İbn Haldun'un yüzyıllardır eskimeyen tespitine göre İslam "kabile asabiyeti" kökenine sahip bir din ve biz kabile bölünmelerinden çok çekmiş bir halkız. Yalnız İslam kökeninden değil, (Orta Asya kabileleri dahil) hemen hemen bizi oluşturan bütün unsurlardan almışız bu geleneği.
Yakın tarihimiz ilerici-gerici, ittihatçı-itilafçı, kuvvacı-halifeci, laik- antilaik, sağcı-solcu vs. bölünmeleriyle ve bunların su yüzündeki kesimi olan siyasi parti mücadeleleriyle geçti. Kendi hayat dilimimizde çok acı, çok şiddet, çok vahşet, çok hukuksuzluk örnekleri gördük. Bu yüzden ben artık insanları kategorilere ayırmak yerine bambaşka bir tutum benimsedim. Kimsenin pozisyonuna bakmadan ilk olarak anlamaya çalıştığım konu şu: Vicdanlı ve iyi bir insan mı?
Turnusol kağıdı vazifesi gören bu soruyla değerlendirdiğim insanların "vicdanlı" bölümünde yer alan ilk isimlerden birisi Oya Baydar'dır. Yıllardır ezilenlerden yana tavır almış, bu yüzden bedeller ödese de ideolojik ve tarihsel saplantılara kapılmadan "insan"ı ve haklarını merkeze alan anlayışla unutulmaz bir örnek oluşturmuştur.
Bu karmaşık ve girift ortamda vicdan pusulası bizi birleştiriyorsa, kabilelerin dışında bir düzeyi yakalamışız demektir.
Sevgili Oya; nice mutlu senelere, nice güzel eserlere...