Gökçer Tahincioğlu

23 Ocak 2025

Çok ölen, çok az anımsayan ülkenin 23 yıllık kısa tarihi: O otelin belgesi neden iptal edilmedi?

Grand Kartal Otel, Aralık 2024’e kadar yangına uygunluk belgesi almamış. Daha sonra almak için başvurmuş ve Bolu İtfaiyesi uygunluk belgesi vermemiş. Bunun üzerine talep geri çekilmiş. Bu otelin turizm işletme belgesi, yönetmelikteki açık kurala rağmen, bu belgeyi almayan tesislerin ruhsatının iptal edileceğinin açık ve seçik belirtilmesine rağmen neden iptal edilmedi?

Yangın nedeniyle açıklanan resmi verilere göre 79 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel

Çığlıklar, feryatlar, yardım çağrıları…

Ne yapacağını bilmeyen insanlar, çaresizce etrafa bakınıp, tutacak bir dal arıyor.

Tutabileceğiniz bir dal bazen büyük anlamlara gelir. Bir dalı tutmaktan çok daha büyük bir anlama…

Yok, hangi dalı tutsalar ellerinde kalıyor.

Aşağıya atlayanlar, son anlarında sevdiklerini son kez görmek için görüntülü arama yapanlar, helallik isteyenler, helallik istemenin ne olduğunu bilmeyen ve korkuyla son nefesini veren çocuklar, en çok o çocuklar… Ve izlemek zorunda kalanlar…

* * *

Türkiye’de ne yaşanırsa yaşansın etkisini üç gün sonra yitireceğini ve asıl meselenin ihalenin üzerine kalmaması olduğunu bilenler hemen harekete geçiyor.

“Ben değilim, o sorumlu…”

Karşı açıklama da farklı değil.

“Belediye niye sorumlu olsun, bakanlık sorumlu…”

Belgeler, bir şey anlatmayan açıklamalar, yönetmelikler, kanunlar…

Ama zaten memleketi 23 yıldır tek başına yöneten iktidara bakarsanız yaşananlardan hiçbir zaman iktidar sorumlu değil.

2021’deki orman yangınlarına bakalım, Cumhurbaşkanı, bakanlar, hepsi belediyelerin yangını söndürmekle yükümlü olduğunu söylüyor. Türk Hava Kurumu uçakları hangarda bekliyor, yangın söndürme uçakları yetersiz, yenileri alınmamış, kiralanmamış…

O kadar geriye gitmeyelim…

2023’teki Maraş depremleri… Sorumlu yine belediyeler. Ama hesap soran da yok başkanlardan, tarım arazilerinin imara açılmasından, yapı onayı verilmesinden. Bakanlık bürokratları mı, onların zaten ismi bile geçmiyor. Bakanlar zaten yeni evler yapan kahraman!

53 bin insanın öldüğünü, sadece yardıma geç gidilmesi nedeniyle binlercesinin depremden sonra hayatını kaybettiğini unuttuk mu, unuttuk elbette… Unutturulduk…

* * *

Soma’da, 2014’te 301 madenci toprağın altında can verirken sorumlu denetimleri yapmayanlar, denetimde her tarafı sorunlu madene “olur” verenler değil, “fıtrat”tı…

Aladağ’da tarikata tahsis edilen kız öğrenci yurdunda çıkan yangında 12 çocuk can verirken de o anlaşmaları yapan, o yetkileri verenler sorumlu değildi elbette.

2014’te, Ermenek’te 18 madenci madenin içinde boğularak ölürken de sorumlu yoktu…

* * *

Türkiye hızlı trene kavuşacak!

Elbette bu yolda bazı kazalar da olacak. Yetersiz altyapı ile uygun olmayan teknoloji ile 2003’te Pamukova’daki tren kazasında 41 kişi ölürken de kimsenin sorumluluğu yoktu.

2018’de mevzuattaki değişikliklerle denetimsiz kalan tren hatlarından dolayı yaşanan, 25 kişinin öldüğü Çorlu tren kazasında olmadığı gibi…

Hiç mi, hiçbir zaman mı sorumluluğu olmaz misal bir iktidarın?

Bir bakan, kendi döneminde yapılsın ya da yapılmasın, belki sadece ibret olsun diye sorumluluk alamaz mı?

Bir kişi de çıkıp, belki de hata yapmışızdır, eksik yapmışızdır diyemez mi?

Listeyi uzatalım mı?

Her şeyden sorumlu bir iktidarın bütünüyle sorumsuz olduğu ölümler listesi…

* * *

Belki de iktidarın meselesi değildir bu tablo… Muhalefetin de çok farklı, çok parlak olduğundan ya da benzer durumda farklı davranacağından da değil de…

Gazeteci olarak ortalıkta yorum yapanlara bakınca çok da kızamıyorsunuz iktidara!

Biri çıkmış Bolu Belediye Başkanı’nın akrabasını itfaiyenin başına nasıl getirdiğini anlatıyor…

Biri sorumsuzca açıklama yaptığını söylüyor…

Biri ilgisiz konularda konuştuğunu…

Haklılar elbette… Ama söylemekte haklı değiller…

Zaten iktidar desteği olmasa oralarda çalışamayacak, mesleki becerisi ve liyakati olmayan insanlar söylüyor bunları. İktidarın aleyhine bir kerecik ağzını açmamış, bir olay olsun vicdanına başvurup da “kardeşim, bu ülkenin bir iktidarı var” dememiş…

Ama bu hakkı buluyor… Söyledikçe yeri genişleyecek zira…

* * *

O zaman mevzuatı gerçekten konuşalım. 79 kişinin ölümüne hangi kural, hangi boşluk, hangi denetimsizlik neden olmuş bakalım…

Ortalık belgeden, “Biz haklıyız” belgelerinden geçilmiyor…

Ama basit bir soru yöneltelim:

Kültür ve Turizm Bakanlığı, kendi çıkardığı yönetmeliğe rağmen bu tesisin turizm belgesini 2024’te neden iptal etmedi?

