T24 Politika
DEM Parti'nin kuruluş yıl dönümünde TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan Eş Genel Başkan Tuncer Bakırhan, partisinin Türkiye'deki demokrasi, adalet, eşitlik ve özgürlük mücadelesinin önemine vurgu yaptı. "Partimiz 1 yaşında ama mücadele tarihimiz 100 yıldan fazla," diyerek, DEM Parti'nin köklü bir geçmişe sahip olduğunu belirtti.
Ayrıca Bakırhan, ekonomik ve sosyal politikalarla ilgili eleştirilerini dile getirdi, iktidarın vergi ve ihale yönetimlerindeki adaletsizlikleri eleştirdi ve "Türkiye koca bir sefalet ve suç meydanına dönmüşken, iktidar vergi ve ihale vurgunu peşinde koşuyor," dedi.
Tuncer Bakırhan, barışın toplumun tüm kesimleri tarafından hissedilmesi gerektiğini belirterek, "Barış ancak bir Kürt, bir Alevi, bir Ermeni, bir yoksul, bir kadın kendini içinde hissederse barış olur," şeklinde konuştu ve barışın sadece siyasi bir anlaşma olmadığını, aynı zamanda ekonomik ve sosyal adaleti de gerektirdiğini vurguladı.
Bakırhan'ın konuşmasında öne çıkanlar şu şekilde:
DEM Parti'nin kuruluş yıldönümü
DEM Parti'nin ilk kuruluş yıldönümünde, TBMM grup toplantısında Bakırhan, partisinin Türkiye'deki demokrasi, adalet, eşitlik ve özgürlük mücadelesinin bir teminatı olduğunu vurguladı. Bakırhan, "Partimiz 1 yaşında ama mücadele tarihimiz 100 yıldan fazla" diyerek, partinin köklü bir geçmişe sahip olduğunu vurguladı.
DEM Parti'nin, ülkenin dört bir yanında ezilen ve adalet arayan insanların yanında olduğunu ifade etti. "İyi ki DEM Parti var, çünkü onun varlığı demokrasi, adalet, eşitlik ve özgürlük mücadelesinin teminatıdır," diyen Bakırhan, geçtiğimiz yıl boyunca emeklilerden işçilere, çiftçilere ve gençlere kadar geniş bir yelpazede toplum kesimleriyle bir araya geldiklerini anlattı.
Bakırhan, DEM Parti'nin sadece Kürt halkının değil, Uygur Türkleri, Filistin halkı, Ezidiler, Ermeniler, kadınlar, Aleviler ve doğa haklarını da savunduğunu vurgulayarak, partinin tüm kapsayıcı politikalarıyla bir "Türkiye partisi" olduğunu belirtti. "Ezilen Kürt halkının da Uygur Türklerinin de, mazlum Filistin halkının da, Şengal’de katliam tehdidi altında olan Ezidilerin de, Ermenilerin de, kadınların da, Alevilerin de, doğanın da hakkını, hukukunu savunuyoruz," şeklinde konuştu.
Ayrıca, Bakırhan, DEM Parti'nin yolunun demokratik cumhuriyet ve eşit-özgür yaşamı savunan "Üçüncü Yol" olduğunu ifade ederek, zalimlik makamını işgal edenlerin değil, gerçek demokratların yolu olduğunu söyledi. Partinin geleceğe dair vizyonunu, "Me gelek ba û bager dît lê em neşikestin" (Biz zorlukları ve engelleri gördük ama yıkılmadık) Kürtçe şarkı sözleriyle ifade ederek, toplumun farklı renklerini ve güzelliklerini bir arada tutan bir lotus çiçeği gibi olduklarını belirtti.
Ekonomi
Tuncer Bakırhan, Türkiye'nin ekonomik durumuna ilişkin açıklamalarda bulunarak, iktidarın vergi ve ihale politikalarını eleştirdi. Bakırhan, "Türkiye koca bir sefalet ve suç meydanına dönmüşken, iktidar vergi ve ihale vurgunu peşinde koşuyor," diyerek mevcut duruma dikkat çekti.
Geçtiğimiz hafta uygulamaya konulan ve dünyada ilk olduğu belirtilen bir vergi uygulamasını eleştiren Bakırhan, kredi kartı limitlerinden alınan vergiyi "trajikomik bir fikir" olarak nitelendirdi. "İnanın! Trajikomiktir ama kredi kartı limitinden vergi alma dahiyane fikirdir, Nobel'i keşke bu yaratıcılığınızdan dolayı size verselerdi" ifadelerini kullandı.
