İsmail Saymaz: Bakan Tunç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın basın sözcüsü gibi konuşuyor, sıvadıkça sıvıyor!

Halk TV yazarı İsmail Saymaz, bugünkü köşesinde TÜSİAD başkanlarına yönelik gözaltı sürecini eleştirdi. Gözaltı işleminin iktidarı eleştiren iş insanlarına gözdağı vermek amacı taşıdığını yazan Saymaz, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un gözaltı süreciyle ilgili açıklamalarına tepki gösterdi ve “Savcılığın basın sözcüsü gibi konuşuyor, sıvadıkça sıvıyor” dedi.

Saymaz, "TÜSİAD’ı haklı çıkaran gözaltı" başlıklı yazısında, TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ömer Aras’ın gözaltına alınma sürecini ele aldı. Saymaz, TÜSİAD’ın 45 yıl önce askeri darbe yönetimine ortaklık eden bir konumdayken bugün “seçimli otoriter rejimin mağduru” hâline geldiğini yazdı.

Saymaz, iş insanlarının iktidarı eleştirdikleri için “adliye koridorlarında dolaştırılarak” hedef gösterildiğini belirtti. Bu durumu, “gözaltı” yerine “davet” diye niteleyen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’u eleştiren Saymaz, Tunç’un İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın basın sözcüsü gibi davrandığını söyledi ve şu ifadeleri kullandı: "Dün Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, çıktığı bir kanalda, Turan ve Aras’ın gözaltına alınmadığını iddia ederek, “Soruşturma Cumhurbaşkanımızın konuşmasından önce başlamıştı. İfade alma, düne denk geldi” dedi. Bakan bey, bu sözlere inanıyor mu? Tunç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın basın sözcüsü gibi konuşuyor. Sıvadıkça sıvıyor."

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmalarından hemen sonra başlatılan soruşturmalara dikkat çekerek, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki süreçle benzerlik kuran Saymaz, Erdoğan’ın “Haddinizi bileceksiniz” sözünün talimat olarak algılandığını belirtti ve gözaltı işlemlerinin de bu yönde şekillendiğini öne sürdü.

Savcılığın “muhalif sesleri bastırmak” için kullanıldığını iddia eden Saymaz, yargıdaki siyasallaşmayı “yargıya iki müdahale” olarak niteledi. İlk müdahalenin doğrudan soruşturma açılmasıyla, ikinci müdahalenin ise Turan’ın “bir eli cebinde” savcılığa girdiği gerekçesiyle misilleme yapılıp hakimliğe polis eşliğinde götürülmesiyle gerçekleştiğini savundu.

Saymaz, TÜSİAD örneğinin, hükümetin yabancı yatırımcıları da tedirgin edeceğini ileri sürdü. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bu koşullarda yatırım çekme çabalarının anlamsızlaştığını belirtti. Yargı baskısının esas amacının, özellikle “iktidar değişikliği” ihtimalini ortadan kaldırmak olduğunu söyleyen yazar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TÜSİAD eleştirilerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na atıfta bulunduğunu öne sürdü.

Yazının tamamını okumak için tıklayın.