Gündem

Köşe yazarları, TÜSİAD gözaltılarını değerlendirdi: İktidarın hoşuna gitmediği şekilde konuşursan Her an her şey olabilir

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve YİK Başkanı Ömer Aras, polis nezaretinde ifadeye getirilmişlerdi

21 Şubat 2025 09:18

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras'a, Dernek Genel Kurulu'ndaki konuşmalarında kullandıkları ifadelere ilişkin başlatılan soruşturmada yurt dışına çıkış yasağı getirildi. Tarihte ilk kez bir TÜSİAD yönetimi hakkında böyle bir karar verildi. 

Turan ve Aras'ın savcılık tarafından ‘içeriğini bilmedikleri konularda beyanda bulunmakla' suçlandığı öğrenildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve YİK Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras'ın yaptıkları konuşmalarda, içeriği hakkında bilgi sahibi olmadıkları olaylara ilişkin yalnızca basından öğrendikleri bilgilerle dezenformasyon içerikli ifadeler kullandıklarını öne sürdü. Hakimliğin "yurt dışına çıkış yasağı" kararı gerekçesinde ise Turan ve Aras'ın, "sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla, Türkiye'nin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığıyla ilgili gerçeğe aykırı bilgileri kamu barışını bozmaya elverişli şekilde yaydıkları" öne sürüldü.

Köşe yazarları, TÜSİAD'a düzenlenen operasyonu, şöyle değerlendirdi:

Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu: "Kim bilir belki yarın da, 63’ündeki Fatih Altaylı’ya sorulacak: “Ömer Aras ile, Orhan Turan ile bu muhabbetin kaynağı ne. Bunların attıkları yalanı savunmanın arkasında ne yatıyor?” Hani diyordun ya, elinde kelime-i tevhid olan bir vatandaşımıza, yumruk atan üniversiteli için: “Eline sağlık” diye.. Hesabı tam sorulmadı, o “eline sağlık”ın.. Onun için efeleniyorsun.. Ve diyorsun ki: “Sanki koşarak kaçacaklarmış gibi kollarına giren polislerle mahkemeye götürülmeleri olayın tamamı kadar çirkin bir görüntüydü.” Sahtekar. O polisler, ne yaptıklarını, ne yapmaları gerektiğini çok iyi biliyorlar.. Bakın, Orhan Turan’ın da, Ömer Aras’ın da, adliyeye girişlerinde, polislerden koluna giren yok.."

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan: Eskiden TÜSİAD’ın ayağına yanlışlıkla taş değse... Almanya’sıyla, Fransa’sıyla, İngiltere’siyle, İtalya’sıyla tüm Avrupa ayağa kalkardı. Avrupa Birliği, sopa gösterirdi. Türkiye’yi idare eden hükümet kara listeye alınırdı. Tehdit üstüne tehdit gelirdi. “Türkiye’ye artık yatırım yok” derlerdi. Ama artık Avrupa, kendini kurtarma derdinde ve TÜSİAD’la ilgilenecek dermanı yok. Eskiden TÜSİAD, hükümete ayar verdiğinde... Devlet bürokrasisinin arkasında duracağından gayet emin olurdu. Askerle arayı sıkı fıkı tuttuğundan kendini güvence altında hissederdi. Yargının kendisine asla dokunamayacağını bilirdi. Ama artık Türkiye, böyle bir ülke değil, ancak ne TÜSİAD bunun farkında ne de polis farkında.

Türkiye yazarı Cem Küçük: Aynı şey TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve YİK Başkanı Ömer Aras için de geçerli. Orhan Turan, "Yalnızca basından ve Anadolu'yu gezdiğim sırada öğrendiğim bilgiler kapsamında konuştum. Olayların ayrıntısını bilmiyorum, zaten bu olaylar da benim konum değildir. Beyanlarımın herhangi bir yargı mensubuna yönelik olması söz konusu değildir. Herhangi bir yanlış bilgi verdiğimi düşünmüyorum. Benim zaten kamuoyunu bu konulara ilişkin bilgilendirme amacım yoktur. 42 yıllık sanayiciyim ilk defa bir savcının karşısına çıkıyorum. Diyeceklerim bunlardan ibarettir" demiş. Teğmenlerin ihracını konuşmak sizin işiniz mi? Size mi kaldı siyaset?..  

