Yunus Emre Erdölen

25 Ağustos 2024

Demokratların coşkulu After Party'si: Biden'a veda, Kamala'ya merhaba

Evet Kamala Harris, hâlihazırda dededen beri Demokrat Partili olan, pusulada Trump'ı görünce öfkelenen ve karşısında kim varsa mührü tam ortadan vuran sadık seçmenleri, Californialı, New Yorklu liberalleri heyecanlandırdı, siyahların inancını arttırdı, kadınları mobilize etti. Fakat seçimleri kazanması için ne bu coşkulu kurultay ne de Trump'a atılan ve taşı gediğine oturtan havalı laflar yeterli

Joe Biden'in korkunç münazara performansının ardından ani bir kararla yarıştan çekilip halefi olarak Başkan Yardımcısı Kamala Harris'i işaret etmesi sadece Trump'ın dengesini bozmadı, 2024 Demokrat Parti adayının kesinleşeceği parti kurultayının seyrini de değiştirdi. 1992'den beri Demokrat Parti kurultaylarının beyin ekibinde yer alan Emmy ödüllü televizyon yapımcısı Ricky Kirshner, son dakika haberini duyar duymaz DJ Cassidy'i aradı. Tony Tiyatro Ödül gecelerinin ve Super Bowl'un efsane devre aralarının yetenekli yapımcısı Kirshner, önceki kurultaylarda olduğu gibi 2024 Demokrat Parti kurultayının da yönetmeniydi.

Demokrat Parti kurultayının yaratıcı beyni: Ricky Kirshner

Joe Biden'in meşaleyi Kamala Harris'e devretmesiyle aklındaki bütün kurultay kurgusu değişmişti. Demokratların adayı artık anketlerde Trump'ın fersah fersah gerisinde seyreden, münazarada cümlelerini tamamlayamayan, boşluğa bakan 81 yaşındaki beyaz yaşlı bir adam değil, yarı siyah yarı Hint kökenli Californialı liberal genç bir kadındı. Kirshner daha öncesinde kamuoyu nezdinde iyi bir algıya sahip olmayan Kamala Harris'in adaylığının kesinleşeceği kurultayın seçmenin heyecanın arttığı ve partinin birlikteliğinin pekiştiği bir şölene çevirmeyi planlıyordu. DJ Cassidy, Demokrat seçmenin yakından tanıdığı bir müzisyendi. Daha öncesinde Michelle Obama'nın doğum günü partilerden Demokrat Partili başkanların yemin törenlerinden birçok önemli siyasi etkinlikte DJ'lik yapmıştı.

DJ Cassidy, Demokrat Parti'nin 2024 adaylık kurultayında

Fakat DJ Cassidy'nin işi bu sefer farklıydı. Kirshner, genç DJ'den ABD tarihinin ilk müzikal oylamasını yapmasını istemişti. "Roll call" denilen bu kurultay oylaması, 50 eyalet ve Guam adaları gibi eyalet olmayan 7 yerleşim bölgesinin bahar ayında halkın oy kullandığı Demokrat Parti başkan adaylığı önseçimleri neticesinde seçilen delegelerinin tercihlerini açıkladığı özel bir süreç. Normal koşullarda oldukça basit bir oylama. Nitekim, geçen Temmuz ayında Wisconsin'in Milwaukee kentinde düzenlenen ve Trump'ın başkan, J.D. Vance'nin başkan yardımcılığı adaylığının kesinleştiği Cumhuriyetçi Parti kurultayında parti sekreteri Vicki Drummond oldukça sıkıcı bir şekilde alfabe sırasına göre eyalet delegasyonlarına söz vermiş, eyaletler de "Sarıdır Montana'nın buğdayı, Trump alacak Beyaz Saray'ı" gibi hem memleketlerini hem de adayları Trump'ı öven ağdalı sözlerle oylarını açıklamıştı.

