Zeynel Lüle

25 Nisan 2017

Denetim süreci adım adım geldi

Türkiye denetim sürecine yeniden alınırsa, süreçten çıkarılıp yeniden dahil edilen ilk Avrupa ülkesi olacak

Türkiye’nin 1949’dan beri ‘Kurucu Üyesi’ olduğu Avrupa Konseyi, büyük bir ihtimalle bugün Türkiye için ‘Denetim Süreci’ başlatacak.

1996-2004 arası zaten Türkiye bu süreci yaşadı. 22 Haziran 2004’te ise demokrasi ve insan hakları alanında reformlar gerçekleştirdiği gerekçesiyle bu sürece son verildi ve denetim sonrası ‘Diyalog Süreci’ başlattı.

Bu karar, Türkiye’nin tam üyelik için aday olduğu Avrupa Birliği ile de ‘Müzakere Süreci’nin başlamasına vesile oldu. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) bugün ‘Denetim Süreci’ni başlatma kararı alırsa –ki öyle görünüyor- bu durum Türkiye’nin tam 13 yıl geriye gitmesi anlamına geliyor. Çok yazık… 

                                            ***

Kimse 16 Nisan sonuçlarının bu karara yol açtığını söylemesin. Denetim Sürecini başlatmaya yönelik mesajlar çok uzun süreden beri veriliyordu zaten. Yani bağıra bağıra ‘Geliyorum’ dedi.

Kronolojik olarak bakalım:

Türkiye’de ki gelişmeleri izlemek üzere 21-23 Kasım 2016 tarihinde bir heyet geldi. Danimarkalı parlamenter Mogens Jensen başkanlığındaki heyet dönüşte, denetim sürecinin başlatılması yönünde bir rapor yazdı. Raporda, “15 Temmuz darbe girişimi sonrasında OHAL ilan edilmesinin ve hükümete verilen yetkilerin haklı olduğu ancak bu yetkilerin çok geniş yorumlandığı ve Türk anayasası ile uluslararası hukukun izin verdiği sınırların ötesine geçildiği” tespitinde bulunuldu.

Daha sonra bu rapor, 26 Ocak’ta Strasbourg’daki AKPM Genel Kurulu’nda görüşüldü.  Denetim Komisyonu’nun rapor hazırlaması istendi. Bu komisyon da benzer görüşü benimsedi.

AKPM Türkiye raportörleri Marianne Mikko (Estonya) ve Ingebjorg Godskesen (Norveç) imzalı kararda şu görüşler dile getirildi.

*Türk hükümeti OHAL altında Türk anayasası ve uluslararası hukuk kurallarının ötesine geçerek “orantısız” önlemler aldı.

*Örnek olarak Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile on binlerce devlet memurunun işine son verildi.

*İfade ve medya özgürlüğü konuları çok sorunlu. Gazetecilerin tutuklanması ve muhalif gazetecilere yönelik baskı “demokratik bir toplumda kabul edilemez”.

*Dokunulmazlıkları kaldırılan 154 milletvekiliyle ilgili uygulama, Parlamentonun işleyişini “baltalıyor”. Çok sayıda milletvekili tutuklu. Bu nedenle 16 Nisan referandumu öncesi kampanya sağlıklı yürümüyor.

*Bu nedenle Denetim Komisyonu Ankara’dan; OHAL uygulamasına son vermesini, KHK yayımlamayı ve toplu işten çıkarmaları durdurmasını, suçları kanıtlanmamış tutuklu parlamenterler ve gazetecileri serbest bırakmasını, OHAL inceleme komisyonunu işletmesini, adil yargıyı güvence etmesini, medya ve ifade özgürlüğü için acil önlem almasını, 16 Nisan referandumunu Avrupa Konseyi standartlarında düzenlemesini ve Anayasa değişikliği konusunda Venedik Komisyonu tavsiyelerini temel almasını istiyor.

                                                ***

İşte bu rapor sonrasında bugüne gelindi.

Maalesef denetim süreci, “demokrasisi belirli bir olgunluğa ulaşmamış ya da ciddi zaaflar yaşayan ülkelere”uygulanıyor.  

Denetim süreci kapsamında, Avrupa Konseyi üyesi bir devletin demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü alanlarında ne derece Avrupa standartlarında olduğu ölçülüyor. Türkiye, esas olarak sovyetik rejimlerden kurtulan Orta ve Doğu Avrupa devletlerinin Batı standartlarında demokrasiye geçişlerini kolaylaştırmak amacıyla AKPM bünyesinde 1990’lı yılların başlarında oluşturulan denetim sürecine 1996 yılında dahil edilmiş, gerçekleştirdiği reformlar sayesinde koşullu olarak Haziran 2004’te bu süreçten çıkarılmıştı.

Türkiye’nin Avrupa Konseyi düzeyinde “sabıkalı demokrasiler” listesinden çıkması AB ile üyelik müzakerelerine başlamasında önemli rol oynamıştı.

Türkiye denetim sürecine yeniden alınırsa, süreçten çıkarılıp yeniden dahil edilen ilk Avrupa ülkesi olacak.