Mehmet Ömer Arif Aras ise korkudan ölmüş savcılık ifadesinde “Konuşmamın amacı, dünyada ve ülkemizde geçtiğimiz yılın bir değerlendirmesini yapmak ve daha güçlü ekonomiye sahip bir Türkiye için yapısal hangi reformlara öncelik vermemiz gerektiğini vurgulamaktı. Konuşmada kastettiğim sorumlular, görevden ayrılmasının doğru olduğunu düşündüğüm de özel sektör ve kamuda görevli olan bu kişilerdir. Siyaset kurumunu asla kastetmedim, ima bile etmedim” demiş. Ömer Aras bal gibi seçilmiş meşru hükûmeti kastettin. Hükûmete, Erdoğan’a laf attın. Ama dava adamı olmadığınız için korkundan geri adım attın...

Abdulkadir Selvi: TÜSİAD’a soruşturma açılmasını doğru bulmadım. Tam da ‘TÜSİAD’ın istediği iklimi yaratıyor’ diye değerlendirdim. Ama dahası varmış. TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras’ın koluna polislerin girip, kameralara özellikle bu görüntü verilerek mahkemeye götürüldüler. Bu doğru olmadı. Bu insanlar, polisler kollarına girmeden mahkemeye sevk edilseler, adliye binasından kaçacaklar mıydı? Bu bir itibarsızlaştırma operasyonu, sindirme görüntüsü olarak algılandı.

Halk TV yazarı Fikret Bila: İktidar TÜSİAD’a yapılan operasyonla işçiden, emekten yanaymış gibi bir izlenim yaratmaya çalışıyor. TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ömer Aras ve Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, gözaltına alındılar, adliyede saatlerce ifade verdiler, yurtdışı yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldılar. İlk kez TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı, kollarına girmiş iki polis eşliğinde adliye koridorlarında yürütüldü. Kamuoyuna görüntü ve fotoğraf verildi. Bu görüntü kamuoyunu yanıltmasın. İktidar büyük sermayeye karşı işçiden yana bir mücadele veriyor değil. Böyle bir izlenim vermek istiyor.

Halk TV yazarı Mehmet Tezkan: İktidar öyle muğlak yasa maddeleri çıkartıyor ki savcılar istediği yöne çekebiliyor… Ne olduğu anlaşılmayan, belge ve bilgiye dayanmayan iddialarla ceza istiyorlar! (Örnek, TÜSİD Başkanı Turan ve YİK Başkanı Aras’a yurt dışı yasağı konulması talebi) TÜSİAD’ın üst düzey iki yetkilisi ne yapmış? İçeriğini bilmediği konuda beyanda bulunmuşlar… Suçlama bu… Peki hangi konunun içeriğini bilmeden konuşmuşlar? Şimdilik bilmiyoruz. Savcı biliyor mu? Hakim biliyor mu? Hakim sorma gereği duymuş mu?
İktidarın hoşuna gitmediği şekilde konuşursan Her an her şey olabilir! Erdoğan partisinin grup toplantısında ne dedi? Konuşan Türkiye’nin mimarı olduklarını söyledi… Yeni Türkiye yargısında bir uygulama daha başladı. Eski Türkiye’de soruşturma açan savcılar kişileri ifade vermeye davet ederdi. O kişiler de savcıya gider sorulara yanıt verirdi… Yeni Türkiye’de durum değişti. Savcı eve polis ekibi yolluyor, iki polis koluna girerek ve medyaya fotoğraf vererek ifade vermeye getiriyor…

Halk TV yazarı İsmail Saymaz: 13 Şubat’ta TÜSİAD Genel Kurulu’nda Turan ve Aras’ın yaptığı açıklamalar Erdoğan’ın sahte cennetine çizik attığı için, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma başlattı. Operasyon için 19 Şubat günü beklendi. Erdoğan’ın “Haddinizi bileceksiniz” sözü talimat kabul edildi. Nasıl İmamoğlu’na konuşması biter bitmez soruşturma açıldıysa… Bu kez de Erdoğan kürsüden iner inmez Turan ve Aras’a polis gönderildi. Bu, yargıyı etkilemek değil de nedir? İkinci müdahale adliyede gerçekleşti. Turan’ın savcılığa bir eli cebinde girmesi Erdoğan’ı öfkelendirdiği için misilleme yapıldı. Turan ve Aras, savcılıktan hakimliğe polisler eşliğinde götürüldü. Gazeteciler davet edilerek, bu ‘geçiş törenini’ çekmeleri sağlandı. Sanırsınız… 15 Temmuz bombacıları teşhir ediliyor.

Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan: TÜSİAD’ın hükümete “ayar veren” açıklamalarından, Ayşe Barım üzerinden “kültürel çeteler”e yapılan operasyonlardan sonra “Türkiye’nin muhalifleri susturmaya çalıştığını” iddia ederek Türkiye’ye iğrenç bir şekilde saldırması bir hayli düşündürücü bu derginin. The Economist’i ve kapağını kınayalım. Ama bununla yetinmeyelim, bu kapağı, bu yayını yabana atmayalım. Türkiye’de ve dünyada darbe öncesi bütün söylemler bu şekilde geliştiriliyor. “Darbenin ayak sesleri mi bu?” diye sorulacak olursa, elbette ki, paranoya geliştirmeyelim ama darbe üstüne darbe yiyen bir ülke olarak da yan gelip yatmayalım, derim. Türkiye, gerek hükümetiyle gerekse muhalefetiyle küresel sistemin borazanlığı rolünü üstlenen organların küresel çetelerin silahşörü gibi yayın yapmalarına aslâ sessiz kalamaz, sessiz kalmamalı!

Nefes yazarı Aytunç Erkin: TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Ömer Aras’ın tartışma yaratan konuşmasına bakalım: “Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor, yerlerine kayyım atanıyor. Bir siyasi parti lideri hakkında önce soruşturma başlatılıyor, sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor. “Birçok sanatçının menajerliğini yapan bir iş kadını hakkında önce soruşturma başlatılıyor, sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor. “Bir büyükşehir belediye başkanı hakkında, yaptığı konuşmalar nedeniyle basın toplantısından dakikalar sonra soruşturmalar açılıyor. “Bilirkişi görüşmesini yayınlayan gazeteciler gözaltına alınıyor, genel yayın yönetmeni tutuklanıyor…” TÜSİAD yöneticileri hakkında başlatılan soruşturma ve sonrasında Başkan Orhan Turan ve Ömer Aras için konulan yurt dışı yasağı sürecini takip ettiniz. Peki iktidarı ne/neden öfkelendirdi?

Sabah yazarı Melih Altınok: TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras hakkında, "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçundan yurtdışına çıkış yasağıyla birlikte adli kontrol kararı verildi. TÜSİAD'ın gediklileri nerede? Adı geçen iki kişinin soruşturma konusu olan konuşmasını alkışlıyorlardı? Muhtemelen kürsüye çıkarken de sırtlarını tapışladılar. O hâlde, kamuoyunun isimlerini ilk kez duyduğu bu adamlar ifade verirken onlar niye sessiz? Çıkıp sahiplenseler ya. TÜSİAD'ın bir vesayet kurumu olduğunu düşündüğüm hâlde ben başkanların içeriğini eleştirdiğim konuşmaları yüzünden yargılanmalarını yanlış bulduğumu açıkça ifade ediyorum. Ömer Koç ne diyor mesela?

Milliyet yazarı Zafer Şahin: 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişiminden üç ay önce. Dönemin TBMM Başkanı İsmail Kahraman “Yeni anayasada laiklik ilkesi yer almamalı” diye bir demeç veriyor. Zaten yeterince karışık olan siyasi atmosfer iyice geriliyor. Kahraman’a ilk tepki TÜSİAD’dan geliyor.. Dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu önce TÜSİAD’ı tebrik ediyor, sonra TOBB Genel Kurulu’nda Başkan Rifat Hisarcıklıoğlu ve üyelere “TÜSİAD kadar yürekli olamadınız” diye fırça atıyor. Kılıçdaroğlu muhtemelen CHP’nin tek başına kurduğu son hükümet olan (5 Ocak 1978-12 Kasım 1979) Ecevit azınlık hükümetinin TÜSİAD tarafından gazete ilanlarıyla yıkıldığından habersizdi. Yoksa niye sosyal demokrat bir partinin bir lideri olarak patronları övgüye boğsun! Öyle değil mi? TÜSİAD, CHP’nin son hükümetini “Pazar ekonomisinden giderek uzaklaşan politikalar izlediği” gerekçesiyle yıktı. Asıl sebep ise yıllar sonra bizzat Ecevit tarafından açıklandı: ABD, o dönemde SSCB’yi gözetlemek için Türkiye’den casus uçaklar kaldırmak istiyordu. Ecevit bunu kabul etmeyince TÜSİAD ilanlarıyla tasfiye edildi!

