T24 Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, son dönemde artan şiddet olayları ve toplumda oluşan "cezasızlık" algısına yönelik adımlar atılacağını açıkladı. "Bir polis memurumuzun şehit edilmesi ve genç kızlarımızın vahşice katledilmelerine kadar bir dizi hadise, milletimizde haklı bir tepkiye yol açmıştır. Onlarca suç kaydı olan kriminal tiplerin elini kolunu sallayarak dolaşması, herkes gibi bizi de rahatsız ediyor" diyen Erdoğan, "Tutukluluk süresi, kişinin işlediği suçlar ve alacağı cezalarla orantılı bir şekilde belirlenecektir. Elbette bu husus, toplum vicdanını yaralayan belirli suçlar için geçerli olacaktır" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin TBMM Grubu Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, son dönemde artan şiddet ve cinayet olaylarıyla, toplumda tartışılan "cezasızlık" algısına yönelik hukuki adımların atılacağını duyurdu. Tutukluluk süresinin, kişinin işlediği suçlar ve alacağı cezalarla orantılı şekilde belirleneceğini söyleyen Erdoğan, seri suçlar işleyen kişilerin tutuklu yargılanmasını kolaylaştıracak düzenlemeler üzerinde çalışıldığını kaydetti. Erdoğan, "Emniyet teşkilatımız içinde bir zaafiyet varsa neşteri vurup bunu gidereceğiz. Adalet sistemimizde tıkanıklık, yanlışlık varsa neşteri vurup Allah'ın izniyle onu da çözüme kavuşturacağız. Medyada ve sosyal medyada suça özendirme, suçu teşvik etmede sorun varsa gerekli müdahalede bulunacağız. Suçu önlemeden suç ve suçluyu önlemeye, yargılamadan ıslah sistemimize kadar nerede boşluk varsa hal yoluna koyacağız" şeklinde konuştu.
Erdoğan, şunları söyledi:
"AK Parti'yi kurduğumuz günden itibaren, TBMM çatısı altında ülkemize ve milletimize hizmet mücadelesi veriyoruz. Türkiye'nin sorunlarını çözmek, ülkemizde ekonomiyi, demokrasiyi ve kardeşliği büyütmek için canla başla gayret sarf ediyoruz. Tarih boyunca Türk devletlerini güçlü yapan husus, bu ilkelere olan bağlılıktır. 14 Ağustos 2001'de AK Parti'yi kurarken, partimizin ismini bile bu ilkelere göre belirlerken, milletimize güvenliği, adaleti ve ekonomik kalkınmayı en üst seviyeye çıkarma sözü verdik. Elbette bizim dönemimizde de bu başlıkların hayata geçirilmesinde kimi eksiklikler, yanlışlıklar yaşanmış olabilir. Biz her zaman kendi iç muhasebemizi cesaretle yapan, nerede eksiklik varsa üzerine kararlılıkla giden bir kadroyuz. Toplumun nabzını tutma, millete kulak verme noktasında da daima rakiplerimizin önündeyiz.
"Toplumda güvenlik noktasında birçok Avrupa ülkesine kıyasla çok iyi bir yerdeyiz"
Son dönemde gördüğümüz cinayetler, üzülerek görüyoruz ki, milletimizin kendini güvende hissetme ve adaletin tecellisi konusunda tereddüte düşmesine sebebiyet vermiştir. Ekonomik sıkıntılar da bu tablonun bir parçasıdır. Karşımızdaki bu fotoğrafı doğru okumak ve gereken tedbirleri almak, en başta gelen vazifemizdir. Uyguladığımız ekonomi programıyla, sıkıntıları çözme yolunda önemli mesafe kaydettik. İnşallah, sene başından itibaren rahatlama, insanımızın günlük hayatına da net bir şekilde yansımaya başlayacaktır. Sınır güvenliğimiz noktasında, hem terör örgütleriyle mücadele hem de komşu ülkelerle ilişkiler hususunda gayet iyi bir seviyeye geldik. Toplumda güvenlik ve asayişin temini noktasında geçmişe ve birçok Avrupa ülkesine kıyasla çok iyi bir yerdeyiz.
