Hasan Cemal

13 Aralık 2020

Devlet Bahçeli hakkında suç duyurusunda bulunuyorum!

Bahçeli hukukun üstünde değildir, yargılanmalıdır!

Kiralık kalem...
Aydın müsveddesi...
Sözde gazeteci...
Kimliksiz akademisyen...
Çürük şahıs...
Bölücü...
Pişkin...
Pervasız...
Pislik...

Kim bunlar?
Aralarında benim de bulunduğum
805 yurttaş.
Peki, bu ağzı bozuk ötesi olan kim?
Devlet Bahçeli.
MHP lideri, Erdoğan'ın iktidar ortağı.
Peki ya bu kadar küfür hakaret neden?
Demokrasi, hukuk, özgürlük,
insan hakları istediğimiz için.
Aralarında benim de bulunduğum
805 yurttaş, 10 Aralık İnsan
Hakları Günü dolayısıyla
bir bildiri yayınladık.
Açıklamamızda özgürlük dedik.
Hukukun üstünlüğü dedik.
İnsan hakları dedik.
İnsanca yaşam dedik.
Yargı bağımsızlığı dedik.
Siyasetçiler için af dedik.
Kadın hakları dedik.
Demokrasi ittifakı dedik.
Devlet Bahçeli ne dedi?
Zillet bildirisi dedi.
İhanet bildirisi dedi
Ve biz 805 imzacı'ya
yukarıdaki gibi sövdü saydı.
Lafı uzatmak istemiyorum.
Suç işledi Devlet Bahçeli.
Hakaret suçu işledi.
Sövme suçu işledi.
Nefret suçu işledi.
Bu ülkenin 805 yurttaşını hedef gösterdi.
Düşmanlaştırdı.
Şeytanlaştırdı.

Eyy bu memleketin savcıları;
Devlet Bahçeli hakkında
suç duyurusunda
bulunuyorum.
Bahçeli'nin
yargılanmasını istiyorum.
Devlet Bahçeli
hukukun üstünde
değildir diyorum.

Şunu kafanıza sokun.
Ne yaparsanız yapın,
bizleri korkutamazsınız.
Bizler bağımsız düşünürüz.

Özgür düşünürüz.

Tek başımıza kalsak da
doğru bildiğimizi söyleriz.

Milliyetçi çığırtkanlarla
bizim işimiz yoktur.

Biat kurumları bize göre değildir.

Bizim dünyamız, sözcüklerin
özgürce uçuştuğu bir dünyadır.
Ne yapsanız, sözcüklerin özgürce
uçuşmalarını engelleyemezsiniz.
Hapishaneler dolup taşsa da,
mahkeme kapılarında izdiham yaşansa da,
sözcükler özgürdür. Ne yapsanız
sözcükleri hapsedemezsiniz.
Eleştiri hakkını elimizden alamazsınız.

Farklı düşünme hakkımızı yok edemezsiniz.

İfade özgürlüğü bizim alın yazımızdır.
Entelektüel isimli kitabında
Edward Said şöyle der:


Entelektüelin tek dayanağı,
tavizsiz düşünce
ve ifade özgürlüğüdür.
Bu özgürlüğün savunma hattını
gevşetmek veya dayandığı
temellerden herhangi birinin
kurcalanmasına göz yummak,
entelektüelin işine ihanet etmesi
demektir.
 

Şunu iyi bilin:
Bizim ihanetle işimiz yok.
Hiç olmadı.
Biz o sizin bildiğiniz
iktidar yalakalarından,
iktidar tetikçilerinden,
avantacı takımından değiliz.

Her devrin insanı iktidar soytarılarıyla
bizim işimiz yok.
Sizlerin ne yapmak, nereye varmak
istediğinizi çok iyi görüyoruz.
Tarih bizim önümüzü
çok iyi aydınlatıyor çünkü...
Farklı seslerin tümüyle susturulduğu,
eleştirinin tamamen boğulduğu,
özgürlüğün tümden sıfırlandığı bir rejimin
hayalini kuruyorsunuz.
Bu memlekete büyük acılar
çektirebilirsiniz belki ama
bu bakımdan başarı şansınız yok,
hayaliniz gerçek olmayacak!