Nefes Yazarı Nevşin Mengü: Erdoğan’ın TÜSİAD’a asıl yanıtı, Endonezya-Malezya gezisi sonrası vermesini bekliyordum. Cevap beklediğim sertlikte geldi. Erdoğan, TÜSİAD’ı klasikler arasında yerini alan “vesayet, darbecilik” vesaire ile itham ettikten sonra biraz da rakam verdi. “Kişi başı gelir 15 bin doların üzerine çıktı” dedi. “Bu AK Parti iktidarının döneminde oldu. Siz ya hesap bilmiyorsunuz ya da hesabınız bozuk. 6100 km olan bölünmüş yol uzunluğumuz 30 bine yaklaştı. Sosyal yardımlarımızla ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın yanında olduk. Refahı tabana yaydık” diye devam etti. Buraya kadar her şey normal. Zaman zaman TÜSİAD benzer çıkışlarda bulunuyor, Erdoğan da çıkışıyor. Sivil toplum, dernekler üzerindeki siyasi baskı, bunun piyasaya etkisi falan buraları zaten çoktan geçtik. Ancak işleri birkaç gömlek yukarıya taşıyan, Erdoğan bu açıklamaları yaptıktan birkaç saat sonra TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve YİK Başkanı Ömer Aras’ın gözaltına alınması oldu. İş dünyasının iki isminin adliye koridorlarında, polisler kollarına girmiş, mahkemeye götürülürkenki videoları da ülkemizin görsel arşivinde yerini aldı.

Karar yazarı Akif Beki: Hukuk ve demokrasi düzeltilmeden ekonominin düzelmeyeceğini de Erdoğan ve Şimşek başta, iktidar yetkililerinin açıklamalarından biliyoruz. 2020'de bu amaçla yargı reformu ve insan hakları eylem planı hazırlanmış, TÜSİAD'dan da fikri sorulmuştu. Şunun kabul edildiğini gösteriyordu: Hukuk ve demokrasiden yani kurallı yönetimden uzaklaşmak, yatırım ortamını bozup bizi yoksullaştırmış. Halkımız da durumun farkında, sorunu iliklerinde hissediyor, hukuk ve demokrasinin toparlanmasını bekliyor. E TÜSİAD başkanlarının dediği de bu değil miydi? Ne istemişlerdi? Yatırım ortamını iyileştirmek için hukuka üstünlük, kanun önünde eşitlik ve yargıya güvenin sağlanmasını. Başka? Keyfi soruşturma ve tutuklama garipliklerine son verilmesini. Bunun için halkı yanıltıcı bilgi ve karamsarlık yaymakla suçlanıyorlar.

Ekonominin, hukuk ve adaletin iyi yönetilmediğini, kötüye gittiğini TÜİK sorunca halk da söylemiyor mu? Halk, gerçek sorunlarının ne olduğunu bilmiyor da kendi kendini mi yanıltıyor? İktidara göre Türkiye, çok süper yönetiliyor. Ekonomi şahlandı, Türkiye Yüzyılı başladı, emekliyle asgari ücretli de bayram ediyor... Aksini söyleyenler gerçek dışı bilgiyle, dezenformasyonla karamsarlık yaymaktan soruşturulacak mı şimdi? Adalet ve hukuk uygulamalarından şikâyet edenler de yargıyı etkilemeye teşebbüsten mi yargılanacak? Öyleyse halkın büyük çoğunluğu okka altına gider, benden söylemesi, savcılara Allah kolaylık versin, TÜİK anketine baksanıza. Yani başkanları Aras'la Turan'ı savcılığa çekmek, TÜSİAD'ı haklı çıkarıp TÜİK'i doğrulamaktan başka neye yarar? Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın had bildirme çıkışının hemen üstüne TÜSİAD'çıların kapısına polis göndermek, yargının tarafsız ve bağımsızlığını mı ispat eder?

