Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan, ABD'nin New Hampshire eyaletinde açılan davada Yalçın Ayaslı'nın Borajet'in satın alma sürecinde Sezgin Baran Korkmaz'ı "komplo kurmak", "şantaj yapmak" ve "dolandırıcılık"la suçladığını belirterek, "Yalçın Ayaslı’nın şikâyet dilekçesinde SBK hakkında birçok iddia var. Bunlardan biri de Ayaslı’nın çalışanlarının ve avukatlarının tehdit edilmesi. Kim o isimler? Biri Borajet’in mali işler müdürü Zahide Üner, diğeri ise Ayaslı’nın avukatı Burhan Asaf Şafak... En çarpıcılarından biri de adliye koridorlarında yaşanmıştı. İddiaya göre, SBK bir başka avukatı, Hamdi Tolga Danışman’ı şöyle tehdit etmişti:
“Seni bitireceğim. Ne yapabileceğimi göreceksin. FETÖ yanlısı olduğunu biliyorum ve bunu açığa çıkaracağım. Seni takip ediyorum ve tüm yazışmalarınızı okuyorum. Sizi kamu önünde utandıracağım.”
SBK dediğini de yaptı. Önce Ayaslı’nın ekibinden Zahide Üner sahte kimlikle yakalandı, tutuklandı. Ardından avukat Hamdi Tolga Danışman ve Ayaslı’nın PR işlerini yürüten Necla Zarakol gözaltına alındı, serbest bırakıldı. Gelin görün ki SBK’nin şikâyetiyle başlayan, Ayaslı cephesine dair işte bu FETÖ soruşturması nedense henüz tamamlanmadı." diye yazdı.
Sezgin Baran Korkmaz davasında gerçek ve yalanın iç içe geçtiğine vurgu yapan Barış Pehlivan, "SBK için de “FETÖ’nün parasını kullanıyor” suçlamasının yapıldığını düşünürsek, manzara şu:
Herkesin birbirini FETÖ’cülükle, dolandırıcılıkla, şantajla, devlette paralı adamları olmakla suçladığı bir bataklıktı bu. Ve bu bataklığın oluşması için Türk yargısı çok kirli bir şekilde kullanıldı. Ya da kendini bilerek ve isteyerek kullandırttı." ifadelerini kullandı.
Yazının tamamı için tıklayın...