T24 Haber Merkezi
PKK lideri Abdullah Öcalan'ın silah bırakma ve örgütü feshetme çağrısının ardından DEM Parti, siyasi parti turuna çıkma kararı aldı. Parti, siyasi parti turlarına gelecek hafta başlayacaklarını açıkladı.
Meclis’te gazetecilerin sorularını yanıtlayan DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, çözüm için ilk olarak Meclis’te çalışma grubu ve yasal düzenlemeler için komisyon kurulması gerektiğini belirtti.
MA'nın aktardığı habere göre Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Hatimoğulları ve Bakırhan, Öcalan’ın yaptığı çağrı sonrası devam eden tartışmalara ilişkin olarak Meclis’teki basın mensuplarıyla bir araya geldi. DEM Parti grup salonunda gerçekleşen buluşmada, Eş Genel Başkanlar, muhabirlerin sorularını yanıtladı.
"Çağrıda YPG ve özerk yönetim ile ilgili bir ifade yer almıyor"
NTV’nin, “Çağrı YPG’yi, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni kapsıyor mu?” sorusunu yanıtlayan Hatimoğulları, dün katıldığı bir TV programına işaret etti ve orada da bu sorunun geldiğini söyleyerek, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrı metnini gazetecilere göstererek, bu çağrıda YPG ve özerk yönetim ile ilgili bir ifadenin yer almadığını söyledi.
"Türkiye barış ile taçlanırsa Suriye’ye de etkileri olacaktır"
Bu konuda yorum yapamayacaklarını da belirten Hatimoğulları, “Olası bir barış olmasının her bölgeye yansıması olacaktır. Türkiye barış sürecini inşa etmeyi başlarsa Ortadoğu model olur. Başta İsrail-Gazze sürecine de pozitif katkı sağlar. Suriye’de yeni gelişmeler oldu. Orada çok ciddi bir kaos var. Türkiye iyi bir adım atarsa, bir barış ile taçlanırsa Suriye’ye de etkileri olacaktır. Bu SDG meselesi, orada aktif devam eden bir süreç var. Onların iç sorunlarıdır. Bir şey diyemeyiz. Bu metinde olmayan bir şeyi, ısrarla başlığa çekmek… Bu bizim sorumluluğumuzda değil” dedi.
"Devlet değil, Ömer Çelik böyle algılıyor"
Çağrıda geçen “tüm gruplar” ibaresi nedeniyle “YPG” sorusunun doğduğunu dile getiren gazetecilere yanıt veren Bakırhan, “Devlet değil, Ömer Çelik böyle algılıyor” diyerek, konuya açıklık getirdi.
Kayyım ve HDK soruşturmasına dair soruları da yanıtlayan Bakırhan, “Farklı bir süreç yürütülüyor. Arka kapılar ardından yürüyen bir süreç yok. Bir uzlaşma yok. Şu an işin girişindeyiz. Kayyım atamaları, bomboş dosyaların yıllar sonra raftan kaldırılması… Bunlar olmasın diye bu sürece destek veriyoruz. Sadece Kürtlere demokrasi, Alevilere eşit yurttaşlık yok. Böyle olmaz. Yürüyen bu sürecin kendisi, Türkiye’nin demokratikleşmesini öngörüyor. Metnin kendisi de bunu diyor. Demokratik toplum baroyu da HDK’yi de kapsıyor. Bu süreç demokratikleşme sürecidir. İlerleyebilmesi için bu antidemokratik uygulamaların olmaması gerekiyor. Süreç bunlardan bağımsız değil. Sayın Öcalan’ın kendisi sadece Kürt kimliğine odaklanan bir perspektif ortaya koymadı” ifadelerini kullandı.
"Henüz çağrının gereklilikleri yapılmadı; silah bırakan nereye gidecek?"
Bakırhan, “Bir adım atıldı, çağrı yapıldı. Henüz çağrının gereklilikleri yapılmamış iken yeni yeni şeyler icat ediyorlar. Bu süreç demokrasi olsun diye oluyor. Son 150 yıllık dilinizi terk edin diye yapılıyor. Bu tehlikeli, zehirli dil bu sürece yapılan en büyük sabotajdır. Silah bırakılması için atılması gereken adım yok mu? Silah bırakan nereye gidecek, yaşama nasıl dahil olacak?” diye sordu.