Oksijen yazarı Özge Öner: TÜSİAD’ın çıkışına gösterilen tepki ve konuşması sonrasında Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras hakkında başlatılan soruşturma iktidarın eleştiriye tahammülsüzlüğünün geldiği noktayı da gösteriyor. Eleştirinin demokrasinin zenginliği olduğunu anlamak yerine, onu bastırmaya çalışmak iktidara dönük artan hızda büyüyen güvensizliği derinleştirmekten başka bir işe yaramıyor aslında. Kimileri, Türkiye’yi demokratikleştirme vaadiyle iktidara gelen AKP’nin demokrasinin sadece seçim sandığına indirgenemeyeceğini; hukukun işlerliği ve eleştirel düşüncenin serbestçe ifade edilmesinin de en az oy kullanmak kadar önemli olduğunu “unuttuğunu” düşünüyor. Ama kanaatimce aslında hiçbir zaman sahiplenmedikleri idealler bunlar. Bu benim için iktidarın yoldan çıkmasından ziyade şapkanın düşünce kelin görünmesi hadisesi.

TÜSİAD sunumu: Politikacılar, iş insanları, gazeteciler sorgulanıyor, tutuklanıyor, kayyım atanıyor, teğmenler ihraç ediliyor

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) 13 Şubat'taki Olağan Genel Kurul toplantısında gerçekleştirilen sunumda, "Politik hayatta olağanüstü olaylar" başlıklı slaytta; politikacılar, iş insanları ve gazetecilere yönelik yargı süreçlerine dikkat çekilerek "sorgulanıyor, tutuklanıyor" ifadelerini kullandı. Slaytta ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) ihraç edilen teğmenler de "Ordudan ihraç ediliyor" ifadesiyle işaretlendi. 

TÜSİAD sunumundan: Politikacılar, iş insanları, gazeteciler sorgulanıyor, tutuklanıyor, kayyım atanıyor, teğmenler ihraç ediliyor...

Hükümetten TÜSİAD'a yanıt: Türkiye eski Türkiye değil; hiçbir kuruluş, kendisini milletin iradesinin ve hukukun üstünde göremez

Aras: Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor, yerlerine kayyım atanıyor

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras yaptığı konuşmada,son haftalarda politik hayatta olağanüstü olayların yaşandığını belirterek, "Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor, yerlerine kayyım atanıyor. Bir siyasi parti lideri hakkında önce soruşturma başlatılıyor, sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor. Birçok sanatçının menajerliğini yapan bir iş kadını hakkında önce soruşturma başlatılıyor, sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor" ifadelerini kullandı.

Aras, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki davalara da dikkati çekerek, "Bir büyükşehir belediye başkanı hakkında, yaptığı konuşmalar nedeniyle basın toplantısından dakikalar sonra soruşturmalar açılıyor. Bilirkişi görüşmesini yayınlayan gazeteciler gözaltına alınıyor, genel yayın yönetmeni tutuklanıyor" diye konuştu.

"Bu sistemin nasıl düzeleceği çok net bellidir, sorumlular görevden ayrılmalı, hesap vermeli"

Aras, 6 Şubat depremleri ve Kartalaya yangını başta olmak üzere yaşanan trajik olaylar hakkında da, "Kurallarımız vardır ama uymayan çoktur, yeterli denetim yoktur. Bu ölümlerin ana nedeni sistem bozukluğudur... Bu sistemin nasıl düzeleceği çok net bellidir. Sistemin kendi kendini düzeltme mekanizması olmalıdır. Sorumlular görevden ayrılmalı, hesap vermeli ve yerlerine yetkin kişiler gelmelidir" dedi.

TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras; Kartalkaya, İliç, Soma'daki ölümlere dikkat çekti, dünyadan örnekler verdi "sorumlular hesap vermeli, yerlerine yetkin kişiler gelmeli" dedi

Orhan Turan

TÜSİAD Başkanı Turan sordu: Kimin yüzü gülüyor?

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan da Genel Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Hem sanayici mutsuz hem çalışanlar. Hem büyük işletmeler zorlanıyor hem KOBİ’ler. Hem Batıdaki girişimciler yakınıyor hem Doğudakiler. Peki kimin yüzü gülüyor?" dedi. TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras da yaptığı konuşmada, "2025’te enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürmesi gerektiğini belirterek, "Kamunun da vatandaşlarla eşit düzeyde kemer sıkması şart. Devletin bütçe disiplinine uyması, kamuda tasarrufu artırması gerekiyor" ifadelerini kullandı. 

