Politika

CHP Sözcüsü Yücel: Bu milletin Erdoğan’ın liderlik tecrübesine daha fazla ihtiyacı yok

02 Aralık 2024 20:16

T24 Haber Merkezi

CHP Sözcüsü Deniz Yücel, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum'un Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeniden adaylığına ilişkin sözlerini hatırlatarak, “Sorunlara çözüm bulmak yerine tek dertleri Tayyip Erdoğan’ı bir kez daha seçtirebilmek. Bu milletin Tayyip Erdoğan’ın liderlik tecrübesine ve yetkinliğine daha fazla ihtiyacı yok. 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu milletin yüzde 48’i Tayyip Erdoğan’ı istemediğini ilan etti ve ona sarı kart gösterdi. İşte o süreç başlamıştır. AKP de Erdoğan da ilk seçimde, sandık geldiğinde oyun dışı kalacaktır” dedi.

CHP MYK toplantısı, parti genel merkezinde Genel Başkan Özgür Özel başkanlığında toplandı. Saat 12.00'de başlayan MYK toplantısı yaklaşık dört buçuk saat sürdü. Parti Sözcüsü Deniz Yücel, toplantının ardından MYK gündemine ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Yücel’in açıklamaları şöyle:

“1950’li yılların başında kurulan, Türkiye’deki birçok siyasi partiden daha köklü bir geçmişe ve geleneğe sahip CHP Gençlik Kolları, dün 17’nci Olağan Kurultayı’nı gerçekleştirdi. Kurultayımızda, Gençlik Kolları Genel Başkanı seçilen Cem Aydın’ı ve yeni seçilen üyeleri tebrik ediyorum, yeni görevlerinde kendilerine üstün başarılar diliyoruz. Genel Başkanlık görevini tamamlayan Gençosman Killik'e ve yönetim kuruluna da emeklerinden dolayı teşekkür ediyoruz.

Gençlik Kolları partimizin yan gücü değil, öz gücüdür.

“Bu milletin Tayyip Erdoğan’ın liderlik tecrübesine daha fazla ihtiyacı yok”

Memleketin hiçbir sorunu kalmamış gibi; başta ekonomik kriz, hayat pahalılığı, toplumsal şiddet, yenidoğan bebek ölümleri, kadın cinayetleri, iş cinayetleri, işsizlik ve sığınmacı sorunu gibi birçok sorun toplumu inim inim inletmiyormuş gibi ya da bu sorunlar sanki başka bir ülkede yaşanıyormuş gibi bu sorunlara çözüm bulmak yerine tek dertleri Tayyip Erdoğan’ı bir kez daha seçtirebilmek. Neymiş, 'Liderlik tecrübesine ve yetkinliğine daha fazla ihtiyaç duyulan zamanlarda istisnai adaylık adı altında cumhurbaşkanı bir kez daha aday olabilir’miş.

Bakın, bunu söyleyen arkadaşa sesleniyorum: Bu milletin Tayyip Erdoğan’ın liderlik tecrübesine ve yetkinliğine daha fazla ihtiyacı yok. 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu milletin yüzde 48’i Tayyip Erdoğan’ı istemediğini ilan etti ve ona sarı kart gösterdi. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde ise AKP’ye ve Sayın Erdoğan’a ikinci kez sarı kart göstererek onları ikinci parti yaptı. İkinci sarı kartın sonu aslında kırmızı karttır ve oyun dışı kalmaktır. İşte o süreç başlamıştır. AKP de Erdoğan da ilk seçimde, sandık geldiğinde oyun dışı kalacaktır.

