Yılmaz Murat Bilican

02 Mart 2017

Rio, Karnaval 2017 "onca yoksulluk varken"*

arnavalda beş gün için “onca yoksulluk varken” herkes kendi çapında eğlenip dans etti, derdini tasasını unuttu, gerçeklikten koptu

Rio de Janeiro denince aklıma üç şey gelir; Aslı Erdoğan’ın “Kırmızı Pelerinli Kent” adlı romanı, Tanrıkent (2002) filmi ve Rio Karnavalı.

Aslı Erdoğan’ın Rio’su bir kötülükler şehridir. Sokaklarında ölümün kol gezdiği, her an tetikte olman gereken, açlıktan çocukların öldüğü, uyuşturucu tacirlerinin cirit attığı ve her türlü pisliğin döndüğü bir şehir. Yazarın cümleleriyle, “Cinselliğin buharında soluk alıp verebilen bir kent: Rio de Janeiro. Hem çırılçıplak ama hep maskelidir. Hep doygun ama hep aç… ”

Yönetmenliğini Alexsandra Rodrigues ve Katia Lund’un yaptığı 2002 yapımı Tanrıkent filminde ise hemen hemen hiç Rio’yu göremeyiz. Filmde gördüğümüz Rio’nun başka bir yüzü,  arkasıdır. Şehrin adeta kanalizasyonunda geçer film. İnsanlar orada da yaşarlar, ama yaşamak ucuzdur, acımasızdır, silahlar patlar, sokaklar birer suç mekânıdır, buralarda polisin ve kanunların pek hükmü yoktur.

Rio Karnavalı ise, bu yıl tam da karnaval zamanına denk gelen Rio yolculuğuma kadar, her yıl kış soğuğunu yaşadığımız günlerde,  gazetelerdeki “Rio Karnavalı başladı” ya da “Rio Karnavalında gösterişli kapanış” haberleri demekti benim için. Bu haberler genellikle, garip ama çok şaşaalı ve çok renkli kostümler giymiş güzel Brezilyalı kızların fotoğraflarıyla verilirdi. Bu yıl biraz uzunca süren tatilimin 15 gününü Rio de Janeiro’ya ayırmıştım ve karnaval da tam o tarihlere denk geldi. Böylece ben de ömrümce okuduğum bu haberlerin biraz ötesine geçebilme, karnaval kalabalığına karışabilme şansı buldum. İçinde olmak hem Karnavalı daha iyi gözlemleyebilmemi hem de hakkında daha çok şey öğrenmemi sağladı.

Karnaval sadece Rio de Janeiro şehrine ait bir gelenek değil, bütün Brezilya’nın, hatta Latin Amerika ülkelerinin kutlamalar yaptığı bir Katolik gelenek. Rio şehri kutlamaların büyüklüğü nedeniyle Karnavalın başkenti gibi düşünülebilir. Paskalyadan 40 gün önceye denk gelen 5 günlük bir şenlik. Sonrasında her tür vücut zevklerinden kaçınılacağı için bu 5 gün, bir anlamda bütün o “kötü şeylere” veda özelliği taşıyor, biraz da bundan karnavaldaki taşkınlıkların normal sayılması. Gözlemlediğim kadarıyla zenginiyle yoksuluyla Brezilya halkının içtenlikle yaşadığı dinsel ve kültürel bir gelenek karnaval.

Onca yoksulluk varken

2017 Karnavalının kendine özgü yanı ülkenin içinde bulunduğu ekonomik, sosyal ve politik ortam oldu. Uzun zamandır derin bir ekonomik kriz yaşayan ülkede hatırlarsanız 2016 olimpiyatları zamanında da ciddi tartışmalar yaşanmıştı. Bir yanda büyük organizasyonlara, getireceği ekonomik yük nedeniyle katılmamak gerektiğini savunanlar, diğer yanda ise tersine ülkenin tanıtımı ve sonrasında getireceği turizm gelirlerini öne sürerek katılmak gerektiğini söyleyen görüşler.

Sorun şu ki ülke ekonomik sorunlarını bir türlü aşamıyor, henüz rakamlar açıklanmasa da, Rio Karnavalı için beklenen 1 milyonun üzerinde turist sayısına da ulaşılamadı gibi görünüyor. Bunda güvenlik kaygısının etkisi büyük, karnaval öncesinde tartışmaların da genelde bu başlık etrafında dönmesi insanlardaki kaygıyı ciddi olarak artıran bir etken olmuş olabilir. Yaşanan ekonomik sorunların gündelik hayata en görünür yansıması sokakların güvenliğinin sağlanamamış olması. Karnaval öncesi günlerde polislerin greve gitmesi ve o sırada 150'ye yakın cinayet işlenmiş olması, karnaval güvenliğiyle ilgili kaygıyı iyice artırmış olmalı ki, yetkililer karnaval süresince özellikle trafiğe de kapatılan şehir merkezindeki önemli caddelerde askerlere görev verdiler. Buna rağmen, şehir merkezindeki mağazalar ve bankaların eğer kepenkleri yoksa, tahtadan perdelerle işyerlerini kapattılar.