TÜSİAD Başkanı Turan, yaptığı konuşmada iktidar ve ekonomi yönetimine sert tepki gösterdi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in programına destek verilse de sürecin yavaş işlediğini belirterek, "Neler yapılması gerektiğini defalarca söyledik çünkü sussak gönlümüz razı değil” dedi.

TÜSİAD Başkanı Turan sordu: Kimin yüzü gülüyor?


Adalet Bakanı Yılmaz Tunç

Hükümetten TÜSİAD'a ilk yanıt: Türkiye eski Türkiye değil

TÜSİAD sunumuna ilk yanıt Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'tan geldi. TÜSİAD Olağan Genel Kurulu'nda yapılan sunumda ve konuşmalarda, son dönemdeki soruşturma ve tutuklamaların eleştirilmesi ile teğmenlerin ihraç edilmesinin gündeme getirilmesine ilişkin olarak açıklama yapan Tunç, "Türkiye eski Türkiye değil; hiç kimse ve hiçbir kuruluş, kendisini milletin iradesinin ve hukukun üstünde göremez" diyen Bakan Tunç, "Sivil toplum kuruluşlarının görüş açıklaması elbette demokratik bir hak olmakla birlikte, yargıyı ve siyaseti yönlendirme çabaları, demokrasinin ruhuna ve hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır" ifadelerini kullandı. 

Daha sonraki açıklamasında, "Maalesef son zamanlarda yargının yürüttüğü soruşturma ve kovuşturmalar üzerinden adalet sistemimize yönelik, yargı teşkilatımıza yönelik sözlü saldırıların arttığına şahit olmaktayız" diyen Tunç şöyle devam etti: "Dün de geçmişte de vesayetçi anlayışın yanında duran, sicili bu anlamda kötü olan bu iş adamları derneğinin yöneticisinin ifadelerini kabul etmek mümkün değildir. Milletimiz de bundan rahatsız olur. Bu  sözler yargıyı, hukuk devletini hedef alan, yargıyı ve siyaseti yönlendirmeye çalışan söylemler olduğunun ve artık bunların eski Türkiye’de kaldığını söylüyoruz. Bunlar hala eski Türkiye’de kalmışlar maalesef."

TÜSİAD’ın sistem ve iktidar eleştirileri gazete manşetlerinde!

AKP ve CHP ne nedi?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, TÜSİAD Olağan Genel Kurulu'nda yapılan eleştirilere katıldığını belirtti ve "Adaletin ve yargıçların operasyon aygıtlarına dönüştürülmesi, ekonomik çöküşü de beraberinde getirir" dedi. CHP lideri başlatılan soruşturmaya ilişkin olarak, "Bugün açılan soruşturma TÜSİAD başkanının sözlerini doğrulamıştır" açıklaması yaptı.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, "AK Parti olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kendisini siyasetin üzerinde gören hiçbir girişime izin vermeyiz" sözleri ile TÜSİAD'a tepki gösterdi.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Fatma Betül Sayan Kaya, TÜSİAD'ın açıklamalarına ilişkin "Para bende diyerek kendilerini milli iradenin üstünde gören baronlara meydanı bırakacak değiliz" dedi.

CHP Sözcüsü Deniz Yücel, Orhan Turan’ın ekonomi yönetimine yönelik “Sussak gönlümüz razı değil” ifadelerine tepki gösteren Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve AKP'li yöneticilere sert yanıt verdi. Açıklamasında sandık çağrısı da yapan Yücel, "AKP’li yöneticiler şunu hala anlamadı; hiç kimse, hiçbir kesim yada zümre, kendini millet iradesinin ve hukukun üstünde göremez" ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, iktidara yönelik ve sistem eleştirileri gündeme oturan genel kurul toplantısındaki açıklamalara destek çıktı. Gelen tepkilere "Bu ülkede memleketini dert edinen herkes konuşmalıdır. Konuşmak ne zamandan beri suç oldu?" diyerek tepki gösteren İmamoğlu, "Bir dönemde insanlar FETÖ kumpaslarıyla hapse atılıyordu. O zaman da 'Biz nasıl kandırıldık?' diyenler oldu. Şimdi ise aynı yöntemle eleştiren herkese yargı sopası gösteriliyor" dedi.

