Politika

MHP'den CHP'ye 'terörsüz Türkiye' resti: Görüşünü netleştirmeden herhangi bir temasımız olmayacak!

12 Mart 2025 01:04

T24 Haber Merkezi

MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, 'Terörsüz Türkiye hedefi'nde görüşünü netleştirmediği sürece CHP ile bu konuyla ilgili temas kurmayacaklarını bildirdi. Özdemir, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin de iradesinin bu yönde olduğunu açıkladı. 

MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, X hesabından yaptığı paylaşımda CHP'yi eleştirdi. Habertürk yayınına katılan CHP PM üyesi Ali Haydar Fırat'ın sürece dair yorumlarını eleştiren Özdemir, "Fırat’ın yorumlarının aziz milletimizin hiçbir evladı tarafından kabulü mümkün değildir. Ali Haydar Fırat, yaptığı yorumlara istinaden açıkça 'CHP’nin demokratikleşme bahsinde bağımsız kürdistanın kurulmasını isteyip istemediğini' cevaplandırmalıdır. Bu zihniyet Türkiye bölünsün mü istemektedir? CHP bölünmüş bir Türkiye mi istemektedir?" dedi.

CHP'yi tutarsız olmakla itham eden Özdemir, "Terörsüz Türkiye hedefimizde MHP ve Cumhur İttifakı’nın duruşu gayet açık, temiz ve nettir. Program içinde geçen konuyla alakalı sorduğumuz soruya CHP’li parti meclisi üyesinin, partisi adına tutarlı bir cevap verememesi, kendisinden önceki CHP’li tüm yetkilileri de tasdikleyen bir tutum olmuştur. CHP içi boş kavramlar ve tutarsız cümlelerle kamuoyunu oyalamayı hedeflemektedir" deiye belirtti. 

CHP'nin görüşünü netleştirmeden temas kurmayacaklarını bildiren Özdemir, "Bu sebeple, Milliyetçi Hareket Partisi olarak CHP’nin, Terörsüz Türkiye hedefiyle ilgili duruş ve görüşünü netleştirmeden, bağımsız Kürdistan konusunda tavrını net olarak ortaya koymadan, kendileriyle bu meseleyle alakalı herhangi bir temasımızın olmayacağını, Sayın Genel Başkanımızın iradelerinin de bu yönde olduğunu belirterek saygıdeğer kamuoyu ile paylaşıyoruz" diye konuştu. 

Fırat, ne demişti? 

Fırat, süreçle ilgili olarak şunları söylemişti:

"Doğu ve Güneydoğu'da Kürt yurttaşlarımızın yaşadığı şehirde olağan bir hukuk düzeni kurulmadı. Öcalan da mektubunda bu sorunun çıkmasının nedeninden biri olarak demokrasi eksikliği var. "Demokratik koşullar olsaydı biz de ortaya çıkmazdık" diyor. Kürt siyasetine mensup pek çok insan cezaevinde. Üst üste kayyımlar atanıyor. Terörle iltisaklı vs. deniliyor. Belediye başkanının böyle bir durumu varsa, kayyım yerine seçilebilirdi. 

Terör örgütünün silah bırakması ve sonrasında barış atmosferi olacaksa, karşı tarafa dönüp tartışılabilir, ana dil meselesi, vatandaşlık meselesi konuşulmalı tartışılmalı. 

Kürt meselesinin, düşünce özgürlüğünün, hak ve ifade özgürlüğünün yerleşikleştiği bir düzende kendisine bir daha taban bulmayacağını, bir daha şiddet iklimi yaratılmayacağını, insanların hak arama mücadelesinin gerekçesi olarak silaha sarılmayacağı öngörüsüyle yola çıkarak bunu söylüyoruz. Bunu sadece biz yapmayalım, Meclis'te bütün partilerin katılımıyla yapalım. Ülkemizdeki temel sorun alanlarına nasıl çözüm üretebiliriz, öneriler sunalım. Tarihsel bir mesele olduğunu, sadece Öcalan ve PKK meselesi olmadığını, gerisinde bambaşka bir külliyat bulunduğunu, gelecek yüzyıla devredilmemesi gerektiğini göz önünde tutmakta fayda var. 

Silah meselesinin, terör meselesinin bitmesi başlı başına tarihsel bir olaydır, bunun hakkını teslim ediyoruz ve diyoruz ki: Buna destek olacak birtakım süreçlerin de, böyle olumsuzlukların yaşanmaması için de bir demokratikleşme sürecini yaşama geçirmemiz gerekiyor diyoruz." 

Fırat eleştirilere ne dedi?

