HaberTürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı, Ahmet Güneştekin’in “Kayıp Alfabe’ de binlerce kayıp! Binlerce ananın çıkmaz sokaklarda on yıllardır, bir umutla arayışına tanıklık edeceğiz” sözleriyle tanıttığı ‘Hafıza Odası’ sergisi için Diyarbakır’da bir araya gelen Halk TV yazarı İsmail Saymaz ve Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök’ün halay çekmesine ilişkin olarak, “Fatura hemen Ekrem İmamoğlu’na kesildi ve geziyi tertipleyenin Ekrem İmamoğlu olması üzerinden yorumlar yapıldı. Oysa bu gezinin İmamoğlu ile falan alakası yok. Geziyi İmamoğlu düzenlemiş olsa, Özkök orada bu kadar rahat halay çekebilir miydi sizce!” değerlendirmesini yaptı.
Altaylı yazısında, “Böylesine beş benzemez ya da belki de beş benzer kadroyu toplayıp Diyarbakır’a götürme başarısı da, kendini beyaz zanneden Türkler ile kendini beyazlaştırmaya çalışan Türkleri bir halay ekibinde bir araya getirme onuru da sanatçı Ahmet Güneştekin’e ait.” düşüncesini dile getirdi.
Altaylı şu ifadeleri kullandı:
"Başlangıçta İstanbul sosyetesinin burun kıvırdığı Güneştekin, yıllar içinde bu kadroyu kendine bağlamayı başardı. Artık Güneştekin nereye gitse yanında bu ekibi de götürmeyi başarıyor. Bazen Bakü’ye, bazen İstanbul’da bir sergiye, bazen Diyarbakır’a. Tanımayanlar için söyleyeyim. Ahmet Güneştekin çok da iyi bir kişilik. Dost canlısı, pozitif, hatırşinas, verici. Ve muhtemelen de bu nedenle, hiçbir sanatçıda görmediğim bir “Entourage” sahip. Bir ressamdan çok bir pop sanatçısı gibi. Çevresinde de eserleri kadar renkli bir kalabalık toplamayı başarıyor.
İktidarın Kürt açılımı döneminde hayatını kaybedenleri simgeleyen rengarenk tabutların ortasında Louboutin ayakkabıları ve Hermes çantası ile poz vererek kendisini bir “Absürd sanat” eserine dönüştüren Feryal Gülman da bu kalabalığın bir parçası olabiliyor, dar kesim takım elbisesinin önü ilikli biçimde kanlı terli halay alayına katılan Ertuğrul Özkök ve İsmailler de bu kalabalığın bir parçası olabiliyor. Ahmet Güneştekin dostumu ise kutlamak istiyorum. Kamplara bölündüğü iddia edilen Türk toplumundaki bölünmenin çok da derin olmadığını kanıtlayan isim oldu. Saymaz ile Özkök’ü, Gülman ile Sancar’ı buluşturmanın ve kol kola sokmanın çok da zor olmadığını gösterdi."