Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle 5. kez cezaevine giren gazeteci Barış Pehlivan, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar’ın Hâkimler Savcılar Kurulu’ndaki (HSK) “çürümeyi” gözler önüne seren dilekçesine atıfta bulunarak Fatih Tezcan ismine dikkati çekti.
“Başsavcıdan öğrendik ki Fatih Tezcan’ı özgürlüğe kavuşturmak için iki infaz hâkimine baskı yapılmış ve hukuksuz bir şekilde Tezcan’ın cezaları kaldırılmış” diyen Pehlivan yazısının devamında Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a şöyle seslendi:
“Ben şimdi Fatih Tezcan’ın çıktığı Maltepe Cezaevi’ndeyim. Hükümlü olarak bağlı bulunduğum başsavcı diyor ki: ‘Tezcan’ın tahliyesi illegal!” Yıllar önce ‘Cendere’ kitabında da yazmıştık: Kayınvalidesini dolandırmaktan hapis cezası alan Tezcan’ı kurtarmak için yine tüm yargı sistemi devreye girmişti. O halde sayın adalet bakanı, Canım avukatlarım hukuk fakültesini bitirmiş. Belli ki orada öğrenmişler; gece gündüz benim adıma dilekçe üstüne dilekçe yazıp adliyeleri meşgul ediyorlar. Ama işte anladım ki işin sırrını bilmiyorlar. İşte bu yüzden hem onları hem savcılar ile hâkimleri artık daha fazla yormasak diyorum... Size soruyorum sayın bakan, Benim de hakkım olan denetimli serbestlikten yararlanmam için Maltepe Cezaevi’nde hangi yetkiliyle görüşmem gerekiyor?
Koskoca başsavcı yalan söylemez ya, yargıda çeteler varmış! Öyleyse, benim özgürlüğüme kavuşmam için tam olarak hangi çeteye mensup olmam lazım?
Başsavcı diyor ki uyuşturucu baronları parayla serbest bıraklıyormuş. O halde yazmakla falan ilgilenmeyip kariyerimi hangi uyuşturucu madde üzerine kurmalıyım? Eroin mi, kokain mi? O savcılar ve hâkimler için hangisinin baronu olmam daha makbul vatandaş olmamı sağlar? Şimdi sadece Cumhuriyet gazetesinden aldığım maaşla yaşıyorum. Hayal bu ya, tam olarak ne kadar para biriktirmem gerekiyor özgürlüğümü kazanabilmem için?
Ben değil, başsavcı söylüyor: Yasadışı bahis baronu olsaymışım da kurtulurmuşum! Çok cahilim sayın bakan, bahis işinden de karapara aklamaktan da hiç anlamıyorum. Sizce şimdi öğrenmeye başlasam, tahliye şansım olur mu, ne dersiniz?
Evet, sayın adalet bakanı, Bilyorsunuz, bir Yargıtay üyesine dair suç duyurusunu haber yaptığım için denetimli serbestliğim yakıldı. Cezaevine girince anladım ki kabahatim çok büyük! Yoksa benden daha fazla yatarı kalan insanların cezaevinden çıkışına neden tanık olayım? Öyleyken böyle... Ben de saf saf ‘hak’ ve ‘hukuk’ gibi garip kelimeleri dilime pelesenk etmişim. Cahilliğime verin! Ama şimdi kafama dank etti. Meğer oyunu kuralına göre oynamıyormuşum. İşte bu yüzden size danışmak istedim sayın adalet bakanı: Ben şimdi ne yapacağım?”
Yazının tamamını okumak için tıklayın.
GÖKÇER TAHİNCİOĞLU YAZDI | Çürümek: Yargıda temiz eller mi, güç savaşları mı?
MEHMET YILMAZ YAZDI | Adliye çürürken seyrediyoruz
TIKLAYIN-Adalet Bakanı Tunç açıkladı: Başsavcının "adliyede rüşvet çarkı" ihbarı için soruşturma başlatıldı