T24 Politika
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün Meclis'te yapılan İsrail konulu kapalı oturumun ardından "Akşam haber kanallarında askeri strateji konuşanların verdiği bilgilerden bir fazlası söylenmedi" dedi.
Meclis'te "İsrail" oturumu başladı; görüşme Bakan Fidan ve Güler'in bilgilendirmesiyle devam edecek
Özgür Özel, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 'İsrail’in hedefinde Türkiye’nin olduğunu' öne sürmesinin ardından bugün Meclis’te yapılan kapalı İsrail oturumunun çıkışında açıklamalarda bulundu. Bugün CHP Grup Toplantısı'nda da Erdoğan'ın "İsrail, Türkiye'ye saldıracak" sözlerine tepki göstermiş, "Kahvehanede biri söylese 'Deli misin?' denir" ifadelerini kullanmıştı.
İsrail kapalı oturumuna ilişkin değerlendirilmesinin sorulması üzerine, “1 Ekim’de Meclis yasama yılına başlarken Sayın Cumhurbaşkanı geldi, bir konuşma yaptı. Konuşmasının bir cümlesi çok kritikti. Dedi ki, ‘Bir sonraki hedef Türkiye’dir, İsrail’in hedefindeyiz’ dedi. O gün hemen çıkışta zaten ilk olarak bunu söylemiştim, ‘Meclis’in kürsüsü herhangi bir kürsü değildir. Bu sözü söyleyen de herhangi biri değildir. Yürütmenin başındaki kişi, bütün bakanlıkların bağlı olduğu kişi, dış politikayı, istihbaratı, Milli Savunma Bakanı'nı atayan kişi, ‘Türkiye’ye İsrail saldıracak’ deyip dönüp gidemez. Bunun için de derhal Meclis’in bilgilendirilmesini, aslında bizzat kendisi tarafından bilgilendirilmesini talep ettik. Bugün kendisi gelmedi, Sayın Dışişleri Bakanı'nı ve Milli Savunma Bakanı'nı yolladı” ifadelerini kullanan Özel, sözlerine şöyle devam etti:
"İsrail’in Türkiye’ye saldırmasının olamayacak bir iş olduğunu biliyorduk"
“Oturumu, bütün liderler takip ettik. Bu oturumdan önce de biz kendi değerlendirmelerimizi yaptığımızda İsrail’in Türkiye’ye saldırmasının akılla, mantıkla, gücüyle, Türkiye’nin gücüyle, uluslararası kuruluşların görevleriyle, NATO’nun görevleriyle bağdaşmayan, olamayacak bir iş olduğunu biliyorduk. Ama dedik ki, ‘Cumhurbaşkanı biliyorsa gelsin, anlatsın.’ Geçmişte böyle davetler ya geri çevrilirdi ya da açık oturumda geldiklerinde hiçbir şey demeden giderlerdi. Sonra biz itiraz ederdik, defalarca bu Meclis kayıtlarında var. Onlar da derdi ki, ‘Ne yapalım, canlı yayında devlet sırrı mı verelim?’ Bu kapıyı bırakmamak adına dedik ki, ‘Gelin bu üçüncü dünya savaşıyla ilgili de bir şeyleri birkaç aydır döndürüyorlar. ‘Türkiye’ye İsrail saldıracak sözü’ neyse, kapalı oturumda gelin ve anlatın’ dedik.
“TELEVİZYONLARDA KONUŞANLARIN VERDİĞİ BİLGİLERDEN BİR FAZLASI SÖYLENMEDİ
Orada da şunu söyledim, ‘Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak İç Tüzüğe bağlıyız, Anayasaya bağlıyız. Kapalı oturumda söylenecek sözler 10 yıl boyunca gizli tutanakta kalır. Biz söylenen sözleri anlatmayız. Ama söylenmeyen sözler olursa ifşa ederiz.’
Şimdi buradan açıkça söylüyorum. Grup Başkanvekillerimle birlikte, Meclis İdari Amirimizle birlikte. Bütün Grup pür dikkat, bütün Meclis pür dikkat dinledik. Ne söylendi, ne söylenmedi. Akşam haber kanallarında, dış politika konuşanların, askeri strateji konuşanların verdiği bilgilerden bir fazlası söylenmedi. Yani bugüne kadar hep gelip de bilgilendirme yaparken söylemeyip, ‘Efendim oturum açık, gizli bilgiyi nasıl verelim? Bu konular açık açık konuşulamaz’ dediler. ‘10 yıl gizli kalacak, tutanak altında konuşun’ dedik. Bilmediğimiz hiçbir şeyi söylemediler. Sorun tam olarak buradadır ve şu anda milletimiz emin olsun ki, Türkiye’nin, yani aslında açık açık da söylediler bunları, yani ne anlattıklarını söylemeyim ama anlattıklarının bütünü şu, ‘Türkiye Erdoğan’ın söylediği sözden endişe etmesin. Altını dolduracak bir kelime yok. Bilmediğiniz bir şey yok. Bugünden yarına Türkiye’ye saldıracaklarına dair hiçbir şey yok.’ Söylenmeyeni söylüyorum, söylenenleri zaten bilmediğimiz bir şey de söylemediler.