Ayrıca Bakırhan, iktidarın ihale politikalarına da değindi. Tasarruf adı altında öğrenci servislerini ve okulların temizlik hizmetlerini iptal eden iktidarın, yandaş firmalara ihaleler vermeye devam ettiğini söyledi. Özellikle piyasa değeri 100 milyar TL olan bir maden sahasının yandaş bir holdinge sadece 3,5 milyar TL’ye verilmesini eleştiren Bakırhan, "Yandaş bir holdinge piyasa değeri 100 milyar TL olan maden sahasını 3,5 milyar TL’ye vermişler. Ya değerli iktidar mensupları, niye 3,5 milyar TL alma ihtiyacı duydunuz? Beleşe verseydiniz. Zaten han sizin, hamam sizin gibi ülke yönetiyorsunuz," şeklinde konuştu.
Vesayet
Eş Genel Başkan, Türkiye'nin gidişatından rahatsız olan vatandaşlara hitap ederek, birlik ve anlayışın önemini vurguladı. Bakırhan, "Hiç kimse bir vesayete karşı çıkarken başka bir vesayete sarılmamalıdır. Ne geçmişin vesayeti ne de şimdinin vesayeti halkın yararınadır," diyerek her türlü vesayetin karşısında durulması gerektiğini belirtti.
Bakırhan, toplumsal kutuplaşmanın aşılması gerektiğini ifade ederek, "Bir tarafın 6 dediğine diğer taraf 9 diyor. Bu kısır döngü aşılmalıdır. Bize empati lazım, farklı bir açıdan bakma lazım," şeklinde konuştu. Ayrıca, Cumhuriyetin her kesimden insanı kucaklaması gerektiğini vurgulayarak, "Bu Cumhuriyet herkesin, her inancın, her halkın Cumhuriyeti olursa baki kalır. Bu Cumhuriyet başkalarının inkarı üzerinden ikinci yüzyıla girmemeli," dedi.
Anayasa tartışmaları
DEM Parti lideri, barışın ve demokrasinin savunulmasının Cumhuriyetin demokratikleşmesi anlamına geldiğini belirtti ve "Bugün sizin de mağdur olduğunuz bu ülkede, ilk meclis ruhunu esas alarak, Kürdün hakkını-hukukunu tanıyarak gerçekten demokratik bir cumhuriyete ulaşabiliriz," ifadelerini kullandı.
Bakırhan, Çanakkale Şehitliği'ne atıfta bulunarak, Türkiye'nin farklı bölgelerinden gelen insanların bir arada yaşadığı birlikteliği hatırlattı ve "Buyurun Çanakkale Şehitliği’ne bakın, Muş’tan Ağrı’ya, Amed’e kadar insanların mezarları var. Bakın hele o şehitliğe Kobane’den gelerek bu ülkeyi savunan gençlerin mezarları var," diyerek geçmişteki birlikteliğin bugün de mümkün olabileceğini söyledi.
Son olarak Bakırhan, 1921 Anayasası'nın ruhunu aşacak bir çaba içinde olunması gerektiğini belirterek, "Gelin bugün ilk meclis ruhunu ve 1921 anayasasını aşacak bir çaba içinde olalım. Demokratik, laik, adil bir ülkeyi hep birlikte kuralım," diyerek tüm vatandaşlara çağrıda bulundu.
Kürt sorunu ve ana muhalefet partisi CHP
Tuncer Bakırhan, Türkiye'nin en büyük meselelerinden biri olan Kürt sorununun çözümünde ana muhalefet partisi CHP'nin önemli bir rol oynayabileceğini vurguladı. Bakırhan, "Özellikle ana muhalefet partisi Kürt meselesinin demokratik çözümünde çok kıymetli rol oynayabilir. CHP’nin statükoya sığınması, çözüm karşıtı bir yere savrulması bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür ve büyük kaybettirir," dedi.
Parlamentoda bulunan diğer partilere de seslenen Bakırhan, barış, demokrasi ve çözüme sahip çıkılması gerektiğini belirtti. "Ortada çözüm bekleyen ülkenin en büyük, en önemli meselesi olan Kürt meselesine karşı herkes çözümünü ortaya koymalıdır," diyerek tüm siyasi aktörlere çağrıda bulundu.