CHP'li Fırat, eleştirilere ilişkin olarak; "Bunu bir tür kişisel polemiğe indirgemek istemiyoruz. Hepimiz terörün bitmesini istiyoruz. Partimizde kimse aleyhinde görüş ifade etmedi. En son 1 Mart'ta Bahçeli'nin Bakırhan'a "Türkiye'yi birlikte demokratikleştireceğiz" sözleri gibi birlikte değiştireceğiz ve geliştireceğiz. Özdemir'in neye göre böyle bir açıklama yaptığını anlamıyorum. Sürecin ruhuna da uyduğunu düşünmüyorum. Sadece mesele silahların gömülmesi değil, bir taraftan da başka bir dilin, iklimin ve siyasal anlayışın da egemen kılınmasıdır. Herkes süreç enet bir biçimde katkı sunuyor. Bir ayrışma söz konusu değil. Sürecin daha net bir biçimde sonrasına dair demokrasiyle taçlandırılması gerek. her parti aynı fikirde olmaz elbette ama Özdemir'in benim konuşmamdan yola çıkarak bunu söylüyorsa Binali Yıldırım'ın açıklamasından sonra AKP ile hiç görüşmemesi gerekiyor. Türklük kavramına dair bir tartışma içinde olmayacağımızı ifade ettik zaten. Kendi partilerinin takdiridir. İstedikleri partiyle görüşürler, istediklerinden görüş alırlar. Biz CHP olarak istikrar içindeyiz" dedi. 

Fırat'tan yeni açıklama

Fırat, bugün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla da MHP lideri Devlet Bahçeli'ye ve yeni çözüm sürecine yönelik destek açıklamasında bulundu.

Sürecin partiler ve siyaset üstü olduğunu vurgulayan Fırat, herkesi sürece destek vermeye çağırdı. Fırat'ın paylaşımı şöyle:

"Ülkemiz, tarihimizin en önemli sürecini yaşıyor. Bu süreçte başından beri aynı içtenlik ve tutarlılıkla her platformda şunları dile getirdim:

  • Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı çıkış tarihidir, mutlaka sahiplenmeli ve desteklenmelidir. Bu önemli çağrıya sessiz kalınamaz, uzaktan izlenemez. Her platformda bunu kararlılıkla destekledim ve buna devam edeceğim.
  • - Her bir yurttaşımıza Türkiye’mizin terörden kurtulması için çok büyük bir yurtseverlik görevi düşmektedir. Bu sürecin başarısı milletimizin birliği, devletimizin tekliği için yaşamsaldır.
  • - Terör sorunu çözüldükten sonra ülkemizde çözülmeyecek sorun kalmayacaktır.
  • - Cumhuriyetimizin kutsal üçlemesi; devletin tekliği, ulusun birliği ve yurdun bölünmez bütünlüğüdür.
  • - Yanıbaşımızdaki ateş çemberinden ülkemizi ve milletimizi korumak için içeride en geniş birlikteliği sağlamak zorundayız.
  • - Öncelikli ve ivedi olan terör örgütünün koşulsuz şartsız silah bırakmasıdır. Bu konuda herkes sesini yükseltmeli ve net bir duruş sergilemelidir.
  • - Dünya jeopolitiğinde yaşanan kırılmalar bizi çok daha dikkatli ve güçlü olmaya zorlamaktadır. Devletimizin ve milletimizin bu cesareti, demokratik birikimi, yönetsel aklı ve olaylara yön verme kapasitesi mevcuttur.
  • - Bu çerçevede, Sayın Bahçeli’nin başlattığı bu tarihi sürecin sorunsuz bir biçimde nihayete erdirilmesi partiler ve siyaset üstüdür. Bunun kazananı milletimizin her bir ferdi olacaktır."

Bahçeli ne demişti?

Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli, "terör eylemlerine son vererek lağvedilmesi" çağrısı yaptığı PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'a ilk kez "terörist elebaşı" yerine “PKK’nın kurucu önderi” diye hitap ederek, DEM Parti’ye seslendi. Bahçeli, "Çağrıyı mı konuşacaklar, çürümüş zihniyete aracılık mı edecekler?" ifadelerini kullandı. Bahçeli, DEM Parti'nin siyasi partilerle olan turuna atıfta yaparak "PKK’nın kurucu önderi tarafından hazırlanan 'Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'nın gereğini mi ifa edecekler ya da Suriye bahanesiyle Türkiye’nin iç kargaşa ve karışıklığa düşmesini projelendiren çürümüş siyasi zihniyetlere aracılık mı yapacaklar? DEM Parti’nin bu çerçevede kararını billurlaştırması acil ve amik bir ihtiyaçtır" diye seslendi. 

CHP'ye de seslenen Bahçeli, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "CHP’nin yolu yol değildir. CHP’li yönetici ve milletvekillerinin açıklamaları fitne ve fücura ön açmak, öncü olmak manasından başka yorumlanamayacaktır. Siyasi mezhepçilik ve etnik ayrımcılık peşinde koşanlar hem insanlık suçu işlemekte hem de yasa ve anayasaya aykırı emel ve eylemlere ortak olmaktadır. DEM Parti’nin de bu gelişmeler karşısında duruşunu ve tutumunu netleştirmesinde yarar vardır. CHP veya diğer partilerle temaslarında 27 Şubat İmralı çağrısını mı konuşacaklar, yoksa etnik ve mezhebi hassasiyetleri tahrip edici adım ve arayış halinde olan partilerin fason ve fosilleşmiş ezberlerini dinleyip ortak mı olacaklar?"

Özgür Özel ne demişti?

