Sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz, Kara para aklamakla suçlanan firari iş insanı Sezgin Baran Korkmaz'dan 10 milyon Euro istediği belirtilen Veyis Ateş’in cuma günü kendisiyle yaptığı yayına ilişkin olarak, “Ben ikna olmadım” düşüncesini dile getirdi.
Saymaz yazısında, "Ateş'in bilmediği bir şey vardı: Sabah Korkmaz'ı arayıp varlığından emin olmak için görüşmenin kaydını dinledim.5-8 Ocak arasında 4-5 telefon görüşmesi yapılmış. Korkmaz, 7 Ocak'ta yapıldığını söylediği 9 dakika 26 saniyelik kaydın 2 dakikalık kısmını dinletti. Ateş araba içerisinde konuşuyor.Yol ve araç sesi konuşma seslerine karışıyor. Ateş, şöyle diyor: 'Şu an can yanın yaralı, kızgınsın, öfkelisin, dünyaya ateşe verirsin. Bu tarafın hassasiyet duyduğu şeyi sana iletmek istiyorum.' Ateş, kimi lobi ve kliklerden söz ediyor. Kendini hakem olarak tanıtıyor. Korkmaz, 'Masaya sen otur benim yerime?' diye öneriyor. Ateş 'Nasıl istersen' diyor ve şöyle devam ediyor: 'Senle ilgili beklenti ve istedikleri ses çıkarmadan bir süre beklemen. ‘Samimiyetini göstersin, gerekeni yaparız (diyorlar).' Korkmaz, 'Samimiyetimizi nasıl göstereceğim abi?' diye soruyor. Ateş, 'Söz ettiğim meblağı istiyorlar' diyor. Korkmaz, '10 milyon Euro'yu verdiğim zaman…' diye konuşuyor. Hızlı konuştuğu için 'Milyon' ifadesini yutuyor." ifadesini kullandı.
Saymaz şunları kaydetti:
"Yayının sürprizi, Korkmaz'ın bağlanması oldu. Korkmaz, 10 milyon Euro iddiasıyla sınırlı kalmak kaydıyla katıldı. Ancak Türkiye'de sürmekte olan davasının ayrıntılarına girdi. Türkiye'de aranıyor oluşu, RTÜK tarafından Halk TV'ye yaptırım olarak dönebilirdi. Kendisine uyarıda bulundum. Korkmaz, uyarımı yanlış anlamış olacak ki “İyi akşamlar” diyerek, yayından ayrıldı. Kasıtlı şekilde susturduğumuz sanıldığı için çok sayıda eleştiri geldi. Yeniden bağlayıp Ateş'le yüzleştirdik. Korkmaz, 10 milyon Euro iddiasını yineledi. Ateş iddiayı reddetti. Korkmaz'ın elindeki kayıtla savcılığa başvurması gerekiyor. Aksi halde pazarlık için şantaj yaptığı düşünülecek.
Peker'in 2 Mayıs'ta ilk ifşaatını yayınladığı günden beri o iddialara ilişkin 13 köşe yazısı yazdım, birden çok söyleşi yaptım ve haber kaleme aldım. Soylu ile Habertürk'te, Ateş ile Halk TV'de yayınlara çıktım. Onlarca TV ve YouTube programına katıldım. Elimi, bedenimi, hatta başımı taşın altına koydum. Mecbur muydum? Değildim. Pekala, ben de saçılan iddia yığını içerisinden düşünce dünyama ve meşrebime uygun olanları seçerek, afili yazılar döktürebilirdim. Zahmete girmeden… Ellerimi asla kirletmeden… Paçalarımın çamura bulanmasına izin vermeden… Yara bere almadan muhalif kalmayı bilirdim. İstedim ki… Halk gerçeği, yalnızca gerçeği öğrensin. Bütün borcumuz onadır."