"Eşit yurttaşlık temelinde bir demokratikleşme sürecine girilmesi gerekiyor"
İmralı Heyeti’nin siyasi parti ve Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşüp görüşmeyeceğine dair soruya da yanıt veren Hatimoğulları, “Bu çatışma, çözüm deneyimlerine baktığımız zaman, yasal ve hukuki zemin olmadığında hep negatif sonuç alınmış. Ancak hukuki zemin olduğunda barış ile sonuçlandığını görebiliyoruz. Dolasıyla buna her fırsatta devam ediyoruz. Peki, şimdi ne olacak? Abdullah Öcalan kendisi de söyledi; ‘Bir tek ben PKK’yi feshedebilirim ve onlarla diyalogum olması gerekiyor’ dedi. Koşullarının sağlıklı hale getirilmesini talep ediyoruz. Bir yasal statüye kavuşması gerekiyor. Atılacak diğer adımlar neler olabilir? Eşit yurttaşlık temelinde bir demokratikleşme sürecine girilmesi gerekiyor. Sürekli en basit insan hakkı talebinde bile ‘terör’ tırnağına alınıyor.
"Siyasi parti turları yapacağız, Cumhur İttifakı bileşenleri de olacak"
Sayın Öcalan fesih yapacağım diyor ve bununla ilgili de adım atılması gerekiyor dedi. Şimdi orada silah bırakıldı, silah bırakan nereye gidecek? Nasıl yapacak? Bu soruların yanıtlanması gerekiyor. Birçok belirsizliğin sebebi de somut adımların atılmamasıdır. Atılacak adımlar sonuç belirleyecek. İnfaz kanunundan tutun da yerel yönetimlere kadar. Siyasi parti turları yapacağız ancak henüz detaylar beli değil. Bu programda Cumhur İttifakı bileşenleri de olacak. Ancak detaylar henüz beli değil. Zamanı ve zemini oluştukça görüşme yapabiliriz. Haftaya başlayacağız” diye ifade etti.
"Toplum Öcalan’ı görmek istiyor, Öcalan’ın fiziki koşullarının düzeltilmesi ve istediği tüm kesimler ile görüşmesi gerekiyor"
BBC’nin, “Çekilen görüntü Nevruz’da yayınlanabilir mi?” sorusunu yanıtlayan Bakırhan, “Öyle bir çalışmamız yok ama toplum Sayın Öcalan’ı görmek istiyor. Olursa iyi olur” dedi.
Öcalan’ın PKK’nın kongresini toplamasına dair ifadelerine dair soruya da yanıt veren Hatimoğulları, “Abdullah Öcalan; ‘bunu yapabilmem için koşulların hazırlanması gerekiyor’ dedi. Bunu PKK de diyor. Sayın Öcalan’ın fiziki koşullarının düzeltilmesi ve istediği tüm kesimler ile görüşmesi gerekiyor. Bu süreci barışa evriltmek istiyorsunuz. Onun için bunlarını olması gayet normal olur” diye konuştu.
Öcalan’ı kimlerin görebileceği yönünde soruya da yanıt vererek, Hatimoğulları, “Sayın Öcalan, İmralı’da olabileceğini söyledi. Devlet ve iktidarın rol alması gerekiyor ki yol haritası belli olsun” dedi.
"Çağrı, bu evin içinde kurulan Öcalan’ın kendi örgütüne yapıldı"
“Çağrı metninde ‘bütün gruplar’ kimin için söylendi?” ve “Bir daha görüşme talebiniz olacak mı?” sorularını yanıtlayan Bakırhan, şöyle konuştu:
“PKK, Türkiye merkezlidir. Çağrı, bu evin içinde kurulan Öcalan’ın kendi örgütüne yapıldı, orayı netleştirelim. Suriye’de farklı bir denklem var. Henüz oturmamış bir rejim var. Sayın Öcalan yaptığımız 4 saatlik görüşmede, Suriye’yi tarif etmedi. Kendi örgütünü tarif etti. Türkiye’de 50 yıllık bir mesele var. Bir parti feshedilecek, silahlar bırakılacak iken şuna mı yapıldı mı buna mı yapıldı? tartışması yapılıyor.
Sayın Öcalan’ın bir kitlesi var. Demokratikleşme adımları oraya da yansıyacaktır. Suriye’yi de etkileyecektir. Sırrı Bey de aslında bunu söyledi. Buradaki çözüm orayı da etkileyecek. Burada sürece uygun bir dil kullanmak çok önemlidir. Biz bunun mücadelesini veriyoruz. Buradaki sorunları çözer isek oturur Suriye’yi de konuşuruz. Güvenlik kaygılarının olmadığı demokratik bir Suriye’yi kim istemez? Heyete ilişkin ise biz bu kapının artık açılmasını istiyoruz. Yüzyıllık bir sorunun muhatabının üstüne kapalı kapıların olmaması lazım, artık açılması lazım. O kapının açılması iyi olur.”