“Tehlikeyi hisseden AKP iktidarı işi gücü bırakmış CHP’yi hedef alıyor"

İşte bu tehlikeyi hisseden AKP iktidarı, işi gücü bırakmış CHP’yi ve CHP’li belediyeleri hedef alıyor. 31 Mart Yerel seçimlerinden hemen sonra ilk işleri, belediyelerin SGK ve vergi borçlarını İller Bankası gelirlerinden kaynağında tahsil etmek için bir düzenleme yapmak oldu. Yıllarca ‘İtibardan tasarruf olmaz’ diyerek, iktidarın bütün imkanlarını kendi yandaşlarına aktararak lüksten ve şatafattan ödün vermeyen AKP; ikinci adım olarak 'Tasarruf Tedbirleri’ diye bir saçmalık uydurdu ve tasarrufu işçinin, emekçinin, memurun sırtına yüklemeye çalıştı. Ardından seçilmiş belediye başkanlarını asılsız iddalar ve düzmece delillerle görevden aldılar.

Yerine atadıkları kayyımlarla belediyelere çökerek halk iradesini gasp ettiler. Başta Esenyurt Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Özer, Ovacık Belediye Başkanımız Mustafa Sarıgül olmak üzere; Mardin, Batman, Halfeti, Tunceli ve Van Bahçesaray’da YSK’nin aday olmasına onay verdiği, halkın oylarıyla seçilen, göreve gelen belediye başkanlarını görevden alarak yerine kayyım atadılar.

Ardından, geçtiğimiz hafta yayınlanan bir Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile belediye şirketlerinin yine SGK ve vergi borçlarıyla ilgili kaynağında kesinti yapılmasına yönelik bir düzenleme yaptılar. Yetmedi, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) bir talimat yazısıyla CHP’li belediyelerin açmış olduğu kreşleri, sırf CHP’li belediyeler açtı diye kapatmaya yeltenecek kadar kendilerini kaybettiler.

“21’inci yüzyılda kayyım uygulaması bir demokrasi ayıbıdır”

Belediyelerin SGK ve vergi borçları tahsil edilecekse bu konuda düzenleme yapmak yerel seçimden sonra mı akıllarına geldi? Tasarrufa ihtiyaç var ise ki var bu konuda genelge yayınlamak yerel seçimden sonra mı akıllarına geldi? AKP’ye ve yöneticilerine soruyorum: Bu hayat pahalılığında, çocukların uygun ücretle bakılmasına, annenin ise aile bütçesine katkı sunabilmesi için çalışmasına imkan sağlayan CHP’li belediyelerin kreş uygulaması nerenize battı?

Neden bu kadar rahatsız oldunuz? Bu adımların hepsi AKP’nin 31 Mart yerel seçimlerinin sonuçlarını hala hazmedemediğini, halkımızın teveccühüyle seçilen CHP’li belediye başkanlarının çalışmalarından, halkın sorunlarına çözüm ve çare üretmelerinden korktuklarını ve çekindiklerini açıkça göstermektedir.

21’inci yüzyılda kayyım uygulaması bir demokrasi ayıbıdır. Kime yönelirse yönelsin, demokrasiye inanan, hukukun üstünlüğüne inanan, ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyen herkesin amasız, fakatsız, lakinsiz kayyıma itiraz etmesi gerekir. Geçtiğimiz hafta bugün 81 İl başkanımız, Ege’den de Karadeniz’den de Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan da İç Anadolu’dan da Esenyurt’a sahip çıktılar. Bu sahip çıkış aslında demokrasiye bir sahip çıkıştı.

“Sana diyorum Yılmaz Tunç, CHP Genel Başkanı’na laf söylemek senin boyunu aşar”

Bugün, hukuku siyasetin aparatı haline getirerek CHP’ye ve onun Genel Başkanı’na ayar vermeye kalkan Adalet Bakanı’na bir çift sözümüz var: Sana diyorum Yılmaz Tunç, ana muhalefet partisinin lideri, son yerel seçimde Türkiye’nin birinci partisi olmuş olan CHP Genel Başkanı’na laf söylemek senin boyunu aşar. Atanmış bir kişinin seçilmiş bir kişiye, hele de Türkiye’nin birinci partisinin Genel Başkanı’na ayar vermeye kalkması en hafif tabiriyle hadsizliktir, bilinçsizliktir, şuursuzluktur.