Vicki Drummond, Cumhuriyetçi Parti kurultayında sözlü delege oylamasını yürütüyor

Taze aday değişikliğinin heyecanıyla yeniden seçimi kazanabileceklerine inanan Demokratlar ise bu sıkıcı oylamayı eğlenceli hale getirmek istemişti. DJ Cassidy 1.30 saatlik oylama boyunca farklı şarkılar çalacak, 57 delegasyon kendi eyaletlerini anlatan özel bir şarkı eşliğinde oylarını açıklayacaktı. Sonuç olarak ortaya hareketli bir eyalet potporisi çıktı. Minnesota Prince, Indiana Michael Jackson şarkılarıyla oylarını açıklayarak kendi eyaletlerinde doğan ikonik sanatçılara selam yolladı. Tenneessee delegasyonu adeta rap yaparak Kamala Harris'e topluca oy verdiklerini duyurdu. Massachusetts, Boston'ın banliyölerinden doğmuş İrlanda kökenli bir Amerikalı punk grubu olan Red Sox'un ritmik "I'm Shipping up to Boston" şarkısıyla coşkuyu arttırdı. Hiç şüphesiz en büyük sürprizi Georgia eyaleti yaptı. Georgia eyaletinin oylarını ünlü rap şarkıcı Lil Jon "Turn Down for What" şarkısını canlı bir şekilde kurultay salonunda okuyarak duyurdu. Bütün salon bu canlı performansla dans etti, coştu.

Lil Jon, Georgia eyaletinin oylarını açıklıyor.

Delegelerin eyaletler arası bir Eurovision yarışmasını andıran oylaması bitip Kamala Harris 4619 delegenin 4567'sinin oyunu alarak resmen başkan adayı olduğu bir daha kesinleşince kurultay salonuyla Wisconsin'de Trump'ın geçen ay kurultay düzenlediği salonla aynı anda canlı bağlantı kuruldu. Zira Kamala Harris ve başkan yardımcısı adayı Tim Walz, kendi kurultayları esnasında Wisconsin'e uçmuş ve 15 bin kişilik devasa bir miting düzenlemişti. Bu iki büyük görsel şölen arasındaki canlı bağlantı kalabalıkları daha da coşturdu, Kamala Harris sadece küçük salonları doldurabilen Joe Biden'a adeta nispet yaparcasına binlerce insanı mobilize edebildiğini göstermişti.

Kamala Harris, Milwaukee mitinginde

Roll Call'da en son oyu ise geleneklere uygun bir şekilde Kamala Harris'in memleketi California verdi. California'nın 482 delegesinin Kamala Harris'e verdiği desteği, eyaletin popüler valisi Gavin Newsom 2Pac'ın California Love ve Kendrick Lamar'ın Not Like Us şarkıları eşliğinde ritmik ve "seksi" tonlu bir konuşmayla açıkladı. Newsom, California eyaleti demek yerine, "Nancy Pelosi'nin muhteşem memleketinden geliyorum" dedi. Newsom oylarını açıklar açıklamaz yine canlı bağlantıyla Kamala Harris'in doğduğu Oakland kentine bağlanıldı ve Californalı kadınların kutlama görüntüleri ekrana yansıtıldı.

Gavin Newsom'un Nancy Pelosi'ye özel bir jestte bulunması tesadüfi değildi. Zira Demokratlar bu kurultaydaki coşkularını 84 yaşındaki eski Temsilciler Meclisi lideri Nancy Pelosi'ye borçluydu. 

"Ortalığı karıştırdıktan sonra yengem"

Biden kötü münazara performansının ardından bütün Demokrat Partililere özel bir yazılı mesaj yollayarak bahar ayındaki önseçimlerde 14.5 milyon kişinin oyunu alarak yüzde 87 oyla başkan adayı seçildiğini ve tartışmanın bittiğini, yarıştan çekilmeyeceğini açıklamıştı. Fakat Nancy Pelosi bu açıklama hiç yapılmamışçasına televizyon programlarına çıkıp "Biden kararını NATO Zirvesi'nden sonra vermeli" diyerek Biden'in kararını dolaylı bir şekilde yok saydığını belirtmiş, Biden'in adaylıktan çekilme tartışmasını adeta yeniden açmıştı. Bu neticede Obama çiftinden Demokrat Partili valilere kadar birçok kişi Nancy Pelosi'den aldıkları bu destekle Biden'a baskıyı arttırmış ve Biden baskılar neticesinde ani bir kararla bir Pazar günü yarıştan çekildiğini açıklamıştı. 

Biden sadece yarıştan çekilmemiş, halefi olarak Kamala Harris'i işaret etmişti. Nancy Pelosi aynı eyaletten geldikleri Harris'i çok yakından tanıyan biri olarak partinin saflarını sıkılaştırmış ve hızlı bir şekilde neredeyse herkesin Harris'in arkasında birleşmesini sağlamış, çekişmeli bir kurultayın yaşanmasını engellemişti.

