Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, tüm uzmanların ve çevre örgütlerinin uyarılarına karşın "İnadına açacağız" dediği Kanal İstanbul projesinin temeli için 26 Haziran'a işaret edildi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu bir kez daha Erdoğan'ı, "Elinizdeki yetkiyle, İstanbul kentinin geleceğini sıkıntıya sokamazsınız. Türkiye'nin geleceğini, tehdit altında bulunduramazsınız. Marmara Denizi'ni yok edemezsiniz" diyerek uyarırken; bir başka uyarı da Kıyı Ege Belediyeler Birliği Başkanı Abdül Batur'dan geldi. "Çılgın projeler bu ülkeye bir şey kazandırmıyor. Aksine kaybettiriyor" diyen Batur, "Kanal İstanbul’u yapmak çevre cinayetine sebep olacak" dedi.
Marmara Denizi’nde başlayarak Ege kıyılarına kadar ulaşan ve deniz yaşamını ciddi olarak tehdit eden deniz salyasıyla ilgili açıklama yapan Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, “Küresel iklim sorunu artık tüm kurumlarca ciddiye alınmalı” uyarısında bulundu. Denizlerin eko sistemini olumsuz etkileyen, deniz canlılarının yaşam alanlarını daraltan deniz salyası tehdidine karşı her türlü göreve hazır olduklarını belirten Başkan Batur, "Bu tehditle mücadelede herkesin ortak hareket etmesi şart. Bir kere küresel iklim sorunuyla ilgili ciddi mücadele başlamalı ülkemizde. Tüm kurumlar, vatandaşlar artık çevrenin değerini bilmek zorunda. Bilmediğimiz için Marmara Denizi ölümün eşiğine geldi. Şimdi temizlemek için hem para hem zaman harcayacağız. Kirletmeseydik bugün bu sorunu konuşmuyorduk” diye konuştu.
"Marmara Denizi ölürse onunla birlikte balıkçılık, endüstri, turizm, tersanecilik de ölecek"
Çevre denetimlerinin artması gerektiğine işaret eden Batur, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Su artıma tesislerini olması gibi gerektiği gibi işletmeyen organize sanayi bölgelerine neden rehabilitasyon ve iyileştirme desteği açıklanıyor da bu tesisler ceza almıyor, gerekli arıtma şartlarını sağlayana kadar kapatılmıyor? Atık yönetim ciddiyetle uygulanmalı. Arıtma tesislerini çalıştırmayanlara da cezalar kesilmeli ki kirletmemeyi öğrenmeliler. Marmara Denizi ölürse onunla birlikte balıkçılık, endüstri, turizm, tersanecilik de ölecek. Bu denizin etrafında yaşayan milyonlarca insan etkilenecek. Dolayısıyla çok büyük bir çevre felaketiyle karşı karşıyayız. Tüm evsel ve endüstriyel atıkların arıtılmadan denize dökülmemesi gerekiyor. Bunun için de şehir içinde su kaynaklarının da temiz tutulmasını sağlamak lazım. Arıtma için yeterli yatırımlar yapılmalı. Tarım da kullanılan gübrelerin, ilaçların da denizi etkilemeyecek bir boyuta getirilmesi gerekiyor. Kısaca büyük görev hükümete ardından da yerel yönetimlere düşüyor. Yasal düzenlemeler de gerekli."
"Çılgın projeler bu ülkeye bir şey kazandırmıyor"
Kanal İstanbul’u da Marmara Denizi’nin ekolojik sistemini bozacağı yönündeki bilimsel ve teknik görüşleri bir kenara bırakıp, inat uğruna yapmanın mantığı olmayacağını söyleyen Başkan Batur, sözlerini şöyle tamamladı:
"Çılgın projeler bu ülkeye bir şey kazandırmıyor. Aksine kaybettiriyor. Kanal İstanbul’u yapmak çevre cinayetine sebep olacak. Kanal yapıldığında etrafı rant projeleriyle dolacak, milyonlar yaşamaya başlayacak. Bugün Marmara Denizi’nin etrafında yaşayanların getirdiği kirlilik 3 hatta 4‘e katlanacak. Artık rantı değil çevreyi düşünme zamanı geldi de geçiyor."
TIKLAYIN - Kanal İstanbul'un temeli 26 Haziran'da atılacak!
TIKLAYIN - CHP'den doğa raporu: Kanal İstanbul, Marmara Denizi’ni daha da kirletecek, vazgeçilmeli