T24 Haber Merkezi
DEM Parti, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın silah bırakma ve örgütü lağvetme çağrısı ardından siyasi partileri ikinci kez ziyaret ediyor. DEM Parti'nin ilk durağı EMEP olurken parti, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile görüşmek için parti genel merkezine geldi. EMEP ile görüşmenin ardından açıklama yapan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Çağrı 85 milyona yapıldı. Savaşsız, çatışmasız, demokratik bir Türkiye mücadelesi için bu bir start" ifadelerini kullandı. CHP ziyareti ardından görüşmeyi değerlendiren Tülay Hatimoğulları, "Fesih sürecinin gerçekleşmesinin zeminin güçlü bir şekilde hazırlanması gerekiyor. Çatışmasızlık sürecinin başlaması önemli. Bundan sonra parlamento zemininde atılacak adım. Yani bu süreçte bir yasallık sürecinin başlaması çok önemli" dedi. Özel, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada "yasal zemin" vurgusu yaparak, "Bizim hedefimiz Türkiye'nin hem Kürtler hem Türkler hem Aleviler hem Sünniler; etnik kimliği ya da inancı ve mezhebi ne olursa olsun tam demokrasi olan, herkesin kendini eşit gördüğü bir toplum. Bunun için bütün yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor" ifadelerini kullandı. DEM Parti'nin üçüncü durağı ise DEVA Partisi oldu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "terör eylemlerine son vererek lağvedilmesi" çağrısı yaptığı PKK'nın lideri Abdullah Öcalan, aylardır beklenen çağrıyı yaparak, PKK'nın kendini feshetmesi ve tüm grupların silahları bırakması gerektiğini açıkladı. Öcalan'ın çağrısında "Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanı'nın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihî sorumluluğunu üstleniyorum" ifadeleri yer aldı. Öcalan, "Devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın" dedi.
Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum" çağrısına ek olarak gönderdiği "Bu perspektifi ortaya koyarken, şüphesiz, pratikte silahların bırakılması ve PKK'nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir" notu da okundu.
Öcalan'ın, PKK'nın kendini feshetmesi ve tüm grupların silahları bırakması yönündeki açıklamasından sonra, PKK Yürütme Komitesi, Öcalan’ın çağrısına katıldıklarını ve gereklerini yerine getireceklerini belirtti. Komite, Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılmasını da istedi.
PKK Yürütme Komitesi, 1 Mart'tan itibaren geçerli olmak üzere ateşkes ilan ettiklerini belirterek, saldırı olmadıkça hiçbir silahlı gücün eylem yapmayacağını vurguladı.
Ziyaretler başladı: İlk durak EMEP
DEM Parti, Öcalan'ın çağrısı ardından siyasi partileri ikinci kez ziyaret etmeye başladı. İlk durak EMEP oldu.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan ziyaretin ardından yaptığı açıklamada, "Verimli, önemli bir görüşme yaptık. Süreç başlarken şeffaf olacağımızı, yapılan görüşmeleri tartışmaları zaman sınırına takılmadan toplumun bütün dinamikleriyle açık bir şekilde paylaşacağımızı, toplumdan hiçbir şeyi kaçırmadan bilgileri aktaracağımızı belirtmiştik. Her iki İmralı'daki görüşmeden sonra siyasi parti ve toplumun bütün dinamiklerini bilgilendirdik" diye konuştu.
"Son katıldığımız görüşme çok tarihi bir görüşmeydi" diyen Bakırhan, "50 yıl önce Ankara'da kurulan silahlı örgütün kendisini feshetmesi kararı o görüşmede çıktı. Çok önemliydi. Sayın Öcalan, Türkiye'nin şiddet ve çatışmalardan uzaklaşarak demokratik bir zeminde diyalogla meselelerin çözülmesini çağrı metninde dile getirdi" ifadelerini kullandı.
Bakırhan, şunları söyledi:
"Bu süreçteki gelişmeleri, görüşmeleri açık, şeffaf bir şekilde aktararak bu sürece ilişkin katkılarını almaya çalışacağız. Çağrı, Türkiye'deki 85 milyon insana, demokrasi güçlerine, hepimize yapılmış bir çağrıdır. Bu çağrı bir starttır. Bu çağrının karşılık bulması için de güç birliğine ihtiyaç olduğunu belirtmek istiyorum."
Çağrı, YPG'yi kapsıyor mu?
