AKP Milletvekili Salim Ensarioğlu, yürütülen sürecin öncekilerden farklı olduğunu belirterek PKK'yı açan kişinin örgüt lideri Abdullah Öcalan olduğunu ve kapatacak kişinin o olması gerektiğini söyledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "terör eylemlerine son vererek lağvedilmesi" çağrısı yaptığı PKK'nın lideri Abdullah Öcalan, aylardır beklenen çağrıyı yaparak, PKK'nın kendini feshetmesi ve tüm grupların silahları bırakması gerektiğini açıkladı. Öcalan'ın çağrısında "Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanı'nın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihî sorumluluğunu üstleniyorum" ifadeleri yer aldı. Öcalan, "Devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın" dedi.
Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum" çağrısına ek olarak gönderdiği "Bu perspektifi ortaya koyarken, şüphesiz, pratikte silahların bırakılması ve PKK'nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir" notu da okundu.
PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'ın, PKK'nın kendini feshetmesi ve tüm grupların silahları bırakması yönündeki açıklamasından sonra, PKK Yürütme Komitesi, Abdullah Öcalan’ın çağrısına katıldıklarını ve gereklerini yerine getireceklerini belirtti. Komite, Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılmasını da istedi.
PKK Yürütme Komitesi, 1 Mart'tan itibaren geçerli olmak üzere ateşkes ilan ettiklerini belirterek, saldırı olmadıkça hiçbir silahlı gücün eylem yapmayacağını vurguladı.
Amida Haber'den İlyas Akengin'in sorularını yanıtlayan Ensarioğlu'nun röportajından öne çıkanlar şöyle:
-Öcalan’ın çağrısını nasıl değerlendiriyorsunuz. Size göre hangi aşamadayız. Bu defa iş çözülecek mi?
Bu süreci diğerlerinden çok farklı görüyorum. Diyalogdan zarar gelmez, diyalogdan ölüm gelmez, diyalog her zaman eksiği ile fazlası ile doğrudur. Kelimeler farklı olabilir, düzeltilebilir, sözcükler farklı olabilir. Amaç samimi olmaktır. Sayın Cumhurbaşkanıyla 10 gün önce görüştüm.
-Bu meseleyi mi konuştunuz?
Konumuzun yüzde 50'si bölgesel meselelerdi. Ben Sayın Cumhurbaşkanımızı samimi gördüm. Kendisine teşekkür ediyorum. Çünkü üçüncü defadır bunu deniyor. Hiçbir oy kaygısı gütmeden bu meseleye yaklaşıyor. Daha öncede bildiğiniz gibi bu meselenin çözümü için elini değil, gövdesini taşın altına koydu. Buradan Sayın Devlet Bahçeli'ye çok çok teşekkür ederim. O da siyasete bakmadan, partisinin düşüncesine bakmadan bir devlet anlayışı içinde bir çağrıda bulundu ve bu kapıyı açtı. Öcalan'a da teşekkür ediyorum. PKK'ya, bu kadar sıkıntıya rağmen büyük bir cesaretle 'örgüt toplansın kendini fesih etsin’ dedi. Bu kelime benim için çok çok önemli. Öcalan’ın konuşmasından hemen sonra PKK’de bir açıklama yaptı. Mantıklıdır, diyalog kurulur, konuşulur, eksiği, fazlasıyla. Ben bunun neticeye gideceğine inanıyorum ve tarihi bir olaydır. Hele bu Ortadoğu'nun kaynadığı bir dönemde çok çok önemlidir.
-Abdullah Öcalan’a ev hapsi konuşuluyor. Siz daha önce de önermiştiniz…
Ben bunu kendime bir paya çıkarmak için söylemiyorum ama ‘Abdullah Öcalan'ın televizyona konuşması gerektiğini ve ev hapsine alınması gerektiğini’ 2014'te söylemiştim. O zaman hedefe konuldum, her yerden saldırı oldu bana. Herkes 'bölücü’ demişti. Doğru olan budur. Çünkü bu örgütün kurucusu odur. Yani tabiri caizse bu örgütü açan Öcalan’dır. Kapatacak olan da o olmalı. Şu anda onu yapıyor. Şuan bütün yapılar Öcalan’ın açıklamasına destek olduklarını ilettiler. Bu saatten sonra kimse Öcalan’a rağmen farklı bir şey yapamaz.