"Erdoğan o lafı yoksulluk, işsizlik, geçim sıkıntısı konuşulmasın diye attı"
Ve buradan milletimize ifade etmek isterim ki ben bugün emin oldum. Şüphemiz vardı, derin şüphelerimiz vardı. Erdoğan o sözü Türkiye’nin en çok konuşulan konusu yoksulluk olduğu için, işsizlik olduğu için, insanların geçim sıkıntısı olduğu için, 31 Mart’ta milletin sesini duymadan, emekliyi duymadan, emekçiyi duymadan, çiftçiyi duymadan yaptığı politikalar hem sandıkta cezalandırıldığı için, CHP 47 yıl sonra birinci parti olduğu için, bunu hazmedemediği için ve CHP o günden bugüne gücünü koruduğu, Erdoğan’ın da bir türlü partisini toparlayamadığı için Türkiye yoksulluğu, işsizliği, enflasyonu, hayat pahalılığını konuşmasın diye ortaya ‘İsrail Türkiye’ye saldıracak’ lafını attı ve televizyonlara bunu konuşturuyor, gazetelere bunu konuşturuyor.
"Türkiye gerçek gündemine dönmeli"
Türkiye’de gündem değiştiriyor ama bunu milli güvenliği ve hepimizin yüreğinin birlikte attığı konuları istismar ederek yapıyor. Milletimize şikayet ediyorum, net olarak, aksini düşünen varsa çıksın, anlatsın. Çıksın desin ki AKP’nin Grup başkanvekilleri, Grup Başkanı, ‘Biz bakanlarımızı dinledik ve Erdoğan’ın söylediği yakın tehdide ikna olduk’ desinler. Yok öyle bir şey. Türkiye gerçek gündemine dönmelidir. Türkiye’deki bütün gerçek gazetecileri, televizyoncuları Cumhurbaşkanın yaptığı gündem manipülasyonundan arınmaya, yoksulluğu, işsizliği, güvencesizliği, hayat pahalılığını, çiftçinin, işçinin, emeklinin, memurun çektiği sıkıntıları konuşmaya, gençlerin umutsuzluğunu konuşmaya davet ediyorum.
"İnsan birazcık çekinir, birazcık utanır"
Biz İsrail’e karşı Filistin’in aslan gibi yanındayız. Bugün bilmediğimiz bir şey olsaydı susacak, ne destek varsa verecektik. Bu parlamentoda Bülent Ecevit bilgilendirme yaptı Kıbrıs Barış Harekâtı ile ilgili Süleyman Demirel çıktı, dedi ki, ‘Biz bu vakitten sonra iktidarı ve muhalefetiyle tek yüreğiz.’ Eğer ki böyle bir tehdit olsun, aynı cümleyi söylemekten bir dakika ne ben ne grup başkanvekillerim geri durmazlar. Grubumuzun tamamı eğer böyle bir tehdit olsa Türkiye’nin tek yürek olmasını savunur. Ama lafı ortaya at, arkasını doldurma, bütün Türkiye konuşsun, İsrail Türkiye’ye mi saldıracak?
İnsan özellikle, Suriye sınırına yakın, Güney sınırlarımıza yakın, geceleyin acaba füze gelir mi diye korkanlardan, insan beş yaşında, üç yaşında, yedi yaşında, 10 yaşında çocukların babalarına, ‘Baba savaşa mı giriyoruz?’ korkularından, kaygılarından birazcık çekinir, birazcık utanır. Siyaset bu değil. Bundan önce böyle manipülasyonlar yapılıyordu.
"Cumhurbaşkanı eliyle yapılmış manipülasyon ana muhalefet partisi eliyle samimiyet tartısına çıkarıldı"
Hep söylüyorum, Karagöz Hacivat gibi kavga olsun, kayıkçı kavgası olsun. Ülkenin başka gündemlerinde kavga olsun, gerçek sorunlar konuşulmasın. 5 Kasım’dan beri bunu yapmaya çalışıyorum, 31 Mart’tan beri bunu yapmaya çalışıyorum. Yapmaya da devam edeceğiz. Ülkenin gerçek gündemi neyse oraya döneceğiz. Cumhurbaşkanı eliyle yapılmış manipülasyon ana muhalefet partisi eliyle samimiyet tartısına çıkarılmıştır. Ve vurulan mihenk taşında maalesef iktidarın bu konuda kötü niyeti ortaya çıkmıştır. İktidar partisi tarafından yapılan manipülasyonu milletimize şikâyet ediyoruz. Sizin sorunlarınızı konuşmaya devam edeceğiz. Bütün gazetecileri, televizyoncuları da ülkenin gerçek gündemine dönmeye davet ediyorum. Aksini yapanlar olursa, ‘Yok, İsrail tehdidi var’ diyen olursa yoksul halkımıza karşı haksızlık yapar, o haksızlığa ortak olur. Bu iktidarın değişime ve bu toplumun ezilenlerinin hakkını alacakları bir iktidarın kurulma zamanı gelmiştir."