PKK lideri Öcalan'ın çağrısının YPG'yi kapsayıp kapsamadığı sorulan Bakırhan, şu yanıtı verdi:
"Önümüzde Türkiye'nin enerjisini yutan, can kayıplarına sebebiyet veren Kürt meselesinin şiddetsiz, silahsız tartışıldığı bir süreçte buraya odaklanmak gerekiyor. Çağrının nereyi, ne kadar kapsadığının muhatabı bizler değiliz. SDG'nin temsilcileri de değiliz biz. Çağrı demokrasi diyor, barış diyor. Muhataplarına sormak daha doğrudur. Sayın Öcalan mektubu gitmişti, o mektuba yanıtlar da verilmişti. O mektupta yazanı ve gelen cevabı görmediğimiz için çağrıya ne dedikleri, nereyi, ne kadar kapsadığını şimdi belirtmek bizim işimiz olmadığını söylemek istiyorum."
"Çağrının askıda durması kabul edilebilir değil"
EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, "Bütün bu süreçlerin demokratik bir zeminde tartışılması için herkesin üzerine düşen görevi ve sorumlulukları acilen yerine getirilmesi gerekir. Yapılan çağrının askıda durması sürecin başka nedenlerle başka sonuçlar doğurması hem Türkiye halkları açısından hem Ortadoğu halkları açısından hem Türkiye'nin demokrasi güçleri açısından kabul edilebilir değildir" ifadelerini kullandı.
DEM Parti'nin EMEP ziyaretinden bir kare
Heyet, CHP'de
DEM Parti heyeti, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i CHP Genel Merkezi'nde ziyaret etti. CHP heyetinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in yanı sıra CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ve Genel Başkan Yardımcıları Ensar Aytekin ile Gökçe Gökçen bulundu.
"Anayasa değişikliği planlamalarına karşı duruyoruz"Görüşme öncesi, Cumhuriyet Gazetesi'ne açıklamalarda bulunan Özel, "Bu meselenin bir bütün olarak çözülmesi gerekiyor. Meclis zemininde bir şey olacaksa bu zemine mutlaka şehit aileleri ve gazilerin dernekleri de katılmalı. Onların rızasının alınmadığı bir şey doğru olmaz. Meclis zemininde toplumsal mutabakat varsa destek veriyoruz. Ama bunun dışında al-ver pazarlıklarına, hele hele anayasa değişikliği planlamalarına karşı duruyoruz." dedi. |
Ziyaretin ardından açıklama yapan DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, şunları söyledi:
"Bugün oldukça verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Hem Türkiye'deki gelişmeleri ve Suriye'de Alevilere yönelik gerçekleşen katliamları ve bunlara yönelik nasıl önlemler alınabileceğine yönelik değerlendirmelerimiz oldu. Sayın Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla ilgili kendilerini bilgilendirdik. Ve bizlerin özellikle bahsini ettiğimiz gündemlerle ilgili, özellikle de sayın Öcalan'ın yapmış olduğu çağrıyla ilgili bilgilendirme ve birlikte değerlendirme mahiyetinde bugün itibariyle bir dizi görüşmeler başlatmış olduk. Sabah EMEP'i ziyaret etti. Bugün CHP'yi ziyaret ettik. Bu görüşmelerimiz devam edecek.
Bu çağrının akabinde bu sürecin yasal ve hukuki bir zemine kavuşması için kimi ortamların hazırlanması çok kıymetli ve önemli olacaktır. Sayın Özgür Özel ve heyetiyle bunları da istişare ettik. Parlamentonun bu süreçte üstleneceği rolün toplumsal barışa ne kadar büyük bir katkı sunacağının bir kez daha altını çiziyorum."
"Çatışmasızlık sürecinin özellikle altını çizmek isterim" diyen Hatimoğulları, "Fesih sürecinin gerçekleşmesinin zeminin güçlü bir şekilde hazırlanması gerekiyor. Çatışmasızlık sürecinin başlaması önemli. Bundan sonra parlamento zemininde atılacak adımın önemi... Yani bu süreçte bir yasallık sürecinin başlaması çok önemli" ifadelerini kullandı.
Özel'den "yasal zemin" vurgusu
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise açıklamasında, "Biz Kürt sorununu inkar etmeyen, Kürt sorununu dışlamayan aksine Kürt sorunu kapsayan ve çözecek olan bir demokratikleşme paketinin üzerinde çalışıyoruz. Ve parlamentoda bu sorunla ilgili çalışma başladığında biz görevimizi yerine getirmiş bir şekilde orada olacağız. Bizim hedefimiz Türkiye'nin hem Kürtler hem Türkler, hem Aleviler hem Sünniler, etnik kimliği ya da inancı ve mezhebi ne olursa olsun tam demokrasi, herkesin kendini eşit gördüğü bir toplum. Bunun için bütün yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor" dedi.