"Meclis’in inisiyatif alması gerekiyor"
Hatimoğulları, sürece dair sürekli Meclis’e işaret ettiklerini belirterek, “Meclis’te kurulacak bir çalışma grubu ile bu işe başlayabiliriz. Bazı yasama faaliyetleri gerektiren durumlarda da komisyonu aşan bir durum olduğunda da Meclis’in inisiyatif alması gerekiyor. Bunun için bir komisyonun olması lazım ayrıca tüm partilerinin temsilcilerinin olması gerekiyor. Bu barış için çok iyi olur. Böyle bir zemin de var. Yaptığımız görüşmeler esnasında bütün partiler bunun sinyalini verdi. Önemli olan burada devlet ve iktidarın rol üstlenmesi gerekiyor” diye belirtti.
"Anayasaya ihtiyaç var, iktidarın kendisi de söylüyor ama bu tartışmaların anayasa ile bir bağlantısı yok"
“Anayasa’dan nasıl bir değişiklik bekletiniz var?” sorusunu da yanıtlayan Bakırhan, “Anayasaya ihtiyaç var. İktidarın kendisi de söylüyor. Bu süreç ilerlerse Türkiye karar verir. Ama neticede yapılacak olan anayasanın kapsayıcı olması gerekiyor. Bu sorunları ortadan kaldıran, benimdir diyebileceği bir anayasa olabilir. Bu tartışmaların anayasa ile bir bağlantısı yok” ifadelerini kullandı. Hatimoğulları da “Heyetimiz Rojava’ya da gitmek istiyor. Ancak bu henüz planlanmış değil. Sayın Öcalan Ortadoğu, dünya ve şu anda meydana gelen gelişmelere ilişkin kapsamlı değerlendirmeler yaptı. Bu görüşlerinin oraya da taşınmasını istedi” dedi.
"AİHM kararlarını uygulamalı ve bir an serbest bırakılmalılar"
Tülay Hatimoğulları, “Demirtaş ve diğer tutsakların serbest bırakılmasına dair bir yasal düzenleme beklentiniz var mı?” sorusuna da şu şekilde yanıt verdi:
“Bir infaz kanuna ihtiyaç var. Düşünce ve özgür ifadenin olması lazım. Bir yeni yasalar çıkarmak bir de var olan yasaları uygulamak gerekiyor. Türkiye’nin önünde iki iş var. Demirtaş ve siyasetçiler için yeni yasaya bile gerek yok. AİHM kararını verdi zaten. Var olan yasayı uygulasalar yeterli. AİHM kararlarını uygulamalı ve bir an önce hepsi serbest bırakılmalılar. Kobanê Davası kapsamında tutuklanan tüm arkadaşlarımız serbest bırakılmalı.”
"Yerine kayyım atanan arkadaşlarımız görevine iade edilmeli, kayyım sürece karşı sabotajdır"
“Yeni kayyım atanırsa süreç baltalanır mı? Bir de bu sürece karşı olan odakların kayyım atamasına yol açtığı söyleniyor. Bu konularda ne düşünüyorsunuz?” sorusunu da yanıtlayan Bakırhan, şunları söyledi:
“Kayyım atanmaması gerekliliği bir yana, yerine kayyım atanan arkadaşlarımız görevine iade edilmeli. Kayyım sürece karşı sabotajdır. Sürece tabi ki de zarar verir. Süreci baltalayacak adım olur. Bir taraftan bir süreç diğer taraftan kayyımcı politikalar olmaz. Devlet içindeki odaklar, içinde odak kaldı mı bilmiyorum. Bence direk hükümet tarafından yapılıyor. Van gibi bir kente bir bürokratın karar verdiğine inanmıyorum.
"‘Anlaşacaklar’ meselesi siyasi etiğe uygun değil, CHP bu süreci heba etmemeli"
Bir diğer önemlisi de şu; ‘Anlaşacaklar’ meselesi siyasi etiğe uygun değil. Sözünü sakınmayan, doğruları sakınmadan söyleyen bir muhalefet varsa burasıdır. İki dönem oy verdik. Erdoğan’a mı oy verdik? Biz ne zaman iktidar ile kapalı kapılar arkasında pazarlık yaptık? Kim anlaşacak? Biz iktidar ile anlaşacak isek niye CHP’liler değil de cezaevinde bizim arkadaşlarımız var? CHP, bu süreci heba etmemeli. Beğenmiyorsa kendi politikalarını ortaya koyması gerekiyor. Türkiye silahtan arındırılacak, bunu desteklemek yerine ‘Vay efendim anlaştılar’ demek ne kadar doğru? Tekrar söylüyorum; barış süreci kişi ve siyasi partilerden çok çok kıymetlidir. Bahsedilen mesele milyonda bir bile gündemimizde değil. Sandık gelirse toplum kimi seçerse seçer. Asıl Erdoğan’ı 22 yıldır ayakta tutan, iktidar yapan bu muhalefet aklıdır. Bunlar doğru değil. CHP yönetimi bu söylemlerin üzerinde yoğunlaşsın. Perspektif ortaya koysun. Ne yapalım yani, silahlar bırakılmasın mı? Hücrelerde dinlenen, sokaklarda baş eğmeyen bir geleneğe yapılmış en büyük hakarettir. Biz Kürt ve Türk gençlerinin yaşamını yitirmesin diye mücadele ediyoruz.”
