2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi görüşmelerinde AKP adına ilk sözü alan AKP Genel Başkanvekili Efkan Ala, anayasa tartışmalarına ilişkin olarak, "Sayın Genel Başkan zaten kendi uygulamasını bile garanti altına alamayan bir anayasa değişiklik ihtiyacını bağırıyor demektir. Daha geçtiğimiz seçimde CHP, altılı bir masa kurdu. Masanın birinci gündemi anayasa değişikliğiydi. Biz de kurulduğumuzdan beri bunu söylüyoruz. Siz 82 darbe Anasayasası’ndan memnun musunuz, değil misiniz?" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin görüşmeleri sürüyor. Bütçe görüşmeleri, belirlenen takvime göre 12 günde tamamlanacak. Genel Kurul, Cumartesi ve Pazar günleri de dahil olmak üzere aralıksız olarak toplanacak ve gündemindeki maddeleri tamamlayana kadar çalışmalarına devam edecek.
Bütçe görüşmelerinde AKP adına Genel Başkanvekili ve Bursa Milletvekili Efkan Ala ve Grup Başkanı Abdullah Güler konuştu. AKP adına ilk konuşmayı Efkan Ala yaptı. Ala, Isparta'da şehit olan 6 asker için başsağlığı dileyerek sözlerine başladı.
"Nihai amacımız sürdürülebilir büyüme, rekabetçi ekonomi ve artan refah ile adil bir gelir dağılımı"
Ala'nın konuşmasından öne çıkanlar şunlar:
"2025 yılı bütçemiz, yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyen ve sosyal refah artışını hedefleyen bir anlayışla hazırlanmıştır. Bütçemiz sürdürülebilir kalkınmayı ve istikrarlı büyümeyi hedeflemektedir. Eğitimi, sağlığı, nitelikli beşeri sermayeyi, katma değerli üretimi ve teknolojik dönüşümü öncelemektedir. Bu proje istikrar, icraat ve kalkınma bütçesidir. Bu bütçe Cumhur İttifakı olarak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla eğitim, sağlık, adalet, savunma, güvenlik, tarım, sanayii, enerji, ulaştırma ve diğer tüm alanlardaki, hedeflerimizi destekleyen bütçedir. Nihai amacımız sürdürülebilir büyüme, rekabetçi ekonomi ve artan refah ile adil bir gelir dağılımı sağlamaktır.
2025 yılı bütçesini küresel ve bölgesel düzeyde artan riskler ve belirsizliklerin yaşandığı bir konjonktürde görüşüyoruz. Uluslararası ticarette artan korumacılık, yüksek borçluluk, gelişmiş ülkelerde seçim sonrası ortaya çıkan politika belirsizlikleri, doğal afetler, salgın hastalıklar ve göçler tüm dünyayı ve bölgemizi yakından etkilemektedir
Ala'dan CHP sıralarına: "Biz pazardan geliyoruz siz daha oranın yolunu yeni öğrendiniz"
Ala'nın "Çıkan konuşmacılar genelde bizi bizim rekorlarımızla ölçüyorlar. E o rekorları biz kırdık yine kırarız, yine kıracağız. Orada sorun yok. Ama bizden önceki dönemlerle kıyaslayınca tarih yazdık ve başarılardan başarılara koştuk” sözlerine muhalefet sıralarından tepki gelince Ala, "Biz pazardan geliyoruz siz daha oranın yolunu yeni öğrendiniz. Biz oradan geliyoruz; Cumhurbaşkanımız pazardan, sokaktan geliyor” dedi.
Bunun üzerine Numan Kurtulmuş uyarıda bulunarak, "Müzakerelerin şu anına kadar herkes gerçekten büyük bir olgunlukla birbirini dinledi. Sayın Ala’yı da olgunlukla dinleyelim. Lütfen laf atmayalım" dedi.
"Problemleri giderecek olan bu lider, bu kadro ve bu ekiptir"
Ala sözlerine şöyle devam etti:
"Önemli olan herkesin burada fikirlerini özellikle de katılmadığımız fikirlerini ifade edebilmesidir. Ben oradan laf atmadım şimdi sözümü yükseltiyorum, sesimi değil. İradeyi en iyi şekilde temsil ediyoruz. Daha siz yeni sandıkla hemhal oluyorsunuz. Neyse… İktidarın yolunun oralardan geçtiğini, bütün partilerin ona göre davranmasından ben büyük bir memnuniyet duyarım.
Enflasyonda düşüş süreci devam etmektedir. Vatandaşımız müsterih olsun. Biz ekonomi programımızı kararlılıkla uyguluyoruz, planladığımız şekilde sonuçlarını alıyoruz. Enflasyonu öngördüğümüz takvimde tek haneli rakamlara indireceğiz.
