Erdoğan TUSAŞ'ta: Onların demir kubbesi varsa bizim de çelik kubbemiz olacak, "Bizim niye yok?" demeyeceğiz

Şehitlerimizin yakınlarının vakar, sabır ve metanetini gördükçe nasıl asil bir milletin ferdi olduğumuzu çok daha iyi anlıyoruz. TUSAŞ çalışanlarımızın yaşadıkları terör saldırısına rağmen dik ve dirayetli duruşu her türlü takdirin üzerindedir. Hainlere inat daha fazla çalışacağız, daha fazla üreteceğiz diyerek TUSAŞ'ın siz kahramanlarına Cumhurbaşkanı olarak ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum.

Buradaki her bir kardeşimin şehitlerimizden devraldığı emaneti layıkıyla taşıdıktan sonra inşallah gelecek nesillere çok daha güçlü şekilde devredileceğinden şüphe duymuyorum. Bu tür hain saldırılar terörle mücadelede yolumuzdan geri çeviremez, terör tehdidini kaynağında bertaraf etme noktasında asla 0 içinde değiliz. Nerede ülkemize yönelik tehdit unsuru tespit edersek onu ortadan kaldırmaktan bizi kimse alıkoyamaz.

"Pençe Kilit Harekatı ile Irak sınırlarımızın güvenliğini tahkim ediyoruz"

Terörü sona erdirecek her türlü vasıtayı devreye almaktan da çekinmeyiz. Terörle mücadele konseptimiz sayesinde bölücü terör örgütüne çok ağır darbeler indirdik. Sınırlarımız ötesinde yuvalanan teröristlere nefes aldırmıyoruz. Pençe Kilit Harekatı ile Irak sınırlarımızın güvenliğini tahkim ediyoruz.

Terörün olmadığı bir ülke ve bölge hedefimize ulaşana kadar bu mücadeleyi çok boyutlu bir şekilde devam ettireceğiz. Terör baronlarının ve onları taşeron olarak kullanan patronlarının oyununa gelmeyeceğiz. 85 milyon birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde asırlardır olduğu gibi inşallah daha nice yüzyıllar boyunca bu topraklarda yan yana, barış ve huzur içinde yaşayacağız.

"Bu tür kalleş eylemler bölücü örgütün son çırpınışı"

TUSAŞ çalışanlarımızın bir konuda gönüllerini ferah tutmalarını istiyorum. Bu tür kalleş eylemler bölücü örgütün son çırpınışıdır. Devletimiz katil sürülerinden de, bunların tasmasını elinde tutan ağababalarından da daha güçlüdür. Hepsinin hakkından gelecek, hepsini tepeleyecek kuvvet ve kudrete Allah'ın izniyle ziyadesiyle sahiptir.

Suriye ve Irak'taki terör yuvalarını bölücü alçakların başına geçirerek şehitlerimizin kanını yerde koymadık. Cumhuriyetimizin ilk yıllarında Gazi Mustafa Kemal'in başlattığı sanayi hamlesinde, savunma sanayimiz de bulunmaktaydı. Vecihi Hürkuş, Şakir Zümre, Nuri Demirağ, Nuri Killigil gibi müteşebbislerin gayretlerini bugün bile hatırlıyoruz. Bu çabaların birileri tarafından nasıl akamete uğratıldığını hepimiz çok iyi biliyoruz.

Türkiye çok erken başladığı bu yarıştan maalesef kopartılmıştır. Savunma sanayi alanında ülkemiz neredeyse dışa bağımlı hale gelmiştir. Dışa bağımlı olmayı acı şekilde tecrübe ettik. Halkımızın desteği ile kurulan silahlı kuvvetlerimizi güçlendirme vakıfları ile hayata geçen ASELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN gibi kurumlar bu sürecin ürünleridir. Merhum Erbakan hocamızın bu kurumların ülkemize kazandırılmasında emekleri olmuştur. Rahmetli Turgut Özal'ın Başbakanlığı döneminde Savunma Sanayi Geliştirme ve Destekleme Başkanlığı kuruldu.

Bundan sonra dışarıdan hazır alımlar, bütün bunların yerine ihtiyacımız olan ürünleri yerli ve milli imkanlarla geliştirmeye ağırlık verdik. Bunun müspet sonuçlarını gördük ve görüyoruz. Savunma sanayi yerlilik oranı bugün yüzde 80'leri geçti.

Erdoğan TUSAŞ'ta (Fotoğraf: AA)

"Kendi kendine yeten ülke konumundayız"

Bini aşkın proje ve 100 milyar dolarlık proje portföyü ile bu alanda kendi kendine yeten ülke konumuna geldik. Savunma sanayimiz 3 bin 500'ü aşkın firmasıyla en yüksek katkıyı veriyor. İnsansız hava aracında dünyanın açık ara en büyük üreticisiyiz. Dünya genelindeki SİHA satışlarının yüzde 65'ini TUSAŞ'ın aralarında olduğu Türk şirketleri gerçekleştirdi.