Barış Soydan

08 Ekim 2020

Türk Telekom'un iletişim fakültesi mezunu CEO'su ve internet altyapısının hâli

Devlet bu işe el koymalı. Türkiye’nin internet altyapısı Türk Telekom’dan alınmalı

İktidarın günahını yemeyelim, inşaatla büyüme stratejisi sayesinde son on yılda pırıl pırıl yollarımız, köprülerimiz, havalimanlarımız oldu. Fakat mesele şu ki, o yollardan geçebilmek için üste para vermek zorundayız (Vergilerin üstüne demek istiyorum). Hem de öyle beş - on lira değil, yüzlerce lira. "Beğenmeyenler eski yoldan gidip gelmeye devam etsin" de diyemeyiz, çünkü kullansak da kullanmasak da o köprüler, yollar, havalimanları için para ödüyoruz. Zira devlet bu projeler için işletmeci şirketlere araç - yolcu - hasta garantileri verdi. Garanti edilen kadar araç köprüden geçmezse, aradaki farkı kendi cebinden ödüyor. Elbette milletin vergileriyle!

İktisat kıt kaynakların nasıl dağıtılacağının bilimidir, derler. Türkiye kıt kaynaklarını yola, köprüye, havalimanına harcayınca bilime, eğitime, teknolojiye para kalmadı. Son on yılın özeti bence budur.

Öğrenciler uluslararası PISA sınavında neden nal topluyor? Türkiye’den neden Samsung gibi bir marka çıkmıyor ve bir 50 yıl daha çıkacakmış gibi görünmüyor? En iyi üniversiteler arasında neden Türkiye’den bir tane yok? Türkiye’nin internet altyapısı neden Afrika’dan bile geri? Çünkü bilime, eğitime, teknolojiye, internet altyapısına değil, yola, köprüye yatırım yaptık. Pırıl pırıl köprülerimiz oldu ama yoksul ve cahil bir ülke olarak kaldık (Kişi başına 8 bin 300 dolarlık geliri dikkate alarak söylüyorum).

Evet, Türkiye’nin internet altyapısı Afrika ülkelerinden geri... Türkiye’nin fiber internet ağının uzunluğu 400 bin kilometre. Afrika ülkesi Gana’da 600 bin kilometre fiber ağ var.

Fiber internet ne işe yarar? Uzaktan eğitime, milyonlarca öğrencinin EBA’ya bağlanmasına, internetten video seyretmeye…

Türkiye’nin fiber internet altyapısı neden bu kadar geri? Çünkü telekomünikasyon altyapısını kullanma hakkını elinde bulunduran Türk Telekom yatırım yapmadı. Neden yatırım yapmadı? Çünkü Türk Telekom özel bir şirket. 2005’te özelleştirildi. Parasını Anadolu’nun ücra kasabalarına, İstanbul’un yoksul ilçelerine fiber optik ağ götürme gibi kâr getirmeyecek işlere harcamak istemiyor. Lübnanlı Hariri Ailesi Türk Telekom’u özelleştirmeden bunun için almadı. Temettü ödesin diye aldı. Nitekim özelleştirilen Türk Telekom yeni patronlarına çok yüksek kâr payları ödedi. Hariri Ailesi buna rağmen Türk bankalarından aldığı borçları ödeyemedi. Ve iflas bayrağını çekti. Alacaklı bankalar da mecburen Türk Telekom’a el koydu. Onların da derdi yoksul çocuklara internet götürmek değil, alacaklarını tahsil etmek.

T24 yazarı Füsun Nebil’in verdiği bilgiye göre bugün sadece Anadolu’nun ücra kasabalarında değil, İstanbul’un Bağcılar ve Gaziosmanpaşa gibi ilçelerinde bile doğru dürüst internet altyapısı yok. Çünkü bu ilçeler yoksul; yoksul olduğu için de Türk Telekom için yeterince kârlı değil.

Türk Telekom bir kamu şirketiyken, 180 yılda ilmek ilmek dokunan 30 milyon kilometrelik bakır ağ, yeni patronlara başka girişimcileri de bu ağdan yararlandırmak şartıyla devredilmişti. Özelleştirmeden sonra Türk Telekom bu ağı başkalarına açtı mı peki? Kağıt üzerinde evet. Fiiliyatta hayır. Bu ağdan yararlanmak için başvuranlara "Bugün git, yarın gel" diyor, aylarca oyalıyor. Çünkü kendi eliyle rakip yaratıp kârını bölüşmek istemiyor.