AKP hükümetlerine kadar elimizdeki veriler 1973’ten 2002’ye kadar Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı yatırım miktarı 15.1 milyar dolar. AKP hükümetleri döneminde 269.3 milyar dolar yatırım gelmiş. Bu uyguladığımız politikalar sonuçlarını vermektedir. Elbette dünya konjonktüründen kaynaklanan problemler dolayısıyla içerde de bazı problemler yaşadık. Onları giderecek olan da bu başarılara imza atmış olan bu lider, bu kadro ve bu ekiptir.
Siyasetimizin ve uyguladığımız ekonomik programın temel amacı emeklimizin, işçimizin, esnafımızın, çiftçimizin, memurumuzun, gençlerimizin. toplumumuzun her kesiminin refahını artırmaktır.
"Suriye halkı ülkesinin geleceğine kendisinin karar vereceği bir aşamaya varmıştır"
Dünya bugün küresel terör, düzensiz göç, artan işsizlik, çevresel tahribat ve siber tehditler gibi sorunlarla birlikte ciddi bir belirsizlik ve öngörğlemezlikle karşı karşıyadır. Küresel ticaret savaşları, yükselen yabancı karşıtlığı ve İslam düşmanlığı, bölgesel çatışmalar güncel ve yakıcı bir hal almıştır. Bu gelişmeler dünyada ekonomik olarak içe kapanmayı ve korumacılığı beslerken siyasal yönden gelişmiş ülkelerde bugüne kadar marjinal olarak tanımlanan aşırı siyasal akımları beslemeye başlamıştır.
Bu akımlar bazı ülkelerde ana muhalefet konumuna yükselmiş, bazı ülkelerde de iktidar ortağı olmuşlardır. Bu ülkeler ne yazık ki bir demokratik durgunluk ve hatta gerileme dönemine girmiştir. Uluslararası kuruluşlar ise maalesef yapıları itibariyle adaletsiz, fonksiyonları bakımından da etkisiz durumdadırlar. Mevcut gelişmeler henüz küresel çapta sıcak bir çatışmaya dönüşmemiş olsa da her zamankinden daha tedbirli ve dikkatli olmak mecburiyetindeyiz.
Bölgesel çatışmaların önemli bir kısmı etrafımızda cereyan etmektedir. Suriye’de 2011 yılında başlayan yarım milyondan fazla insanın ölümüne, milyonlarcasının yerinden edilmesine ve ülkede büyük bir yıkıma yol açan bir dönemin ardından Suriye halkı ülkesinin geleceğine kendisinin karar vereceği bir aşamaya varmıştır. İçinde bulunduğumuz dönem esasen ülkemizin Suriye üzerinde takip ettiği politikanın ve önceliklerin ne kadar isabetli olduğunu ortaya koymuş aynı zamanda endişelerimizin de haklı çıktığını göstermiştir.
"Suriye halkının önünde yeni bir gelecek mevcuttur"
Özellikle son aylarda Sayın Cumhurbaşkanımızın Suriye’de yaklaşan süreci öngörerek başlattığı inisiyatiflerin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmıştır. Başından bu yana Suriye’ye yönelik yürüttüğümüz politikanın ana unsurlarını terörün Suriye topraklarından temizlenmesi, ülkenin birlik ve toprak bütünlüğünün korunması suretiyle siyasi süreçte ilerleme kaydedilmesi ve Suriyelilerin güvenli ve gönüllü biçimde ülkelerine dönmesi oluşturmuştur.
Bu amaçlar doğrultusunda gelişme kaydedilmesi için Suriye’de sükunete odaklanan ülkemiz Astana süreci ile çatışmaların durulmaısını sağlamış ancak bu değerlendirilememiştir. Suriye’deki kronik sorunların çözümsüzlüğüyle halkta yükselen memnuniyetsizlik dalgası rejimin saldırıları nedeniyle yaşanan sivil kayıplarla birleşince BAAS rejimi tarihe karışmıştır.
Bundan sonraki aşamada artık ileriye odaklanmalıyız. Suriye halkının önünde yeni bir gelecek mevcuttur. Aynı zamanda üstlenilmesi gereken bir sorumluluk bulunmaktadır. Bundan sonraki süreçte huzurun ve barışın hakim olduğu farklı etnik grupların yan yana barış içinde yaşadığı ve komşuları için bir istikrarsızlık üretmeyen bir Suriye tesis edilmesini arzu ediyoruz.
Suriye halkının intikam duygusuna kapılmadan, etnik çatışma yaşanmasına mahal vermeden düzenli şekilde geçiş sürecini yönetmesi gerekmektedir. Bunun içinde Suriyeli muhaliflerin birlik içinde olması ve kapsayıcı bir geçiş hikmetini süratle tesis etmeleri önem taşımaktadır. Bugün de bunun çalışmalarını paylaştılar. Sonuçta devlet kurumlarının sekteye uğramadan faaliyet göstermesi bu geçiş sürecinin düzen içinde yürümesinin ana koşullarından biridir. Neticede haksızlık ve zulme uğrayan Suriye halkı daha iyi koşullara kavuşma imkanı bulmuştur.
