Zeynel Lüle

28 Şubat 2019

Avrupa İslam’ı

Amaç, Avrupa’daki Müslümanların, dinini ‘özelinde’ yaşayan ve ‘sekülerleşmiş’ bir toplum olarak hayatlarını sürdürmeleri…

Avrupa ülkelerini yönetenler bu aralar harıl harıl bir proje üzerine kafa patlatıyorlar. Bunun adı, Fransa, Almanya, Hollanda, Avusturya, İsviçre ve Belçika gibi ülkelerde bir ‘Avrupa İslam’ı’ yaratabilmek.

Yani, Avrupa değerlerine ve ilkelerine uyum sağlamış, İslam’ı yaşamayı daha çok özel alanları içinde gerçekleştiren ve görünürlüğün mümkün olduğu kadar kısıtlı olduğu bir İslami anlayışın Avrupa’da yaygınlaşmasından söz ediyorum.

Avrupa’da ‘İslamofobi’, yani ‘İslam Karşıtlığı’nın yaygınlaşması, camilere, yabancılara yönelik saldırıların artması, bu saldırıların son olarak bazı camilerin yakılması gibi eylemlere dönüşmesi, AB ülke yöneticilerini bu projenin hayata geçirilmesi çabalarını yoğunlaştırdı.

11 Eylül saldırıları sonrasında IŞİ11 eylülD gibi terör örgütlerinin eylemleri, bazı Avrupa ülkelerinde bu örgütün hücrelerinin bulunması, terör eylemleriyle ilgili planların bizzat Avrupa’nın başkentlerinde planlanması dikkat çekmişti. Avrupa’daki aşırı sağ görüşün bu ortamdan yararlanarak, hatta beslenerek giderek güçlenmesi endişeyi artırdı. Ülkeyi yöneten siyasi tablo içerisinde ‘Aşırı Sağ’ hatta ‘Yabancı Düşmanı’ siyasetçiler yer alır oldular.

Bu nedenle sadece ‘asayiş’ önlemi değil aynı zamanda ‘uzun vadede’ sonuç verecek olsa da bir takım siyasi kararların alınmasının da zorunlu olduğu ortaya çıktı.

Bunların başında da ‘Avrupa İslam’ı’ projesi yer alıyor.

Nedir bu proje?

Bir anlamda, Müslümanların, ‘Avrupalılaşması’ ya da batılılaşmaları olarak adlandırılabilecek bu yapı için, Fransa’da Macron, Almanya’da Merkel, Avusturya’da Kurz bizzat çaba gösteriyor. Belçika’da bu konu ana gündemi oluşturuyor. Fransa’nın Anayasasında var olan ‘laiklik’ vurgusu, Macron’un bu konuda attığı adımların gerekçesi olarak gösteriliyor. Diğer ülke yöneticileri de Avrupa toplumunun ‘seküler’ yapısına dikkat çekerek bu yapıya uygun bir ‘Avrupa İslam’ı’ yaratmanın zorunlu olduğunu söylüyorlar.

Fransa, Almanya, Avusturya, Belçika ve Hollanda gibi kalabalık Müslüman nüfusun yaşadığı ülkeler, bu projenin hayata geçirileceği yerler. Avusturya gibi bu konuyu ‘öncelik’ yapan ülkeler şimdiden  ‘Radikal İslam’ düşüncesinin yaygın olduğu camileri kapatmaya başladı. Diyanet tarafından Avrupa’ya gönderilen imamların yasaklanması, Avusturya’da yetişen ve yetişecek olan din görevlilerin camilerde görev yapması için harekete geçti.

Amaç, Müslümanların bu ülkelerde modern-laik bir toplumun fertleri olarak yaşayabilmelerini sağlamak ve daha da çok dine yönelik radikalizmi ortadan kaldırmak. Bunun altında Avrupa’da hayata geçirilmek istenen ‘Avrupa İslam’ının, ılımlı İslam anlayışı ile küreselleşmesi özlemi de yatıyor.

Avrupa’da bu aralar AB ülke yöneticileri ciddi olarak bu konuya kafa patlatıyorlar. Bu konuda her türlü çabayı gösteriyorlar ve hiçbir fedakârlıktan kaçınmıyorlar.

Amaç Avrupa’daki Müslümanların, Batı ve Avrupa kültürünü benimsemiş, kimliğini de muhafaza ederek daha çok dinini ‘özelinde’ yaşayan ve ‘sekülerleşmiş’ bir toplum olarak hayatlarını sürdürmeleri…

Olur mu bilmiyorum ama, bu konu Avrupa’nın neredeyse ‘1 numaralı’ gündemi… Takip etmeye değer.