"Emniyet ve adalet teşkilatında zaafiyet varsa neşteri vuracağız"
Ancak son dönemde ardı ardına gelen, bir polis memurumuzun şehit edilmesi ve genç kızlarımızın vahşice katledilmelerine kadar bir dizi hadise, milletimizde haklı bir tepkiye yol açmıştır. Onlarca suç kaydı olan kriminal tiplerin elini kolunu sallayarak dolaşması, herkes gibi bizi de rahatsız ediyor. Pazartesi günü yaptığımız MYK toplantımızda bu olayları enine boyuna değerlendirdik. Milletimizin sesine kulak vererek, bu çerçevede bazı önemli adımlar atma kararı aldık. İnsanlarımızın sokakta, evinde, iş yerinde hiçbir endişe duymadan hayatını güvenle sürdürebilmesini sağlamak için ne gerekiyorsa yapacağız. Emniyet teşkilatımız içinde bir zaafiyet varsa neşteri vurup bunu gidereceğiz. Adalet sistemimizde tıkanıklık, yanlışlık varsa neşteri vurup Allah'ın izniyle onu da çözüme kavuşturacağız. Medyada ve sosyal medyada suça özendirme, suçu teşvik etmede sorun varsa gerekli müdahalede bulunacağız. Suçu önlemeden suç ve suçluyu önlemeye, yargılamadan ıslah sistemimize kadar nerede boşluk varsa hal yoluna koyacağız.
"İki adım atmayı planlıyoruz"
Bu sorunların çözümü için bir dizi düzenlemeye ihtiyaç duyuluyor. Öncelikle çok fazla suç kaydı olan kişilerin bu eğilimlerinin yargılama safhasında görülmesini ve dikkate alınmasını sağlayacağız. Bilindiği gibi mevcut durumda seri suç işleyenlere karşı açılan onlarca dava olmasına rağmen, bunlar sonuçlanmadan kayıtlarda gözükmüyor. İlk derece mahkemesi, istinaf, Yargıtay derken, bir cezanın kesinleşmesi 5 yıla, hatta 7 yıla kadar uzayabiliyor. Bu süreçte, suçlu kişi, yeni işlediği cürümlerde herhangi bir sabıka kaydı olmadığı için tutuksuz yargılanabiliyor. Özellikle suçu geçim kaynağı haline getirenler ile suçta kibirlenenelerin, sistemin bu yönünü istismar ettiklerini görüyoruz. Kanunların suçlu lehine işlemesi anlamına gelen bu çarpıklığı gidermek için iki adım atmayı planlıyoruz. Bunlardan ilki kurumsal düzenlemeye, ikincisi seri suç işleyen tutuklanabilmesinin kolaylaştırılmasına yöneliktir.
Yargı erkini güçlendirmek amacıyla Adalet Bakanlığı'nda kurulacak bir birim, farklı mahkemelerde örgülenen davaları, düzenlenen iddianameleri, hatta emniyet kayıtlarını toparlayarak, bunlarla ilgili gerekli incelemeleri yaptıktan sonra savcılarımızın ve hakimlerimizin dikkatine sunacaktır. Gereken bunlarla ilgili gerekli incelemeleri yaptıktan sonra savcıların ve hakimlerin dikkatine sunacaktır. Mesela; 5 suç kaydı olan birinin diğer davalarının bitip sabıka kaydına eklenmeden, yeni suçlar işleme eğiliminin dikkate alınarak tutuklu yargılanabilmesinin önü açılacak. Tutukluluk süresi, kişinin işlediği suçlar ve alacağı cezalarla orantılı bir şekilde belirlenecektir. Elbette bu husus, toplum vicdanını yaralayan belirli suçlar için geçerli olacaktır.
Toplumda infiale neden olan bir diğer husus ise pratikte 5 yıldan hatta 6 yıldan az ceza alanların maalesef hiç cezaevine girmeden hayatını sürdürebilmesidir. Bu durumun önüne geçmek için yine belirli suçlarda infaz hükümlerinin ancak mesela, alınan cezanın yüzde 10'u cezaevinde geçirildikten sonra işlemeye başlaması sağlanacaktır. Örneğin; 3 yıl ceza almış bir kişi, yaklaşık 3,5 ay cezaevinde serbest kalmasıyla neticelenecek hükümlerden yararlanamayacak. Böylece suç işlemeye teşebbüs edecek kişilerin her halükarda cezaevine gireceğini bilerek, kendini kontrol etmesi sağlanacak ve pervasızca etrafa saldırmasının önüne geçilecektir.
Adalet Bakanlığı ve Meclis grubumuzdan, çerçevesini ifade ettiğim bu düzenlemelerin teknik çalışmalarını, Cumhur ittifakındaki ortaklarımızla da istişare ederek, süratle sonuçlandırmalarını bekliyorum."