Şehre biraz yukarıdan bakınca daha iyi görülebilen coğrafi yapısı sanki ülkenin yaşadığı hayat hakkında da fikir veriyor. Adeta toprağa saplanmış birer hançer gibi yükselen sivri tepeler ülkedeki gelir adaletsizliğine işaret sanki. Bir yanda çok şaşaalı bir yaşam ama bir yanda da derin bir yoksulluk. Orta halli apartmanların bile etraflarında yükselen demir parmaklıklar. Çok yabancısı olmadığımız ekonomik ve siyasal bir gerçeklik; gelirler arasında bu kadar uçurum olunca ona bağlı olarak artan suç oranları ve en aşağılardan başlayıp devletin üst kademelerine kadar uzanan rüşvet ve yolsuzluklar.

Hatırlayalım, Brezilya’nın solcu kadın devlet başkanı Dilma Roussef geçen yıl senato tarafından yolsuzluk iddiasıyla görevden alınmıştı, yerine gelen Michel Temer de yolsuzlukla suçlanıyor. Nereden bakarsanız bakın, yukardan başlayan bu süreç en aşağılara kadar büyüyerek yansıyor. Polis, Rio sokaklarında, Sao Paulo sokaklarında uyuşturucu çeteleriyle çatışıyor, Cobacabana plajında ise çocuklar kaptıkları çanta veya cep telefonlarıyla koşarak gözden kayboluyorlar.

Her şeye rağmen Karnaval coşkusu

Yeniden Karnavala dönersek, Rio şehrinin karnavalı her şeye rağmen coşkuyla yaşadığını söyleyebilirim. Zengini yoksulu, küçüğü büyüğü herkes biraz olsun yaşadıkları olumsuzlukları unutup, başka bir kılıkta, giydikleri yeni kostümleriyle sokaklarda dans ederek geçirdi bu 5 günü. Karnavalda en temel şey kostüm, insanların hemen hepsi kostüm giyerek sokağa çıkıyorlar. Kimisi çok basit sadece bir şapka, kimisi tepeden tırnağa bütün ayrıntısı düşünülmüş kostümler, kimisi pahalı kimisi ucuz ama hepsinde benzer bir ruh var. Farklıyım, sokaktayım, içip dans edip eğleneceğim. Bu yıl en çok gördüğüm, erkeklerin giydiği seksi kadın kostümleriydi. Tabi ne kadar farklı ve yaratıcı kostümlerin varsa o kadar sokağın ilgisini çekiyorsun. Aynı kostümü giyen çiftlere de çok rastladım. Bazı 7-8 kişilik arkadaş grupları da aynı kostümden giyerek dikkat çekiyorlardı. Anladığım kadarıyla hemen her mahallenin yerel ritm grupları var ve bunlar kendi bölgelerini coşturmakta önemli rol oynadılar. Karnavalda en çok tüketilen içki caipirinha, yerel, ucuz ve etkili bir içki, ikincisi içtikten sonra ortamı epeyce güzelleştiriyor. Geriye kendini müziğin ritmine bırakmak kalıyor.

Karnaval Rio’nun hemen hemen bütün mahalle ve sokaklarında yaşandı. Şehir merkezi, Cobacabana, İpenema, Santa Terasa, Lapa coşkunun daha büyük yaşandığı yerler. Gazetelerde fotoğraflarını görüp, TV’de izlediğimiz samba okulu gösterileri ise özel kapalı mekanlarda yapılıyor. Örneğin Sambodromo, 700 metrelik bir geçit yeri, samba okulları burada jürinin önünden geçiyorlar. Bu gösteriler daha çok, ekonomik durumu iyi olan Rio’luların ve turistlerin ilgisini çekiyor. Biletleri 100 ile 650 Amerikan doları arasında değişiyor.

Evet Rio de Janeiro 5 günlük karnaval süresince herkesi sokağa çağırdı: Kostümünü giy ve gel, sokakta senin için, içki müzik ve dans var. Karnavalda beş gün için “onca yoksulluk varken” herkes kendi çapında eğlenip dans etti, derdini tasasını unuttu, gerçeklikten koptu. Gerçeğin bu kadar çıplak yaşandığı bir şehirde ona her zaman katlanmak zordu çünkü. 


*“Onca Yoksulluk Varken” Emile Ajar’ın romanının adı