T24 Haber Merkezi
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, iktidarın talimatlarıyla hukuku çiğneyerek partisine yönelik baskın ve operasyonlar olduğunu belirterek, "Partimize karşı saldırılarınızla asla bizi yıldıramayacaksınız, bu saldırılara asla alışmayacağız. Siyasi soykırım operasyonlarınıza asla boyun eğmeyeceğiz, geri adım atmayacağız, başaramayacaksınız! HDP'siz bir Türkiye, HDP'siz bir siyaset, HDP'siz bir parlamento, HDP'siz yerel yönetimler, HDP'siz yaşam hayalleriniz çöp olmaya devam edecek" diye konuştu.
Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Buldan, gündemden düşmeyen Tarkan'ın 'Geççek' şarkısına da göndermede bulunurken, "Kazanacağımız günler yakındır, bu yolun sonunda halklarımızın özlediği bir demokrasi ülkesini birlikte yaratacağız. Yeter ki umutlu olalım, inanın ki bugünler 'geççek'..." dedi.
Buldan, "Kendisi de ittifak partisi olan partimiz, demokrasi ittifakını büyütmek için hayata emekten ve demokrasiden bakan güçlerle, toplumsal muhalefetle bir araya gelmekte ve ittifakı büyütme yollarını aramaktadır. Hep birlikte ezildiğimize göre, kurtuluşu da hep birlikte başarabiliriz elbette! Demokrasi ittifakı, mücadele ittifakı; karanlıktan aydınlığa gidilmesinin mücadelesidir" ifadelerini kullandı.
Buldan, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın "Hepimiz aynı gemide olduğumuza, ülkenin kazancından hep birlikte istifade ettiğimize göre külfetine de beraberce katlanacak, yükü beraberce omuzlayacağız" sözlerine yanıt verirken, "Hayır, ülkenin kazancından da kaynaklarından da yararlanan kesinlikle halkımız değil, emekçiler, yoksullar, gençler, kadınlar değildir. Sadece siz, sarayınız, yandaşlarınız, beşli çeteniz, Suriye savaşında desteklediğiniz, maaşa bağladığınız çeteleriniz faydalanmaktadır!" dedi.
Buldan ayırca 780 gündür kayıp olan üniversite öğrencisi Gülistan Doku hakkında araştırma önergesi vereceklerini ve komisyon kurulmasını isteyeceklerini söylerken, tüm partilere önergeye "evet" demeleri çağrısı yaptı.
Buldan'ın açıklamasından satır başları şöyle:
"Anadil mücadelesi vazgeçilmezdir. Yüzyıllık inkar politikalarının hala devam ettirilmesinden kaynaklı bugün birçok dil kaybolma tehlikesi ile karşı karşıyaya. Dilleri, çoğulculuğu, anadilde eğitimi teminata alma mücadelesine devam edeceğiz. Dünya Anadil Günü Kutlu olsun.
Siyasal çalışmalarımızı aksatmadan yürütürken, diğer yandan da kumpaslarla, baskılarla karşı karşıya kalıyoruz. Mahkeme salonlarından meydanlara kadar mücadelemizi yükseltmeye devam ediyoruz. Durmuyoruz, yaşamın her alanında haksızlığa uğrayan, hak talep eden insanların yanında olmaya devam ediyoruz.
Çalışmalarımızın önemli aşaması olan kongreler sürecini de sürdürüyoruz.
HDP, korku duvarlarını yıkan toplumsal bir cesarettir, Türkiye'yi çöküşten kurtaracak en güçlü demokratik alternatiftir. Onurlu bir barışın da, adaletin de teminatı HDP'dir. Her halk buluşmasında, kongrelerde bunu görüyoruz, bu ülke siyasetinde iyi ki HDP var diyoruz. İyi ki HDP'nin eşitlik, özgürlük fikriyatı var. İyi ki ittifaklarımız, mücadelemiz var.
Bir toplumu ve ülkeyi çökertmenin ilk yolu umudu çökertmektir. AKP ve MHP iktidarının tüm politikaları halkın umudunu hedef almak. Cezaevlerinde ölüme terk etme politikasıyla insanların umut haklarını yok ediyorlar. Cezaevinde tutulan hasta tutsakların ölüm haberleri geliyor. İçeridem sağ çıkma umudu ağır saldırı altında.
Tecritle, çözümsüzlük ve çatışma siyaseti ile barış umudunu saldırı altında tuttuklarını da görüyoruz. Hak ve özgürlükleri hedef alarak demokrasi umudunu söndürmek istiyorlar.
Hukuksuzluğa yayarak, adalet umudunu karartmak istiyorlar. 780 gündür kayıp olan Gülistan Doku'nun ailesi aramızda. Gülistan Doku 780 gündür nerede? Parlamentoyu göreve davet ediyorum. Bu ailenin çığlığına kayıtsız kalmayın, ortak olmayın. Arkadaşlarımız yarın araştırma önergesi vererek araştırılmasını isteyecek. Bu araştırma önergesini destekleyin, Gülistan Doku bulunsun.