Trump karşısında güçsüz olan adayı yarıştan çektiren, Kamala Harris'in aday olmasını sağlayan, parti içindeki olası bir kaosu engelleyen Pelosi, bütün bunlar hiç olmamış gibi kurultayın ilk gecesi gözyaşları eşliğinde duygusal bir veda konuşması yapan Joe Biden'a "Teşekkürler Joe", "Seni seviyoruz Joe" sloganları ve pankartlarıyla eşlik etmiş, adaylıktan çekildiğinden beri hiç iletişime geçmediği Joe Biden'i manidar mimiklerle alkışlamıştı. 

Nancy Pelosi'nin "ortalığı karıştırdıktan sonra yengem" sözünü siyasi boyut kattığı o ikonik anlar

Biden ilk gün konuştuktan sonra kurultaydan ayrıldı ve Kamala Harris'in adaylık konuşmasını dahi evindeki televizyondan izledi.

Kurultayı evinden izleyen Biden birçok önemli konuşmayı kaçırmıştı. Ama sanırım adaylıktan çekilmesini sağlayan Obama çiftine yönelik coşkuya bizzat tanık olmamak da olası bir öfkesini bir nebze de olsa dindirmişti. 

"Make America 2008 Again"

ABD'nin sevilen siyasetçisi, Demokratların esas "kazanacak adayı": Eski First Lady Michelle Obama kürsüde

Gerçekten de art arda konuşan Michelle Obama ile Barack Obama kurultayın en çok alkışlanan konuşmacılarıydı. Barack Obama dürüst bir şekilde "Michelle'den sonra konuşarak aptallık etmişim" dedi, Michelle Obama konuşmasına 5 dakika boyunca dinmeyen alkışlar nedeniyle bir türlü başlayamadı. Kamala Harris'i Kamala'dan daha iyi anlatan Michelle Obama, özellikle kadın ve siyah seçmene seslendi, bu tarihi seçim için herkesi sandığa çağırdı, Trump'ın mirasyedi bir milyoner olmasını vurguladı. Barack Obama'nın hedefinde ise Trump vardı. Obama ile Trump arasındaki kavga çok uzun yıllara dayanıyor. Trump daha öncesinde Obama'nın gizli bir Müslüman olduğu, ABD'de doğmadığı iddialarını yaymış, 2012 seçimleri öncesinde Obama kampanyasına ciddi zarar vermişti. Obama ise 2011 Beyaz Saray Muhabirleri Yemeği'nde bütün gazetecilerin önünde Trump ile dalga geçmiş, Aslan Kral animasyon filmindeki doğum sahnesini "doğum görüntülerim" diyerek paylaşmış, Fox News ve Trump'ı ti'ye almıştı. Birçok kulis haberine göre, Trump o gece başkan adayı olmaya karar vermiş, Obama'nın kendisiyle milyonların gözü önünde "başkanlık" makamından dalga geçmesini hazmedememişti. 

Trump, Obama'nın kendisiyle dalga geçmesini dinliyor. Altında sinir yatan zoraki bir gülümseme.

Nitekim Trump 2016'da bütün anketleri yanıltacak şekilde Hillary Clinton'ı yenmiş ve Obama 5 sene önce dalga geçtiği Trump'a başkanlığı devretmek zorunda kalmıştı. 

Nereden nereye?

Obama 2024 kurultayında yine Trump'ı hedef almış, Trump'ın miting kalabalıklarına özel bir takıntısı olduğunu ima ederek el hareketiyle Trump ile dalga geçmiş, "size" (büyüklük) şakası yapmıştı.

Demokrat Parti seçmenini ülkenin ilk siyah başkanının seçildiği 2008 seçimlerine geri götüren sadece Obama çiftinin coşkulu konuşması değildi. Kurultayın üçüncü gününde de Kamala Harris'i coşkuyla anlatan bir diğer isim 2008'de Obama'nın Demokrat Parti başkan adaylığı önseçiminde Hillary Clinton'ı yenmesi için canla başla çalışan sabah programı yıldızı Oprah Winfrey'di. Oprah akıcı konuşmasıyla yine Kamala Harris'i Kamala'dan daha iyi anlattı ve "gerçek Amerika'yı" Trump'ın değil Kamala'nın temsil ettiğini söyledi. 

Oprah kürsüde

Obama'dan Oprah'a Demokrat Parti'nin elitleri Trump'a kişisel bir şekilde saldırırken, "Trump ve ötesini" somut politikalarla ortaya koymak içinse en önemli destek ise sol açıktan geldi. 

Kamala Harris komünist mi?

