Bir zamanlar festivaller, konserler ve büyük etkinlikler, yalnızca müzik tutkunlarını bir araya getiren organizasyonlar olarak görülüyordu. Ancak günümüzde, konser endüstrisi bambaşka bir dinamiğe büründü. Sanatçılara yapılan astronomik teklifler, büyük organizasyon şirketlerinin piyasaya girişi ve müziğin bir “yatırım aracı” olarak kullanılmaya başlaması, sektörün tüm dengelerini değiştirdi. Para aklama iddialarından sponsorluk krizlerine, festival kültürünün dönüşümünden bilet fiyatlarının yükselmesine kadar müzik endüstrisinin bilinmeyen taraflarını, yıllardır bu işin içinde olan Gökhan Tunçişler anlattı.
- Çok eskiden beri konser ve etkinlik organizasyonlar yapıyorsunuz. Bu sene neler var?
Uluslararası sanatçılar ile konserler ve festivaller yapıyoruz. Free Fall olarak yaklaşık 15 yıldır bu işi yapıyoruz. Çözüm ortağı ve partnerlerim var. Bu sürede yüzde 100 Müzik ve yüzde 100 Metal ana sponsorlukların işler yapıyoruz. Getirdiğimiz grupların tarzları ağırlık rock metal yüzde 70 onun dışında DJ’ler, klasik müzik, jazz, indie, post rock veya dünya müziği dediğimiz tarzlarda isimleri getiriyoruz.
"Sanatçıları arz talebe göre seçiyoruz, Spotify dinlenme listeleri bizim için bir ölçüt"
- Bu isimleri hangi kriterlere göre getiriyorsunuz? Platform dinlenmeleri ya da başka hangi kriterler getirme motivasyonunu sağlıyor?
Aslında arz talebe göre getiriyoruz. Evet, Spotify dinlenme listeleri bizim için bir ölçüt. Eskiden Facebook, Twitter ya da Youtube üzerinden bakardık. Ne kadar paylaşımı, takipçisi varsa o bize bir ölçüt olurdu. YouTube’daki bir videosunun altında Türkiye’den kaç yorum varsa o bize bir bilgi verirdi. Şimdilerde Spotify, Apple Müzik artık belirleyici çünkü bize net bilgi veriyor. Spotify'da aylık bilgileri veriyor. YouTube’dan Tik Tok’a kadar pek çok uygulamanın algoritmaları satılıyor. Bunları alıyoruz. Örneğin Guns N’ Roses’ın dünyanın her şehrindeki dinlenme oranlarını görebiliyoruz. Buna bakıyoruz ve mesela aylık bir buçuk milyon dinlenmesi var bunu baz alarak ne kadar kişi konsere gelir diye hesaplıyoruz. Aylık 500 bin dinlemesi olan grubun ya da sanatçının konserine 3 ya da 4 bini bilet alarak geliyor.
- Bu isimlere teklif mi veriyorsunuz?
Evet, mesela bir sanatçıya yazdık aynı anda başka büyük bir organizasyon şirketi de teklif verdi. Onlar daha yüksek teklif verdiği için sanatçı onları tercih etti. Ancak sonra o şirket ismi getirmekten vazgeçti. Böylece bizim işimize de engel oldular.
- Böyle teklif veren piyasayı bölen isimler ne yapıyor?
Bu söz ettiğim firma nerede ise herkese teklif verip işlerin yarısını yapmadı. Bize de engel oldular. Sanatçıya daha yüksek teklif veriyor. Mesela sanatçıya ben 1 veriyorsam o 10 teklif ediyor. Sanatçı da oraya yönleniyor ve onu bekliyor. Sonra işin olmayacağı ortaya çıkınca menajer bize yazıyor ama artık vaktimiz kalmadığı için iş kalıyor.
- Bunu bilinçli mi yapıyor?
Bilinçli değil her şeyi yaparız duygusuna giriyor ama operasyonel anlamda öyle bir alt yapısı yok.
Gökhan Tunçişler Sepultura ile
- Metalin yükselişi var mı?
Metal dünyada da hep aslında konser sıralamalarına geçmişten günümüze baktığımız zaman hep en tepe. Bu arada biz yıllık bakmıyoruz, 10 yıllık grafiğe bakıyoruz. Bütün dünyada da öyle çünkü metal müzik dinleyicisi sadece metal müzik dinliyor. Seçici bir dinleyici. Metalci hangi yaşa gelirse gelsin metalden vazgeçmiyor. Geçen sene Deep Purple, Scorpions gibi en önemli isimler geldi. Beklenmedik biçimde hepsi kapalı gişe oldu. Biz X kuşağız üzerimize 2 nesil daha geldi. Bu senede dolmasının sebebi bizim kuşağın çocukları da büyüdü ve büyürken bu müzikleri dinlediler evde. Türkiye’de X kuşağı daha kültürlü. İyi müziği yakalamış bir kuşağız. Scorpions konserinde herkes çocuklarıyla gelmişti. Punk Festivali yaptığımda içerisi adeta bir kreş gibiydi.