Bakırhan, siyasetin çözüm üretmesi gerektiğini, çözüm karşıtlığının siyaseti zehirlediğini söyledi ve "Siyaset sorunun parçası değil, çözümün parçası olmalıdır. 7 Haziran sonrasında yaşananlar bu zehirli siyasi iklimden kimlerin kazançlı çıkacağını göstermiştir," ifadelerini kullandı.
Ayrıca, siyasi partilere, feministlere, ekolojistlere, insan hakları savunucularına, meslek örgütlerine ve işçi sınıfına barış, demokrasi ve adalet için birlikte mücadele etme çağrısında bulunan Bakırhan, "Gelin barışı, demokrasiyi, adaleti muktedirlerin insafına bırakmayalım," dedi.
Bakırhan, siyasetin demokratik uzlaşı ve müzakere olduğunu vurgulayarak, "Siyaset el kırmak yeri değildir, söz kurma ve onarma yeridir. Ne iktidarın anayasayı şahsi çıkarlar uğruna araçsallaştırmasına ne de statüko adına sağa sola tehdit savuran anlayışı da kabul etmiyoruz," şeklinde konuştu. Türkiye'nin demokratik, özgür ve adil bir ülke olarak yaşaması için gereken mücadeleyi toplumla birlikte yürütme çağrısında bulundu.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye yanıt
Tuncer Bakırhan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Abdullah Öcalan'la ilgili çağrısına cevap verdi. Bakırhan, Bahçeli'nin merakını dile getirerek, "Sayın Bahçeli, Sayın Öcalan’ın nasıl bir çağrı yapacağını biz de sizin gibi merak ediyoruz. O zaman tecridi kaldırın hep beraber görelim," dedi.
Bakırhan, İmralı Adası'nda devam eden tecridin son bulmasını talep ederek, "43 aydır uçan kuşların bile üzerinden geçmediği adaya boşuna çağrı yapılır mı?" ifadelerini kullanarak, tecridin kaldırılmasının önemine vurgu yaptı.
Barış çağrısı
Türkiye ve Ortadoğu'nun demokratik düzene ve barışa kavuşması için atılması gereken adımları vurgulayan Bakırhan, "Ortadoğu'nun ve Türkiye'nin demokratik bir düzene, barış içinde yaşama, refaha kavuşmasının yolu ve yöntemi bellidir. Çözümün yöntemi demokratik müzakeredir," diyerek demokratik süreçlerin önemine dikkat çekti.
Bakırhan, siyasi baskıların barış sürecine zarar verdiğini belirterek, "Herkes bilsin ki, siyaseti özgür olan bir ülke ve bölge huzura kavuşabilir. Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanımız Adnan Selçuk Mızraklı’ya ceza vererek, Siirt’te, Antep’te, Iğdır’da siyasetçi arkadaşlarımıza kelepçe takarak toplumu ikna edemezsiniz," ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz hafta sonu Diyarbakır'da gerçekleşen barış ve demokrasi toplantısına değinen Bakırhan, "Kürtler, barış savunucuları ve demokrasi güçleri çözüm ve barış için bir irade beyanında bulundu. Ülkenin dört bir yanından insanlar Amed'e akın etti, miting için gelenler şehre alınmadılar ama Amed halkı en az onlar kadar kararlı olduğunu gösterdi" diyerek toplumsal desteğin ve bölge haklarının altını çizdi.
Bakırhan, barışın sadece siyasi bir mesele olmadığını, aynı zamanda ekonomik ve sosyal bir mesele olduğunu belirtti: "Barışın imkânı iştir, aştır, ekmektir. İşi ve aşı olmayan, ekmeği elinden alınmış tek bir insanla barışamazsın."
DEM Parti lideri, farklı toplulukların barış sürecine dahil edilmesinin önemini vurgulayarak, "Barış ancak bir Kürt, bir Alevi, bir Ermeni, bir yoksul, bir kadın kendini içinde hissederse barış olur," dedi ve ekledi: "Biz herkesin kendisini ait hissettiği, eşitlik ve özgürlük dolu bir demokratik ulus anlayışıyla yaşayabilir, barışı kurabiliriz. Farklılıklarımızla birlik olduğumuzda emin olun daha güçlü olacağız."
Son olarak Bakırhan, devlet ve demokrasi ilişkisinin güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, "Devleti demokrasiye duyarlı hale getirmeliyiz," diyerek demokratik reformların şart olduğunu söyledi.
Daron Acemoğlu'nun T24 konuşmaları: Demokrasilerin yeni tehdidi seçilmiş liderlerin muhalefet liderlerini hapse atmaları |