Gazeteci Semra Tokçu'nun Korona Günlüğü' adlı programa katılan sağlık çalışanları yaşadıkları sıkıntıları, "Zaten eksik ekipmanla zor koşullarda çalışıyoruz, üzerine bir de mobing ve şiddet başladı" sözleriyle anlattı.
Gazeteci Semra Tokçu'nun YouTube kanalı üzerinden yaptığı 'Korona Günlüğü' adlı programa katılan Sağlık Emekçileri Sendikası Ankara Şubesi'nden hemşire Sabiha Akdeniz ve kayıt memuru Sait Bozgun yaşadıkları sıkıntıları anlattı.
Bir kamu kurumunda hemşire olduğunu belirten Sabiha Akdeniz, "Sağlık çalışanları arasında özellikle hemşirelere yönelik mobbing başladı. Eksik ekipmanlarla çalışıyoruz, üzerine bir de hasta yakınları tarafından uygulanan şiddet eklendi" derken, hasta kaydı yaptığını söyleyen Sait Bozgun ise, "Ekipman eksikliğinden dolayı Covid-19 riski ile karşı karşıyayız. Her hasta muhatap olmamıza rağmen bize herhangi bir test yapılmıyor" ifadelerini kullandı.
"Pandeminin ağırlığı üzerimize çöktü; hemşirelere yönelik mobbing başladı"
Sabiha Akdeniz, sağlık çalışanlarının çalıştığı alanlara göre gruplandırıldığını ve testlerine buna göre yapıldığını anlattı. Ankara'da sağlık çalışanların yönelik test oranının yüzde 1 olmadığını söyleyen Akdeniz, "Yüksek riskli, orta riskli alanda çalışanlar seklinde gruplandırılıyoruz. Sağlık çalışanlarının ekipman yetersizliği majör problem ancak tek problem bu değil. Pandeminin ağırlığı üzerimize çöktü. Sağlık ekipleri arasında özelliklere hemşirelere yönelik mobbing başladı" dedi.
"Bir insan daha yaşasın diye uğraşırken, sağlıkta şiddet yasasının reddedilmesi utanç verici"
Meclis'te AKP ve MHP tarafından reddedilen 'Sağlıkta Şiddet' ile ilgili yasa teklifine de değinen Akdeniz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hasta yakınları, sağlık çalışanlarına şiddet uygulamaya başladı. Bizler bir insan daha yaşasın diye uğraşırken, sağlıkta şiddet ile ilgili teklifin Meclis'te reddedilmesi utanç verici. Hekim arkadaşlarımız gündemde ancak hemşireler de zor durumda. Birçok hastanede klinik şefini falan göremezsiniz.
"Çok sayıda sağlık çalışanı arkadaşım Koronavirüs'e yakalandı. Belki bizde yakalandık ama bilmiyoruz. Bize verilen 12 saatlik maske ve koruyucu ekipman yetersiz. Sağlık çalışanları stok yapma ihtiyacı duyuyor. Çünkü bunlar 'daha iyi günlerimiz' diye düşünüyorlar. Siyasi erk veya devlet sağlık emekçilerini koruyamazsa, toplumu da koruyamaz.
"İlk vaka açıklanmadan gerekli hazırlıklar yapılmalıydı. 'Pandemi Acil Eylem Planı' radikal kararlar almayı gerektirir. Ocak ayından beri 'bize geç gelir' denildi ve virüsle karşı karşıya geldik. Virüse karşı bir planlama yapılsaydı bunu yaşamazdık. Vaka sayısını tam olarak bilmiyoruz ancak şeffaf olunmadığını açıklıkla söyleyebilirim."
"Bize herhangi bir test yapılmıyor"
Salgın sürecinde yeterli beslenme ve protein desteği ile vücut direncinin sağlanması gerektiğine dikkat çeken Sait Bozgun ise "Ancak ne yeterli beslenme ne de dinlenme fırsatı sunuluyor. Sağlık emekçilerine bazen ayran ve sandviç veriliyor. Ekipman eksikliğinden dolayı Covid-19 riski ile karşı karşıyayız. Her hasta muhatap olmamıza rağmen bize herhangi bir test yapılmıyor" ifadelerini kullandı.