T24 Dış Haberler
Almanya’da uzmanlar, Alman hükümetinin Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında çıkardığı tutuklama emri kararını uygulamasını ve İsrail’e desteği durdurmasını istedi.
Başkent Berlin’de Erlangen-Nürnberg Friedrich-Alexander Üniversitesinden Prof. Dr. Christine Binzel, Barenboim-Said Akademisinden Prof. Michael Barenboim, London King’s Collegeden Prof. Hanna Kienzler ve Avrupa Anayasa ve İnsan Hakları Merkezinden (ECCHR) Avukat Wolfgang Kaleck "UCM’nin tutuklama emirleri ve Almanya’nın rolü"ne ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Binzel, Almanya’nın, Birleşmiş Milletler (BM) Soykırım Sözleşmesi'ne ve Roma Statüsü'ne taraf bir ülke olarak, tarihsel, yasal, etik ve siyasi açıdan bu anlaşmalara uyması gerektiğini belirtti.
Almanya’nın 14 aydan beri anlaşmalarda yer alan yükümlülükleri yerine getirmediğini ifade eden Binzel, "Almanya sadece izlemekle kalmıyor, Alman hükümeti bugün hala siyasi, mali, askeri ve yasal olarak İsrail’i destekliyor. Almanya, ABD'den sonra (İsrail'in) en büyük ikinci silah tedarikçisidir. Araştırmalar Alman silahlarının Gazze'de kullanıldığını gösteriyor" dedi.
Binzel, Alman hükümetinin İsrail hükümet üyelerinin ve diğer yetkililerin soykırımcı ifadelerini, uzmanların uyarılarını görmezden geldiğine işaret ederek, "Şimdi, çıkarılan tutuklama kararları Alman hükümetinin gerçeklerle yüzleşmesi̇ ve uluslararası kurumları zayıflatmak ve Almanya’yı dünya çapında daha da yalnızlaştırmak yerine, adalet ve uluslararası hukuktan yana kararlı bir şekilde tavır koyması için yapılan son uyandırma çağrısıdır" ifadesini kullandı.
Prof. Dr. Binzel, Almanya’nın ivedilikle Filistinlilerin hayatının İsrail tarafından yok edilmesini durdurmak için tedbirler almasını isteyerek, Alman hükümetinin İsrail'e silah sağlamayı durdurması ve tüm ekonomik, siyasi ve diplomatik ilişkileri gözden geçirmesi çağrısında bulundu.
"Netanyahu'un Alman topraklarına ayak bastığında tutuklanmasını bekliyoruz"
Barenboim-Said Akademisinden Prof. Michael Barenboim de Almanya’nın Filistin halkının yok edilmesini desteklemekten vazgeçmesi ve Filistinlilerin öldürülmesi, sakat bırakılması ve yaşamlarının yok edilmesine son verilmesi için İsrail'e baskı yapmasını isteyerek, "Gazze, Batı Şeria ve Lübnan'da işlenen ve neredeyse tüm dünyada canlı olarak yayınlanan sayısız katliam nedeniyle Almanya'nın İsrail'i desteklemeyi durdurmasını gerektiriyor" değerlendirmesi yaptı.
Alman hükümetinin Netanyahu ve Gallant hakkındaki "tutuklama emirlerini inceleyeceği" yönündeki ifadenin ne anlama geldiğine ilişkin soruya da Barenboim, "Bu incelemeyle ilgili bir durum değil. Hepimiz Alman hükümetinin Binyamin Netanyahu ya da Yoav Gallant'ın Alman topraklarına ayak bastıklarında tutuklanacaklarını söyleme anını bekliyoruz. Bunu yapmak istemediğini anlıyorum. Aynı zamanda bunu yapmak zorunda kalacaklar" diye konuştu.
Almanya suç ortağıdır
Prof. Hanna Kienzler, Almanya’nın İsrail devletinin Gazze Şeridi'nde Netanyahu ve Gallant liderliğinde emrini verdiği ve İsrail ordusu tarafından yürütülen imha savaşının ciddi bir suç ortağı olduğunu söyledi.