Kayıpların üzerini karartmaya çalışan, adalet arayışlarının önüne duvar ören iktidar, hakikatlerin açığa çıkmaması için bir şey daha yapıyor. Medyayı baskılayarak, sosyal medyayı engelleme planı yaparak toplumu nefessiz bırakmayı planlıyorlar. Tüm ülkeyi hedef almış durumdalar. Çökertme politikalarına karşı direnen herkesi hedef almış durumdalar. İktidarın bu politikasının önündeki en büyük engel HDP ve demokrasi güçleridir, barış siyasetidir, yarattığı değişim inancıdır, kadınların mücadelesidir.
Kobani kumpas davasını ve siyasi intikam amaçlı kapatma davasını bu yüzden devreye soktuklarını biliyoruz. Demokrasi, adalet, barış umutlarını yok etmek istediklerini biliyoruz. Bu kumpasların tek hedefi sadece HDP değil, ortak gelecek inancını bir bütün olarak hedeflemiş durumdalar ama demokratik siyaset zeminini de hedefleyen iktidarın bu girişimlerine prim vermeyeceğiz. Sandıkta elde edemeyecekleri sonuçlar için yargı kumpaslarına bel bağlayan bir iktidar var. Yerellerde de her gün bir partimizin ilini, ilçesini, yöneticilerimizi, halkımızı hedef alıp saldırmaya devam ediyorlar. Saldırı baskın gözaltı ve tutuklalamalarla geçmeyen günümüz yok!
Geçen hafta Adana'daki binamıza bir saldırı oldu, bu İzmir saldırısının bir devamıdır. Bahçelievler'deki silahlı ve bıçaklı saldırı gibi 2015'ten beri belli odakların yürürlüğe koyduğu sistematik saldırıların bir parasıdır.
Saldırın amacı korkutma, susturma, iktidarın korku politikalarına boyun eğdirme! İktidarın talimatıyla hukuğu çiğneyerek baskın düzenleyenler iktidarın siyasi militanlarıdır ve AKP adına seçim çalışması yürütenlerdir. Böylesi baskın ve operasyonların yapıldığını görmedik! Suç örgütlerine dokunulmazken HDP'yi hedef alanlar suçlular ittifakının ortağıdır!
Hiç boşuna uğraşmayın, bize karşı yürüttüğünüz siyasi operasyonlardan da özel politikalarınızdan da bir iktidar hikayesi çıkartamayacaksınız, size çıkacak tek hikaye iktidarınızın çöküş hikayesi olacaktır!
Zoru başaran, imkansızı gerçekleştiren HDP gerçek başarı hikayesini yazmaya devam edecek. Siz kumpaslarınızla çökeceksiniz, HDP mücadelesiyle, ittifaklarıyla büyümeye ve siyaseti belirlemeye devam edecek.
Siyasetin bir çözüm aracı olduğuna inanıyorsanız, rekabet ettiğiniz siyasetin karşısına siyasetle çıkarsınız. Yargı gücü ile devlet gücü ile hedef göstererek, saldırarak, kayyım atayarak siyaset yapılmaz! Varsa bir siyasetiniz, siyasi cesaretiniz, HDP'nin karşısına siyasetle çıkarsınız.
Siz kendinizi darı ambarında görmeye devam edin. HDP gümbür gümbür geliyor. HDP ile değişecek diyen, demokrasi ve adalet isteyen milyonlar gümbür gümbür geliyor.
Partimize karşı saldırılarınızla asla bizi yıldıramayacaksınız, bu saldırılara asla alışmayacağız. Siyasi soykırım operasyonlarınıza asla boyun eğmeyeceğiz, geri adım atmayacağız, başaramayacaksınız! HDP'siz bir Türkiye, HDP'siz bir siyaset, HDP'siz bir parlamento, HDP'siz yerel yönetimler, HDP'siz yaşam hayalleriniz çöp olmaya devam edecek.
HDP'yi daha da büyütecek ve genişleteceğiz. Her ücra köşeye uzanacağız, her eli tutacağız, herkese selam vereceğiz. Yüzü gülmeyen insanlara umut olmaya devam edeceğiz. Birlikte değiştirme gücünü ve sözünü yükselteceğiz. İktidar bloğu bizim siyaset alanımızı daraltmaya çalıştıkça biz bu alanı genişleteceğiz.
HDP ile Türkiye'yi hep birlikte ortak bir geleceğe taşıyacağız. Gelecek HDP ile, özgürlük HDP ile, hep birlikte HDP ile...