Geçtiğimiz haftalarda önceki Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim döneminde, miting meydanlarında yaptığı konuşmalardan dolayı hakkında açılan davanın duruşmasından bir gün önce daha hüküm verilmeden, daha yargılama dahi başlamadan Adalet Bakanı’nın kurduğu hüküm cümleleri kayıtlara geçmiştir.

Geçtiğimiz hafta ise hem Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel hem de Sayın Kılıçdaroğlu hakkında kurduğu cümleler de kayıtlara geçmiştir. Sayın Tunç, sen hem Adalet Bakanısın hem HSK Başkanısın. İnsanda biraz ağırlık olur. Tarafsız ve bağımsız yargıya gölge düşüren bu sözlerini bir gün gelir, önüne koyarlar. Bu ülkede tarafsız ve bağımsız yargı var mı, o da ayrı bir tartışma konusu.

Ancak Adalet Bakanı’nın bu şekilde sözler söylemesi, bir hukuk devletinde asla ve asla kabul edilemez. Sana AK Parti’nin yöneticisi ya da sözcüsü olmadığını, bu ülkenin Adalet Bakanı ve HSK Başkanı olduğunu hatırlatıyorum ve seni bu görevlerine ve sıfatlarına uygun davranmaya davet ediyorum.

“Akın Gürlek’in yargı mensubu olarak atamasının yapılması yasaya aykırıdır”

Geçtiğimiz hafta cuma günü, Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel hakkında bir soruşturma başlatıldı. Genel Başkanımızın, bu ülkenin Anayasası’nda yazan hukuk devleti ilkesine vurgu yaptığı, bağımsız ve tarafsız yapısı yine Anayasa ile teminat altına alınmış yargı sistemini hatırlattığı açıklamalar İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i rahatsız etmiş. Bu Akın Gürlek herhangi bir savcı değil. Bu şahıs İstanbul eski İl Başkanımız Sayın Canan Kaftancıoğlu, İstanbul Milletvekilimiz Sayın Enis Berberoğlu, Sayın Selahattin Demirtaş, Sözcü Gazetesi, Çağdaş Hukukçular Derneği gibi benzer siyasi davalarda özel olarak görevlendirilmiş bir kişidir.

Bu davalardaki performansı nedeniyle ödüllendirilmiş, Adalet Bakan yardımcısı yapılmış, ardından bir süre sonra yeni bir görev için görev emri çıkmış ve Esenyurt Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Özer’e karşı yürütülen siyasi soruşturma ve operasyonu yönetmek için Adalet Bakan yardımcılığından hukuka aykırı bir şekilde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na getirilmiş bir kişidir. Oradaki görevini tamamladıktan sonra bu kez eşi, SPK üyeliğine getirilerek yine ödüllendirilmiştir.

Genel Başkanımızın işte bu profildeki Akın Gürlek’e karşı, 'Hukuk ve Anayasa sınırları içerisine dön, verilen talimatlarla suç işleme’ diyerek yaptığı uyarıların sonucunda Genel Başkanımız hakkında jet hızıyla soruşturma başlatıldı. Bu kişinin bakan yardımcılığı gibi siyasi bir görevden yargı mensubu olarak atamasının yapılması yasaya aykırıdır. Bu konuda partimizce HSK başvurusu yapılmıştır. HSK başvurusunun sonucuna göre de yargı yoluna başvurulacaktır.

