Gökçer Tahincioğlu

14 Eylül 2024

Narin, örtülü aflar, serbest kalan suçlular ve diğer çocuklar

Biliyoruz ki suçlular kısa süre içerisinde tahliye olabilecek. Bu ülkede en ağır cezayı asla katiller yatmaz. Ancak Narin'in arandığı süreçte yaşanan garipliklerin de ayrıca soruşturulması gerekmiyor mu?

Narin Güran

Rahşan Ecevit'in, "kader mahkûmu" tanımı ile başladı son 25 yıllık hikâye…

Türkiye elbette bir af ülkesi. 1999'dan önce de defalarca genel ya da özel aflar çıkartıldı.

Ekonomik krizin oy oranları üzerindeki etkisini biraz olsun kırmak için toplumsal barış, ceza adaleti gibi kavramlar hiçe sayılarak; "Şartla Salıverme" adı altında af yasası çıkartıldı 1999'da.

Etkisi bugün bile devam eden bir yasa.

70 bin hükümlünün bulunduğu cezaevlerinden 40 bine yakın suçlu çıktı. Birkaç yıl içerisinde iki katı kadar suçlu cezaevine döndü. Cezaevlerinin kapasitesi yetmez oldu… Tahliye edilenler sabıka kayıtlarına yeni suçları da eklemişti.

* * *

Her türlü affa karşı olduğunu açıklayarak iktidar olan, yıllarca bu söylemi tekrarlayan AKP, rotasını değiştirdikten sonra sözünden dönmüş gibi görünmemek için örtülü aflar çıkarmaya başladı. Af çıkarıldığını reddetti ancak farklı isimlerle çıkartılan sistematik aflara artık herkes alışmıştı.

Anayasa hukukçusu Tolga Şirin, T24'te yayımlanan yazısında gayet net biçimde anlatmıştı bu örtülü afları.

* * *

Elbette bu düzenlemelerden "siyasi" suçlardan hapse mahkûm edilenler yararlanamadı. AİHM kararlarına rağmen cezaevlerinde tutulanlar, 25 yıldır cezaevinde bulunmasına rağmen "iyi halli" sayılmayanlar da yararlanamadı.

Kimler yararlandı?

Mafya, katiller, vücut dokunulmazlığına karşı suç işleyenler, cinsel dokunulmazlığa karşı suç işleyenler, cinsel istismar suçunu işleyenler, hırsızlar, gaspçılar…

* * *

Bir önceki yazıda, yetişkin erkek nüfusunun neredeyse yüzde beşinin cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ve cinsel istismar suçundan soruşturma geçirdiğini belirtmiştim. 2023 rakamlarına bakanlar, yüzde beş değil, binde beş düzeltmesi yaptılar haklı olarak.

Oysa binde beş sadece 2023'teki rakam.

Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü verilerine göre, sadece 2023'te bu suçlardan her bin yetiştin erkekten beşi soruşturma geçirdi. Tek başına vahim…

Ama son 10-15 yılın rakamları daha da vahim.

* * *

Sadece 2014-2021 arasındaki dosya sayıları bile bize vahim bir tabloyu gösteriyor. Yıllara göre cinsel saldırı yani sadece tecavüz suçunun işlendiği olay ve karar sayısı şöyle:

Pandemi döneminde düşen dosya sayıları ve hemen ardından çıkartılan örtülü afların etkisiyle artan sayı dikkati çekmiştir.

Cinsel istismar, yani küçük çocuklara karşı yapılan eylemlerle ilgili dosya sayıları da benzer bir tabloyu gösteriyor.

Bu rakamlara cinsel taciz dahil diğer cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar dahil değil…

* * *

Gelelim daha vahim rakamlara…

Sadece 2021'de cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan soruşturulan kişi sayısı kaç biliyor musunuz?

206 bin 852 kişi…

Toplam 243 bin 809 suç nedeniyle soruşturulmuşlar.

Buna cinsel istismar suçundan soruşturulan 69 bin 773 kişi dahil değil.

2022'de de rakamlar benzer.

Soruşturulan kişi sayısı 204 bin…

2023'te ise rakam 200 bin 611 kişi

* * *

Savcılıklar genellikle bir yıl içerisinde bu suçlara ilişkin soruşturmaları tamamlıyor. Bir sonraki yıla devreden dosya sayısı yarıdan az… Devreden dosyalar da sonraki yıl kapatılıyor.

Bu demek ki her yıl bu suçlardan soruşturulan insan sayısı 100 ila 150 bin civarında artıyor. 10 yılın ortalaması 1,5 milyon kişi…

Daha vahim bir tablo, 2009'da bu suçlardan soruşturulan kişi sayısının 60-70 binlerde olması. Katlanarak artan, durmadan büyüyen bir tablo. Ve durmaksızın affedilen suçlular.

* * *

Tam buradan Narin'in öldürülmesine ilişkin soruşturmaya dönmekte fayda var.

Küçük bir kızın öldürülmesi, ailenin iş birliği yaparak cinayeti gizlemesi, birilerinin "iş gören, işe yarayan" aileye akıl vermesi…

Biliyoruz ki suçlular kısa süre içerisinde tahliye olabilecek. Bu ülkede en ağır cezayı asla katiller yatmaz.

Ancak Narin'in arandığı süreçte yaşanan garipliklerin de ayrıca soruşturulması gerekmiyor mu?

Aileye akıl verenlerin, soruşturmanın gizliliğini ihlal edenlerin, soruşturmayı savsaklayanların açığa çıkartılması, bunu neden yaptıklarının ortaya konulması gerekmiyor mu?

Elbette bu boyutuna bakılmayacak bile…

Bu adalet sistemi değişmedikçe, değişmeyecek yaşananlar.

Bir dosya daha kapanacak.

Narin de listedeki çocuklardan biri olacak.

Rakamlar büyüyecek her geçen yıl… Ve bizler saymaya devam edeceğiz…

Gökçer Tahincioğlu kimdir?

Gökçer Tahincioğlu, 1997'den 2018'e kadar Milliyet Gazetesi'nde yargı muhabirliği, Ankara Haber Müdürlüğü, köşe yazarlığı yaptı.

Haber, yazı ve fotoğraflarıyla Musa Anter, Metin Göktepe, Abdi İpekçi gibi isimlerin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Özgürlüğü ödüllerine layık görüldü.

Bu Öğrencilere Bu İşi mi Öğrettiler?: Öğrenci Muhalefeti ve Baskılar (2013, Kemal Göktaş'la birlikte), Beyaz Toros: Faili Belli Devlet Cinayetleri (2013) ve Devlet Dersi: Çocuk Hak ve İhlallerinde Cezasızlık Öyküleri (2016), Çünkü Umurumuzda adlı mesleki kitaplara imza attı. Yaralı Hafıza ve Kayıp Adalet adlı derleme kitapların editörlüğünü üstlendi.

İlk romanı Mühür, 2018'de yayımlandı. 2020'de yayımlanan ikinci romanı Kiraz Ağacı ile Yunus Nadi Roman Ödülü'nü kazandı. Üçüncü romanı Sabahattin Ali'yi Ben Öldürdüm, Eylül 2023'te yayımlandı. 2018'den bu yana T24 Ankara Temsilcisi olarak çalışıyor.