Karanlıktan zulümden, hukuksuzluktan beslenen bir yönetim anlayışının ekonomiyi iyi yönetmesi beklenemez. Yüksek zamlarla insanları beslenmeyle ısınma arasında tercihe zorlayan böylesi bir talan düzeni tarihte görülmedi. Halka her gün, acı reçete içirirken kendileri haksız zenginleşmeyle, israfla, yolsuzlukla kamu kaynaklarını hortumlamaya devam ediyorlar. Yarına dair bir güven, inanç bırakmadılar. Pandemiden zaten büyük bir gelir ve iş kaybıyla çıkan halkın sırtına tarihin en büyük zamlarını, faturalarını, vergilerini yüklediler.
Solunum cihazına bağlı bir ekonomi yarattılar. AKP Genel Başkanı çıkmış, 'ülkenin kazancından birlikte faydalandığımıza göre, külfeti de beraber omuzlayacağız' diyor. Cefayı çeken; emekçi, yoksul halktır ama sefasını yaşayan saray iktidarıdır. Sefalarının faturasını halka ödetme sinsiliği peşindeler. Hayır, ülkenin kazancından da kaynaklarından da yararlanan kesinlikle halkımız değil, emekçiler, yoksullar, gençler, kadınlar değildir; sadece siz, sarayınız ve yandaşlarınız, beşli çeteniz, Suriye savaşında desteklediğiniz maaşa bağladığınız çeteleriniz faydalanmaktadır! Bu ülkenin başındaki en büyük külfet sizsiniz, sizin zulüm iktidarınızdır. Halk sizi bir külfet olarak taşımak zorunda değildir, taşımayacaktır da!
Kredi kartı borcunu ödeyemediği için takibe düşenlerin sayısı 4 milyonu aşmış durumda. Bu insanlar ülkenin kazancından yararlandığı için mi borç takibindeler? Son 2 haftada açılan yeni icra dosyası sayısı 401 bindir. Toplam dosya sayısı 22 milyonun üzerindedir. Bu rakam her haneye bir icra dosyası demektir. Milyonlarca insan kazançtan yararlandığı için mi hacizlik oldu? AKP Genel Başkanı'nın itirafıyla açıklanan rakam ise; elektriğini ödeyemeyen hane sayısıdır, bu da 4 milyonun üzerindedir. 5 haneden biri karanlıktadır! Son 1 yılda doğalgazını ödeyemeyen hane sayısı 3 milyonun üzerindir.
Halktan fedakarlık isteyeceğiniz, beşli çetenize para pompalamayı durdurun. Sarayınızın israfını kesin. Eş dosta dağıttığınız kamu ihalelerini durdurun. Müteahhitlere geçilmeyen yollar için yaptığınız ödemeleri durdurun. Savaşa kaynak harcamayı sonlandırın. Bunları yaparsanız halk biraz da olsa rahat nefes alır.
Her gün bir KDV'de indirim yaptık diyorlar; suda elektrikte indirim yaptık diyorlar fiyatlar artmaya devam ediyor. Seçimlerde en büyük indirimi halkımız yapacak, sizi iktidardan indirecek! Sizi o koltuklarınızdan indirecek ve alaşağı edecektir. Yalanınıza da haramınıza da son verecektir. Sömürdüğünüz umutlar gidişinizle gerçeğe dönüşecek!
Sarayın sesi değil, halkın sesidir en güçlü olan. Bir avuç mutlu azınlık değil, ezilen yoksul milyonların iradesidir en güçlü olan.
Kürt sorununda demokrasi sorununa, Alevi toplumunun sorunlarından emek sömürüsüne kadar tüm toplumsal sorunlar ortak sorumlarıdır. Çözüm de yolumuz da ortaktır. Kendisi de ittifak partisi olan partimiz, demokrasi ittifakını büyütmek için hayata emekten ve demokrasiden bakan güçlerle, toplumsal muhalefetle bir araya gelmekte ve ittifakı büyütme yollarını aramaktadır. Hep birlikte ezildiğimize göre, kurtuluşu da hep birlikte başarabiliriz elbette! Demokrasi ittifakı, mücadele ittifakı; karanlıktan aydınlığa gidilmesinin mücadelesidir.
Kadınların eşitliğe kavuştuğu, sokaklarda katledilmediği, emekçilerin, emeklilerin alın telinin karşılığını aldığı, kimsenin açlık yaşamadığı, ülke kaynaklarının eşitçe paylaşıldığı, herkesin doyduğu... Gençlerin kendi gelecekleri hakkında söz, yetki ve karar sahibi olduğu, Kürt sorununun diyalog ve müzakere ile çözüldüğü onurlu bir barışın sağlandığı...
Kazanacağımız günler yakındır, bu yolun sonunda halklarımızın özlediği bir demokrasi ülkesini birlikte yaratacağız. Yeter ki umutlu olalım, inanın ki bugünler 'geççek'...