere kadar alanda yoğun çalıştı. Seçimlerin kaybedilmesinin ardından İmamoğlu’nun partide başlattığı ‘değişim’ rüzgarında genel başkanın değişmesiyle neticelenen süreçte Yavaş, Kılıçdaroğlu’na daha yakın durdu. Ancak Özgür Özel genel başkan olduktan sonra onunla da iyi bir çalışma ritmi tutturdu. Özellikle Özel’in şu cümlesinin hoşuna gittiğini kendisini ziyarete gelenlere söyleyecekti:
“Şu anda takımda iki forvet var. Biri Mansur Yavaş, diğeri Ekrem İmamoğlu. Ama birçok yeni figür de parlıyor. Bu isimlerden en iyi takımı kurmak önemli. Maçın son dakikasında bir penaltı kazanıldığında teknik direktör, ‘Bırakın ben atacağım’ demez. En formda oyuncusuna attırır. Belediye başkanlarımız kendi aralarında çok iyi işler yapacaklar. Günü geldiğinde de arkadaşlarımızdan biri cumhurbaşkanı adayı olacak.”
Şimdi gelelim bugüne ve bundan sonrasına. Bir süredir kimi kulis bilgilerinde CHP içinde cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda görev dağılımı yapıldığı, Yavaş’ın yardımcılığı kabul ettiği söyleniyor. Benim parti içinden aldığım bilgi ise tam tersi. Mansur Yavaş, her hal ve karda cumhurbaşkanı adayı olacak. CHP’den ya da 100 bin imza ile bağımsız. Peki burada ortaya çıkan durum nasıl olur? Konuştuğum isimlerden aldığım notları paylaşayım:
-Mansur Yavaş aday olursa öncelikle doğal olarak, geldiği siyasi gelenek-parti sebebiyle milliyetçi-muhafazakâr kesimden oy alır. Ama kendini sosyal demokrat olarak tanımlayan kitleler de tabii açıklayacağı programa göre oy verebilirler.
-Kürt seçmenden oy almakta zorlanır. Bir CHP’li yönetici “Mansur Bey güncel konularda konuşmuyor; hep söylediği gibi esas noktası belediye ama konuştuğu zaman CHP’nin şu anki çizgisinden farklı bir yere düşer” diyor. Tabii burada şöyle bir nokta da ortaya çıkıyor: Böyle bir yolculuğa çıkacaksa, yani cumhurbaşkanı adaylığı sürecinde elbette bazı konularda daha kapsayıcı olacaktır.
-Fikirlerine çok önem verdiğim bir akademisyen, İmamoğlu ile Yavaş arasındaki önemli bir farkın altını çizdi:
“İmamoğlu mevcut sistemi devam ettirip liderliği tek götürmek istiyor. Mansur Yavaş parlamenter sisteme daha çabuk geçme yönünde adım atabilir. Yaşı itibariyle bunu yaparak tarihe geçmek isteyebilir.”
-Aynı akademisyen hitabet ve halkla ilişkiler konusunda İmamoğlu’nun Yavaş’a göre daha şanslı olduğunu söylüyor ve ekliyor:
“İmamoğlu profesyonel bir ekiple çalışıyor. Bu ekiplerin yaptığı çalışmayla, özellikle okumuş orta sınıflarda, ona karşı bir bağlılık oluştu.”
-Peki Yavaş’ın kadrosu var mı ya da sadece milliyetçilerden mi oluşuyor? Yavaş’a yakın olduğunu söyleyen bir isim kısa süre önce yeni isimlerin geldiği Ankara Kent Konseyi’ni işaret ediyor: “İsimlerin çoğunu başkan kendisi davet etti. Sosyal demokrat da var muhafazakâr da… Konu iş yapmak, ülke olunca ayrım yapmaz.”
Elbette hayat-siyaset bu kadar toz pembe değil. Bir dönem yaptığınız konuşmalar-çıkışlar hayat boyu arkanızdan geliyor.
Bitirirken…
Önümüzdeki dönem Mansur Yavaş, CHP içi hareketlerde-siyasi beklentilerde değil ama cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda büyük ihtimal kritik bir aktör olacak. Yavaş’ı denklem dışı görenler yanılıyor. Bir de ‘seçimlere daha çok var’ diye düşünenler. Son ana bırakılan adaylıkların ya da aday belirleme sürecine kadar yapılan yıpratmaların neye mal olduğu görüldü. Üstelik karşıda 22 yıllık bir iktidar var. Üstelik “Bitti-bitiyor”, “Ayrıldılar-ayrılıyorlar” derken tekrar bir araya gelen-bir arada duran... Tabii ekonomiden adalete her geçen gün büyüyen buhranın, memleketi ne zaman erken seçime götüreceğini de bilemeyiz.
Murat Sabuncu kimdir?Murat Sabuncu İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi bölümünü bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletmecilik Sertifikası programını tamamladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Medya ve İletişim Sistemleri konusunda yüksek lisans yaptı. Dergi, gazete, radyo, televizyon, internet haber sitelerinde muhabirlik, editörlük, yayın koordinatörlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı yaptı. En uzun süre Milliyet gazetesinde çalıştı. Tempo dergisinde genel yayın yönetmenliği, Fortune dergisinde kurucu yönetmenlik yaptı. Skytürk 360'da ekonomiden politikaya değişik programlar hazırladı, sundu. Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni oldu, ikinci ayında tutuklanıp Silivri Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Hapsedildiği cezaevinde 1,5 yıl tutuklu kaldı. T24'te köşe yazarlığı, yapıyor. 2016 yılından beri pasaportu ve sürekli basın kartı verilmiyor. Yargıtay'ın iki kere verdiği beraat kararına rağmen 7,5 yıl hapis cezası talebi içeren dosyası, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bekliyor. Bölgeden tanıklıklarını ve izlenimlerini "Gazze: Mahsuscuktan Bir Aşk Hikâyesi" adıyla yayımlanan kitabında paylaştı. Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü ve Ayşenur Zarakolu Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü sahibi. Sorbonne'da hukuk doktorası yapan avukat oğlu, Nuri isimli bir kedisi var. |