“Bu soruşturmalar bir CHP’liye tek bir geri adım attırmaz, nokta”

Bu ülke yakın geçmişte, çok değil 15 sene önce Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk gibi soruşturmaları ve davaları gördü. O dönemde bu kumpas davalarının sembol ismi Zekeriye Öz şu anda kaçak. FETÖ PDY terör örgütü üyesi olmaktan aranıyor. Benzerleri en azı 10-15 sene arasında hapis cezaları aldılar. Neden? Çünkü yargı görevini yaparken hukuka, yasalara ve Anayasa’ya göre değil, birilerinin verdikleri talimatlara göre bu görevi yaptıkları için. Son olarak bu tarz soruşturmalar ve davalar, ne Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’i ne önceki Genel Başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu’nu ne de tek bir CHP’liye tek bir geri adım attırmaz. Nokta.

“Hedefimiz, CHP ekonomi takımı olarak 2025 mart ayına kadar 81 ilimize gitmek”

Bugünkü MYK toplantımızda ekonomi kurmaylarımız, Gölge Hazine ve Maliye Bakanı Genel Başkan Yardımcımız Prof. Dr. Yalçın Karatepe ve Gölge Ticaret Bakanı Genel Başkan Yardımcımız Prof. Dr. Volkan Demir tarafından birer ekonomi sunumu yapıldı. Her iki genel başkan yardımcımızın başkanlığında milletvekillerimiz ve PM üyelerimizden oluşan ekonomi takımımızın Türkiye’nin gerçek ekonomi tablosunu ortaya koymak ve partimizin ekonomi programını halkımızla paylaşmak üzere başlattığı ziyaretleri konuştuk. CHP olarak sorunları ilk ağızdan dinlemeyi önemsiyoruz.

Hedefimiz, CHP ekonomi takımı olarak 2025 mart ayına kadar 81 ilimize de gitmek. Sayın Yalçın Karatepe ve Sayın Volkan Demir’in başkanlığındaki CHP ekonomi takımı, 20 Kasım’da Gaziantep, Kahramanmaraş ve Malatya’da; geçtiğimiz hafta ise Samsun, Kırklareli, Edirne’deydi. Her hafta en az iki-üç ile giderek orada yapılan ziyaretlerle hem şehirlerin hem de bölgelerin ekonomik tablosunu tüm yönleriyle birlikte konuşacakları bölgesel toplantılar yapıyoruz.

Meslek odalarından esnafa, sivil toplum kuruluşlarından çiftçimize kadar kimseyi es geçmeden yapılan ziyaretlerde sorunları bizzat yaşayanlardan dinliyorlar. Gün sonunda CHP’nin ekonomi programını anlattıkları, halka açık, geniş katılımlı toplantılar yapıyorlar. Bugünkü MYK toplantımızda şimdiye kadar ziyaret edilen illere ilişkin sunumlar yapıldı. Ekonomi takımımız çalışmalara ara vermeden devam edecek.

Önümüzdeki hafta Denizli, Isparta ve Burdur’da toplumun tüm kesimiyle buluşarak yaşadıkları sorunları dinleyecek. İnanıyoruz ki yerel ve geneldeki ekonomik sorunları geniş bir perspektiften gören bir anlayışla yapılan bu çalışma, bize Türkiye’nin içinde bulunduğu gerçek ekonomik tabloyu net bir şekilde verecektir. İktidar istediği kadar gündemi değiştirmek için suni tartışmalar yaratmaya çalışsın, biz halkın en önemli gündemi olan ekonomi, hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısını konuşmaya devam edeceğiz"

“Bakanlar, Meclis’e hesap vermekten kaçıyorlar”

İktidarın halkın iradesine saygı duymadığını, halkın değil sarayın bütçesini yapmakla meşgul olduğunu söyleyen Yücel, iktidar kanadının Plan Bütçe Komisyonu’nda tamamlanan bütçe görüşmelerinde bakanların halktan kopuk olduğunu ve eleştiriye tahammüllerinin olmadığını ifade etti.

"Bakanlar, parlamenter sistem sona erdiğinden millet iradesinin tecelli ettiği Meclis’e hesap vermekten kaçıyorlar" diyen CHP Sözcüsü Yücel, Çevre ve Şehircilik Bakanı'nın İzmir'e düşmanca tavır sergilediğini ileri sürdü.

