Türkiye'nin önde gelen saygın hukukçularından, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) yargıçlık yapan, emekli büyükelçi ve avukat Dr. Rıza Türmen, T24'teki yazısı nedeniyle Akit gazetesi tarafından nefret ve hakaret diliyle hedef gösterildi.
10 yıldır T24 yazarı olan Türmen, son yazısında Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin Gezi Parkı eylemleri kararını eleştirmişi. Türkiye Barolar Birliği (TBB), konuya ilişkin, “Yeni Akit gazetesi köşe yazarı 1 Ekim 2023 tarihli yazısında; Avukat Dr. Rıza Türmen’i asılsız itham ve suçlamalarıyla ve yazısının bütününden çıkan sonuç bakımından tehdit ederek kamuoyu nezdinde hedef göstermiştir. Toplumda düşmanlık ve nefret yaratacak, kişileri hedef gösteren ve giderek nefret suçuna dönüşebilecek tehlikeler barındıran bu tür ve benzeri söylemlerin, gazetecilik meslek etik ilkeleri ve doğru davranış kuralları gereğince öncelikle basın mensupları tarafından kullanılmaması gerekir” açıklamasını yaptı.
Avukat Dr. Rıza Türmen’in “Yargılanan Biziz” başlıklı yazısının ardından Yeni Akit Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu, “Daha dur Rıza, sen de yargılanacaksın” başlıklı bir yazı yazdı. Karahasanoğlu’nun yazısının ardından TBB, yazılı açıklama yayımladı.
TIKLAYIN - Rıza Türmen yazdı: Yargılanan biziz
TBB’nin açıklaması şu şekilde:
“Avukat Dr. Rıza Türmen tarafından yazılan ve özellikle Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarının uygulanmamasının doğuracağı sakıncalara değinen “Yargılanan Biziz” başlıklı yazı, T24 Bağımsız İnternet gazetesinde 30 Eylül 2023 tarihinde yayımlanmıştır.
Bu yazı gerekçe gösterilerek Ali Karahasanoğlu tarafından ‘Daha dur Rıza, sen de yargılanacaksın!..’ başlığı ile 1 Ekim 2023 tarihli Yeni Akit gazetesi ve internet sitesinde yayımlanan yazıda Av. Dr. Rıza Türmen, kamuoyunun husumetine maruz kalacak şekilde karalanmaya, küçük düşürülmeye çalışılmıştır.
Türkiye'nin önde gelen hukukçularından, diplomat ve siyasetçi olan Av. Dr. Rıza Türmen, 1998 yılında Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıçlığına seçilmiş ve 2008 yılına kadar bu görevi sürdürmüştür. 2009 yılında Türkiye Barolar Birliği Yılın Hukukçusu Ödülü, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Özgürlüğü Ödülü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Üstün Hizmet Ödülü, 2010 yılında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin Cumhuriyet Ödülü Av. Dr. Rıza Türmen'e verilmiştir. 24. Yasama Döneminde TBMM İzmir Milletvekili olarak Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyeliği görevini ifa etmiştir. ‘Güçsüzlerin Gücü-Türkiye'de İnsan Hakları’ ve ‘Türkiye'de Demokrasi Arayışı’ adlı iki kitabı yayımlanmıştır. Ağırlıklı olarak temel haklar, insan hakları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları, genel hukuk ve politika konularında yazılar yazmaktadır.
Anayasa’nın 26. maddesinde düzenlenen ‘Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti’nin somut bir kullanımı olarak eleştiri, hiç kuşkusuz tüm yurttaşların en temel haklarındandır. Bununla birlikte bahse konu yazı, eleştiri sınırlarını aşan şekilde hakaret, karalama ve tehdit içeren ve sadece Ankara Barosuna kayıtlı avukat olarak halen Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Merkezi'nin Sözcülüğü görevini de sürdürmekte olan Sayın Av. Dr. Rıza Türmen’in şahsına yönelik değil, onu da aşan, doğrudan ifade özgürlüğünü hedef alan muhtevasıyla bu açıklamanın yapılmasını zaruri kılmıştır.
Yeni Akit gazetesi köşe yazarı 1 Ekim 2023 tarihli yazısında; Avukat Dr. Rıza Türmen için, ‘Ama yaptıklarını gizleyip…, Utanmaz adam, Ahlaksızlığa bakın…, Osman Kavala daha başlangıç… Can Atalay, daha başlangıç... Rıza Türmen’e de sıra gelecek..., Otoriter iktidarmış… Siz ne utanmaz insanlarsınız..., cevap versene utanmaz adam, cevap versene yalancı adam…, söylesene rezil adam... gibi asılsız itham ve suçlamalarıyla ve yazısının bütününden çıkan sonuç bakımından tehdit ederek kamuoyu nezdinde hedef göstermiştir.
Basın yayın yoluyla kişilik haklarını ihlal eden, husumet yaratan, mesnetsiz suçlamalarla, tehditlerle eleştiri sınırlarını aşan, insanların onur ve saygınlığını zedeleyen, aşağılayan ve toplumda küçük düşüren cümlelerle yapılan bu tür açıklamaların nefret söylemini oluşturacağı tartışmasızdır. Toplumda düşmanlık ve nefret yaratacak, kişileri hedef gösteren ve giderek nefret suçuna dönüşebilecek tehlikeler barındıran bu tür ve benzeri söylemlerin, gazetecilik meslek etik ilkeleri ve doğru davranış kuralları gereğince öncelikle basın mensupları tarafından kullanılmaması gerekir.
Türkiye Barolar Birliği olarak; bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ‘Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti’nin somut kullanımını engellemeye yönelik her türlü girişimin en güçlü şekilde karşısında olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.”