Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden 761 erkekle yapılan "Erkeklerin Dünyası 2024 Araştırması", Türk erkeklerinin evlilik ve aile değerlerine olan bağlılıklarını gözler önüne serdi. Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi ve Method Research Company iş birliğiyle gerçekleştirilen bu kapsamlı çalışma, erkeklerin yaşam tarzları ve sosyal rollerine dair çarpıcı bilgiler sundu.
Aile ve evlilik kutsal değerler olarak kabullenildi
Türkiye Gazetesi'nde yer alan habere göre, araştırmada yer alan erkeklerin yüzde 93'ü ailenin kutsallığına inandığını belirtirken, evli erkeklerin yüzde 79'u kendilerini "mutlu ve güvenli" hissettiklerini ifade etti. Katılımcıların yüzde 78'i ise evliliğin insan doğasına uygun olduğuna inandıklarını dile getirdi. Çalışma, Türk erkeklerinin modern dünyanın getirdiği değişikliklere rağmen hâlâ aile babası olmayı ve sağlıklı evlilikler kurmayı arzuladıklarını ortaya koydu.
Ev ve iş hayatında güven ve sevgi
Katılımcıların yüzde 81'i evde, yüzde 59'u ise iş yerinde sevgi hissettiğini söylerken, mutluluk oranları evde yüzde 79 iken iş yerinde yüzde 59 olarak kaydedildi. Güvenlik hissi evde yüzde 85, iş yerinde ise yüzde 67 olarak bildirildi.
Toplumsal rol ve iş yeri saygınlığı
Araştırmaya katılanların yüzde 70'i aktif olarak çalıştığını, iş yerlerindeki ortalama değişim sayısının ise dört olduğunu belirtti. İş yerinde saygınlık hissedenlerin oranı yüzde 41 iken, yönetici konumundaki erkekler yüzde 24 olarak tespit edildi.
Kişisel bakım ve hijyen alışkanlıkları
Katılımcıların yüzde 70'i kişisel bakım ve hijyenlerini yeterli bulurken, haftada ortalama iki kez tıraş olduklarını, günde bir kez diş fırçaladıklarını ve haftada beş kez duş aldıklarını rapor etti.
Toplumsal baskı ve stres
Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak, araştırma bağlamında Türkiye'de yaşanan sosyal ve psikolojik baskılara değindi. Erkeklerin toplumsal baskılar altında ihmal edildiğini ve bu durumun kadına yönelik şiddet olaylarını tetikleyebileceğini vurguladı. Kaynak, Türk erkeklerinin aile ve evlilik değerlerine olan sıkı bağlılıklarına rağmen yaşadıkları stresin genellikle ailevi sorumluluklardan kaynaklandığını belirtti.