Donald Trump, bir süredir Kamala Harris'in komünist olduğunu söylüyor. Jamaika kökenli Marksist bir ekonomist Donald Harris'in kızı olan Kamala Harris, babasının kendisini kimlik politikası yapmakla suçlayıp tekfir edeceği kadar liberal bir isim. California'da savcıyken suçla mücadele edilmesi, hapis cezasının yaygın uygulanması, hatta bazı durumlarda idamın savunulması gibi sağla özdeşmiş politikaları benimseyen Kamala Harris, tipik bir merkez siyasetçi. Fakat 2016'da senatör seçildikten sonra partinin genç tabanının izinden giderek sağlık sigortası, eğitim hakkı gibi birçok konuda sola kaydı, Roosevelt'ten sonra en solcu başkanlardan biri olan Joe Biden ile birlikte "fırsat eşitliğini" temel alan sosyal liberalizmi benimsedi. 2024 kampanyasında da "İleriye doğru yeni bir yol" ve "fırsat ekonomisi" sloganları altında ilk kez ev alacaklara 25 bin dolarlık hibe verilmesi, orta sınıf için 3 milyon yeni konut yapılması, gıda ürünlerinde fahiş zam yasağı ve orta sınıfa vergi indirimi gibi sosyal devleti önceleyen vaatleri temel alıyor. 

Kamala Harris'in bu vaatlerini ve orta sınıf vurgusunu ise kürsüden en ateşli bir şekilde dile getirenler daha öncesinde kurultayda iyi bir zaman diliminde konuşamazken şimdi prime time'da kendilerine yer bulan solcu Demokrat Partililer oldu: Bernie Sanders, Elizabeth Warren ve partinin genç yıldızı Alexandria Ocasio-Cortez. Sanders'in Gazze'deki vahşeti hatırlatması dakikalarca alkışlandı, Warren kürsüye çıkınca dinmeyen alkış karşısında ağladı, bütün salon 28 yaşında barmenken Kongre'ye seçilen genç Cortez'in ismini haykırdı, bir zamanların radikal ismi yıllar sonra kendini partinin "elitlerinden" biri olarak buldu. 

Partinin en solcu isimlerden biri olan Warren aldığı alkış karşısında şaşırıyor ve ağlıyor

En büyük katkıyı ise Minnesota'nın popüler valisi ve Kamala Harris'in başkan yardımcısı adayı Tim Walz verdi. Tim Walz özellikle Filistin yanlılarının ve sol kanadın Pennsylvania Valisi Josh Shapiro'ya nazaran tercih ettikleri bir isimdi. Konuşmasında adeta sol bir manifesto açıkladı: Ücretsiz okul yemeklerinden, işçilerin öncelenmesine, sağlık ve barınmanın temel insan hakkı olmasına kadar uzanan bir Amerika hayali ortaya koydu.

Belki herhangi bir kıta Avrupa ülkesi veya ortalama bir sosyal demokrasi için oldukça makul olan bu Amerika hayali, Trump ve Cumhuriyetçiler için "Çin Komünist Partisi"ni andıracak düzeyde radikal. 

Fakat Kamala Harris Trump'ın "komünist" bulduğu bu vaatlerle geçmişte Demokrat Parti'ye oy veren, fakat 2016'yla birlikte yavaş yavaş Demokrat Parti'den uzaklaşan, küreselleşme nedeniyle fabrikaları kapanan, rakip göçmen işçilerle rekabet etmek zorunda kalan mavi yakalı beyaz işçi sınıfına ve bu seçmenin yoğun yaşadığı Michigan, Wisconsin ve Pennsylvania gibi kritik Ortabatı eyaletlerine seslenmeyi amaçlıyor. Tam da bu nedenle kendi hayat hikayesini bir "orta sınıf başarısı" olarak anlattığı adaylık konuşmasında bu hususu vurguladı.

Kadın değil, orta sınıf vurgusu

Kamala Harris kurultayın son günü kendini anlatıyor

Kamala Harris adaylığının kesinleştiği kurultayı, dördüncü gün yaptığı "başkanlık" konuşmasıyla kapadı. Bu konuşmada ilk kez Hindistan ve Jamaika'dan gelen, daha sonrasında siyah hak hareketine katılarak eşit haklar ve demokrasi için eylemler düzenleyen ailesinden bahsetti. 