Deniz Yücel, yapılan bütçe görüşmelerinde Sanayii ve Ticaret Bakanı'nın sanayi daralmasından ve kapanan işletme ve fabrikalardan bahsetmediğini Tarım ve Hayvancılık Bakanı'nın ise tarımsal üretimin bittiğinden, kanunen verilmesi zorunlu tarımsal üretime verilmesi gereken desteğin neden verilmediği sorularını yanıtsız bıraktığını ifade etti.

Aile Bakanı'nın İzmir'deki barakada yangında ölen beş çocuğun sorumluluğunu almamak için kırk takla attığını söyleyen Yücel, Aile Bakanının Narin'in kaybolduğu süreçte sustuğu gibi kadın cinayetlerini de konuşmaktan kaçındığını ifade etti.

Yenidoğan çetesi konusunda Sağlık Bakanının sorumluluk almadığını belirten Yücel Bakanın istifa çağrılarına ‘Neden istifa edeyim’ diyerek karşılık vermesinin yüzsüzlük olduğunu söyledi.

Yücel emeklilerin geçinmek için çalışmak zorunda kaldığı, asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığı ülkemizde Çalışma Bakanı'nın istihdamdamdan bahsetmesinin masal anlatmak olduğunu vurguladı.

Plan Bütçe Komisyonu'nda dinlediklerini ifade ettiği Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in, tarikat, cemaat sevdalısı olduğunu ve çocukları laik, bilimsel ve çağdaş eğitimden uzaklaştırmak için kendini paraladığını belirtti.

“CHP sarayın bütçesini yapma anlayışına karşı muhalefet etmekten geri durmayacaktır”

"Elbette ki halka hesap vermeyen, sadece tek bir kişiye karşı sorumluluk duyan bakanlara, halkımızın bize verdiği sorumluluğun ve görevin bir gereği olarak Plan Bütçe Komisyonu’nda gerçekleri anlattık. Her bakanlıkta, mağdur olan kesimlerin sesi olduk" diyen Yücel şunları söyledi:

CHP olarak her yerde olduğu gibi Meclis’te de başta Plan Bütçe Komisyonu üyelerimiz olmak üzere tüm milletvekillerimiz, komisyonlarda olduğu gibi halkın sorunlarına çare olmayan bu bütçenin Genel Kurul safhasında da halkın değil, sarayın bütçesini yapma anlayışına karşı aktif şekilde muhalefet etmekten asla geri durmayacaktır" (ANKA)


 

Günün öne çıkan haberleri...

TIKLAYIN - Forbes 2024 Türkiye'nin en zenginleri listesini açıkladı: Zirve değişti

TIKLAYIN - Evlatlık olduğunu öğrenen kadın, aradığı biyolojik babasıyla Facebook'ta arkadaş çıktı

TIKLAYIN - UEFA, Attila Karaoğlan ve Erkan Engin arasında "sinyalleşme!" tespit etti; 7 Kasım'dan beri Türk hakemlere maç verilmiyor!

TIKLAYIN - Cansu Çamlıbel | Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum: Çözüm sürecinde bin yıllık ittifaka ihanet edildi, Demirtaş'ın 'Seni başkan yaptırmayacağız' çıkışı da ihanet!

TIKLAYIN - Deniz kenarında yoga yapan genç kadın, dev dalgalara kapılarak hayatını kaybetti

TIKLAYIN - Çocukken cemaat yurdunda yaşadıklarını anlattı; “Falakaya yatırıldım, eşcinsellik yaygındı, ilişkiye girdiğim isimler şimdi Diyanet’in resmi kadrosunda!”

TIKLAYIN - "Yenidoğan çetesi" davasında 11. gün: Telefonların dinlendiğini polis haber vermiş!

TIKLAYIN - Oxford Sözlüğü 2024 yılının kelimesini seçti