Perşembe günkü yazımızda Ekolig raporunun Avrupa’nın beş ligindeki yansımaları üzerinde durmuştuk. Bugünkü yazıda ise Türkiye süper liginden yansıyanlara yakından bakmaya çalışacağız. İlk olarak son 2 sezonda Avrupa’nın en fazla seyirci ortalamasına sahip ligleri sıralamasında Süper Lig'in dokuz ülke arasında 13bin 939 seyirci ortalaması ile sekizinci sırada yer aldığını görmekteyiz. Bir önceki sezonda bu rakam 12 bin 821 kişiydi ve ortalama yüzde 9’luk bir değişim oranı yaşandığını bize gösteren rakamlar arasında bir diğer çekici oran ise stadyumlarımızın yüzde 50’lik bir doluluk oranına sahip olması(s.41). Tabii bu oranları bir de takım bazında ele almamız gerekiyor ki asıl durumun ne olduğunu tespit edebilelim. 2017-2018 sezonunda on bin rakamının altında dokuz takım (Malatyaspor-Göztepe-Akhisarspor-Alanyaspor-Başakşehir-Karabükspor-Gençlerbirliği-Kasımpaşa ve Osmanlıspor) bulunuyor ki bu ligin yarısı demek. On bin ila 20 bin arasında dört takım(Sivasspor-Kayserispor-Konyaspor ve Antalyaspor) yer alıyor. 20 bin ila 30 bin arasında ise Trabzonspor-Bursaspor-Fenerbahçe ve Beşiktaş bulunuyor ve ligin şampiyonu aynı zamanda 40.776 seyirci ortalaması ile Galatasaray, burada da ilk sırayı alıyor(s46).
2018-2019 sezonunda ise lig şampiyonu ve seyirci ortalama şampiyonu yine Galatasaray ancak bu kez rakam 36 bin 093 kişiye gerilemiş durumda. İkinci sırada 35 bin 038 kişi ile Fenerbahçe yer alıyor. Beşiktaş, Trabzonspor ve Bursaspor yine yirmi bin kişilik bandın üzerindeler. Buna karşın on bin ila yirmi bin arasındaki takım sayısı üçe (Erzurumspor-Sivasspor-Antalyaspor) düşmüş vaziyette. On bin sayısının altında ise bu kez ligin geri kalanını oluşturan 10 takım(Malatyaspor-Kayserispor-Sivasspor-Göztepe-Konyaspor-Ankaragücü-Akhisarspor-Alanyaspor-Başakşehir-Kasımpaşa) yer alıyor(s.46). Bir önceki yıla oranla buradaki on takımın rakamlarında bir artış söz konusu ancak her iki sezonda da süper ligin beş şampiyonunun seyirci ortalaması geri kalan on üç takımın toplamından daha fazla. 2017-2018 sezonunda toplam 230 bin 796 seyirci var ve şampiyon olanlar ile diğerleri arasındaki fark yaklaşık 50 bin oranında. 2018-2019 sezonunda ise toplamda 250 bin 893 seyirci var ve fark 40 bine düşmüş vaziyette.
Taraftarlar arasında başlangıç döneminde çok tartışılan Passolig kartı alımlarında Galatasaray taraftarları bir milyona yaklaşan rakamlarıyla yine ilk sırada yer alıyorlar. Burada da sırasıyla Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor ve Bursaspor taraftarları bulunuyor. Bir önceki sezon 3,9 milyon passolig kart sahibi sayısı geçen sezon ise 4,6 milyona ulaşmış durumda(s.47-48). Süper ligin yayın gelirleri 1,8 milyar TL’yi geçtiğini rapordan okumaktayız. 18 takımın 38,5 milyon TL lige katılım ücreti aldığı 2018-2019 futbol sezonunda takımlar, galibiyet başına 2,8 milyon TL, beraberlik başına ise 1,4 milyon TL kazanmıştır(s.53). 2017-2018 futbol sezonunda Süper lig kulüplerinin naklen yayın geliri ortalaması 81,2 milyon TL iken, 2018-2019 futbol sezonunda yüzde 29 oranında artışla 104,6 milyon TL’ye yükselmiştir. Bununla birlikte Beşiktaş-Fenerbahçe-Galatasaray-Trabzonspor ve Başakşehir dışındaki 13 takım ise yayın gelirleriyle lig ortalamasının altında kalmışlardır. 4 büyüklerin yayın gelirleri çıkarıldığında Süper Ligin yayın geliri ortalaması 86 milyon TL’dir. Yine ilgi çekici bir başka oran ise Dört büyüklerin yayın gelirleri 2017-2018 sezonunda yüzde 38’e, 2018-2019 sezonunda ise yüzde 36’ya tekabül etmektedir(s.56).
Rakamlara yakından bakıldığında dört takımın gerek maç günü gelirleriyle gerekse de naklen yayın gelirleriyle diğer on dört takımın ötesinde bir yerlerde oldukları görülmektedir ki bu durum ligin rekabetine olduğu kadar hiç bitmeyen tartışmalarına da yansımaktadır. Benzer rakamların ticari gelirler kaleminde de olduğu raporda belirtilmektedir. İlginç olan husus ise son iki sezondur şampiyonluk yaşayamayan Fenerbahçe’nin ticari gelirler kaleminde bir önceki sezonda ikinci ardından geçen sezonda ise 317,6 milyon TL ile birinci sırada yer alıyor olmasıdır(s.66). Süper ligin formalarında sekiz takım ile Nike markası önde bulunmaktadır.
