Müziğin yalnızca sahnede değil, kuliste, yemek masasında, prova odasında da yaşandığı bir festival düşünün. Sanatçılar yalnızca performanslarını sergilemiyor; birbirlerinin konserlerine gidiyor, atölyelere katılıyor, dinleyicilerle sohbet ediyor. Henüz çok genç olan Show of Hands, işte tam da bu ruhla İstanbul’da üçüncü kez düzenleniyor.
Bu özel festivalin yaratıcılarından biri olan A.K. Müzik’ten Kerim Selçuk, Show of Hands’in nasıl ortaya çıktığını, bağımsız bir festival yapmanın zorluklarını ve izleyicilere sundukları deneyimi anlattı. İstanbul’un kültürel sahnesine yeni bir soluk getiren bu festivalin arka planına birlikte göz atalım.
Kerim Selçuk
- Şehrin en genç festivallerinden biri olan Show of Hands Festivali’ni düzenleme fikri nasıl ortaya çıktı?
Biz festivallerin öncesinde bir plak ve dağıtım şirketiyiz. Çok uzun zamandır müzikle ilgili neredeyse her işi yapıyoruz. Biraz daha niş bir alandayız. Klasik müzik ve caz ağırlıklı bir tarzımız var. Dolayısıyla müziğin etrafındaki her şeyi yapmak istiyoruz ve tek eksiğimiz bir festivalimizin olmaması idi. İranlı bir arkadaşımızın Hermes isimli bir plak şirketi var. Biz de burada onları temsil ediyoruz. Onlar, İran’da bu festivali yapıyorlardı. Sonra “Bu festivali İstanbul’a taşısak mı” diye konuşmaya başladık ve çalışmalara girdik. Uzunca bir hazırlık sürecinin ardından ilkini 2023 yılında gerçekleştirdik. Bu yıl üçüncüsü yapılacak.
- Bu festivalin diğerlerinden farkı nedir?
Festivalimiz ilginç özellikleri olan bir festival. Bir yandan doğaçlama festivali olarak adlandırılabilir ama aslında kendimizi doğaçlama ile sınırlamıyoruz. Katılan sanatçılara baktığınızda ya çağdaş klasik müzik sanatçıları ya da caz müzisyenleri olduğunu görüyorsunuz. Her biri kendi doğaçlamalarını burada sunuyor. Farklı bir festival çünkü sanatçıları festival süresi boyunca burada ağırlamaya çalışıyoruz. Organizasyon boyunca sanatçılar yalnızca kendi konserlerini vermekle kalmıyor, birbirlerinin konserlerine gidiyor, atölyelere katılıyor, birlikte yemek yiyor ve sohbet ediyorlar. Genellikle festivallerde sanatçılar gelir, sahneye çıkar ve ertesi gün uçağına binip gider. Biz burada farklı bir şey yaratmak istedik. Aynı şekilde, bu iletişimi sadece sanatçılarla değil, izleyicilerle de sağlıyoruz. Yemek yerken yanınıza akşam sahneye çıkacak sanatçılardan biri oturabiliyor. Konuşabilecekleri, sanatçıları daha yakından tanıyabilecekleri bir atmosfer oluşturmak istedik. Bu anlamda diğerlerinden ayrılan bir organizasyon oldu. Festival kapsamında konserlerimizin yanı sıra panellerimiz, atölye çalışmalarımız ve film gösterimlerimiz de var. Konserler dışındaki tüm etkinliklerimiz de ücretsiz.
- Festivalin programını nasıl planlıyorsunuz? Kavramsal bir teması var mı?
Diğer birçok festivalin aksine belirli bir tema üzerinden gitmiyoruz. Daha çok, festivalin ruhuna uygun sanatçılar ve projeleri bir araya getirmeye çalışıyoruz.
"Dört günde yaklaşık 800 izleyici ağırladık"
- İlk yıl kaç kişi izledi? Seyirci profili hakkında bir veri var mı?
İlk yıl, büyük deprem felaketinin olduğu yıldı, dolayısıyla kesin bir rakam vermek çok zor. Ama geçen yıla baktığımızda, 4 gün boyunca yaklaşık 750-800 arası izleyici ağırladık. Zaten festivalin gerçekleştiği mekan çok büyük değil. Özellikle konservatuvar öğrencilerinin ilgisi bizi sevindirdi.
- Festivalin hedef kitlesini belirlediniz mi?
