Volkanlar jeolojik zaman içinde, hiç beklenmedik zamanlarda aktif hale geçerek yeryuvarındaki yaşamın şekillenmesinde önemli roller oynuyor. Yeryuvarının ilkel atmosferinin oluşmasında ve yağmurların yağarak kabuğun soğumasına neden olan ilk su birikintilerinin ve denizlerin oluşmasında volkanların çok büyük bir payı var. Günümüzden yaklaşık 700 milyon yıl önce, tamamen buzlarla kaplı olan yeryuvarının tekrar mavi bir gezegene dönüşmesine de volkanların kalın buz örtüsünü delerek püskürmeye başlaması neden oldu. Volkanik aktiviteler yeryuvarını iç enerjisinden kaynaklanıyor. Bu nedenle volkanik aktivitelerin tamamen sona ermesi iyi değil kötü bir haber aslında. Böyle bir durum çekirdekte enerjinin bittiğini dolayısıyla yeryuvarının yaşamının da sona ereceği anlamına geliyor. Yani volkanlar var oldukça yeryuvarının da var olacağını unutmamak gerek.
Günümüzde depremler kadar volkanlar da bir insan için büyük bir tehdit oluşturuyor. İzlanda’da bulunan Eyjafjallajokull volkanı da şöyle bir tehdit edip geçti. Bilmediğimiz etkileri ne zaman ortaya çıkar bilinmez. Başkent Rejkavic’in 125 km doğusunda bulunan ve yaklaşık 200 yıldır suskun olan Eyjafjallajokull aslında İzlandanın 6. büyük buzulu. Buzul Skogar’ın kuzeyinde ve büyük Myrdalsjokull buzulunun batısında yer alıyor. Volkan adını altında bulunduğu bu buzuldan almış. Volkanın en son 1821 de aktif hale geçtiği ve bu aktivitenin tam 2 yıl sürdüğü biliniyor. Yüksekliği 1666 m kraterinin çapı ise 2.5 km olan volkan bu yılkı aktivitesinin dışında 920 ve 1612 yıllarında da aktivite göstermiş.
Eyjafjallajokull volkanı insanın doğayla mücadele edemeyeceğinin en güzel örneğini verdi bir ay boyunca. Bunca teknolojiye rağmen, yüz milyonlarca insan 1666 metre rakımlı bu küçük (!) tepeye teslim oldu. Volkan harekete geçtiğinde biz daha çok ismiyle ilgilendik. Ne olacak ki ? İzlanda’da bir volkan harekete geçmişti işte. . Sonra volkandan çıkan küller tüm dünyayı etkilemeye başlayınca gördük ki bu küçük bir aktivite bile yaşamımızı alt üst etmeye yetti. Küller yüzünden uçak seferleri felç oldu, yüz binlerce insan yollarda kaldı ve milyar doları geçen büyük bir zarar meydana geldi. Küller bu satırlar yazıldığı dakikalarda da yaşamı yer yer felç etmeye devam ediyor. Uzayı fethetmeye çalışan koca dünya yüksekliği 1600 metre çapı da 2.5 km olan bir volkana yenildi işte. İşin özeti budur.
Peki ülkemiz açısından durum nedir ? Yani bizde aktif volkan var mı acaba ? Şöyle bir bakalım. Ağrıda en son aktivitenin 1840 yılında olduğunu yazıyor bazı kaynaklar. Tendürek ile ilgili net bir bilgi olmamakla beraber M.Ö 2500 yılında bir faaliyet göstermiş. Zaten şu anda dağdan yer yer gaz çıkışları oluyor. Yani Tendürek, tıpkı Nemrut gibi aktif volkan sınıfında. Evet Nemrut da aktif.
Dağ 1402, 1441- 1443 1592 yıllarında faaliyete geçmiş. En son aktivite ise 1692 yılında gerçekleşmiş. Eyjafjallajokull ise en son 200 yıl önce aktivite göstermiş. Yani arada çok da büyük fark yok. Kaldı ki jeolojide birkaç yüz veya birkaç bin yıl kayda bile alınmayacak kadar çok küçük değerlerdir. Gün olur da yolunuz Tatvan’a düşerse mutlaka Nemrut’a gidin. Kraterin içinde girdiğinizde elinde battaniye olan insanların bazı deliklerin başında sıra beklediğini görebilirsiniz. Dağdan çıkan gazların özellikle bel fıtığına iyi geldiğini söylüyor yöredekiler. Battaniyeyi ise çukurun ağzına seriyorlar. Gaz sıcak olduğu için battaniye ara katman görevi görüyor.
Süphan’ın 10.000 yıl önce aktif olduğu ileri sürülüyor ama ben daha dağı iyi bilen biri olarak daha da erkem dönemlerde aktivite gösterdiğine inanıyorum.
Hasan Dağındaki aktiviteyi yörede yaşayan insanların yaptığı resimlerden anlayabiliyoruz . Yaklaşık 6000 yıl öncesine denk geliyor bu patlama. Bu dönemlerde muhtemelen Erciyes de aktifti. Batı Anadolu’da antik dönemde adı yanık ülke olan Kula yer alıyor. Kula civarındaki 63 volkan bölgeyi bir ateş çemberi haline getirmişti . Bölgedeki en yüksek volkanı olan Divlit tepeden baktığınızda, lavların Kula’ya doğru sanki dün akmış gibi durduklarını görebilirsiniz. Bölgede 10.000 yıl önce meydana gelen aktivite sonrasında telaşla kaçmaya çalışan bir kabilenin ayak izleri ise volkan külleri üzerinde tarih olmuş. Sayıları 100 den fazla olan ayak izlerinden sadece birkaç tane kalmıştı. Onlar da şimdi duruyor mudur bilmiyorum. Bir kısmı MTA’da, büyük bir kısmı ise ne yazık ki çalındı.
Özet olarak ülkemiz öyle söylendiği gibi sönmüş volkanların bulunduğu bir ülke değil. Bu saydığım volkanların çoğu uluslararası literatürde aktif olarak geçiyor. Peki bu volkanlardan biri patlasa ne olur ? Hiç de fena olmaz. Çünkü volkanların, bulundukları ülkelere milyar dolarlara varan büyük turizm katkısı oluyor. İtalya Vezüv’ün yok ettiği Herkülenium ve Pompei’nin kalıntılarından ciddi paralar kazanıyor. Eolien adaları, Etna ve Vezüv’ün getirisi İtalya turizm gelirlerinin en önemli bir kısmını oluşturuyor. Bu üç bölge adeta banka gibi çalışıyorlar. Etna’nın 2002 deki patlamasında oradaydım. Lavların sınırına dayandığı Nicolosi kasabası ile Catania’da yer bulmak mümkün değildi.Yani volkanlar, bulundukları bölge eğer ulaşılır bir durumda ise ciddi ekonomik getirileri de olan bir doğa olayı. Şu İzlanda’daki patlama ülkeyi bir iki yılda ekonomik krizden kurtarırsa şaşmayın.