Orhan Turan eleştiriler için ne dedi?

Derneğin genel kurulunda yıllar sonra iktidara yönelik çıkışlarıyla gündem olan ve ekonomiye ilişkin eleştirilerini sıralayan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, "2021'de yanlış politikalarla enflasyonu yukarı çektik" dedi. Turan, "21 yıldır STK'larda çalışıyorum. Anadolu'yu iyi biliyorum. Son bir ayda dört ile gittim. Yönetim Kurulu'nu Adıyaman'da yaptık. Biz sürekli açıklamalar yapıyoruz." diye konuştu.

Soruşturma başlatıldı 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, önce Ömer Aras hakkında soruşturma başlattı. Yapılan açıklamada, "gerçeğe aykırı, kamu barışını bozmaya elverişli nitelikli sözleri nedeniyle adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve gerçeği aykırı bilgiyi alenen yayma suçlarından Cumhuriyet Başsavcılığımızca resen soruşturma başlatılmıştır" denildi. Turan hakkında ise aynı suçlamalarla 19 Şubat'ta soruşturma başlatıldı. 

İktidarın hedef aldığı TÜSİAD'ın 'akil'leri yol haritası için toplandı

YİK Başkanı Ömer Aras hakkında soruşturma başlatılmasının ardından TÜSİAD’ın üst düzey toplantı kararı aldığı belirtildi. Soruşturma gündemi ile gerçekleşecek toplantıda TÜSİAD’ın onursal başkanları, YİK başkanları ve eski yönetim kurulu başkanlarından oluşan isimlerin yer alacağı aktarıldı. Toplantıda TÜSİAD’ın ‘akil isimleri’ olarak adlandırılan iş insanlarının soruşturma kararıyla ilgili nasıl bir yol izleneceğini ele alacağı ifade aktarıldı. TÜSİAD'ın ayrıca yaşanan tartışmalara ilişkin olarak iki açıklama metni hazırladığı öğrenildi. Ortak karar ise ilişkileri sertleştirmeden, sakin bir duruşla eleştirilerin arkasında durmak ve Aras’a destek vermek.

Bahçeli'den TÜSİAD'a sert tepki: Vesayetçi sancıları tekrar nüksetmiştir

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "TÜSİAD’ın iç ve dış çıkar gruplarına sözcülük yaparak Türk milletin seçim ve tercihleri etrafında kuşku oluşturma gayret ve gayesi art niyetlilik, siparişi alınmış planlı siyaset mühendisliğidir” ifadeleriyle TÜSİAD'a tepki gösterdi.

Erdoğan'dan günler sonra sert tepki: Yeni Türkiye'de haddinizi bileceksiniz; milleti kışkırtmayacaksınız!

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, 19 Şubat TBMM Grup toplantısında TÜSİAD'a sert sözlerle yüklendi. TÜSİAD'ı 'siyaset mühendisliğine soyunmakla' suçlayan Erdoğan, "Eski Türkiye'nin kaotik ikliminde senelerce borunuzu öttürmüş olabilirsiniz, eski Türkiye'yi özlüyor da olabilirsiniz ama yeni Türkiye'de haddinizi bileceksiniz. İş adamı derneği iseniz, iş adamı derneği gibi davranmayı öğreneceksiniz! Milleti kışkırtmayacak, devletin kurumlarını provoke etmeyecek, yargıyı baskı altına almaya kalkışmayacaksınız" diye konuştu.

TÜSİAD'ın 'sistem' eleştirisine atıfta bulunan Erdoğan, "Çöken, 'sistem' değil, devletin zayıf, milletin fakir olduğu, kendilerinin altın devirlerini yaşadığı dönemlere ilişkin hayalleridir. Morali bozuk olan ülke değil, imtiyazla büyüdükleri devirlerin ardından devlet hazinesini istedikleri gibi paylaşamadıkları için iç sıkıntı yaşayan TÜSİAD demirbaşlarıdır" ifadelerini kullandı.