Öcalan'ın PKK'yı feshetme ve silah bırakma çağrısının ardından parti Merkez Yürütme Kurulu'nu olağanüstü toplayan CHP lideri Özgür Özel, "Terör örgütünün silah bırakması ve kendini feshetmesi çağrısı önemlidir. Bu çağrının gereklerinin, muhatapları tarafından yapılmasını ve onbinlerce cana mal olan, ağır ekonomik ve toplumsal tahribat yaratan terörün ilelebet sonlanmasını temenni ediyoruz. Şehit ailelerinin, gazilerimizin ve bütün mağdurların rızalarının öncelendiği çözüm için üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız. Kürt meselesinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında, toplumun tüm kesimlerini kapsayarak, şeffaflıkla ele alınması ve çözülmesi yönündeki tavrımızı koruyoruz. Bugüne kadar yaptığımız katkıları, bundan sonra da esirgemeyeceğiz" dedi.

Erdoğan ne demişti?

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın silah bırakma ve örgütü feshetme çağrısının ardından geçen hafta yaptığı ilk açıklamada, "Cumhur İttfakı ortağımız sayın Devlet Bahçeli'nin cesur inisiyatifiyle başlayan, bizim kararlı tutumumuzla ilerletilen terörsüz Türkiye çabalarında dün itibarıyla artık yeni bir safhaya geçilmiştir" demişti. Erdoğan bugün, çağrının ardından ilk kez net mesaj verdi. Beştepe'de güvenlik güçleriyle buluşan Cumhurbaşkanı, "40 yıllık bir beladan kalıcı ve kati olarak kurtulmaya hiç olmadığı kadar yakınız. Milletine karşı sorumluluk duygusu taşıyan bir siyasetçinin böyle bir fırsata sırtını dönmesi düşünülemez" dedi. Ancak bu aşamada güvenlik noktasında asla taviz verilmeyeceği mesajını veren Erdoğan, "Kardeşliğimizin önündeki terör belasını kaldırınca daha hızlı ilerleme imkanı da bulacağız" diye konuştu. 

 


Ne oldu?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "terör eylemlerine son vererek lağvedilmesi" çağrısı yaptığı PKK'nın lideri Abdullah Öcalan, aylardır beklenen çağrıyı yaparak, PKK'nın kendini feshetmesi ve tüm grupların silahları bırakması gerektiğini açıkladı. Öcalan'ın çağrısında "Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanı'nın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihî sorumluluğunu üstleniyorum" ifadeleri yer aldı. Öcalan, "Devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın" dedi. 

Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum" çağrısına ek olarak gönderdiği "Bu perspektifi ortaya koyarken, şüphesiz, pratikte silahların bırakılması ve PKK'nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir" notu da okundu. 

Öcalan'ın, PKK'nın kendini feshetmesi ve tüm grupların silahları bırakması yönündeki açıklamasından sonra, PKK Yürütme Komitesi, Öcalan’ın çağrısına katıldıklarını ve gereklerini yerine getireceklerini belirtti. Komite, Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılmasını da istedi.

PKK Yürütme Komitesi, 1 Mart'tan itibaren geçerli olmak üzere ateşkes ilan ettiklerini belirterek, saldırı olmadıkça hiçbir silahlı gücün eylem yapmayacağını vurguladı.

PKK ateşkes ilan etti; Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılmasını istedi

Öcalan'dan tarihi çağrı: Tüm gruplar silahları bırakmalı, PKK kendini feshetmeli!

İşte Öcalan'ın "silah bırakma" ve "PKK'nın feshedilmesi" çağrısı yaptığı "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" başlıklı açıklamanın tam metni

Sırrı Süreyya Önder: Bu ülkenin bütün evlatlarını; asker, polis ayırt etmeksizin saygıyla anıyoruz

Medya, Abdullah Öcalan'ın çağrısını nasıl gördü?

PKK lideri Abdullah Öcalan'ın silah bırakma ve örgütü lağvetme çağrısı, dünya basınında nasıl yankılandı?

Bakırhan: Öcalan'ın çağrısından sonra Bahçeli aradı, "Bu ülkeyi birlikte demokratikleştireceğiz, ne gerekiyorsa yapmaya hazırım" dedi

Pervin Buldan: Bahçeli, çağrının ertesi günü bizi arayıp teşekkür etti; "Elimden geleni yapacağım" dedi

Önder: Bahçeli bana "Daha barış halayı çekeceğiz" demişti; Öcalan Bahçeli'nin açıklamasına bir parça şaşırmış, "Meclis'e gelmeme gerek yok, buradan konuşurum" dedi

HASAN CEMAL YAZDI - Silahlara veda zamanı... Hoş geldin barış!

MEHMET Y. YILMAZ YAZDI - PKK silah bırakacak, Saray da “baskı rejimini!”

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU YAZDI - Öcalan’dan beklenen çağrı geldi, şimdi ne olacak?


 

DEM Parti Eş Başkanı Tülay Hatimoğulları:
Öcalan, Kandil'in çağrısına uyacağı konusunda çok net