Meclis'e vurgu yapan Özel, "TBMM dışındaki oluşturulan zeminlerde bir çözüm arayışı, doğru bir çözüm arayışı olmaz. Bunun için de şeffaf, samimi, Meclis'te ve toplumsal mutabakatı sağlayacak, toplumsal rıza üretecek bir sürecin yürütülmesiyle ilişkili kararlılığımızı ifade ediyorum" diye konuştu.
Suriye'deki Alevi katliamı: "Aralık ayında büyük bir zafer ilan etmişlerdi..."
Suriye'de yaşanan Alevi katliamına değinen Özgür Özel, şunları söyledi:
"Suriye'deki Alevilere yönelik saldırılarla ilgili 15 kişilik bir heyetle arkadaşlarımız bölgede. Bugün de sınırın sıfır noktasında bir basın açıklaması yapacaklar. Biz de konuyu dikkatle, endişeyle takip ediyoruz. Aylardır bu iktidara Suriye'nin önce askeri, sonra siyasi istikrara kavuşması gerektiğini, bunun için de Suriye'deki tüm grupların; Kürtlerin, Türkmenlerin, Arapların, Dürzilerin, Alevilerin, Sünnilerin birlikte temsil edildikleri bir geçiş hükümeti ve bu birlikte temsil edilecekleri bir anayasa ve seçime dayalı birlikte yönetecekleri bir demokratik Suriye öneriyoruz. Onlar bunu bir aktörler, kravat taktıkları bir aktörle yapmaya çalışıyorlar ve bunun sağlıklı ilerleyeceğini düşünüyorlar. Binin üzerine çıktığı söylenen sivil kayıpların sorumlusu kim? Katliam yaşanıyor. Bunun sorumlusu kim? Aralık ayında büyük bir zafer ilan etmişlerdi. Bu mu sonu, Alevilerin katledilmesi mi, orada meşru muhatap gördüğünüz kişilerin Aleviler katledilirken buna engel olduklarını mı bize? Suriye'de akan her gözyaşından bugünkü rejime tam destek veren ve bu rejimi sanki meşru ve herkesi kapsayan bir geçiş hükümeti yapanlar sorumludur."
Bahçeli'nin sözleri değerlendirildi: "Meclis'e gerek yok diyorsa bu başka bir faz..."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamaları sorulan Hatimoğulları, "Sayın Bahçeli'nin yaptığı son açıklamada hukuki zeminle ilgili bir vurgusu var. Bizler başından beri, sayın Öcalan yaptığı çağrıda da ifade etti, bu diyalog sürecinin ilerleyebilmesinin en önemli zemini, yasal ve hukuki zeminin inşa edilmesidir. Bu zeminin açılmasıdır ve parlamentonun burada rol sütlenmesi çok önemli. Yapılan açıklamayı gördük ve değerlendirdik. Biz aynı noktadayız. Hukuki ve yasal sürecin örgütlenmesi, yasal zeminin açılması, parlamentonun rol üstlenmesi diyalog sürecini daha ileri bir seviyeye taşıması açısından önemli" cevabını verdi.
Özgür Özel, ise şu değerlendirmeleri yaptı:
"Sayın Bahçeli kendi değerlendirmesini yapıyor. Sayın Bahçeli bu sorunun böyle çözüleceğini düşünüyorsa ve toplumsal mutabakata gerek yok, muhalefete gerek yok, Meclis'e gerek yok diyorsa bu başka bir faz... O zaman bunun kaçınılmayacak bir fırsat olduğunu ifade etmemeleri gerekir. Onun için ben kendi sağlık durumunu göz önünde bulundurarak polemik olacak bir şey söylemiyorum. Ama bu başka bir faz... Bizim bildiğimiz bir şey var; bu ülkede bir sorun var, bu sorunun çözülmesinin tek yolu demokratikleşme... Demokratikleşmenin tek yolu yasal düzenlemelerle olur. Yasal düzenlemenin yapılacağı zemin de Meclis'tir. Biz bunu söylüyoruz."