Aydınlık gazetesinin, “Çağrıda şart ve koşul var mı?” sorusunu yanıtlayan Hatimoğulları, “Bu şekilde algılanmasını doğru bulmuyorum. Şimdi 'Zemin de şart değil midir?' diyebilirsiniz. Değildir. Şart çok farklı bir şeydir. Bu güncel meselleri aşan bir durum var. Sayın Öcalan, Kürt sorunun şiddetten arındırılmasını ve siyasi ve hukuki zeminde çözülmesini istiyor. PKK bir sebep değil, bir sonuçtur” dedi.
"Öcalan’ın bu kongreye katılması gerekiyor"
“Öcalan fiziken kongreye nasıl katılabilir?” sorusunu ve “Erdoğan’dan somut adım olarak ne bekliyorsunuz?” sorusunu yanıtlayan Bakırhan, şöyle konuştu:
“Biraz gerçekçi olmak lazım. PKK, dört bir tarafa konumlanmış durumda. Bunların bir kongre yapıp ve bu fesih kararına uyması veya düşüncelerini ifade etmesi gayet normaldir. Sayın Öcalan’ın bir biçimde toplanacak bu kongreye katılması gerekiyor. Görüntülü de olabilir. Nasıl olacağı bir yana, meselenin hallolmasını istiyoruz. Barışın bir şekilde olmasını istiyoruz. Meselenin kendisini getirip silaha sıkıştırmak doğru değil. Bu 50 yıllık meselede biraz daha titiz, parmak sallamayan bir yaklaşım ile hareket etmek lazım. Bu sorunun demokratik yollar ile çözülmesi lazım. Diğer milletler, inanç grupları, kadınlar, gençler ve herkesin rahat olduğu bir Türkiye olsun istiyoruz."
"TMK değiştirilmeli"
Cumhuriyet Gazetesi’nin, “TMK’nin kaldırılması ve ‘terör’ suçlarının yanı sıra ‘umut hakkı’ kapsamında bir kanun değişikliği beklentiniz var mı? Bir de PKK ile Abdullah Öcalan’ın açıklamaları çelişkili. Ne düşünüyorsunuz?” sorusuna yanıt veren Hatimoğulları, “Ben iki açıklamanın çelişkili, birbirinden ayrı olduğunu düşünmüyorum. Bunu nereden çıkardınız, onu da bilmiyorum. Biz TMK’nin değiştirilmesini istiyoruz. Bu süreç yokken de aynı şeyi diyorduk, biterse de aynı şeyi deriz. Ayrıca ‘terör’ kavramının Türkiye’de yeniden tanımlanması gerekiyor” diye konuştu.
Ne oldu?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "terör eylemlerine son vererek lağvedilmesi" çağrısı yaptığı PKK'nın lideri Abdullah Öcalan, aylardır beklenen çağrıyı yaparak, PKK'nın kendini feshetmesi ve tüm grupların silahları bırakması gerektiğini açıkladı. Öcalan'ın çağrısında "Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanı'nın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihî sorumluluğunu üstleniyorum" ifadeleri yer aldı. Öcalan, "Devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın" dedi.
Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum" çağrısına ek olarak gönderdiği "Bu perspektifi ortaya koyarken, şüphesiz, pratikte silahların bırakılması ve PKK'nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir" notu da okundu.
Öcalan'ın, PKK'nın kendini feshetmesi ve tüm grupların silahları bırakması yönündeki açıklamasından sonra, PKK Yürütme Komitesi, Öcalan’ın çağrısına katıldıklarını ve gereklerini yerine getireceklerini belirtti. Komite, Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılmasını da istedi.
PKK Yürütme Komitesi, 1 Mart'tan itibaren geçerli olmak üzere ateşkes ilan ettiklerini belirterek, saldırı olmadıkça hiçbir silahlı gücün eylem yapmayacağını vurguladı.