"Dolayısıyla Almanya bu soykırımın uzun vadeli sonuçlarının sorumluluğunu paylaşıyor" diyen Kienzler, Gazze’nin tamamen yok olduğunu, hastanelerin, ibadethanelerin, sağlık sisteminin, eğitim kurumlarının yıkıldığını, bu savaşın psikolojik sonuçlarının da 3 kuşak boyunca etkisini sürdüreceğini kaydetti.
Almanya, ABD ve İngiltere Gazze'nin yeniden imarı için tazminat ödemeli
Kienzler, bu yıkımın oradaki insanların geleceğini tehlikeye attığını ve ciddi ekonomik sonuçlar doğurduğunu, bu suçların ve uzun vadeli sonuçlarının hesap verebilirliğini sağlamak için uluslararası hukuk kapsamındaki suçları soruşturan uluslararası mahkemeler aracılığıyla İsrail hakkında kovuşturma sağlanması gerektiğini ifade etti.
Ayrıca Gazze'de altyapının yeniden inşası için tazminat taleplerinin de dile getirilmesi gerektiğini vurgulayan Kienzler, "Sadece şimdiki soykırım için değil, daha önceki savaşlarda ve ablukadan da zarar gören alt yapı için de. Almanya'nın bu uluslararası hukuk ihlallerinde suç ortağı rolünden dolayı tazminat ödemelerine katılmalı" dedi.
Kienzler, Almanya’nın yanı sıra İsrail’i destekleyen ABD ve İngiltere’nin de bu tazminat ödemelerine katılması gerektiğini belirtti. (AA)
Orta Doğu kaynıyor, bölgesel savaş riski artıyor; neler yaşandı?Orta Doğu'da bölgesel savaş endişelerini artıran gerilimli ve çatışmalı bir süreç yaşanıyor. İsrail'in Hizbullah'ın binlerce iletişim cihazını patlatmasıyla başlayan süreç, İsrail'in Lübnan'ın güneyine başlattığı kara harekâtı ve İran'ın Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın öldürülmesinin ardından balistik füzelerle yaptığı misilleme saldırısıyla giderek ısınıyor. İsrail, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de sürdürdüğü savaşın hedefleri arasına Lübnan'ın güneyi, İsrail'in kuzeyinde "yerlerinden edilmiş" vatandaşlarının bölgeye geri dönmesini de ekledi ve Hizbullah'tan Litani Nehri'nin gerisine çekilmesini istiyor. ABD'nin gerilimi tırmandırmama uyarıları, Katar ve Mısır ile birlikte yürüttüğü ateşkes çabalarının ortasında Lübnan'da Hizbullah'a yönelik art arda iki büyük saldırı düzenlemişti. İsrail, Hizbullah'a ait binlerce iletişim cihazını iki gün üst üste eş zamanlı saldırılarla patlattı. FÜSUN SARP NEBİL YAZDI | Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazları nasıl patlatıldı? Hizbullah'ın kalesine büyük saldırılar; Hasan Nasrallah öldürüldüGerilimi iyice tırmandıran olay Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın, Hizbullah'ın kontrolündeki Dahiye'de hava saldırısıyla öldürülmesi oldu. Önce İsrail ordusu, 21 Eylül'de "hedefli bir saldırı" gerçekleştirerek Beyrut'un Dahiye bölgesinde bir apartmana hava saldırısı düzenledi. İsrail Savunma Kuvvetleri Sözcüsü Daniel Hagari, saldırıda, Operasyonlar Komutanı İbrahim Akil ile birlikte Rıdvan biriminin üst düzey komutanları ve komuta zincirlerinin öldürüldüğünü açıkladı. Hizbullah da yaptığı açıklamayla, üst düzey komutanı Akil’in öldüğünü doğruladı. Ardından 27 Eylül'de yine aynı bölgedeki 6 apartmana yapılan hava saldırısında Hizbullah lideri Hasan Nasrallah öldürüldü. Saldırı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'ndaki konuşmasının hemen ardından gerçekleştirildi ve Netanyahu'nun BM binasında saldırı emrini verirken çekilmiş bir fotoğrafı yayımlandı. Saldırıda her biri birer ton olmak üzere yaklaşık 85 sığınak delici bombanın kullanıldığı bildirildi.
|