Bakırhan'dan YPG sorusuna yanıt
YPG'nin silah bırakıp bırakmayacağına ilişkin bir soru üzerine Tuncer Bakırhan, şu cevabı verdi:
"SDG'yle ilgili bir meselenin biz muhatabı olamayız. SDG, Suriye'de kurulmuş, Suriye denklemi içerisinde bir örgütlü yapı. Yaklaşık 12 yıldır da diğer halklar ve inançlarla birlikte bir yönetim hali var. Dolayısıyla SDG'nin silah bırakmasına DEM Parti'nin söyleyecek hiçbir şeyi yok. Çağrının kimi kapsadığını yapılan açıklamada net bir şekilde görüyoruz. SDG kendisi karar alır. Kendisini bağımsız bir oluşum olarak olarak değerlendiriyor."
Özel, Erdoğan'ın davetine katılacak mı?
"AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Meclis'te grubu bulunan partilerin liderlerini Beştepe'de iftarda ağırlayacağı belirtiliyor. Siz bu davete katılacak mısınız?" sorusuna Özel, şu cevabı verdi:
"Zamanı belirsiz, yeri belirsiz, muhataplardan böyle bir davet gelmemiş... Olmamış bir davete gidip de iftar yapılmaz. Hangi zamanda, hangi zeminde, hangi mekanda ne amaçla bir toplantı daveti olduğu bize ulaştırıldığı dahilinde usulüne uygun değerlendirip yanıtlarız."
DEM Parti heyetinin, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile görüşmesinden bir kare
Günün son durağında heyet, DEVA Partisi'ni ziyaret etti
Partinin bugün son durağı DEVA Partisi Genel Merkezi oldu. DEM Parti heyeti, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile görüştü.
DEM Parti heyetinin, DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan ile görüşmesinin ardından Babacan ve Bakırhan basın açıklamasında bulundu.
Babacan: Terör, herhangi bir ülkenin sadece kendi hudutları içerisinde halledilecek bir konu değil
Babacan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Silahların bırakılması, terörsüz bir Türkiye hedefi son derece kıymetli. Zor, kimse size bu çözümü altın tepside sunmaz. Kararlılık, yol haritası, siyasi irade olmayınca biz bu süreci ihtiyatlı bir iyimserlikle izlemeye başladık. Terör, herhangi bir ülkenin sadece kendi hudutları içerisinde halledilecek bir konu da değil. Kuşkusuz burada Irak'taki yapılanma ile ilgili bir trafik var, Suriye'yle ilgili bir mektup trafiğinin olduğunu anlıyor ancak önümüzdeki haftalar ve aylarda bu süreçle ilgili önemli bir risk kaynağı Suriye'dir. PYD/YPG ile Şam yönetimi arasındaki görüşmelerin nasıl evrileceği, görüşmelerin hangi istikamette bundan sonra ilerleyeceğini görmemiz gerekiyor. Yine Suriye'de bazı ülkelerin kendi çıkarlarını destekleyecek tutumu ve adımı olabildi. Bundan sonra da olabilir. Özellikle bugünkü İsrail hükümetinin ne yapıp yapmadığına çok dikkat etmek gerekiyor.
Suriye'nin gerçekten istikrarlı, sağlam bir demokrasi ile yönetilmesi, Suriye'de böyle bir hükümet kurulmasını bugünkü İsrail hükümeti ister mi, biz çok emin değiliz. Onun için daha önce de söyledim, tekrar ediyorum; biz bu coğrafyada bin yıldır beraber yaşayan halklarınız. Binlerce yıl da barış ve huzur içerisinde yaşamak istiyoruz. Başka ülkelerin bu süreçlere müdahalesi, hele hele okyanus ötesinden gelip de sadece kendi çıkarlarını gözeten ülkelerin de bu süreci olumsuz etkilemesine izin vermemek gerekir diyoruz.
Suriye çok hassas bir dönemden geçiyor. Son günlerde Lazkiye ve çevresinde yaşananlar bizi son derece kaygılandırdı ve çok üzdü. Şam yönetiminin Suriye genelinde kontrolü sağlamasıyla ilgili uluslararası toplumun yardımcı olması gerekiyor. Bu Şam yönetiminin iç güvenliği ve nihayetinde de dış güvenliğini sağlamasıyla ilgili desteklenmesi gerekiyor ancak Şam yönetiminin de Suriye'de yaşayan bütün halkların temel hak ve özgürlüklerinin korunduğu, en önemlisi de can güvenliğinin korunduğu bir yönetim modelini hızla oluşturması gerekiyor. Bir yandan dışarıdan destekli Şam yönetimini olumsuz etkilemeye çalışan girişimler oluyor ve bundan sonra olacaktır da. Bunları engellemek için her türlü gayreti ortaya koymak gerekiyor ama Şam yönetiminden de Suriye halkının beklediği gibi kuşatıcı, kapsayıcı ve herkesin söz sahibi olduğu bir demokratik sistemi Suriye'de kurabilmesi için eşit vatandaşlık sistemi için gayret göstermesi gerekiyor."