"Müsavat Bey'in değerlendirmesi eleştiri olabilir ama..."
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun eleştirileri hakkında da konuşan Özel, “Aslında biraz önceki açıklamamın içinde vardı. Müsavat Beyle birlikte grup başkanvekilliği yaptık, birbirimizle deneyimlerimizi paylaştık. Bu geçmiş dönemde olsaydı ve bana deseydi ki ‘Başkan niye? Burada muradınız nedir?’ Meclis tecrübemle kendisine yapacağım katkı şu olurdu, ‘Sayın Başkanım, oturumu açık yaparsan bir şey demeden gidiyorlar, sonra da diyorlar ki, ‘Gizli bilgiyi nasıl söyleyelim canlı yayında? O yüzden varsa bir bildikleri söylesinler diye kapalı yaptık. Gör bak, hiçbir şey söylemeyecekler, söylerlerse de öğrenmiş oluruz, katkı veririz.’ Müsavat Bey'in değerlendirmesi tabii eleştiri olabilir, haklı ama herhalde şimdi bir özeleştiri yapar” yanıtını verdi.
"Bu yalanı haklı gösterecek bir tuğla koymadılar, gündem değiştirmek için manipülasyon yapıyorlar"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “İsrail’in bir sonraki hedefi Anadolu’dur” açıklamasının sorulması üzerine de Özel şunları söyledi:
“Bakın, ‘Harita açtılar, bir şey gösterdiler’ diyemem, o İç Tüzüğe aykırı. Bir şey göstermediler. Devlet Bey'in de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da söyledikleri işin altını bırakın bir miktar, ne tamamen, bir tane bir tuğla koymadılar, bu yalanı inşa edecek bir tuğla koymadılar. Bu yalanı haklı gösterecek bir tuğla koymadılar. Sayın Bahçeli de Sayın Erdoğan da ülkede konuşulan konulardan rahatsızlar. Tarım mitinglerinden rahatsızlar, çiftçinin hakkını aramasından rahatsızlar, Türk-İş’in artık yıllar yıllar sonra hak arayacak olmasından rahatsızlar, asgari ücretin verildiği günden 6 bin lira daha değer kaybetmesinden rahatsızlar, emekli mitinglerimizden rahatsızlar, CHP’nin birinci parti olmasından rahatsızlar, gündem değiştirmek için manipülasyon yapıyorlar.”
"Benzetmek istemem ama Hitler şöyle yapardı..."
Özel, Bahçeli’nin yaptığı “iç cephe çağrısı” hakkında gelen soru üzerine de şunları söyledi:
“Bu arkadaşların yaptığı yöntemi, benzetmek istemem ama, teşbihte hata olmaz. Hitler yapacak olsaydı şöyle yapardı. Rus ordusu Berlin’e dayandığında toplama kamplarına giderdi ve oradaki esirlere ‘Arkadaşlar Ruslar Berlin’e giriyor, şimdi birlik olma zamanı. Aynı gemideyiz hepimiz’ derdi. Bu kadar tuhaf bir şey yapıyorlar. Normal zamanda düşman hukuku uyguladıklarına, ‘Tehlike büyük, arkama geç’ diyorlar. Ama o tehlikenin ne olduğunu söyleyemiyorlar, kapalı oturumda dahi söyleyemiyorlar.
"'İsrail’in Türkiye’ye saldırması çılgınlık değil, olasılık bile değil, korku üretiyorlar.'"
Diyorlarsa, ‘Kapalı oturumda da söylemedik. Biz geleceğiz tek tek liderlerin kulağına söyleyeceğiz.’ Onu yapsınlar. Yapamazlar, zaten olmadığını biliyoruz. Bizim arkadaşlarımızın içinde tüm uluslararası kuruluşlarda görev yapanlar var. Arkadaşlarımızın ve partimize katkı sağlayanların içerisinde. Mesela Namık Tan İsrail Büyükelçiliği yaptı. Bugün kürsüyü kullanacak olan birçok arkadaşımız bu konularda, herkes şunu söylüyor, ‘İsrail’in Türkiye’ye saldırması çılgınlık değil, olasılık bile değil, olabilecek bir şey değil. Buradan korku üretiyorlar.’ Zaten ben onu ilk duyduğum anda, ‘Madem öyleyse gelin kapalı oturuma’ dememin sebebi de budur. Türkiye’yi bu gündemde tutmaya çalışanlar, Türkiye’nin gerçek gündemini sislemek, puslamak, gerçek gündeminden Türkiye’yi koparmak istiyorlar.”