Kamala Harris'in annesi ve babası

Geçmişten bugüne haksızlıklar karşısında mücadele etmek istediği için elini taşın altına koyduğu ve önce hukuk okuyup sonra savcı olduğunu anlattı. Kamala'ya göre hayat hikâyesi tipik bir orta sınıf başarısıydı. Tamamen seçimin kaderini belirleyecek olan orta sınıf kararsız seçmene hitap etti. İran'a gözdağı verdi, Amerikan ordusunun caydırıcı güç olması gerektiğini söyledi, Trump'ı Putin ve Kim Jong-un gibi diktatörlerle işbirliği yapmakla suçladı. 

Kamala Harris, 2016'da Clinton'ın yaptığının aksine "ilk kadın başkan" seçilebileceğinden bahsetmedi, kadınlık vurgusunu sadece kürtaj yasaklarını eleştirirken ileri sürdü. Diğer bütün konuşmacılar Harris'in siyah, göçmen ve kadın olmasından bahsederken, Harris ortalama bir Trump seçmenine hitap edebilecek düzeyde farklı bir yerden konuşmasını kurguladı. Hatta birçok sol kanat Demokrat'ı rahatsız edebilecek "şahin" güvenlik ve millliyetçi açıklamalar yaptı. 

Konuşmasını bitirdikten sonra Michelle Obama kadar olmasa da coşkuyla alkışlandı ve sahneden indi. 

Günün sonunda Kamala Harris ve Demokratlar amacına ulaşmış, Clinton'dan Obama'lara, Oprah'tan Bernie'ye partiyi birleştirmiş, Biden'in çekilmesinin ardından yaşanabilecek olası bir kaosu durdurmuş, rekor bir sürede toplanan milyonlarca bağış ve kampanya gönüllüsüyle çoktan kaybedilmiş bir seçimi uçurumun kenarından alıp başa baş hale getirmişti.

Fakat Kamala Harris'in esas sınavı, bu dört günlük coşkulu kurultayın ardından başlıyor. Zira Kamala Harris'in seçimleri kazanması için kurultayı California veya New York'tan izleyip "Kamala is brat" diyerek tweet atan gençleri veya Trump'tan ölesiye nefret eden Demokrat Partilileri değil, Arizona, Nevada, Georgia, North Carolina, Pennsylvania, Wisconsin ve Michigan gibi altı kritik eyalette her seçimde oyunu değiştirme potansiyeline sahip ortada duran kararsız seçmeni ikna etmesi gerekiyor.

Bu coşkulu kurultayın "vibe"i, yani enerjisi bu seçmeni ikna etmeye yeter mi? 

Bu sorunun cevabını kurultay kürüsüne çıkanlar kadar, kürsüye çıkmayanlar ve çıkarılmayanlar verecek.

"Yetmez ama Kamala" işe yarar mı?

Biden'in fiili olarak yarıştığı 2024 önseçiminde pusulada "taahhütsüz" seçeneğinin olduğu az sayıdaki eyalette toplam 700 bin seçmen ABD'nin Gazze'de soykırım işleyen İsrail'e verdiği desteği eleştirmek için tepki oyu verdi. Bu 700 seçmen neticesinde 30 delege kurultaya seçildi. Seçimlerin kıl payı oylarla belirlendiği kritik eyalet Michigan'da bu tepki oyları 100 bini geçti. Bu 30 delege, kurultayda Hamas'ın elinde çocukları rehin bulunan ailelere kürsü verilmesi neticesinde savaşın diğer tarafı Filistinli Amerikalılara da kürsü verilmesini talep etti. Filistinli Amerikalıların talepleri netti: Konuşmayı Demokrat Partili bir Filistinli yapacak, Kamala Harris'e oy istenecek, Hamas'ın elindeki rehinelerin serbest bırakılması da talep edilecek, istenirse konuşma metni önceden kontrol edilebilecekti. 

30 kararsız Gazze delegesi arasında Amerikalı Müslümanlar, İsrail karşıtı Yahudiler ve eşcinseller var.

Fakat komedyenlerden şarkıcılara herkese kürsü veren Demokrat Parti yönetimi, Filistinli Amerikalıların beş dakika dahi konuşmasına izin vermedi. Demokrat Parti tabanının çoğunluğu İsrail'in askeri operasyonlarını eleştirirken, yapılan bazı anketlere göre Amerikalı Yahudilerin çoğunluğu dahi İsrail'e silah ambargosunu savunurken Kamala Harris ve ekibi savaşın bir diğer mağduruna söz hakkı verirken katledilen 40 bin Filistinli'ye beş dakikayı çok gördü. 