Önceden belirlenmiş net bir hedef kitlemiz yok ama bu tarz bir festivale kimlerin ilgi göstereceğini az çok tahmin edebiliyorduk. Açıkçası öğrencilerin daha yoğun katılım göstermesini bekliyorduk ama umduğumuz kadar gelmediler. Oysa atölyeler ücretsiz olduğu için konservatuvar öğrencileri ve genç müzisyenler için büyük bir fırsat sunduğumuzu düşünüyoruz. Önümüzdeki yıllarda onların katılımını artırmayı umuyoruz.
- Festivalin bilet fiyatı politikası nasıl?
Bütün festival için kombine bilet alırsanız tüm etkinliklere katılabiliyorsunuz. Günlük biletlerde ise bir biletle iki konser izleme şansı sunuyoruz. İnsanların rahatça bilet alabileceği bir politikamız var.
"Asıl gelir kaynağımız bilet satışlarından gelmiyor"
- Festivalin finansal modeli nasıl işliyor? Sponsorluk desteği alıyor musunuz?
Asıl gelir kaynağımız bilet satışlarından gelmiyor. Küçük çaplı destekçilerimiz var. Ayrıca konsolosluklar, kendi ülkelerinin sanatçılarını desteklemek adına ulaşım veya bütçe katkısında bulunuyorlar. Ancak bunlar büyük finansal destekler değil, daha çok iş birliği amaçlı destekler.
- Bağımsız bir festival yapmak mümkün mü?
Mümkün değil. Tamamen bağımsız yapmaya kalkarsanız tüm masrafları cebinizden karşılamanız gerekir ki bu da sürdürülebilir bir model olmaz. Festivalin devamlılığı için destek mekanizmaları oluşturmak gerekiyor.
- Bir kültür inşa etmek üzerine ne söylemek istersiniz?
Bu derin bir konu. Kültür endüstrisinin içindeyiz ama aynı zamanda kültürel izleyicisini de biz belirliyoruz. Yani dünyada yapılan iyi şeyleri burada da gerçekleştirmek istiyoruz. İnsanlara farklı bir deneyim sunmak istiyoruz.
- AK Müzik’in bu sene 25. yılı kutlanıyor. Festivalin müzik prodüksiyon tarafıyla nasıl bir bağı var?
AK Müzik 25 yıldır belli bir çizgide, belli bir standardı koruyarak çalıştı. Yapımcı kimliğimizle müzik alanında belirli bir alan oluşturduk. Festival tarafında ise yeni olsak da aynı çizgimizi ve inandığımız müzik anlayışını sürdürüyoruz.
- Festivalin görsel kimliği oldukça dikkat çekici. Logonuz ve afişleriniz çok başarılı. Bunları kim tasarlıyor?
Her yıl farklı bir sanatçı ile çalışıyoruz. Bu yıl Japon bir sanatçı tasarladı. Geçen sene Hintli bir sanatçı yapmıştı. Özellikle caz albüm kapaklarıyla tanınan bir sanatçıydı. Görsel kimliğin de festival ruhuna uygun olmasına önem veriyoruz.
- Bir insan neden festival yapmak ister?
Sevdiğiniz bir alanın içinde olmak, onu bir adım öteye taşımak için. Biz zaten müzik yapımcısı olarak müziğin içindeyiz ama bir festival düzenlemek, sanatçılarla ve izleyicilerle başka bir bağ kurmayı sağlıyor. Festivalin bir iş birliği olduğunu düşünüyoruz.
- Festival sürecinde en unutulmaz anlar neler oldu? Bittiğinde ne hissediyorsunuz?
Son uçak kalktığında rahatlıyoruz. Festival süresince birçok insan gelip gidiyor, çok fazla yoğunluk oluyor. Bittiğinde ise büyük bir huzur hissediyoruz. Güzel bir şeyin parçası olmak başlı başına tatmin edici.
"Metal konserlerinin son yıllarda hızla dolması bizi çok şaşırtıyor"
- Son yıllarda Türkiye’de konser ve festival sayısı arttı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
İlginç bir şekilde her tür müzik kendi dinleyicisini buluyor. Ancak bazen çok büyük isimlerin bileti indirime girerken, hiç beklenmedik grupların konserleri kapalı gişe olabiliyor. Özellikle metal konserlerinin son yıllarda hızla dolması bizi çok şaşırtıyor.