Anlatılanlara göre bunun için iktidara olan yakınlığını kullanmaktan bile çekinmiyor (Türk Telekom hisselerinin yüzde 30’u hâlâ devlette, yönetim kurulunda AKP’li milletvekilleri, Cumhurbaşkanlığı danışmanları var). İstanbul Büyükşehir Belediyesi uzun bir dönem boyunca rakip internet şirketlerine fiber ağ döşemek için kazı izni vermedi mesela. (İşin tuhafı, İstanbul’un belediye başkanı değişti, fiber ağ döşemek isteyenlere kazı izni vermeme politikası değişmedi).

Fiber altyapının yetersizliğiyle ilgili şikayetler ayyuka çıkınca Cumhurbaşkanı Erdoğan geçenlerde, "Fiber hat yatırımları konusunda engel çıkaranlar karşısında beni bulur" dedi.

Türk Telekom CEO’su Ümit Önal apar topar basın toplantısı düzenleyerek, Türkiye’deki fiber ağ uzunluğunun 400 bin kilometre değil, 7.5 milyon kilometre olduğunu öne sürdü (Ama kimseyi inandıramadı).

Ümit Önal kim? Sabah gazetesinin iletişim fakültesi mezunu eski reklam müdürü. İletişim fakültesi mezunları yöneticilik yapamaz demiyorum. Türkiye’nin kaderini ilgilendiren teknolojilerin geleceği, bu alanda eğitim görmüş, deneyim kazanmış biri yerine Sabah gazetesinin yöneticisine emanet edilmesi doğru mu, diye soruyorum.

"İnternet altyapısı Türk Telekom’dan alınmalı." Prof. Dr. Işın Çelebi’nin öncülüğünde geçtiğimiz kasım ayında düzenlenen "Dijital Yönetim ve Kırılma" zirvesinin sonuç bildirgesi böyle diyor.

Çelebi, zirvenin sonuç bildirgesi ve konuşmaların özetini, "Dijital Yönetim, Kırılma ve Yeni Bir Dünya Düzeni" başlıklı bir kitaba dönüştürdü. Kitapta fiber optik ağ altyapısının geliştirilmesi için yapılması gerekenler şöyle anlatılıyor:

"Ülkemizde 11 altyapı şirketi olmasına karşın 2010 yılından itibaren fiber altyapının ilerlemediğini görüyoruz. Bunun bir an önce ele alınması, fiber şebekelerin ülke çapında yaygınlaştırılması gerekli. Telekom operatörlerinin son 9 yılda geldikleri durum değerlendirildiğinde bu yatırımın bizzat devlet tarafından yapılmasının ve altyapının kâr amacı gütmeyen, bir ayrı şirket olarak ve telekom sektörünün kendi bileşenleri tarafından işletilmesinin daha gerçekçi olacağı açıktır."

Özet: Devlet bu işe el koymalı. Türkiye’nin telekomünikasyon altyapısı Türk Telekom’dan alınmalı. Bu, bazı siyasiler ve akademisyenlerin savunduğu gibi devletleştirme şeklinde de olabilir, bağımsız telekom şirketlerinin savunduğu gibi özel sektörle devletin ortak kuracağı özerk bir şirkete devri şeklinde de.

Öyle veya böyle, bir an önce kâr hesabı yapmadan büyükşehirlerin yoksul semtlerine, Anadolu’nun ücra kasabalarına, küçük ve orta boy işletmelerin ayağına fiber interneti götürmek için harekete geçilmeli.

"Devletin bu iş için parası yok" diyeceksiniz. Hayır var. 2005’te Türk Telekom özelleştirildiğinde altyapının kâr hesabı olmadan geliştirilebilmesi için "Evrensel Hizmet Fonu" adıyla bir fon kurulmuştu. Bu fonda 11 milyar TL’ye yakın para birikti. Bağımsız telekom şirketlerinin derneği TELKODER, bu paranın, öğrencilerin eğitimi ve Türkiye'nin fiber altyapısının geliştirilmesi için kullanılabileceğini savunuyor.

Gelin görün ki, T24 yazarı Füsun Nebil bu fonda toplanan paranın kayıp olduğunu ortaya çıkardı. T24 yazarı Mehmet Y. Yılmaz, Füsun Nebil’e atıfla, "Evrensel Hizmet Fonu'nu nereye harcadınız?" diye sordu.

İnternet altyapısını geliştirmek için toplanan para nereye harcandı sahiden?

İnşaata olabilir mi?

Ne demiştik, iktisat kıt kaynakların nasıl kullanılacağının bilimidir. Kıt kaynaklar betona da gömülebilir, teknolojiye, bilime de...