- Geçen bir sürü dünya devi sanatçı geldi. Sen seneyi nasıl kapattın?
Geçen sene bize yaramadı.
"Ülkede yıllardır konser işinde para aklanıyor, son 3-4 yılda artık legalize bir hale geldi"
- Peki kime yaradı?
Para aklayanlara yarıyor. Şu an zaten ülkede dünyadaki birçok ülke gibi aslında yıllardır konser işinde para aklanıyor. Bu son 3-4 yılda artık legalize bir hale geldi. Serbest, çok paran varsa aklayabilirsin. Organizasyon yapmak bu iş için biçilmiş kaftan. Tek günde işini çözüyorsun. Eskiden gazino, pavyon açarlardı para aklamak için. Şu an bir DJ getirdiğiniz zaman kaşesi 150-200 bin $. Bu rakamlar gerçek piyasa değerinin çok üzerinde. Mesela büyük bir sanatçı getiriyorsun kaşesi 4-5 milyon $. İşi de büyük bir yerde yaptığın zaman çarpı bu rakam iki oluyor. 10 milyon doları bir günde harcıyorsun. Vergilendiriyorsun, faturalandırıyorsun ve bilet kesiyorsun.
- Kazanmak için yapılmıyor mu?
Hayır, temizlemek için yapılıyor. Laundry dediğimiz sistem. 100 lira ver 70 TL al şeklinde. Onlar da zarar ettiler geçen sene. Türkiye’de bekledikleri bileti satamadılar. Yüzde 70’ni yetmişini kurtaralım diyorlar ama yüzde 50 zarar ile çıktılar. Bir şekilde o para dönüyor yani zararına para akladılar. Ortada kâr yok.
- Büyük konserler bu yüzden mi yapılıyor?
Evet, sanatçılara yüksek teklifler yapılıyor. Bu bizi de bizi sıkıntıya sokan şey. Ben bir sanatçıya 100 bin $ teklif ediyorum ki sanatçının bedeli o zaten yani diğeri 300-350 bin $ teklif veriyor. Sanatçı da oraya gidiyor. Mesela, kaşe çok daha düşük olmasına rağmen 1 milyon dolar DJ’e kaşe veren organizatörler olduğunu biliyoruz.
- Sanırım sektörde herkes ne olduğunu biliyor?
Evet biliyoruz. Her şey hemen konuşuluyor. Kim kime ne kadar ödedi ne kadar bilet satıldı gibi tüm bilgilere sahibiz. Yoksa casuslarımız var değil. Mesela geçen sene Massive Attack geldi. Grubun konserini yapan aslında yabancı bir bilet firması. Yurt dışında da benzer para aklama yöntemleri var.
- Bu sene ne olacak peki? İsimler açıklanmaya başladı. Mesela Guns N’ Roses duyuruldu.
Evet açıklanmaya başladı. Ama geçen Beşiktaş yönetimi “Biz böyle bir sözleşme imzalamadık” diye açıklama yaptı. Şu anda da stadyumu kiralanıyor. Genelde 1 aylık kiralanıyor. Aylık kirası 2 milyon $ kirası var. Stadyumda birden fazla iş yapmak gerekli. Çünkü zaten orada sahnenin kurulumu bir buçuk hafta bir o kadar da sahnenin sökümü sürüyor. O arada da 10-15 tane konser yaparsan mantıklı. Şu anda yabancı isim bulacaklarını sanmıyorum. Çünkü yabancılar en az bir sene önceden konser tarihlerini ilan ediyor. Bu nedenle geçen sene de olduğu gibi son dakika yerli isimler açıklanabilir.
- Konserlerin bu kadar pahalı hale gelmesinin sebebi ne? Organizasyon maliyetleri nasıl şekilleniyor?