Özellikle kampüs eylemlerinden 1968 Vietnam savaşı karşıtı eylemleri andıran sokak eylemlerine birçok solcu, genç ve Müslüman Demokrat Biden ve Harris yönetimini eleştirirken, partinin birlik ve beraberliğinin kutlandığı bir kurultayda Kamala Harris büyük bir hataya imza attı. 2016'da da oyların bölünmesine sebep olan solcu Yeşiller Partisi'nin İsrail karşıtı Yahudi başkan adayı Jill Stein ve Müslüman başkan yardımcısı adayı akademisyen Butch Ware, hemen kolları sıvadı ve seçimin başa baş geçtiği Michigan'daki 200 bin, Georgia'daki 120 bin Müslüman seçmenin Demokrat Parti'ye tepki göstermesi gerektiğini söyledi.

Kamala Harris'in after party'si Filistin konusunda duyarlı olan seçmenlerin kalbinin kapılarını şimdilik tam olarak açamadı. Kamala Harris büyük ihtimalle Kasım'a kadar ateşkesin sağlanacağına veya bu seçmenlerin "Filistinli" kelimesini hakaret gibi kullanan, Biden'a Hamasçı diyecek derecede İsrail'i çok daha fazla destekleyen Trump karşısında "Yetmez ama Kamala" diyeceklerine güveniyor. Fakat sandığa gitme oranının düşük olduğu Amerika'da bu strateji tutmayabilir. Trump nefreti seçmeni sandığa götürmeye yetmeyebilir. Kamala Harris kurultay konuşmasında İsrail'i Biden'a nazaran daha sert bir dille eleştirse de İsrail'e silah yardımı devam ettikçe ve ateşkes sağlanmadıkça Amerika'nın verdiği bombalarla binlerce sivil katledilmeye devam ediyor ve acile gitseler paraları olmadığı için tedavi olamayacak Amerikalılar vergileriyle bir savaş suçuna dolaylı yoldan ortak oluyor, İsrail sıradan Amerikalıların ellerini rızaları hilafına kana buluyor. 

Kamala Harris'in sadece kendi partisinin sadık seçmenini değil, ortada duran kararsız seçmeni de sandığa götürmesi için yüksek enerjisi, coolluğu veya Trump'a iyi laf atması yeterli değil. Trump ve Demokratlar arasında gidip gelen seçmenlerin, özellikle orta sınıf beyaz seçmenlerin oyunu alması için net ve Trump nefretinin ötesinde geleceği kurgulayan somut bir mesaj vermek zorunda. Bu hususta orta sınıf vurgusunu daha somutlaştırması, net planlar açıklaması gerekiyor.

Bu konuda sadece Tim Walz ve partinin sol kanadına güvenmesi yeterli değil. Kendisi de elini taşın altına koymalı. 

Evet Kamala Harris, hâlihazırda dededen beri Demokrat Partili olan, pusulada Trump'ı görünce öfkelenen ve karşısında kim varsa mührü tam ortadan vuran sadık seçmenleri, Californialı, New Yorklu liberalleri heyecanlandırdı, siyahların inancını arttırdı, kadınları mobilize etti. Fakat seçimleri kazanması için ne bu coşkulu kurultay ne de Trump'a atılan ve taşı gediğine oturtan havalı laflar yeterli. 

Kamala Harris'in özellikle Filistin başta olmak üzere birçok konuda duyarlı olan, 2016'da sandığa gitmeyerek tepkisini dolaylı bir şekilde ortaya koyan sol tabanı ve genç seçmeni "Trump nefretinin" ötesinde pozitif bir gündemle birleştirmeli, bunu yaparken de tam orta merkezde duran kararsız seçmeni ürkütmeyerek ikna etmeli. Diğer bir yandan da neden 2024 seçimleri için verdiği vaatleri 2020 yılından beri yönetiminde olduğu hükümette yerine getirmediğini de açıklamalı. 

Obama 2008'de bunu akılda kalır konuşmalar ve ikna edici söylemlerle başarmıştı. DJ performansları ile değil. 

Amerika'da her şeyin alt üst olduğu bir dönemde, 2024'te aynı anda bu ikisini başarmak zor. Fakat imkansız değil.

Çoktan bitmiş bir seçimi uçurumun kenarından hiç beklenmedik şekilde alan Kamala Harris, 2.5 ayda doğru bir strateji ile bunu da başarabilir. Zor. Ama asla imkansız değil. Hele de rakibi her gün yeni bir gaf veya radikal bir açıklama yapan Trump ise.


* Anayasa Hukuku Araştırma Görevlisi, Galatasaray Üniversitesi