"Ey TÜSİAD, 3 bin 600'den 15 bin doların üzerine çıkan bir süreç var. Bu, AK Parti iktidarı döneminde oldu. Yahu siz ya hesap bilmiyorsunuz ya da hesabınız bozuk!" diyen Erdoğan, "Milletin kaynaklarını, bir avuç komprador burjuvazinin zenginleşmesi için değil, tüm kesimlerin kalkınması ve refahı için kullandık" dedi.

Erdoğan'dan TÜSİAD'a: Yeni Türkiye'de haddinizi bileceksiniz

Tarihte bir ilk: Polis eşliğinde savcılığa götürülen TÜSİAD yöneticilerine yurt dışı yasağı!

Ömer Aras'tan sonra, dün TÜSİAD Başkanı Orhan Turan hakkında da aynı suçlamalarla soruşturma başlatıldı. Aras ve Turan, 19 Şubat'ta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın TÜSİAD hakkındaki"Yeni Türkiye'de haddinizi bileceksiniz" konuşmasından saatler sonra polis eşliğinde evden alınarak ifade vermeye götürüldü.

Savcıklık ifadeleri yaklaşık dört saat sürdü. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edilen Aras ve Turan hakkında yurt dışına çıkış yasağı getirildi. Tarihte ilk kez bir TÜSİAD yönetimi hakkında böyle bir karar verildi. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Turan ve YİK Başkanı Aras'ın yaptıkları konuşmalarda, "içeriği hakkında bilgi sahibi olmadıkları olaylara ilişkin yalnızca basından öğrendikleri bilgilerle dezenformasyon içerikli ifadeler kullandıklarını" öne sürdü.

Bakan Tunç'tan TÜSİAD açıklaması: Tamamen ideolojik, siyasi düşünceler

Hakimlik: Türkiye'nin iç ve dış güvenliğiyle ilgili gerçeğe aykırı bilgileri yaydılar

Hakimliğin karar yazısında, Turan ve Aras'ın, "sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla, Türkiye'nin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığıyla ilgili gerçeğe aykırı bilgileri kamu barışını bozmaya elverişli şekilde yaydıkları" ve "yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunu işlediklerine ilişkin somut deliller olduğu" öne sürüldü.

Aras: Türkiye'nin önünün açılması için toplumun hassasiyetini dile getirmeye çalıştım

Ömer Aras, hakimlik sorgusundaki ifadesinde savcılıkta verdiği ifadesini tekrar ettiğini ve konuşmasının ana temasının Türkiye ekonomisinin daha ileriye gitmesi için neler yapmaları hakkında olduğunu belirterek, "Eğitim dili ve hukuk üstünlüğü, ekonomide alınması gereken tedbirler, ülkemizin kalkınması için kadın hakları, girişimcilik ekosisteminin geliştirilmesi ve birçok ekonomik konularda ve finansal konularda Türkiye'nin önünün açılması için bir takım örnekler vererek, toplumun genel olarak hassasiyetini dile getirmeye çalıştım. Konuşmada kamuyu yanıltıcı herhangi bir bilgi vermedim. Bütün yaklaşım ve anlatımların ekonomiye etkilerinin yorumlanması şeklindedir" dedi.

TÜSİAD yöneticilerinin hakimlik ifadeleri: Türkiye'nin önünün açılması için toplumun hassasiyetini dile getirmeye çalıştım

 

 

 

 

 

 

 
 

Günün öne çıkan haberleri...

TIKLAYIN - Spor yazarları, Avrupa'ya veda eden Galatasaray'ın performansını yorumladı: "Boynunu eğip, biraz olsun utanması gerekiyor"

TIKLAYIN - TÜSİAD yöneticilerinin polis eşliğinde ifadeye götürülmesi gazete manşetlerinde!

TIKLAYIN - Anket: Vatandaş Erdoğan’ın aday olmaması halinde yerinde hangi ismi görmek istiyor; CHP’de öne çıkan isim kim?

TIKLAYIN - Ertuğrul Özkök: Mehmet Şimşek’in sessizliğinin nedeni şu üç şıktan hangisi?

TIKLAYIN - Haftanın Sanat Rotası: Bu hafta, üç büyük şehirde hangi sanat etkinlikleri var?

TIKLAYIN - Mehmet Y. Yılmaz | Hukukun guguk olduğu bir soruşturma

TIKLAYIN - Murat Sabuncu | Trump’ın yeni dünya düzeninden, içeride sermaye bölüşümüne TÜSİAD fotoğrafının içindekiler…