Spor

Yusuf Dikeç’ten açıklama: ‘Elimden silahımı alanlar ve buna sessiz kalanların dışındaki herkese bu başarımı armağan ediyorum’

01 Ağustos 2024 14:19

T24 Video

Paris 2024 Olimpiyat Oyunları'nda 10 metre havalı tabanca karışık takım mücadelesinde Şevval İlayda Tarhan ile Türkiye’ye gümüş madalya kazandıran Yusuf Dikeç, TGRT Haber canlı yayınına katıldı. Dikeç, geçen yıl olimpiyat kotasının verildiği yarışmadan üç gün önce silahının elinden alındığını belirterek, “Geçen sene olimpiyat kotasının verildiği yarışmadan 3 gün önce elimden silahımı aldılar. Elimden silahımı alanlar ve buna sessiz kalanların dışındaki herkese bu başarımı armağan ediyorum” dedi.

Atıcılık müsabakalarında genelde sporcuların kullandığı lens, göz kapağı veya kulak koruması gibi teçhizat tercih etmeyen Yusuf Dikeç, atış sırasındaki duruşuyla Paris 2024’ün sosyal medyada en çok konuşulan isimi oldu.

Dikeç, performansıyla ilgili olarak, “Dışarıdan rahat gözüküyor olabiliriz ama içimizde fırtınalar kopuyor. 85 milyon insanın dualarıyla geldik. Hedefimiz altın madalyaydı, 2028’de onu kazanacağız. Bu kadar konuşulacağını tahmin etmiyordum” ifadelerini kullandı.

Atış sırasında kullandığı teçhizat konusunda, “Bir de aksesuar eksikliği falan yok. Ülkemiz aslında bize sağlıyor. Yarışmalarda hakemler, yarışma öncesinde soruyor. Atış gözlüğü var mı? Yok. Atış ayakkabın var mı? Yok. Diyorum ki ben naturel bir atıcıyım” dedi.

TIKLAYIN | Milli atıcı Yusuf Dikeç, Paris 2024 kotası aldı

TIKLAYIN | Dünya Yusuf Dikeç'i konuştu: Tek eli cebinde atış yaptı, gümüş madalya kazandı

TIKLAYIN | Dünya gündemindeki Yusuf Dikeç'ten atış tekniğiyle ilgili açıklama: Ben doğalım, natürel bir atıcıyım

Dikeç'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

"Öncelikle böyle bir başarı yakaladığım için çok mutluyum. 85 milyonun dualarıyla geldik. Hedefimiz altın madalyaydı ama onu da ucundan kaçırdık. Bir yarışmaya bir sporcu gittiğinde, nasibiyle, rızkıyla ve şansıyla gitmeli. Bugünkü yarışmada şansımız yerinde değildi. Bir puanla kaçırdım. 2 arkadaşımız da yine aynı şekilde. Gönül isterdi ki altın olsun ama olmadı.

"Rahat görünüyoruz ama içimizde fırtınalar kopuyor"

Tabi insanlarda 'çok rahatsın' gibi yorumlar var. Rahat gibi gözüksek de bizi 85 milyon insan dualarla uğurladı. Onun bir baskısı, ağırlığı vardı. Bu benim 5. olimpiyatım. Orada sakin duruyoruz ama içimizde fırtınalar kopuyor. Kalbimiz yerinden çıkacak gibi oluyordu. Atış yapıyorsun ama aklında 85 milyon var, 5. olimpiyatım var. Yine eli boş dönmedik, iyi hazırlanmıştık.

Geçen basın açıklamasında da sordular. "2028 Los Angeles'e bu altın madalyayı emanet verdik. Onu alacağız" dedim, güldüler. 2028'de altın madalyayı alacağız.

"Doğa bir atıcıyım"

Bu kadar konuşulacağını inanın tahmin etmiyordum. Elimizden geldiği gibi, doğal olarak... Bir de Aksesuar eksikliği falan yok. Ülkemiz aslında bize sağlıyor. Yarışmalarda hakemler, yarışma öncesinde soruyor. Atış gözlüğü var mı? Yok. Atış ayakkabın var mı? Yok. Diyorum ki ben naturel bir atıcıyım. Olimpiyatlar insanların yeteneklerini sergilediği bir arenaysa kendi yeteneğimle atmak istiyorum, öyle de yapıyorum. Sonunda madalya nasip oldu.

"Sİlahımı elimden alanlar ve sessiz kalanlar..."

Bu başarılar kolay geliyor ama 24 yılın bir emeği var burada. Hep bugünün hayalini kuruyordum. İnanın çok çalıştım. Hayatımız hiçbir zaman dört dörtlük geçmedi. Geçen sene dünya şampiyonasına giderken, olimpiyatlara dört kotanın verildiği yarışmadan 3 gün önce benim elimden silahımı aldılar. Bu zorlu mücadelede yılmadık. Bu madalyayı o gün elimden silahı alanlara ve buna sessiz kalanların dışındaki, 85 milyona armağan ediyorum. Ben sadece bir simgeyim. İnsanlar sadece Türkiye Cumhuriyet devletinin bir neferini konuşuyor. Bunun için çok mutluyum. Cumhuriyet tarihinin de ilk madalyası. Herkese şükranlarımı sunuyorum.

Gündemde olan duruşu

24 yılın bir emeği var. Yaşımız ileri olmasına rağmen, aslında gençler bu sporu ileri yaşlara kadar devam ettirebilir. Yılmadan, bıkmadan çalışmanın sonunda bir şeyler kazanabileceğini gördüler. İlk başladığım yıllarda Avrupa'da, dünyada ilk finale kalırsak kendimizi başarılı buluyorduk. Artık olimpiyat 2.'liğine üzülür hale geldik.

Normal atış pozisyonum bu aslında. Vücudu biraz daha dengede, daha stabil tutmak aslında... En küçük salınım bile sapmalara neden olabiliyor. Yarışmayı da 1 puanla değil, 0.7 puanla kaybettik."

Berna Abik'in sunumuyla dünden bugüne Olimpiyat tarihinde yaşanan olayların anlatıldığı '60 Saniyede Olimpiyatlar' serisini izlemek için tıklayın.