Türkiye bundan sonra da Suriye’nin yaralarının sarılması, birliğinin, bütünlüğünün, güvenliğinin sağlanması için ne yapılması gerekiyorsa sorumluluk üstlenmeye hazırdır. Bu sayede evlerini terk etmek zorunda kalan milyonlarca Suriyelinin kendi topraklarına dönmesi de sağlanmış olacaktır. Neticede istikrarın tesis edilmediği bir Suriye sahasının bölge ve uluslararası toplum açısından birçok ilave sorun yaratacağı hatırda tutulmalıdır. Terör örgütlerinin her daim yaptıkları üzere mevcut ortamdan istifade etmeye çalışabilecekleri açıktır. Sahadaki kontrolsüzlüğün yaratabileceği güvenlik riskleri de dikkate alınarak terör örgütlerinin oldu bittilerine fırsat verilmeyecektir. Türkiye, Cumhurbaşkanımız liderliğinde Suriye’de barış ve istikrarın sağlanması için uluslararası platformlara her türlü çabayı göstermekte, somut ve kapsayıcı çözümler üretmektedir.
"İnsanlar, çocuklarına istedikleri isimleri koyamıyordu; 24 saat yayın yapan televizyon kanalını biz kurduk"
İsrail, Lübnan başta olmak üzere çatışmayı tüm bölgeye yaymak istiyor. İsrail’in bu saldırganlığı ve uluslararası hukuku hiçe sayan tutumu tüm bölgeyi felaketin içine sürüklüyor. Biz çare iki devletli çözüm diyoruz, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti öneriyoruz. Bunun için çalışıyoruz.
Daha önceki depremlerde hükümetler enkazın altında kalıyordu. Şimdi bu büyük felakette devletimiz, milletimiz, hükümetimiz bütün kabiliyetiyle seferber oldu. Bugüne kadar Türkiye genelinde TOKİ vasıtasıyla bir milyon 477 bin konutu milletimizin hizmetine sunduk. AKP olarak yaptığımız bazı işler var ki bunları da AKP’den başkası yapamazdı.
Bin yıl sürecek denen 28 Şubat’ı 10 yılda tarihin çöp sepetine gönderdik. İnanç özgürlüklerinin önündeki engelleri biz kaldırdık. Gençlerimizi başı açık, başı örtülü olarak ayıran anlayışa biz son verdik. İnsanlar, çocuklarına istedikleri isimleri koyamıyordu; 24 saat yayın yapan televizyon kanalını biz kurduk. Cemaat vakıflarının mülklerini iade ettik. Biz ayrıştırmadık, birleştirdik. Atatürk Kültür Merkezi’ni de biz yeniden inşa ettik, Taksim’e de camiyi biz yaptık Ayasofya’yı da biz açtık."
"Zaten kendi uygulamasını bile garanti altına alamayan bir anayasa değişiklik ihtiyacını bağırıyor demektir"
Burada ekonomiye ilişkin değerlendirmeler yaptınız. Ama eleştirmek bir proje, program değildir. Popülist polemiklerle ekonomi yönetilemez. Biz bütün kesimlerin refahını artıracak, enflasyonu düşürecek, istihdamı artıracak ekonomi programımızı uyguluyoruz. Gelin eğer alternatif politikalarınız yoksa bu programa detske verin ve millette güveni artıralım, hedeflerine Türkiye’yi daha hızlı taşıyalım.
Son söz olarak Anayasa konusunda çokça… Sayın Genel Başkan zaten kendi uygulamasını bile garanti altına alamayan bir anayasa değişiklik ihtiyacını bağırıyor demektir. Daha geçtiğimiz seçimde CHP, altılı bir masa kurdu. Masanın birinci gündemi anayasa değişikliğiydi. Biz de kurulduğumuzdan beri bunu söylüyoruz. Siz 82 darbe Anasayasası’ndan memnun musunuz, değil misiniz? Bunu değiştirelim diyor musunuz, demiyor musunuz? Takdir sizindir değerli kardeşlerim" (ANKA)
Öne çıkan haberler... TIKLAYIN - Almanya: Suriye'ye dönecek sığınmacılara 1000 euro teklifi TIKLAYIN - Ali Erbaş'tan makam aracı çıkışı: Bir Audi'yi Diyanet İşleri Başkanı'na çok gördüler TIKLAYIN - Galatasaray'a müjdeli haber; Napoli'den resmi Osimhen açıklaması |