* * *

Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç’ın, Yangın ve Güvenlik Dergisi’nde yayımlanan bir makalesi var, önce buraya bakalım:

“Çevre Bakanlığı’nın yayımladığı genelge doğrultusunda, yangın projeleri itfaiye elemanlarınca incelenmeyecek ve iskan kontrolleri itfaiye tarafından yapılmayacak. Yangın projelerinin incelemesini ve iskan kontrollerini ilçe belediyeleri yapacak. Önleme, kurtarma ve söndürme olmak üzere üç sacayağı üzerine kurulu olan itfaiyenin bundan sonra bir ayağı olmayacak. Daha doğrusu böyle bir kuruma artık itfaiye demek de doğru olmayacak. Belki Tulumbacılığa dönüş demek daha doğru olur. İtfaiye sadece bina kullanılmaya başladıktan sonra denetim yapacakmış. Denetim yapsa da yetkisi olmadığından sadece göstermelik olacaktır. Sevinen inşaat müteahhidi, arada ezilen vatandaş olacak.”

* * *

Sadece bir boşluğu anlatıyor bu kısım. Mevzuat değişikliğinin yarattığı derin bir boşluğu…

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kendi çıkardığı yönetmeliğe bakalım o zaman… Somutlaştıralım…

Turizm Tesislerinin Niteliklerine İlişkin Yönetmelik’in geçici 1. maddesinin 3. fıkrasına göre turizm işletme belgesi bulunanlar 30 Nisan 2024’e kadar yangına uygunluk belgesi almak zorundaydı. Boşluk yok… Almayanların belgesi iptal edilecek. Açıkça yazıyor.

Ortaya çıkan haberlerden anlıyoruz ki Grand Kartal Otel, Aralık 2024’e kadar bu belgeyi almamış. Daha sonra almak için başvurmuş ve Bolu İtfaiyesi uygunluk belgesi vermemiş. Bunun üzerine talep geri çekilmiş.

Bu otelin turizm işletme belgesi, yönetmelikteki açık kurala rağmen, bu belgeyi almayan tesislerin ruhsatının iptal edileceğinin açık ve seçik belirtilmesine rağmen neden iptal edilmedi?

Bakanlık neden iptal etmedi?

Kim, neden aylarca faaliyette kalmasına göz yumdu?

* * *

İtfaiye sorumluluğunun kimde olduğu soruluyor, kanıt olarak bu belgeler gösteriliyor.

T24 yazarı, Prof. Dr. Ali Ulusoy’un bugünkü yazısı da açık ve seçik olarak bu konudaki yetkinin belediyede değil İl Özel İdaresi’nde olduğunu gösteriyor.

Vali, neden gereken adımları atmadı ve itfaiye konusunda belediye ile iletişime geçmedi?

Ve belediye bu yetersizlikleri neden il özel idaresine bildirmedi?

Bu tesisin açık olmaması gerekiyordu.

Bir şey olmaz değil mi, en fazla ölürüz değil mi?

* * *

Bütün bunlara alıştık ve hafızamız da yok… Ama gerçekten görmüyor musunuz bu ülkeyi? Bu ülkede yaşayanları görmüyor musunuz?

Neşesini, hevesini kaybetmiş, öfkeli, artık durmadan birbirine zarar veren, nefret söylemi ile büyümüş, buna sarılmış, gidecek yer, gidecek yön bulamayan insanları görmüyor musunuz?

Kimin nerede, hangi hatayı yaptığını bulmak güç değil…

Güç olan koltuklara rağmen, iktidar hevesini bir yana bırakıp adım atmak…

Ve biliyoruz ki yine kimse bu adımı atmayacak… Sadece siyasi hesaplar yapılacak.

Bize kalan da durmadan anımsatmak, vazgeçmeden söylemek olacak…

Adım atılana kadar…

Gökçer Tahincioğlu kimdir?

Gökçer Tahincioğlu, 1997'den 2018'e kadar Milliyet Gazetesi'nde yargı muhabirliği, Ankara Haber Müdürlüğü, köşe yazarlığı yaptı.

Haber, yazı ve fotoğraflarıyla Musa Anter, Metin Göktepe, Abdi İpekçi gibi isimlerin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Özgürlüğü ödüllerine layık görüldü.

Bu Öğrencilere Bu İşi mi Öğrettiler?: Öğrenci Muhalefeti ve Baskılar (2013, Kemal Göktaş'la birlikte), Beyaz Toros: Faili Belli Devlet Cinayetleri (2013) ve Devlet Dersi: Çocuk Hak ve İhlallerinde Cezasızlık Öyküleri (2016), Çünkü Umurumuzda adlı mesleki kitaplara imza attı. Yaralı Hafıza ve Kayıp Adalet adlı derleme kitapların editörlüğünü üstlendi.

İlk romanı Mühür, 2018'de yayımlandı. 2020'de yayımlanan ikinci romanı Kiraz Ağacı ile Yunus Nadi Roman Ödülü'nü kazandı. Üçüncü romanı Sabahattin Ali'yi Ben Öldürdüm, Eylül 2023'te yayımlandı. 2018'den bu yana T24 Ankara Temsilcisi olarak çalışıyor.