2017/18 sezonunda Dört büyükler dışındaki takımların bilet fiyatlarının ortalaması 35,65 TL iken Süper Ligin ortalama bilet fiyatı 69,87 TL’dir. 2018/19 sezonunda ise bu rakamlar 31,66 TL ile 66,74 TL’ye gerilemiştir. Bir önceki sezon bileti olduğu halde maça gelmeyen taraftar oranı yüzde 25, geçtiğimiz sezonda ise yüzde 21’dir(s.69-70). Rakamlar Türkiye’de futbolun kalitesinin taraftarları tribüne çekme konusunda halen çok yetersiz olduğunu ortaya koyduğu gibi takımların bileti olan her beş taraftardan bir tanesinin stadyuma gitmemesi gibi bir durumun varlığını da göz ardı etmemeleri gerektiğini göstermektedir.
Raporun son bölümünde Dört büyükler olarak adlandırılan Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’a özel bir bölüm ayrılmış vaziyette. Aslında buradaki rakamların gösterdikleri kadar göstermedikleri de tartışılmaya değer. Örneğin Beşiktaş’ın bilet fiyat ortalaması düşüş içerisinde, en fazla seyircili maçları Galatasaray derbileri. Lisanslı ürün satış gelirleri 113,5 milyon TL, sponsorluk ve reklam gelirleri yüzde10’luk bir artış göstermiş vaziyette. Buna karşın kulübün UEFA Şampiyonlar Ligi ve Avrupa ligi gelirlerinde ise 133 milyon TL’lik bir düşüş yaşanmış(s.75-78). Fenerbahçe ise geçtiğimiz sezonu altıncı bitirmesine karşın gelirlerde ikinci sırada. 124,20 milyon TL lisanslı ürün satış gelirine sahip, maç günü gelirleri yüzde 70 artmış vaziyette. Göğüs sponsorluğundan 35,5 milyon TL, şort sponsorluğundan ise 1,2 milyon Euro elde etmiş(s.79-82). Galatasaray hem sahada hem gelirlerde şampiyon2018/19 sezonunda 908.589.588 TL’lik bir gelir söz konusu. Burada hiç kuşkusuz Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Liginden gelen 349 milyonluk bir kalemi de göz ardı etmemeliyiz. En pahalı biletler ortalama 242,58 TL ile yine Galatasaray tribünlerinde(s.85-90). Trabzonspor yeni stadyumu ile birlikte seyirci ortalamasını arttırmış durumda. Naklen yayın gelirleri artarken ortalama maç bilet fiyatı ise 46 TL ve ticari gelirleri de 120,6 milyon TL’ye ulaşmış durumda(s.93-96).
Ekolig raporu ülkemizde futbolun ticari anlamda giderek büyüyen bir sektör olduğu gerçeğini net bir biçimde önümüze koymaktadır. Futbol, şekil değiştirirken bu yaşanan değişim ve dönüşümün ülkemize uğramaması beklenemezdi. Buna karşın geçmişten getirdiğimiz yanlışlıklar, bu dönemde de devam etmekte olduğu için futboldan çok tartışmaların daha fazla göz önünde bulunduğu bir lig seyretmeyi sürdürmekteyiz. Belki de biraz da bu yüzden olsa gerek dört büyükler ve diğerleri üzerinden yürüyen bir lige sahibiz. Futbol medyamız da futbol federasyonumuz da hatta hakemlerimiz ve taraftarlarımız da tüm bu gidişatın parçaları olarak var olan sürece katkıda bulunmayı sürdürüyorlar.
Tabloların gösterdiklerinin ötesinde daha fazla seyirciye ve daha rekabetçi bir lig yapılanmasına ihtiyacımız bulunuyor. Bunun yolu ise hayatın her alanında olduğu gibi futbol alanında da adaletli bir yapılanmanın varlığını hayata geçirmekten geçecektir. VAR sistemi ile başlayan tartışmaların komplo teorilerinin ve bitmek tükenmek bilmeyen siyasal vurguların ötesinde bir futbol ligine ihtiyacımız bulunuyor. Fakat son dönemde yaşanan gelişmeler var olan federasyon yapılanmasının ve kulüp yönetimleri ile olan bağlantısının bu resmin ötesinde bir yerlerde olduğu şeklindedir. Güveni tesis edemediğiniz noktada kural dışılığın önünü açtığınız gibi hakkaniyeti de sağlayamaz ve inandırıcılığınızı yitirirsiniz. Türkiye’de futbol ne yazık ki bu noktadadır ve yaşananlar ile beklenenler arasındaki uçurum her geçen gün biraz daha fazla açılmaktadır.
Ekolig raporuna ulaşmak için tıklayınız.
T24’ün notu: Bu yazı Elazığ’daki depremden önce yazıldı. Can kayıpları için başsağlığı ve sabır, yaralılara şifa diliyoruz.