Konser organizasyonu büyük bir bütçe yönetimi gerektiriyor. Sanatçının aldığı ücret sadece bir kısmı. Sahne, ses-ışık sistemleri, mekan kirası, güvenlik, vergiler derken maliyetler hızla yükseliyor. Dışarıdan bakınca organizatörlerin büyük paralar kazandığı düşünülse de gerçekte işin büyük bölümü riske dayanıyor. Sponsorluk olmadan organizasyon yapmak oldukça zor. Çünkü gelirlerin büyük bir kısmı giderlere gidiyor. Türkiye’de organizatörler çoğu zaman riskin büyük bölümünü kendileri alıyor. Bilet gelirinin tamamı organizatöre kalmıyor ve sponsorluklar yetersiz olursa maliyetlerin büyük kısmını karşılamak organizatöre düşüyor.
Gökhan Tunçişler Kovacs ile
"Türkiye’de organizatörler sürekli belirsizlik içinde çalışıyor"
- Türkiye’de büyük organizasyonlar neden zorlanıyor? Hangi engeller var?
Son 10 yılda konser ve festival organizasyonlarında ciddi değişiklikler yaşandı. 2013’te alkol yasakları geldiğinde büyük içki firmaları festival sponsorluğundan çekildi. Eskiden Efes Pilsen’in desteklediği birçok büyük festival vardı, ancak bu desteklerin ortadan kalkmasıyla sektör ciddi bir darbe aldı. Üniversitelerde büyük çaplı konserler yapmak da sponsorluk kısıtlamaları nedeniyle zorlaştı. Ayrıca, Türkiye’de herhangi bir toplumsal olay ya da doğal afet yaşandığında ilk iptal edilen etkinlikler konserler oluyor. Oysa Avrupa’da festivaller ve konserler, bir turizm değeri olarak görülüyor. Türkiye’de ise organizatörler sürekli belirsizlik içinde çalışıyor ve planlarını değişen koşullara göre yeniden yapmak zorunda kalıyor.
- Konserler ekonomik açıdan ne kadar büyük bir ekosistem yaratıyor? Bir konser günü kaç kişiyi etkiliyor?
Bu çok önemli bir konu. Bir konser ya da festival günü sadece organizatörler ve sanatçılar kazanmıyor. Mekan çalışanları, güvenlik görevlileri, teknik ekip, sahne kurucular, yiyecek-içecek satıcıları, taksiciler, otelciler gibi birçok kişi bu süreçten faydalanıyor. Örneğin, 15 bin kişilik bir konser yaptığımızda, konser alanındaki satıcılardan çevredeki esnafa kadar yüzlerce kişi gelir elde ediyor.
- Kapıdaki köfteci iyi kazanıyor mu?
Nerede ise en çok onlar kazanıyor.
- Peki, bu kadar riske rağmen neden hâlâ bu işi yapıyorsunuz?
Çünkü başka bir iş yapamam. 14-15 yaşından beri müzikle iç içeyim ve hayatım boyunca organizasyon işinde oldum. Bu sektörde büyüdüm. Müzik, benim için bir işten öte, bir yaşam tarzı. Ama her geçen gün daha zor bir hale geliyor. Eskiden işimizin büyük kısmı planlama ve sanatçılarla ilişkiler üzerineydi. Şimdi ise büyük oranda kriz yönetimine döndü. Sürekli değişen ekonomik ve politik koşullara ayak uydurmak zorundayız.
- Son olarak, Türkiye’de konser kültürü gelecekte nasıl evrilecek?
Bu tamamen ekonomik ve politik atmosferle bağlantılı. Eğer turizm ve ekonomi canlanırsa, büyük festivaller geri dönebilir. Avrupa’da festivaller bir tatil rotasına dönüştü, insanlar hem tatil yapıyor hem de müzik dinliyor. Türkiye’de de bu potansiyel var ama stabil bir ekonomi ve kültürel destek şart. Her şeye rağmen insanlar müziğe aç. Gençler hâlâ konsere gitmek için para biriktiriyor, taksitle bilet alıyor. Konserler bir lüks değil, kolektif bir deneyim ve toplumun bir araya gelme şekli. Ne kadar zorlaşırsa zorlaşsın, bu kültürün tamamen kaybolacağını sanmıyorum. Ama şu kesin: Organizasyon sektörü Türkiye’de her zamankinden daha büyük bir mücadele içinde.
Konser takvimiFREE FALL Booking Agency FRANK TURNER: WHITE LION: TURKISH KEBAP: DERYA YILDIRIM & GRUP ŞİMŞEK: |
YARIN: Jehan Barbur, 25 yıllık sahne serüvenini, sektörün dönüşümünü ve bağımsız bir sanatçı olarak karşılaştığı engelleri anlatıyor...
Müzik endüstrisine iki bilet: Konserlerin perde arkasında neler yaşanıyor? |