Günaydın hüzün!
Gözlerimi güne böyle açtım.
Olay TV kapanmış,
daha doğru deyişle kapatılmış.
Sadece 26 gün yayın yapabilmiş.
Anlaşılan o ki, haberleri iktidarı rahatsız etmiş.
Kanalın Genel Yayın Yönetmeni
Süleyman Sarılar'ın açıklaması:
Biz yayına başladığımızda
tek ölçümüz olacak demiştik:
Haber. Eğer haberse
her haberi saklamadan, eğmeden,
bükmeden, gizlemeden verecektik.
Verdik de...
Ancak bu habercilik anlayışı,
zannediyorum bir sürü yeri rahatsız etti.
Olay TV'nin çalışanları toplanmış,
son bir hatıra fotoğrafı çektirmişler.
İşsizliğe hoş geldin fotoğrafı...
Ya da baskıya hayır fotoğrafı...
Gazeteci milletinin o bitmeyen çilesi...
Günaydın hüzün!
Gözlerimi güne böyle açtım.
Meclis'ten yeni bir yasa geçmek üzere.
Sivil toplumu felç etmek
isteyen bir kanun.
Sevgili Baskın Oran yazısının
başlığını şöyle koymuş:
Hazırlanın:
Şeddeli ve sürekli OHAL geliyor!
AKP+MHP iktidarı
çok sıkışmış olmalı ki,
şimdi 3 yılın bitmesini beklemeden
yeni ve şeddeli bir OHAL getiriyor.
Evet, içimde büyük bir hüzün dalgasıyla
birlikte bir sıkıntı yumağı kımıldıyor.
Gazeteciler işsiz...
Gazeteciler hapis...
İfade özgürlüğü gün geçtikçe boğuluyor.
Hukuk lafta bile kalmıyor.
Yargı biat kurumu haline geliyor,
Saray'ın sözünden çıkmıyor.
Hiç mi nefes alamayacağız?
Nasıl yazmaya devam edeceğiz?
Bu gidişle, anlaşılan,
hepimiz hapsi boylayacağız.
CHP lideri Kılıçdaroğlu'na
kulak veriyorum:
Önümüzdeki seçimler bir parti seçimi değil,
demokrasiyi isteyenlerle,
totaliter rejimden yana olanların seçimidir.
Kendi ülkemize demokrasiyi,
demokratik yollardan getireceğiz.
Belki de cumhuriyet tarihinde ilk kez hiçbir grubu,
partiyi dışlamadan
hiçbir vesayeti kabul etmeyerek
anayasamızı yapacağız.
Bize oy verin diyoruz,
çünkü bizi dilediğiniz gibi
eleştirme hakkını
size vereceğiz diyoruz.
Türkiye şu an bir dikta yönetimi altındadır,
bunu hep birlikte görüyoruz.
Gazeteci milletine!
Canınızı sıkmayın.
Gözlerinizi çok daha güzel günlere
açacağınız zamanlar da gelecek,
önünüzde daha koca bir hayat var.