- İnsanların ekonomik durumu kötüleşirken konserlere yönelmeleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
İnsanlar, içinde bulundukları ruh halinden kaçış noktaları arıyor. Konserler, sosyalleşmenin ve ruhen rahatlamanın iyi bir yolu. Bir gün meyhanede yemek yerseniz, bir konser biletinden daha fazla ödeyebilirsiniz. Bu yüzden konserler hâlâ ilgi görüyor.
- İnsanlar neden sizin festivalinize gelsinler?
Çünkü burada gerçekten iyi, içtenlikli müzik bulabilirler. Sanatçılarla sohbet edebilir, onlarla yan yana oturup müzik dinleyebilirler. Farklı bir deneyim yaşamak için Show of Hands’e gelmeliler!
Show of Hands 2025 – İstanbulShow of Hands (SoH) Müzik Festivali, doğaçlama müziğe odaklanan ve sanatseverleri bir araya getiren uluslararası bir etkinlik. 23-26 Nisan 2025 tarihlerinde İstanbul'da düzenlenecek olan festival, caz ve çağdaş müziğin önde gelen sanatçılarını Solo ve Duo formatında sahneye taşıyarak unutulmaz bir deneyim sunmayı hedefliyor. Show of Hands, sadece müzikal performansları değil, aynı zamanda atölyeler, paneller, film gösterimleri ve sanatçılarla etkileşim fırsatlarını içeren zengin bir program sunuyor. Festival, müzikseverleri samimi ve rekabetten uzak bir toplulukta bir araya getirerek müziğin birleştirici gücünü vurguluyor. Festival, A.K. Müzik ve Hermes Records ortak organizasyonu ile gerçekleşiyor. Festival programında bu yıl Büşra Kayıkçı, Han Bennink, Berke Can Özcan, Michel Godard, Håkon Kornstad, Arve Henriksen, François Couturier, Joris Roelofs, Louis Sclavis, Soheil Peyghambari ve Tania Giannouli yer alıyor. Festival kapsamında; - 9 konser, - 7 atölye çalışması, - 3 panel tartışması, - 1 film gösterimi düzenlenecek. Bu etkinlikler, doğaçlama müziğin yaratıcı süreçlerini keşfetmek, sanatçılarla derinlemesine sohbet etmek ve müziğin sınırlarını zorlayan performanslara tanıklık etmek için büyük bir fırsat sunacak. Konser programı23 Nisan 2025: - 20:00 – Soheil Peyghambari (Basklarnet) 24 Nisan 2025: - 20:00 – Han Bennink (Davul) & Joris Roelofs (Basklarnet) 25 Nisan 2025: - 20:00 – Michel Godard (Tuba & Serpent) 26 Nisan 2025: - 20:00 – Arve Henriksen (Trompet) & Berke Can Özcan (Perküsyon) Film gösterimi"Ryuichi Sakamoto: Coda" – Ünlü Japon besteci ve müzisyen Ryuichi Sakamoto’nun yaşamını ve kariyerini konu alan belgesel. Tarih: 24 Nisan 2025 Paneller- Sahnemi Nasıl Bulurum? Tarih: 23 Nisan 2025 - Yapay Zekâ ve Müzik Tarih: 25 Nisan 2025 - Ne Kadar Müziğe İhtiyacımız Var? Tarih: 26 Nisan 2025 Katılım ve kayıt Film Gösterimi: Katılım için e-posta konusuna "Ryuichi Sakamoto: Coda" yazarak adınızı, iletişim numaranızı ve e-posta adresinizi içeren bir mesaj gönderin. Panel Tartışmaları: Katılmak istediğiniz panelin başlığını e-posta konusu olarak belirterek, adınızı, iletişim numaranızı ve e-posta adresinizi içeren bir mesaj gönderin. Festival Pass Sahipleri: Tüm etkinliklere doğrudan katılım ve Taksim Meydanı ile Pera Müzesi’nden Arter’e ücretsiz servis imkânı sağlanacaktır. Show of Hands 2025’e Katılın! Show of Hands, müziği bir yaşam tarzı olarak benimseyenleri bir araya getiren benzersiz bir festival. Show of Hands’in sanat dolu atmosferinde yer almak üzere 23-26 Nisan 2025’te ARTER’de buluşalım! |
YARIN: Müzisyen ve organizatör Gökhan Tunçişler, büyük organizasyon şirketlerinin sektöre etkisini ve Türkiye’de para aklamanın müzik dünyasında nasıl yer edindiğini anlatıyor...
Müzik endüstrisine iki bilet: Konserlerin perde arkasında neler yaşanıyor? |