CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddialarıyla ilgili muhalefeti suçladığını belirterek "Recep Tayyip Erdoğan diyor ki, suç örgütü liderinin peşine takılma, sen de suç işleri bakanının peşine takılma" dedi. İktidar partisinin Peker'in iddialarına karşı "özgüven" göstermediğini belirten Özel, "Araştırılsın, bunların doğru olmadığı ortaya çıksın diyemeyişleri. Aksine, İçişleri Bakanı tarafından parti içine yönelik olarak şantaj, tehdit operasyonları yapılması” açıklamasını yaptı.
"Bahçeli'nin Ahmet Şık'a yönelik açıklamaları endişe verici"
TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekili Ahmet Şık'ı hedef gösteren ve hakaretlerde bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi eleştirerek, "Bir siyasi partinin genel başkanının bir milletvekiline, ‘alçak, soysuz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti dediğin gibi olsaydı senin yerin TBMM değil mezarlık olurdu, bu aşağılık tiplere artık tahammül edemeyiz’ gibi ağzına alanı bile utandıran son derece endişe verici ifadeleri olmuştur. Ahmet Şık’a yönelebilecek bundan sonraki her türlü fiziki saldırı, Şık’ın başına gelebilecek her şey, bu ifadeleri kullananlarını sorumluluk altına alacaktır. Bu hedef göstermeyi, aşağılayan, küfre varan, açıkça hedef alan ve gösteren dili reddettiğimizi kabul etmediğimizi, bu dili kınadığımı ifade etmek durumundayız. Siyaseti bu noktaya getirmemek lazım. Siyasi partilerin liderleri böyle bir üsluba başvururlarsa daha sonra ortaya çıkacak tablolardan hepimiz üzülürüz” değerlendirmesinde bulundu.
“İçişleri Bakanı partisine şantaj, tehdit operasyonları yapıyor”
“Ortada büyük bir problem var, iktidar partisinin geçmişte en koyu savunucularından, iktidar partisine destek için mitingler yapan, o mitinglerde muhalefete karşı son derece sert bir dil, bir tehdit dili kullanan, daha sonra İçişleri Bakanı ile kurmuş oldukları ilişkinin devamında kendisine, ailesine, çocuklarına haksızlık yapıldığı iddiasıyla başlayıp her geçen gün dozun biraz daha arttığı bir süreci Türkiye hatta dünya nefesini tutmuş izliyor” diyen Özel, “Buradaki sorun, suç örgütü liderinin söylediklerinin Türkiye ve dünya tarafından ciddiye alınması, bunun üzerinden siyaset kurulması, siyasetin sorgulanması değil. Buradaki sorun iktidar partisinin, burada suç örgütü liderinin ortaya koyduğu iddialara karşı bir özgüven göstermiyor oluş sorunu. Araştırılsın, bunların doğru olmadığı ortaya çıksın diyemeyişleri. Aksine İçişleri Bakanı tarafından parti içine yönelik olarak şantaj, tehdit operasyonları yapılması” dedi.
“Soylu, imzaları AA’ya vererek Altınok hakkında ‘FETÖ’ iddiasında bulunuyor”
AKP Milletvekili Selami Altıok ve Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan’ın eski görevlerini hatırlatan Özel,”Şu anda Emniyet Genel Müdür Yardımcısı olan ve Süleyman Soylu ile bakanlık hiyerarşisi içinde altlı üstlü amir-memur görevi içinde oldukları birisine, birisi Süleyman Soylu’yu Silivri Emniyet Müdürü’nün ölümden sorumlu tutuyor, o ona bir şeyler söylüyor, kişi hâlâ görevde, ‘beni öyle görevden almak kolay değil’ diyor. Hem şu an Soylu, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı’na hem de Selami Altınok’un imzalarını AA’ya servis ettirerek onlara ‘FETÖ’ imasında bulunuyor” diye konuştu.
Suç örgütü lideri Peker’in iddialarının ardından katıldığı canlı yayında, “Bakan oldum, evladımı karşıma aldım. Öğütler verdim, benden önceki bakanların çocuklarının odalarından para kasaları çıktı aman yanaşanlar olur” diyen İçişleri Bakanı Soylu’nun açıklamalarını hatırlatan Özel, konuşmasına şöyle devam etti:
“Kime vermiş, oğluna vermiş. Ne demiş, Muammer Güler’in oğlu Barış Güler gibi olma, para alma demiş. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan’a sormazlar mı, suç örgütü liderinin peşine takılıyorlarmış, kim takılıyor? Suç örgütü lideri konuşuyor, senin bakanın parti içine konuşuyor. Suç örgütü liderinin Soylu’ya yaptığı iddialar bir yana senin bakanın 17-25 Aralık’ın acar İstanbul Emniyet Müdürü olarak özel görevlendirdiğin Selami Altınok’u ‘FETÖ’cülükle suçluyor Recep Tayyip Erdoğan. Senin bakanın, suç anda Emniyet Genel Müdür Yardımcısı’nı ‘FETÖ’cülükle suçluyor. İmzalarını ifşa ediyor, Anadolu Ajansı’na yolluyor ve bu sürecin sonunda senin bakanın, 17-25 kumpastı diyorsun, hatta paraları FETÖ koydu diyorsun, bakanın paraları benden önceki bakanın oğlu aldı diyor. Doğruluyor 17-25 Aralık’ı. Bunu başkası iddia ettiğinde FETÖ’cü oluyor, ama senin bakanın kendinden iki önceki yine senin atadığın, görevden aldığın bakanın oğlunun para aldığını itiraf ediyor. Oğluna ‘aman oğlum sen bunlar gibi olma’ diyor. Sanki kendinden önce başka bir iktidar varmış gibi.
“Sen de suç işleri bakanının peşine katılma”
Normalde sen bunu dediğinde, ‘ne diyorsun kardeşim 17-25 Aralık kumpastı, sen, senden önceki partimizin bakanı Muammer Güler’i nasıl suçlarsın’ deyip görevden alman lazım değil mi? Sen Selami Altınok’a nasıl 'FETÖ’cü dersin, demen gerekmez mi? Madem Emniyet Genel Müdür Yardımcısı 'FETÖ’cü, nasıl görevde tutuyoruz? Eğer görevde tutuyorsak bu iftirayı atan nasıl bakanlıkta duruyor demen lazım değil mi? Cumhur İttifakı üç halkadan oluşuyor, AK Parti, MHP ve suç örgütleri. Kesişim kümesinde Süleyman Soylu duruyor. Cumhur İttifakı’nın mili diyen var, menteşesinin mili, çekersen dağılır diyor. O mili o yüzden çekemezler, ittifak dağılır diyorlar. Recep Tayyip Erdoğan diyor ki, suç örgütü liderinin peşine takılma, sen de suç işleri bakanının peşine takılma. Suç işleri bakanı bu sözleri söylüyor da susuyorsanız, hepiniz o koltuklarda oturuyorsanız, bir koltukta Soylu, bir koltukta Selami Altınok oturuyorsa, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı koltuğunda oturuyorsa, görevden alabilecek bakana ‘almak kolay değil’ deyip hodri meydan çekiyorsa, o da alamıyorsa bu ne korkunç bir denge, Türkiye’yi ne korkunç bir dengenin üzerine oturttunuz.”
TIKLAYIN - Bahçeli bu kez Ahmet Şık’ı hedef gösterdi; MHP’nin hedef gösterdiği kimler saldırıya uğramıştı?