Bakırhan: Çağrı, çağrı olmaktan çıkmalı
Babacan'ın ardından konuşan Bakırhan da şunları söyledi:
"Türkiye'de 85 milyon insanın demokratik bir zeminde eşitçe, kardeşçe yaşamasını öngören bir çağrı yapıldı. Bu çağrıyı siyasi partilerle paylaşmak için bugün başlattığımız son turu DEVA Partisi ile devam ettirdik. Önemli bir tartışma yürüttük, bu konuda geçmişten kalan tecrübelerinden de yararlandık sayın Babacan ve ekibinin.
Önemli bir süreçte geçiyoruz. Sorunu doğru anlamak ve tartışmak çok önemli. Bir çağrı yapıldı. 50 yıldır bu ülkede süren çatışma ve şiddet ortamını sonlandıracak, hak arama mücadelesini demokratik bir zeminde yürütecek bir çağrıdır. 50 yılda bu ülkenin çok büyük enerjisini, ekonomisini aldı. Türkiye'nin her karışını etkiledi. Şimdi bu olumsuz anlamda oluşan etkileri ortadan kaldıracak başta Kürtler, Aleviler, diğer halklar ve inançların demokratik bir zeminde, cumhuriyette eşitçe yaşamasını sağlayacak bir çağrı yapıldı. Bu çağrı kime yapılmışsa gereklerini layıkıyla yerine getirmesi gerektiğini bir kez daha buradan belirtmek istiyoruz.
Çağrı, çağrı olmaktan çıkmalı, artık somut adımlara, somur bir üretime dönmelidir. Bunun için bu çağrının toplum tarafından sahiplenilmesi gerekiyor. Sadece iktidarın inisiyatifine kalan ve sürece yayılan bu çağrılar geçmişte de yapıldı. Biz zaman geçince entübe olur dedik. Bu uzatılmadan artık kime, ne düşüyorsa gereklerini yerine getirmesinin çağrısını yapıyoruz.
"Suriye'de Alevilerin ne amaçla, ne biçimde olursa olsun katledilmesini kınıyoruz"
Suriye'ye ilişkin olarak Sayın Babacan söyledi. Suriye anlayışımız çok net. Suriye 100 yıldır halklara ve farklı inançlara yaşatılan o tekçi mantığın yaşattığı acılardan arınmalıdır. Kürdü, Aleviyi, Dürziyi, Hristiyanı ve orada yaşayan tüm halkları bir arada tutacak bir karaktere dönüşmelidir oradaki rejim. Suriye'de Alevilerin ne amaçla, ne biçimde olursa olsun katledilmesini kınıyoruz. Rejim bunun önlemini almalıdır. Çağrıları, pratiğiyle kapsayıcı davranmalıdır. Tekçi, dar mantıkla yaklaşılan süreçler sabote de edilir, dışarıdan müdahaleleri ve yeniden çatışma odağına girmesine de yol açabilir. Dolayısıyla Türkiye'de, Suriye'de, dünyanın neresinde olursa olsun dışarıdaki müdahalelere kapalı olmanın tek yolu demokratik ve kapsayıcı olmaktan geçiyor. Umarım bu Ramazan ayında yapılan çağrı da karşılığını, yerini bulur.
Tarihin hiçbir döneminde bu çağrıya ilişkin olarak böylesine pozitif bir hava oluşmamıştı. Sadece siyaset değil, toplumun kendisi de artık bu ülkede acı olmasın, kan akmasın, demokrasi olsun, herkes kendi farklılıklarıyla eşit olarak yaşasın diyor. Bu çağrının hayat bulması için toplumun desteğini alması için DEM Parti olarak siyasi partilerle başlattığımız, toplumla buluştuğumuz bu süreci devam ettireceğiz. Umarım günün sonunda çağrının amacına uygun olarak bu ülkede artık bir barış sürecine evrildiğini birlikte konuşuruz, bu toprakların uzun yıllardır umut ettiği, beklediği barışı bu çağrıyla birlikte bu ülkeye getiririz diyorum."
Bakırhan'ın konuşmasının ardından Babacan'ın saatin gecikmesi nedeniyle basından soru almamak konusunda mutabık kaldıklarını söylemesiyle ortak basın açıklaması sona erdi.
DEM Parti'nin programı
DEM Parti 12 Mart'ta, TİP, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi'ni, 17 Mart'ta ise AKP ve MHP'yi ziyaret edecek.